Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/100 E. 2020/216 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/100 Esas
KARAR NO : 2020/216

DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün Ve Haksız Rekabetin Tespiti, Markanın Hükümsüzlüğü İstemli
DAVA TARİHİ : 16/05/2017
KARAR TARİHİ : 16/09/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, markanın hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin 30.07.2001 tarihinde …’da kurulmuş olduğunu; kurulduğu günden bugüne uzmanlık alanı olan iklimlendirme, soğutma ve havalandırma sektöründe faaliyet gösterdiğini; sektörel olarak köklü dünya markalarının Türkiye temsilciliğini de yapmakta olduğunu; davalının müvekkilin 2011 senesinden bu yana tescilli bulunan markasının varlığına karşın “…” ibareli markayı müvekkilden seneler sonra aynı sektörde ve aynı ürünlerde kullanmaya başladığını; davacı ve davalının aynı sektörde faaliyet gösterdiğini; bu bakımdan aynı tür ürünler üzerinde aynı markanın yer alması neticesinde markaların nihai tüketici nezdinde karışıklığa sebebiyet vereceğini; davalının “…” ibareli marka başvurusunun olduğunu; ancak davalının markasal kullanımının tescil/başvuruya konu markadan farklı olduğunu ve fiili kullanımın müvekkilin markasına yaklaştığını; … 16. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye no.lu e-tespit tutanağı le davalının tnarkasal kullanımının “…” ibaresi olduğunun açıkça görüleceğini; davalının “…” ibaresini ürünlerinde kullanması ile birlikte davalının Türkiye genelindeki ticari faaliyetleri de göz önünde bulundurulduğunda müvekkilin satışlarında yüksek oranda azalma olacağının aşikar olduğunu; zira davalı yanca müvekkile ait marka ile aynı/ayırt edilemeyecek kadar benzer marka altında aynı ürünlerin satışa sunuluyor olduğunu; davalıya ait … ibareli alan adına erişimin engellenmesi; marka hakkına tecavüzün tespiti, haksız rekabetin tespiti, men’i, durdurulması ve önlenmesi; davalının TÜRKPATENT nezdinde başvurusunu gerçekleştirmiş olduğu ve tescil sürecinde bulunan … no.lu “…” ibareli markanın yargılama sürecinde tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davalı vekili cevap dilekçesinde: Müvekkili şirketin 2004 yılında İstanbul’da kurulmuş olduğunu; ısıtma ve soğutma sanayi ohnak üzere medikal gaz tesisattan, mekanik tesisatlar ve otomotiv sanayi gibi birçok sektörün malzeme ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde geniş bir ürün yelpazesine ve bilgi birikimine sahip, … kalitesi ile bakır boruda dünyada öncü olan … (…) firmasının Türkiye distribütörlüğü ile sektörde 2010 yılından bu yana soğutucu gazlarda ve kauçuk izolasyonlarda kalitenin ve güvenilirliğin sembolü olduğunu; müvekkilin 01. sınıfta … no.lu “…” markasının olduğunu; “…” markasını piyasada tanıtan, meşhur ve maruf hale getirenin davacı şirket olmadığını; “…” ibaresinin ilk olarak …’da yerleşik … (…) taralından “endüstriye kullanılan kimyasallar; bilim ve fotoğraf, aszengin tarım içinde, bahçe ve vatandaş; beslenmiş yapısal reçineler, borçlanmamış pastık; konaklar; yangın söndürme sıcaklık ve sıcaklama önleme; için kimyasal maddeler, gıda korumak; tarım maddeler” için marka olarak tescil ettirilmiş ve kullanılmaya başlandığını; davacının marka tescilinde iyiniyetli olmadığını; müvekkilin sadece “…” ibaresini taşıyan ürün satmadığını; markasının tamamını taşıyan ürünlerini satmakta ve marka başvurusunun yayınlamış olması nedeniyle bu şekildeki davalı kullanımının hukuken meşru olduğunu bir an için sattığı farz edilse dahi “…” markasının “…” markasına benzemediğini; “…” ibaresinin …’da orta …’da bir şehir ve faal olmayan yanardağın ismi, aynı zamanda da bodur ağacına benzeyen solgun … olan … olduğunu; “…” ibaresinin davalı markasına, davacının markasına karşı farklılık ve ayırt edicilik kazandırdığını, davacının sunduğu e-tespit tutanağının teknik anlamda bir delil tespiti olmadığını;davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI ve GEREKÇE:
Dava konusu: davacı adına TPE nezdinde tescilli olan “…” ibareli marka bakımından davalının kullandığı … ibareli web sitesine erişimin engellenmesi, ihtiyati tedbir kapsamında hüküm kurulması, davalının TPE nezdinde başvurusunu gerçekleştirdiği … başvuru numaralı “…” ibareli markanın yargılama süresinde tescil edilmesi halinde hükümsüz kılınması, davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin ve marka hakkına ihlal teşkil eden eylemlerinin tespiti, meni, durdurulması ve önlenmesi ne ilişkin bir davadır.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalının dava, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
Türk patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi , alan adı sahiplik belgesi(who’s kaydı) celp edilmiştir.
Deliller toplandıktan sonda HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler … ve …’in 15/04/2019 tarihli sunmuş oldukları bilirkişi raporunda; Davacı yan söz konusu davayı terditli olarak ikame ettiğini beyan ettiğinden ve terditli davada talepler arasında aslilik-fer’ilik ilişkisi mevcut olduğundan, hangi talebinin asli hangi talebinin fer’i olduğunun somut olayda anlaşılamadığı, ayrıca henüz tescil edilmemiş bir marka için hükümsüzlük talep edilip edilemeyeceği hususu da ayrıca tartışma konusu olduğu, denetime elverişli karara esas tutulabilecek bir rapor hazırlayabilmek amacıyla her iki talebi de değerlendirerek inceleme yapılmış olduğu, söz konusu taleplerin somut olayda dinlenebilirliği ve karara bağlanması hususunda takdirin Mahkeme’ye ait olduğu, “…” ve “…” markalı ürünlerin kimya sanayiinin daha çok soğutma ve iklimlendirme endüstrisinde kullanılan … soğutucu akışkan (… madde) kimyasal malzemeler için kullanıldığı, floron ibaresinin başlı basına kullanılması zorunlu kimyasal bir madde olmadığı, Davalı yanın dosya kapsamında sunduğu dava dışı … firmasına ait tescil belgelerinin hiç birinin TPE nezdinde yapılan bir tescil olmadığı, Marka hukukuna hakim olan ilkelerden birisininde ülkesellik prensibi olduğu, Paris Sözleşmesi yahut başkaca bir uluslararası anlaşma hükümlerinin uygulanabileceği bir alan söz konusu değil ise, markanın yalnızca tescilli olduğu ülke sınırlarının içerisinde korunacağı, ayrıca … firmasının dava dışı 3. kişi konumunda olduğu, bu nedenle davacı yanın … lehine Türkiye dışında tescilli olan “…” markasına istinaden kötü niyetli tescilde bulunduğu iddiasının farklı bir yargılamanın konusu olduğunu, ancak nihai takdirinMahkeme’ye ait olduğu, Marka hakkına tecavüz bahsine ilişkin olarak; Davalı yanca, işletilen web sitesinin alan adındaki kullanımı ve internet sitesindeki kullanımı markanın tescil edildiği hali olan “…” şeklinde değil “…” olduğundan, ve yine ürünler ve ürün kutuları üzerindeki kullanım şekli “…” şeklinde olduğundan, benzerlik araştırması ve değerlendirmesinin “…” ibaresi ile “…” ibaresi arasında yapıldığı, taraflar arasındaki markaların görsel, işitsel ve kavramsal açıdan benzer olduğu ve hitap ettiği tüketici kitlesinin de benzer olduğu kanaatine varıldığını, Davalının … şeklinde kullanımının, hitap ettiği tüketici kitlesi nezdinde işletmesel bir bağlantı olduğu zannı uyandırabilecek düzeyde olduğu, işbu hususun SMK 29. maddenin c bendi uyarınca bağlantı kurulan markanın ayırt edici karakterinin zayıflamasına sebebiyet verebileceği, Davacı yanca … markasının seri marka olduğu iddia edilmekle birlikte dosyada mübrez herhangi bir delil sunmadıkları, TPE nezdinde yaptıkları araştırma neticesinde, markanın seri marka olmadığı hususunun tespit edildiğini, SMK m. 29 ve a bendindeki atıf ile düzenlenen m.7 uyarınca somut olayda, davalı yanca dava sırasında tescil edilmiş olan “…” markası yerine davalı yanın ‘‘…”ibaresini markasal olarak kullanıyor olması hususunun, davacı yanın marka hakkına tecavüz koşullarının gerçekleştiği, SMK m. 7 fıkra son uyarınca davalı yanın … ibareli internet sitesi, davacı yanın marka hakkına tecavüz teşkil edeceği ve davacı yanın erişimin engellenmesini talep edebileceği, Haksız rekabet teşkil edip etmediği bahsine İlişkin olarak; Davalı yanca üretilen ve/veya satışa sunulan ürünlerin ve dış ambalajlarının sektörel olarak bir zorunluluk olmamasına rağmen davacı yanın ürünleri ve ambalajları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, bu hususun TTK m. 55 uyarınca haksız rekabet teşkil ettiği,Davacı yan aynı tür ürünleri davalı yanın tedarik fiyatının altında sunarak haksız rekabet yaptığını iddia etmiş olsa da dava dosyasında işbu hususa ilişkin bir delil bulunmadığını, … ibaresinin … firması tarafından daha önce kullanılıyor olduğu ve başkaca ülkelerde tescilli olduğu hususu ülkesellik prensibi nedeniyle ve dosyada mübrez delil olmaması hasebiyle değerlendirilmeye alınmamakta olup, bu hususa ilişkin değerlendirmenin Mahkeme’ye ait olduğunu, somut olayda, internet sitesinde kullanım dahi başlı başına tecavüze sebebiyet vermekte olduğunu,raporda görseline yer verilen ürün tasarımları ve kutularının ayrıca haksız rekabete sebebiyet verdiğini, takdirin yine Mahkeme’ye ait olduğunu, Davacı yanın … ibaresini bilmesi ışığında, davacı yanın markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer … ibaresini markasal olarak kullanması, markayı tescil ettirdiği hali olan … şeklinde kullanmaması hususunun kötü niyet olarak değerlendirilerek SMK m.25, SMK m.6 hükümleri birlikte değerlendirilerek hükümsüz kılınmasının şartlarının oluştuğunu bildirmişlerdir.
İkinci bilirkişi heyeti : Bilirkişiler …, …, …’nun sunmuş olduğu 28/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı TPE … … markası ile Davalının tescilsiz kullanımdaki … markalarının uzman kullanıcılar nezdinde iltibasa neden olacak düzeyde benzer bulunduğu, Davacı TPE’de tescilli … … markası ile Davalının TPE’de … “…” markalarının uzman kullanıcılar nezdinde farklı algılandıkları, Davalı … … markasının hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, bu açıklamalarla birlikte, aynı sektörde aynı tip ürünlerin üreticisi sıfatıma, dava dışı … firmasının … marka haklarına sahip olduğunun tespitinin değişik kaynaklardan gerçekleştirilmiş olduğunu, dosya bağlamında değerlendirilmesi hususunun Mahkeme’ye ait olduğunu bildirmişlerdir.
İlk ve ikinci rapor arasında hükümsüzlük değerlendirmesi yönünden farklı görüş olduğundan üçüncü bir heyet oluşturulmuştur. Üçünçü bilirkişi heyetinin Bilirkişiler …, …, …’ tarafından oluşturulduğu ve bu heyetin sunduğu 10/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda; …tescil nolu … markasının 01. sınıfta “Yangın söndürücü maddeler. Sanayide, bilim sahasında, fotoğrafçılıkta, tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar” için davacı adına tescil edilmiş olduğu; … tescil nolu “…” markasının 01. sınıfta “Sanayide, bilim sahasında, fotoğrafçılıkta, tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar. Gübreler ve taraklar, İşlenmemiş suni reçineler ve işlenmemiş plastikler, Yangın söndürücü maddeler, Kırtasiye, tıbbi ve ev içi kullanım amaçlı olanlar hariç yapıştırıcılar” için davalı adına tescil edilmiş olduğu; davalının halen markasını kullandığı; “…” markasını kullandığı, Taraflar ayıu/benzer sektörde (soğutma ve iklimlendirme) faaliyet gösterdiği; ancak tarafların hitap ettiği tüketiciler uzman tüketiciler olduğu; soğutucu akışkan ürünler teknik ürünler olması nedeniyle piyasada teknik personel veya mühendis gibi konusunda uzman kullanıcılara hitap ettiği;Dava konusu ürünler refrigerant (soğutucu akışkanlar) gazların Türkiye’de üretimleri olmayıp, ithal edilen Ürünler “dökme” tabir edilen şekilde muhafaza edilip, belli hacimlerdeki tüplere dolumu yapılarak satıldığı; Türkiye’de bu ürünler davacı …, davalı … Anonim Şirketi ve dava dışı … tarafından satılmakta olduğunu, Her üç firma tarafından …’daki … firmasından … markalı ürünlerin Türkiye’ye ithal edildiği ve iç pazarda satıldığı dosya kapsamındaki belgelerden anlaşıldığını, İthal edilip belirli hacimdeki tüplere dolumu yapılarak satışı yapılan Ürünlerin ayıu firmadan alınması nedeniyle bir kalite farklılığından söz edilemeyeceğini; Davacı adına tescilli marka ile davalının fiilen kullandığı marka arasında uzman kullanıcılar nezdinde iltibasa neden olacak, karışıklık yaratacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığını; Dava konusu … tescil no.lu “…” markasının SMK m.6/1 uyannca hükümsüzlüğü koşullan mevcut olmadığını bildirmişlerdir.
Dolayısıyla alınan tüm raporlarda davacı markasına tacavüz edildiği ve eylemin haksız rekabet teşkil ettiği hususunda bir uyuşmazlık yoktur. Alınan ikinci ve son rapor kapsamında davalı markasının hükümsüzlük koşullarının bulunmadığı da belirlenmiştir.
HÜKÜMSÜZLÜK TALEBİNİN İNCELENMESİ:
Davacı davalı adına yargılamanın devamı sırasında tescil edilen … tescil nolu “…” markasının hükümsüzlüğünü talep etmiştir.
Dava konusu … tescil nolu “…”ibareli marka incelendiğinde … ibaresi … renkle, … ibaresi … renkle, … ibaresi ise … renkle kombin edilmiş ve 01. sınıf için 2.8.2016 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile davalı adına 29.11.2017 tarihinde tescil edilmiştir.
Davacı adına TPMK nezdinde … no ile tescilli “…” markası ise 28.1.2011 tarihinde 01. sınıf için davacı adına tescil edilmiştir.
Dava dışı … Şti.nin … markasını ilk olarak 05/09/1989 tarihinde kullanmaya başladığı, … web sitesinin 10/01/2005 tarihli kurumsal arayüzü bilgilerinde … markasının ve ürün bilgilerinin yer aldığı, … Marka Ofisinde 22/05/2014 tarihinde … no ile marka olarak tescil ettirdiği, davacı, davalı ve dava dışı firmaların … markalı ürünleri ithal ettiği, dava dışı … Şti.nin Türkiye pazarında … markalı ürünlerinin ticaretini yaptığı, ancak ülkemizde dava dışı firmanın marka tescilinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Gerek ikinci heyet gerekse son heyet raporları incelendiğinde; Taraflar aynı/benzer sektörde (soğutma ve iklimlendirme) faaliyet göstermektedir.Ancak tarafların hitap ettiği tüketicilerin uzman tüketici olduğu; soğutucu akışkan ürünlerin teknik ürünler olması nedeni ile piyasada teknik personel veya mühendis gibi konusunda uzman tüketicilere hitap ettiği, Dava konusu ürünler refrigerant (soğutucu akışkanlar) gazların Türkiye’de üretimleri olmayıp, ithal edilen ürünler “dökme” tabir edilen şekilde muhafaza edilip, belli hacimlerdeki tüplere dolumu yapılarak satıldığı; Türkiye’de bu ürünler davacı …Tic. Ltd. Şti. , davalı …. Ve dava dışı … firması tarafından satılmakta olduğu, her üç firma tarafından Hindistan da ki … Firmasından … markalı ürünlerin Türkiye’ye ithal edildiği ve iç pazarda satıldığı , İthal edilip belirli hacimdeki tüplere dolumu yapılarak satışı yapılan ürünlerin aynı firmadan alınması nedeni ile bir kalite farklılığından söz edilemeyeceği, Davacı adına tescilli marka ile davalının tescile konu markaları kıyaslandığında uzman kullanıcılar nezdinde iltibasa neden olacak , karışıklık yaratacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığı hususu alınan her iki heyet raporları ile de belirlenmiştir.
Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak her iki marka bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. Karıştırma olasılığı markalar kelimelere ayrılarak incelenemez. Dolayısıyla İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, uzman kullanıcı kitlesi, mal hizmetin nihai kullanıcısı, satın alan uzman kişi, malın doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır
Dolayısıyla davalı tarafın kullanımında; sözcüklerden oluşan bir şekil markasının bulunduğu, son sözcüğün arkasına eklenen … ibaresinin markaya ayırt edicilik getirmediği, ancak … ibarelerinin bir markada var olması gereken ayırt edicilik vasfını sağladığı, uzman kullanıcı nezdinde ise karıştırma ihtimalinin bulunmadığı zira tarafların hitap ettiği tüketicilerin uzman tüketiciler olduğu; soğutucu akışkan ürünler teknik ürünler olması nedeniyle piyasada teknik personel veya mühendis gibi konusunda uzman kullanıcılara hitap ettiği hususu alınan ikinci ve sor rapor kapsamı ile sabit görülmüştür. Öte yandan Dava açıldığı tarih itibariyle davalı adına henüz tescil edilmiş bir marka bulunmadığından her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre incelenmesi gerekli olduğundan … nolu marka yargılama sırasında davalı adına tescil edilmişse de dava tarihi itibarıyla davalının tescilli bir markası bulunmamakla birlikte yargılamanın devamında davalı markasının tescile bağlandığı, ancak davacının ileri sürdüğü karıştıma ihtimalina dayalı hükümsüzlük koşullarının somut talep yönünden gerçekleşmediği, davacının davasını terditli açmış olması nedeniyle hüküm fıkrasında gerek davanın mevsimsiz açılmış olması gerekse ileri sürdüğü hükümsüzlük koşullarının mevcut olmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
MARKA HAKKINI İHLAL VE HAKSIZ REKABET YÖNÜNDEN İNCELEME;
Toplanan deliller kapsamına göre davalının markasını tescil ettirdiği şekilde kullanmadığı hususu alınan raporlar ve davacının e- tespit delili( Davacı tarafindan … 16. noterliğinin … tarih ve … yevmiye numarasi üzerİnden yaptirmiş olduğu e-tespİt evrakinda da davali yanin markasal kullaniminın tespit edildiği) kapsamından anlaşılmıştır. Dolayısıyla davalı tarafından gerçekleştirilen “…” şeklindeki markasal kullanımların davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiği,davacı ile aynı sektörde faaliyet gösteren ve aynı ürünler bakımından ticari faaliyet yürüten davalı firmanın “…” ibareli kullanımlarının aynı zamanda TTK md. 54 vd. kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği, Davalı yana ait olan “…” … ibareli internet sitesinin dahi davacının marka haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde oluşturulduğu, davacı firmanın “…” ibareli markayı davalıdan önce tescil ettirdiği, dolayısıyla Davalı yanca gerçekleştirilen markasal kullanımın kendi tescilli markası şeklinde bir kullanım olmayıp, davacının markasına tecavüz teşkil eder ve haksız rekabet teşkil eder mahiyette olduğu anlaşıldığından davalı eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet etişkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı tarafindan … 16. noterliğinin … tarih ve … yevmiye numarasi üzerinden yaptirmiş olduğu e-tespit evrakı, marka tescil belgeleri, bilirkişi raporları ,alan adı kullanımı, davalının tescil etirdiği markasını tescilli olduğu hali ile kullanmayarak davacı markasına yakınlaşlam suretiyle kullandığı subut bulmakla davacının marka hakkını ihlal ettiği ve eylemin aynı zamanda haksız rekebet teşkil ettiği anlaşılmıştır.
Yukarda açıklanan gerekçeye göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davalı eylemlerinin davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkilettiğinin tespitine,durdurulmasına, önlenmesine,
2-Karar kesinleştiğinde … ibareli siteye erişimin engellenmesine,
3-Dava açıldığı tarih itibariyle davalı adına henüz tescil edilmiş bir marka bulunmadığından her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre incelenmesi gerekli olduğundan … nolu marka yargılama sırasında davalı adına tescil edilmişsede gerek hükümsüzlük koşullarının bulunmaması, gerekse mevsimsiz açılan hükümsüzlük davasının reddine,
4-31,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 23 TL harcın davalıdan tahsiline,
5- marka hakkına tecavüz ve haksız rekabete dayalı taleplerin kabulü nedeniyle Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- hükümsüzlük isteminin reddi nedeniyle Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 31,40 TL başvuru harcı 31,40 TL peşin harç 401,80 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 4.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.964,60 TL yargılama giderinin taktiren ½ sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafın yargılama giderlerinden olan 3000 TL bilirkişi ücreti, 22 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 3.022 TL’nin taktiren ½ inin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren2 HAFTA içerisinde İSTİNAFYASA yoluaçık olmak üzerekarar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 16/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır