Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/103 E. 2021/371 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/103
KARAR NO : 2021/371

DAVA : FSEK – TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 21/05/2017
KARAR TARİHİ : 07/10/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK – Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin yüzde 71 oranında işitme engelli olduğunu, davalı şirketin 28.12.2014 tarihinde müvekkilinin bilgisi ve rızası almadan gizli kameralarla video ve fotoğraf çekimleri yaptığını, bu çekimlerle üretilen reklam filmlerinin internet ve TV kanallarında yayınlandığını, müvekkilinin resimlerinin billboard, afiş, takvim ve ajandalarda kullanıldığını, “…” ismi verilen bu kampanyanın yurt dışında da ses getirerek ödüller aldığını, davalı …başkanının “…kampanya filmimiz, kısa sürede izlenme rekoru kırdı.” demek suretiyle ticari bir kazanç elde ettiklerini beyan ettiğini, müvekkilinin kişilik haklarının maddi ve manevi olarak ihlal edildiğini, davalının müvekkilininden habersiz çektiği videosunu ve fotoğraflarını reklam amaçları için ve ticari araçlarla kamuya sunmaya devam ettiğini, bu sayede cirosunu arttırdığını, ürünlerinin tanıtımını yaptığını, böylece ticari anlamda menfaat elde ettiğini ve markasının değerini arttırdığını, tüm bu sebeplerle davalı şirketin müvekkilinin kişilik haklarına saldırılarına son vermesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi tazminat ve müvekkilinin kişilik haklarının ihlal edilmesi nedeni ile 50.000 TL manevi tazminatın 28/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin davaya konu projeyi aralarında her türlü pazarlama reklam ve tanıtım faaliyetleri içeren bir sözleşmesi bulunan … reklam ajansına yaptırdığını, ajansın hazırlanan materyallerin her türlü sorumluluğunu üstlendiğini ve üçüncü şahısların fikri haklarını ihlal etmediğini garanti ettiğini ve sözleşmenin müvekkilini her türlü talep ve sorumluluktan muaf tuttuğunu, bu nedenlerle davanın … 7. Noterliği aracılığı ile bir ihtarname ile davadan haberdar ettikleri … ihbar edilmesini, müvekkilinin işitme engelli kullanıcılarının yaşadığı sorunlar hakkında farkındalık yaratmayı amaçlayan bir görüntülü müşteri hizmetleri sistemi kurduğunu ve bu sistemi “…” ismi ile topluma sunduğunu, kullanıcıların internet âdresi üzerinden ulaşabileceği çağrı merkezinde, işaret dili bilen yetkililer ile görüntülü! görüşme imkanı sunulduğunu, …projesinin bir sürpriz içeriği olmasından dolayı, davacının görüntülerin davacı yanın icazeti olmadan yayınlandığı anlamına gelmediğini zira davacı yanın babasından ve ablasından çekimden evvel çekimin yapılmasına ve çekimlerin süre ve mecra kısıtı olmaksızın kullanılmasına ilişkin muvafakatname alındığını, davacı …’ın sonradan zımni olarak icazet ettiğini, davacının i: bu davaya konu görseller, videolar ve diğer tanıtım materyalleri halka sunulduktan sahra, müvekkili ile birlikte röportajlar verdiğini, şirket yetkilileri ile birlikte TBMM’ye ziyaret gerçekleştirdiğini, davacının çekim anı sonrasında gerçekleşen tüm süreçlerde müvekkili ile birlikte yer alıp hiçbir itiraz ileri sürmeyerek, icazetini ortaya koyduğunu, müvekkilinin davacının görsellerinin yer aldığı materyallerin hazırlanması esnasında 3.kişi firma Markam … ile iş ortaklığı kurduğunu ve söz konusu materyallerin hazırlanması sürecinde yer almadığından, kusurunun da olmadığını, davacının görsellerinin şeref ve haysiyetini etkileyen veya onu küçük düşüren yâ da kötüleyici bir şekilde kullanılmadığını, davacı yan nezdinde tazmini gereken bir elem, acı veya keder oluşmadığı ve davacının maneviyatında bir eksilme meydana gelmediğini, davacının da herhangi bir zarar kanıtlayamadığını, tazminat için şartların oluşmadığını, davacı yanın herhangi bir maddi zararının da bulunmadığını, “…” isimli projenin ticari kaygılardan uzak tamamen sosyal sorumluluk amacı taşıyan bir proje olduğunu ve müvekkilinin bu tanıtım sebebiyle satışlarını ve cirolarını arttırdığı iddialarını kabul etmenin mümkün olmadığını, davanın 3. kişi …A.Ş. firmasına ihbarına ve davanın tüm talepler yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan …vekili 11/09/2017 tarihli dilekçesinde özetle: Davaya konu filmin davalı şirketin reklam ajansı sıfatıyla müvekkili şirket tarafından 28/12/2014 tarihinde çekildiğini, yayına girmiş ve tüm film projesinin müvekkili tarafından yürütüldüğünü, davacının filmin çekilmesinin hemen sonrasında olaydan haberdar olduğunu, 3 yıl geçtikten sonra davanın açıldığını, davanın zaman aşımına uğradığını, davacının filmin yayımlanması sebebi ile kişilik haklarının zedelendiği şeklindeki iddiaların soyut olduğunu, hazırlanan projede davacının babası ve ablasının da yer aldığını, tüm çekimlerin davacının ailesinin yardımı ve yazılı rızası ile yapıldığını, davacının gazetelere röportajlar verdiğini, TBMM’ye davet edilip İşitme ve Konuşma Engelliler Gününün onur konuğu olduğunu, davacının bu projeden duyduğu memnuniyeti ve mutluluğu dile getirdiğini bu yüzden manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, … kampanyası sayesinde davalı şirketin satışlarının arttığı iddialarının bilimsel ve somut verilerle ölçülebilmesinin imkânı olmadığını, kampanyanın herhangi bir ticari amaçla değil, tamamen insani bir sosyal farkındalık yaratma saikiyle yapıldığını, davacının hiçbir zararı olmayıp bu proje sayesinde tüm Türkiye tarafından tanındığı ve projeden duyduğu mutluluk ile TBMM tarafından taltif edildiğini, davacının bu dava ile korunabilir hiçbir hakkı bulunmadığını, bu sebeplerle haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HMK’nun 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
17/05/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Manevi tazminat talebi Mahkemenin tasarrufunda olmak üzere, davalıların eylemi dolayısıyla davacıya ödenmesi gereken maddi tazminatın 51.250-TL olabileceği bildirilmiştir.
26/02/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Dava konusu reklam filmi çekimleri ile ilgili olarak davacıdan alınmış bir izin ya da muvafakatin bulunmadığı, bu şekilde 3. kişilerin izni olmaksızın görüntülerinin ticari amaçla kullanılmasının hukuka aykırı olduğu, ancak davacının talep edebileceği emsal bedelin tespiti hususunda dosyada emsal sözleşme ya da bir ücret tarifesine ilişkin veri bulunmaması sebebiyle öncelikle ilgili meslek birliklerinden dava konusu reklam filminin örneğinin de gönderilerek bu hususta emsal bedel sorulmasının inceleme ve değerlendirmelerine ışık tutacağını, zira incelenen filmin çekimlerinde oynayan davacının profesyonel bir oyuncu olmadığı ancak çekilen reklam filmin etkisinin de sıradan olmadığı, kendine özgü nitelikte bir reklam filmi olduğu, söz konusu hususların meslek birliklerinden celbi halinde rayiç bedel hususunda bir değerlendirme yapılabileceği bildirilmiştir.
07/07/2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Kök raporda değişikliği gerektirir bir hususun bulunmadığı, …’nden celp edilen yazı içeriği ve dava konusu reklam filminin yayınlandığı mecralarla, oyuncunun harcadığı emek ve mesai, reklam filmin toplumsal beğenisi, davalıya sağladığı katkı gibi unsurlar nazara alındığında 30.000-TL maddi tazminatın uygun olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce 26/02/2019 tarihli kök ve 07/07/2021 tarihli ek bilirkişi kurulu raporuna itibar edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava:Davacının işitme engelli olduğu, davalı şirketin 28/12/2014 tarihinde davacının bilgisi ve rızası olmadan gizli kameralarla video ve fotoğraf çekimlerini yaptığı, çekilen reklam filminin internette, Tv’de yayınlandığı, davacının resimlerinin billboard, afiş, takvim ve ajandalarda izinsiz kullanıldığı iddiası ile izinsiz kullanımlar nedeniyle davacının kişilik haklarına yapılan saldırıya son verilmesi, fazlaya ilişkin haklar saklı kaydı ile şimdilik 1.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili 08/06/2018 tarihinde maddi tazminat talebini ıslah ederek 50.250,00-TL talep etmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
Mahkememizce itibar edilen 26/02/2019 tarihli kök ve 07/07/2021 tarihli ek bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere: 5486 Sayılı FSEK’nun 86. maddesi eser niteliğinde olmasalar dahi, resim ve portrelerin, tasvir edilen kişilerin muvafakati alınmaksızın teşhir veya başka şekillerde umuma arz edilemeyeceğini öngörmektedir. Bu hükümdeki “resim ve portreler” ibaresi; Fotoğrafları, çeşitli tekniklerle yapılmış portreleri, tek başına veya topluluk içinde bulunurken çekilmiş resimleri ifade etmektedir. Bütün bunların izinsiz olarak teşhiri veya umuma arz edilmesi ya da örneğin bir ilanda, vitrinde vs. kullanılması anılan hükümle yasaklanmıştır.
Kanunun bu hükmüyle korunan; Resim, portre veya fotoğrafın “eser niteliği değil, bunlarda tasvir olunan kimsenin kişilik hakkıdır”, dolayısıyla bu yasağa aykırı nitelikteki eylemlerin, kişilik haklarına saldırı oluşturduğu ve B.K.’nun 49. maddesi çerçevesinde manevi tazminat yükümlülüğü doğurur. Ayrıca FSEK 86/1 ve 2. fıkra hükümlerine göre yayımın caiz olduğu hallerde dahi kişilik haklarına saldırıyı düzenleyen TMK’nun 24. maddesi hükmünün saklı olduğu belirtilmiştir.
TMK’nun 24. maddesinde “Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir”, 25. maddesinde de kişilik hakkı haleldar olanların dava haklarının neler olduğu düzenlenmiştir. Buna göre; “Davacının, maddi ve manevi tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır.
Doktrin ve Yargıtay içtihadlarında kabul edildiği üzere bir kişinin fotoğrafının çekilmesine vermiş olduğu izin bu fotoğrafın ya da suretin ticari amaçlarla kullanılması şeklinde yorumlanamaz. Bu fotoğraf ya da tasvirin ticari anlamda kullanılması durumunda kişilik hakkının ihlali sonucunu doğuracağı kabul edilmektedir.
Davalı şirket tarafından işitme engelliler için oluşturulan çağrı merkezi sisteminin tanıtılması ve daha çok farkındalık oluşturması amacıyla davacının yer aldığı bir film çekimi gerçekleştirilmiştir. Bu çekimlerin sonrasında söz konusu çalışmanın birçok ödül aldığı ve gerek ülkemizde, gerekse Dünyada beğeni kazandığı anlaşılmıştır.
Dava konusu reklam filminin davalı şirket lehine doğrudan ve dolaylı olarak birçok ticari katkı sağladığı anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda belirtildiği üzere; Film incelendiğinde salt sosyal sorumluluk projesi kapsamında değil aynı zamanda … firmasının reklamı olarak çekildiği anlaşılmıştır. Şayet bu çekimlerin görsellerinin sadece ve doğrudan sosyal sorumluluk kapsamında (örneğin davalı şirket tarafından yaptırılan işitme engelliler okulunda) kullanılması söz konusu olsa bu durumda ticari kullanımdan bahsetmek mümkün olmayacaktır. Ancak çekilen reklam filmi sosyal sorumluluk projesi yanında ticari reklam amacı da taşımaktadır. Bu durumda da davacının kişilik haklarının ihlali sebebiyle tazminat talep hakkı bulunmaktadır.
Dava konusu reklam filminin çekimlerinin başladığı 2014 yılı itibariyle davacının 21 yaşında olduğu, işitme engelli olmasına rağmen temyiz kudretinin yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacıdan dava konusu çekim öncesinde veya sonrasında herhangi bir izin alınmadığı, davacı tarafından izin verilmiş ise bu iznin hangi mecralar ve hangi kullanımlara ilişkin olacağı yönünde bir sözleşme sunulmamıştır.
Davacının yerine ablası ve babası ile yapılmış olan sözleşmenin hukuka uygunluk nedeni sayılmayacağı, davacının çekim sonrası verdiği röportajların ve TBMM’ye ziyaretlere katılmasının çekimlerin reklam amaçlı kullanılmasına da izin verdiği anlamına gelmeyeceği kanaatine varılmıştır.
Davacı profesyonel bir oyuncu değildir. Bu nedenle talep edilen maddi tazminat miktarının belirlenmesinde, bu tür çalışmalarda herhangi bir oyuncuya ödenmesi söz konusu olabilecek meblağlar örnek olarak alınamaz.
Davacının maddi anlamda bir zararının olup olmadığı, bu filmden ötürü herhangi bir iş ya da gelir kaybına uğrayıp uğramadığı yönünde delil sunulmamıştır, ancak yazılı bir izin olmaksızın davacının davaya konu sosyal sorumluluk projesinde ve ana unsur olarak kullanılması, maddi bir zarar, iş ya da gelir kaybı gibi bir durumun oluşumunu mutlak kılmanın önüne geçmektedir. Yani davacı, fiili duruma dayanarak kişilik haklarının çiğnenmesi ve/veya davalının ticari getiri elde ettiği bir projede ana unsur olarak yer alması nedenleri ile bir bedel talep edebilir.5846 sayılı FSEK 86. maddesinin yanı sıra Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğinin 4/n ve 5/f maddeleri bu konuda düzenlemeleri ve yapılması gerekenleri içermektedir.
Davaya konu film; Davalı şirketin ticari markasının bir hizmetine ilişkindir. Bu kez farklı olan bu hizmetin hitap ettiği kesimin işitme engelliler gibi özel bir kesim olmasıdır. Her ne kadar Sosyal Sorumluluk Projesi olarak sunulmuş olsa da davalı şirketin ticari markası altında ve bizzat markanın bir hizmeti olarak sunulmaktadır. Bu durum markaya yönelik pozitif bir algı oluşturmaktadır. Zira apaçık ortadadır ki, böylesine hassas bir konuda her ne kadar çok küçük bir gruba yönelik olarak geliştitilmiş olsa da, sunulan hizmet ile genel kamuoyunda duygulara hitap edilerek marka lehine son derece güçlü bir algı oluşturulmuş, nitekim son derece başarılı bir uygulama ile çok büyük etkiler elde edilmiştir. Bu etkiler kampanyanın ulaştığı noktalar, elde ettiği başarılar, aldığı ödüller vb. birçok veri ile son derece net olarak dosya kapsamında da ortaya konmuştur. Kampanyanın elde ettiği başarılardan hareketle neredeyse sadece film yapım bütçesiyle elde edilen etki, hem milyonlarca lira harcanacak bir reklam kampanyasından elde edilebilecek etkiden çok daha yüksek, hem de çok daha uzun ömürlüdür.
Davaya konu proje ile davalı şirketin markasına ve markalı ürünlerine doğrudan bir yönlendirme söz konusudur. Bu kampanyanın, davalı şirketin ticari faaliyetleri üzerinde yapacağı olumlu etki ve bu etkinin sadece cep telefonu branşıyla sınırlı kalmayacağı, markanın tüm branşlardaki faaliyetlerine de çok büyük katkılar yapmış olduğu inkar edilemez. Davacının görüntüleri, davalı şirket tarafından ticari bir faaliyet çerçevesinde geniş kitleler nezdinde ve uzun süreli olarak kullanılmıştır. “…” isimli proje davacıya ait görüntüler ile başlamış ve elde ettiği başarılar ile bugün hala markanın ticari faaliyetlerinin içinde yer almaktadır.
Sonuç itibarıyla; Davacının izni olmaksızın kendisine ait görüntülerin çekilerek reklam filmi haline getirilmesi suretiyle normal bir reklam filmi ile elde edilebilecek etkinin üzerinde bir etkiye sahip ticari bir reklam filminin çekildiği anlaşılmaktadır. Bu çalışma ile Samsung markasının doğrudan veya dolaylı kazanımları açıktır. Ancak bu reklamda oynayan davacının profesyonel bir oyuncu olmaması fakat buna rağmen teklam filminin etkili bir yapıya sahip olması rayiç bedel tespitini zorunlu kılmaktadır. Kast Ajansları Derneğinin cevabı yazısı ve dava konusu reklam filminin yayınlandığı mecralarla, oyuncunun harcadığı emek ve mesai, reklam filmin toplumsal beğenisi, davalıya sağladığı katkı gibi unsurlar dikkate alındığında 30.000 TL maddi tazminatın uygun olacağı, davacının izni olmaksızın görüntü ve fotoğraflarının kullanılması nedeni ile manevi hakkının ihlal edildiği böylece manevi tazminat talebinin yerinde olduğu, fiilin işleniş şekli, yoğunluğu ve niteliği nazara alındığında takdiren 15.000 TL manevi tazminata, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KISMEN KABULÜNE
1- 30.000 TL maddi ve 15.000 TL manevi tazminatın 28/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-3.073,95TL ilam harcından peşin ve ıslah harcın mahsubu ile eksik 1.344,99 TL harcın davalıdan tahsiline,
4- Maddi tazminat yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Manevi tazminat yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen Maddi Tazminat yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Reddedilen Manevi Tazminat yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8- Davacı tarafın yapmış olduğu 31,40 TL başvuru harcı, 870,96 TL peşin harç, 858,00 TL ıslah harcı, 984,80 TL tebligat masrafı, 1000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.745,16-TL yargılama giderinden, davanın kabul ve ret oranı dikkate alınarak taktiren 2.060,00- TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- Davalı tarafın yapmış olduğu 92,00 TL tebligat masrafı ve 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3092,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve ret oranı dikkate alınarak taktiren 1.391,40- TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 07/10/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır