Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/84 E. 2019/205 K. 07.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/84 Esas
KARAR NO : 2019/205

DAVA : Markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, tazminat
DAVA TARİHİ : 13/04/2016
KARAR TARİHİ : 07/05/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, tazminat talepli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının “…” ve “…” ibareli seri markaların sahibi olduğunu,… markasının aynı zamanda TPE’de TANINMIŞ MARKA statüsünde bulunduğunu, Aralık 2014 tarihinde gönderilen bir müşteri şikayetinde davalı Şirketin … AVM ‘de bulanan satış mağazasında … kumaş kenar yazılı erkek pantolonlarının fiyat etiketlerine “…” seklinde tanıtım etiketi bulunduğunu bildirdiğini, fivat etiketlerinde pantolonlara takılı “…” ibareli ve kumaş kenar yazısında … ibarelerinin bulunduğunu, Ürünlerin adedinin 79.95-TL.den satıldığını, satışta olan o tarih itibariyle 30 adet ürün tesbit edildiğini, 15.12.2014 tahihli ve 18 sayılı fiş ile bir adet taklit numune satın alındığını,marka hakkının ihlal edildiğini marka hakkına,ticarit unvanına tecavüzün tespiti, haksız rakabetin tespiti ve men’i ,556 Sayılı KHK. 66./c. maddesi gereğince öncelikle davalının hukuka uygun olarak markalan kullanmış olsaydı ödemesi gereken lisans bedeli tutarım maddi tazminat olarak talep edilerek, haklar saklı tutularak şimdilik 5.000-TL. maddi tazminat, KHK. 67,maddesi kapsamında makul payın eklenmesini, 5.000 TL manevi zarınında davalıdan tahsilini talep ve dava etmişlerdri.
SAVUNMA; Davalı vekili beyan dilekçesinde; davacının markasının perakende ürün satışları yapan bir marka olmasının yanında aynı zamanda kamuoyunca bilinen bir kumaş üreticisi olduğunu,davacı tarafın dayanağı olan … her ne kadar davacı tarafın lisanslı markalan altında bulunsa da aynı zamanda davacı tarafın markasını taşıyan ürünün adı olduğunu, … ismi adı altında üretmiş olduğu kumaşın isminin kullanılamayacağı iddiasında bulunmasının kötü niyetin göstergesi olduğunu,… Cumhuriyet Başsavcılığınnı yaptığı soruşturma neticesinde … soruşturma numaralı ve … karar numaralı kararın da dikkate alınmasını, ayrıca yüksek mahkeme ilamları da dikkate alandığında tecavüz ve haksız rekabete dayalı tüm istemlerin reddi gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davacının tescilli markalarına davalı tarafından gerçekleştirildiği iddia olunan marka hakkına,ticaret unvanına tecavüzün tespiti, haksız rekabetin tespiti ve men’i ,556 Sayılı KHK. 66./c. maddesi gereğince davalının hukuka uygun olarak markaları kullanmış olsaydı ödemesi gereken lisans bedeli tutarı kapsamında fazlaya dair hakları saklı tutularak şimdilik 5.000-TL maddi tazminat, 5.000 TL manevi tazminat ile KHK. 67,maddesi kapsamında makul da payın eklenmesi taleplerine ilişkin olarak açılmıştır.
Türk Patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
Taraflara ait mali kayıtlar ve ticari sicil kayıtları celp edilmiş, talimat yoluyla davalının ticari defter ve belgeleri incelenmiştir
HMK 266. madde gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları , davacının emsal lisansa göre maddi tazminat telep etmiş olması hususları sunulu deliller ile birlikte incelendiğinde; mahkememizin ihtisas mahkemesi olması nedeniyle marka hakkını ihlal, tecavüz ve haksız rakabet olgularının somut dosyaya göre değerlendirilmesi gereklidir.
Bu kapsamda … 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin … diş sayılı dosyasına sunulan rapor ekindeki görselde ekiketlerde … -… ve …-… ibarelerinin yer aldığı anlaşılmaktadır. Öte yandan hakim sunulu delilleri marka hukuku kapsamında incelemelidir. Bu açıdan bilirkişilerin hukuki görüşleri ile bağlı değildir. Davalı savunmasında … markasının her ne kadar davacı tarafın lisanslı markalan altında bulunsa da aynı zamanda davacı tarafın markasını taşıyan ürünün adı olduğunu, … ismi adı altında üretmiş olduğu kumaşın isminin kullanılamayacağı iddiasında bulunmasının kötü niyetli bir iddia olduğunu savunmuş ancak dosyaya davacı yanca sunulan ve ürünün satıldığı işyerinden alınan fiş üzerinde de açıkça … ibaresine yer verildiği görülmüştür. Ürünü fiş ile birlikte değerlendiren tüketici ürün ile davacı firma arasında açıkça bir bağ kuracağından tüketicinin aldanma ihtimali bulunduğundan marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin varlığı sabit görülmüştür.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan gerek markalar KHKsında gerek 6769 sayılı SMK’da marka sahibinin tescilli markası ile iltibasa neden olacak işaretlerin kullanılması yasaklanmıştır. Zira tescilli marka ile aynı yada benzer olan bir işaretin tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerde kullanılarak halk tarafından karıştırılma ihtimaline yol açılması, markaya tecavüz teşkil etmektidir. Ayrıca işaret ile tescilli marka arasında halk nazarında ilişkilendirilme olduğu ihtimali de karıştırılma ihtimali kavramında değrlendirilmektedir.
Marka tescil belgelerinden davacı … AŞ. Nin “…” markasını devir alan sıfatıyla marka sahibi olduğu, davacı tarafından Davalı işyerinde satışa sunduğu erkek pantolonları üzerine “…” şeklinde … markasını çağrıştıracak şekilde kullanımın varlığının tespit edildiği, satışta olan ürünlerin kumaşlarının …’a ait kumaşlar olmadığı, davalı yanca bu yönde bir delil sunulmadığı, aksinin ispat edilmediği, yaptırılan delil tesbiti dosyasına sunulan bilirkişi raporunda da Pantolonların orijinal … kumaşından üretilmediklerinin tespit edildiği, dolayısıyla mağaza da satışa sunulan erkek pantolonlarının orijinal … kumaşından üretilmedikleri halde üzerinde “…” drop etiketlerini taşımalarının halkı yanıltıcı özelliğinin bulunduğu, davacının markasından yararlanma amacı taşıdığı, pantolonların “…” markalı kumaşlardan yapıldığını belirtmek için salt … yerine Pantolonların etiketinde yanıltıcı şekilde “…” ibarelerinin yer aldığı, öte yanda tüketiciyle verilen fişte de “…” yazması gerekirken salt … ibaresine yer verilerek tüketicinin zihninde davacı firma ile bağ kurulmasına neden olunduğu davacı yanca sunulan satış fişinden de çok net olarak anlaşılmıştır.
Soruşturma aşamasında verilen … C.BAŞSAVCILIĞI’ nın , …. tarih ve … SORUŞTURMA, … KARAR numaralı ” kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” mahkememizi bağlamamaktadir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK.’nin 61/a kapsamında 9.maddenin ihlali marka hakkına tecavüz olarak kabul edilmiştir. Bu kapsamda , markanın tescil kapsamına giren aynı mal ve hizmetlerle ilgili olarak tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılması marka hakkının ihlali anlamına geleceğinden , fiş üzerinde açıkca davacıyı çağrıştırır şekilde… ibaresinin kullanılarak ticari evraka yazılması hususu da değerlendirildiğinde fişi gören tüketici satın aldığı markanın davacının garantisi altında olduğunu düşünecektir, dolayısıyla bir kelimenin veya işaretin markasal olarak kullanılmasının bu işaretin belirli bir işletme tarafından mal ve hizmetlerle doğrudan ilişkili söz konusu mal veya hizmetleri diğer işletmelerin mal veya hizmetlerinden ayırt edecek şekilde kullanılması anlamına gelmektedir. Marka sahibinin tescilli markası ile iltibasa neden olacak işaretlerin kullanılması yasaklanmaktadır. İşaret ile tescilli marka arasında halk nazarında bağlantı olduğu ihtimali de karıştırılma ihtimali kavramına dahildir. Davalı tarafın satışının yaptığı ürünlerde ve tüketiciye verdiği fiş üzerinde … ibaresinin kullanımının … markasının tescil edildiği emtia üzerinde markasal nitelikte kullanıldığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafın bu kullanımının markasal bir kullanım olup, davacı tarafından üretilen ürünlerden olmadığı tespit edilmiş olmakla davacı markasının kullanma hakkı bulunmadığı anlaşılan davalının bu kullanımı davacının marka hakkına tecavüz ve başkasının iş ürünlerini kullanması sebebiyle haksız rekabet oluşturmaktadır.
Davacının eski unvanı … A.Ş. olup, izinsiz olarak bu ibarenin ürün/fiş üzerinde kullanılması da unvana tecavüz olarak değerlendinilmiştir.
556 sayılı KHK.’nin 67/1 uyarınca ürünün satışında markanın ekonomik bakımından önemli bir katkısının bulunduğu kanaatine varıldığı takdirde kazancın hesaplanmasıyla makul bir payın daha eklenmesine karar verilebilir. Ancak davalı yan salt davacı ürününü satarak gelir elde etmediğinden, maddi tazminat tutarı BK hükümlerine göre takdir edildiğinden ayrıca KHK 67 madde kapsamında bir artırım yapılmamıştır.
Davacı tarafın markasının ilgili sektörde sahip olduğu tanınmışlık ve kalitesi algısı , Türk Patent ve marka kurumunca alanında tanınmış marka statüsünde bulunması nedeniyle davacının KHK.’nin 66/c maddesi uyarınca markayı haksız kullanımının bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış halinde ödenmesi gereken lisans bedeli BK hükümlerine göre mahkememizce takdir edilmiştir. Zira son raporda bilirkişiler lisansı salt ürün satışına göre elde edilen gelirin %15 olarak hesaplamışlar ancak lisans ücreti belirlenemediğinden bu hususun BK göre hakim tarafından belirlenmesi gerektiğine de işaret etmişlerdir.
Lisans seçeneğinde tarafların mali kapasitesi 1. derecede etken ise de tek başına lisans ücreti belirleme de bir kriter değildir..Lisans seçeneğine göre bir tazminat seçimi salt taraf cirolarından yada sattığı ürün sayısından haraket ile hesaplanamaz, zira tüketicinin marka olarak bildiği bir ürün yönünden aldandığı varsayımı ile bir lisans bedeli belirlenmektedir. Dolayısıyla zararın belirlenmesi davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacak şekilde geniş olarak yorumlanamayacağı gibi ihlal edeni mükafatlandırır netiliktede olmamalıdır. Somut olayda davalının tacir olarak kusuru bulunduğundan bu miktar tazminat hakkaniyete göre belirlenmelidir. Zira tazminatın belirlenmesinde sektörünün genelindeki parametreler, davacının tanınmış markasının zamana göre daralma yada artış göstermesi, ülke ekonomisinin koşulları da taraf ciroları kadar gözetilmelidir. Elbetteki bu açıklanan unsurların bir çoğu bilirkişilerce saptanamadığından bu durumda hakim Borçlar Kanunu’ nun 51. maddesine göre somut olayın özelliklerine, kusurun ağırlığına ve hakkaniyete göre zararı (lisansı) tespit edecektir.
Borçlar kanununun 51/1 maddesinde “Hakimin tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirleyeceği” , Türk Medeni Kanun’un 4. maddesinde de “Kanun’un takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini yada haklı sebepleri gözönünde tutmayı emrettiği konularda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği” belirtilmiştir.
Bu durumda davacının markasının tanınmış marka olması,sektörde sahip olduğu kalitesi algısı , ihlalin gerçekleştiği yerin bir AVM içi mağaza olması dolayısıyla daha çok tüketicinin gezip gördüğü bir alanda bulunması hususları bir arada gözetilerek davalı yanca markanın kullanıldığı süreye, tarafların mali durum ve vergi kayıtlarından anlaşılan mali durumlarına göre 5.000 TL maddi tazminat somut olaya uygun lisans olarak görülmüştur.
Davacı manevi tazminat da talep etmiştir. Manevi tazminat yönünden marka hakkına yapılan tecavüzün niteliği, ,davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine takdiren takdiren 5000- TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı tarafça davacı markası ticari etki yaratacak şekilde kullandığından, bu şekildeki kullanımın hukuka uygun bir kullanım niteliğinde olmayıp, marka hakkına tecavüz oluşturduğu ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK nın 61 ve 62.maddeleri kapsamında bulunduğu ve eylemin aynı zamanda TTK anlamında haksız rekabet teşkil ettiğinden haksız rekabetin tespiti, durdurulması, giderilmesi ve önlenmesine karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1-Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına, unvanına teceavüz ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenilmesine,
2-Marka hakkını ihlal nedeni ile somut olayın özellikleri ve BK hükümlerine göre hesaplanan 5000TL maddi tazminatın haksız fiilin bilirkişi ile tespit edildiği tarih olan 29/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
3-Manevi tazminat isteminin kabulü ile 5000TL manevi tazminatın haksız fiilin bilirkişi ile tespit edildiği tarih olan 29/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
4-KHK 67.maddeye göre arttırım yapılmasına yer olmadığına,
5-683,10 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 512,32 TL harcın davalılardan tahsiline,
6-Kabul edilen Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 600,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kabul edilen Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 600,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Kabul edilen markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenilmesi talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 29,20 TL başvuru harcı 170,78 peşin harç, 322 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 2.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.021,98 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 07/05/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır