Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/246 E. 2022/168 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/246 Esas
KARAR NO : 2022/168

DAVA : Fikir ve Sanat Eseri yasasına muhalefetten kaynaklı maddi ve manevi tazminat
DAVA TARİHİ : 22/12/2016
KARAR TARİHİ : 15/11/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir ve Sanat Eseri yasasına muhalefetten kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Beste ve sözlerinin davacıya ait olduğu bildirilen “…’ adlı musiki eserinin 7.12.2016 tarihinde davalılar tarafından 2 ayrı reklam kuşağında sözleri değiştirilerek izinsiz kullanıldığı iddiasıyla reklam yayınının tedbiren durdurulmasına, yapılacak yargılama sonunda; tecavüzün ref’ine ,davalıların özür dilemesine, özre ilişkin metnin tüm yurtta yayın yapan tirajı en yüksek 5 gazetede ve reklamın yayınlandığı tüm ulusal TV ve radyo kanallarında yayınlanmasına,davacının yoksun kaldığı kazancın tespiti ile her iki davalının elde ettikleri kazancın (kârın) davacıya verilmesine, şimdilik 1.000 TL maddi ve 500 TL. manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılardan … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ‘…’ reklam filminin uygulayıcı yapımcısı olduğunu ancak, reklamda kutlanılan musiki eserinin davacıya değil, … adlı üçüncü bir kişiye ait farklı ve özgün bir müzik eseri olduğunu, bu nedenle husumet itirazları gözetilerek sıfat yokluğu nedeniyle davanın reddine, esas yönünden davacının da doğrudan doğruya eserinin kullanıldığına ilişkin bir iddiada bulunmadığını, reklam filminde kullanılan müzik eserinin kendi eserinin adaptasyonu olduğunu, bu iddianın da herhangi bir somut kanıtla ispatlanmadığını, …’den devir aldıkları müzik eseri, davacının “…’ adlı eserinin işlenmesi olmadığından fahiş tazminat talebinin yersiz ve sebepsiz Zenginleşme amacına matuf olduğunu ileri sürerek davanın reddinine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, Davacıya ait eser ile reklam filminde kullanılan eserin birbirinden farklı olduğunu, iki parçanın şan partileri, nota grupları, armonik yürüyüşleri ve akor yapılarının tamamen farklı olduğunu; reklam filminde yer alan eserin özgün olduğunu, “…” isimli konut projesinin müvekkili şirketin iştiraki olan … tarafından üstlenildiği ve yerine getirildiğini, reklam filminin … tarafından yaptırıldığını, …’nın reklam filmi için Fakülte iletişim Hizmetleri ile sözleşme imzaladığını, reklam filminin ajans ve diğer davalı … tarafından üretilip yayına hazır olarak teslim edilmesi sebebiyle davanın onlara da ihbar edilmesini, davada taraf sıfatlarının bulunmadığını , ajans vasıtasıyla reklamın yapıldığını herhangi bir ihlalin söz konusu olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … vekili beyan dilekçesinde özetle; iki müzik eserinin birbirinden tamamen farklı olduğunu, dava konusunun müvekkili şirket ile hiçbir bağlantısının bulunmadığını, davaya konu edilen eserlerin ve reklam filminin müvekkili şirkete yayına hazır bir şekilde reklam ajansı ve prodüksiyon şirketi tarafından teslim edildiğini, müvekkili şirketin iddia edilen ihlalde hiçbir kusurunun bulunmadığını, dosyaya sunulan reklam ajansı sözleşmelerinde, Fakülte İletişim Reklam Ajansının, reklam verene herhangi bir yaptırım uygulanmaması için gereken özeni göstermekle yükümlü olduğunu kabul ve beyan ettiğini (m.7); sözleşmenin 12.7 maddesinde, ajansın, sözleşme kapsamında meydana getireceği eserlerin piyasada mevcut başka eserlerle iltibas yaratmayacağını ve olası hak ihlal talepleri ve takiplerinden sorumlu olacağını kabul ve taahhüt ettiğini; dava konusu reklam filminin Fakülte İletişim Reklam Ajansı ve diğer davalı … tarafından hazırlandığını ve reklam verene teslim edildiğini, davacının taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, reklam filminde kullanılan müzik eseri ile davacının telif hakkına sahip olduğunu belirttiği … isimli müzik eserinin tamamen farklı olduğunu; iki parçanın şan partileri, nota grupları, armonik yürüyüşleri ve akor yapılarının tamamen farklı olduğunu; reklam filminde yer alan eserin özgün olduğunu, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İhbar olunan Fakülte İletişim vekili cevap dilekçesinde özetle; Reklamda kullanılan özgün müzik eserinin sahibinin … olduğunu, reklam filminde kullanılan müzik eseri ile davacıya ait … isimli müzik eserinin tamamen farklı olduğunu; iki parçanın şan partileri, nota grupları, armonik yürüyüşleri ve akor yapılarının tamamen farklı olduğunu; reklam filminde yer alan eserin özgün olduğunu; davacının benzerlik iddiasına delil sunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davacının söz ve müzği kendisine ait “…” isimli şarkısının 07/12/2016 tarihinde 2 ayrı reklam kuşağında şarkı sözleri değiştirilerek kullanılması iddiasıyla şimdilik 1.000 TL maddi 500.000 TL manevi tazminatın tahsili davacının yoksun kaldığı kazancın tespiti davalıların hukuka aykırı eylem sebebiyle elde ettikleri kazancın davacıya iadesi, tedbir ve hükmün ilanı ve tecavüzün ref ‘i taleplerine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalıların cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, HMK 266 madde kapsamında bilirkişi incelemeleri yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
İlk bilirkişi heyeti Bilirkişiler …, …, …’nın 06/02/2018 tarihli bilirkişi raporlarında özetle ; Heyette yer alan teknik bilirkişi “…’ adlı davaya temel oluşturan müzik eseri ile dava konusu “…” arasında herhangi bir intihal ilişkisi bulunmadığını bu nedenle tazminat hesabı yapılmadığını bildirmişlerdir.
İkinci Bilirkişi heyeti …, …, …’ın 12/07/2019 tarihli bilirkişi raporlarında; Dosyada mübrez meslek birliği yazıları, Kültür Bakanlığı yazıları birlikte değerlendirildiğinde FSEK 11’deki karine çerçevesinde … isimli müzik eserinin eser sahibinin davacı olduğunu, Dosyada her iki şarkının notaları bulunmakla birlikte dosyada bir adet CD’nin bulunduğu ve bu CD’nin de kırık olması nedeniyle açılamadığını, Karşılaştırma ile hak ihlalinin söz konusu olup olmadığının notaların yanında ayrıca daha net bir şekilde değerlendirilebilmesi için davalının reklam filmine ilişkin kullanım CD’sinin dosyaya ibrazından sonra beyanda bulanacaklarını bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …, …, …’ın 25/09/2020 tarihli ek bilirkişi raporlarında; “…” “isimli şarkının gerek güfte gerekse beste açısından birlikte şekillendirme, seslerin birbirini izlemesindeki uslup, birbirine bağlanış ve ritminin hususiyet taşıdığı bu çerçevede FSEK 3 anlamında musiki eseri olduğu, Dosyada mübrez meslek birliği yazıları ve Kültür Bakanlığı yazıları birlikte değerlendirildiğinde FSEK 11’deki karine çerçevesinde “…” isimli müzik eserinin eser sahibinin davacı olduğu, Dava konusu olayda da vaki kullanımın FSEK m.22 ve 23 te düzenlenen çoğaltma ve yayma haklarının ihlal olabileceği, Dosyada herhangi bir emsal bedel, sözleşme ve sair delil bulunmadığından, Meslek birliği ….’dan davaya konu kullanım için, kullanımın şekli, süresi, eserin niteliği gibi özellikleri de dikkate alınarak rayiç bedelin ne olduğunun sorularak FSEK 68 çerçevesinde maddi tazminatın değerlendirilmesinin uygun olacağı, Davalının davacıya ait musiki eserden davacının ismi ve eseri belirtilmeksizin yararlanmasının ve büyük kısmını aynen kullanmasının davacının eser sahipliğinden doğan manevi haklarından biri olan FSEK m.15’teki eser sahibi olarak belirtilme ve FSEK 16’daki eserde değişiklik yapılmasını men hakkının ihlali olabileceği, bu nedenle davacının manevi tazminat talep etme hakkının olabileceği görüş ve kanaatine vardıklarını bildirmişlerdir. İlk ve ikinci bilirkişi heyetleri arasında çelişki olduğundan üçüncü bilirkişi heyeti oluşturulmuştur.
Üçüncü Bilirkişi heyeti …, … ve …’ın 25/05/2021 tarihli bilirkişi raporlarında; Davacıya ait … isimli şarkının sözleri de tamamen değiştirilerek davalılar tarafından … reklamında kullanıldığını davacının “eserde değişiklik yapılmasını men etme” şeklinde belirtileri manevi hakkının ve yapılan bu yayında davacının ismi belirtilmediği için davacı eser sahibinin manevi haklarından olan “adın belirtilmesi yetkisi“nin (FSEK m.15) de ihlal edildiğinin değerlendirildiğini, Davacı tazminat talebinde davalı tarafın elde ettiği kazancın iadesini talep ettiğini, davalıların bu işten ne kadar kazanç elde ettikleri hususunun tespiti için davalılar ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması gerekmekte olup heyet üyelerinin uzmanlığında olmadığından tespit edilebilmesinin mümkün bulunmadığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.03.2002 tarih ve 2002/11-176 Esas, 2002/211 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, emsal rayiç bedel belirlenirken eser sahibinin bilimsel/sanatsal yeteneği, toplumdaki bilinirliği üretim kapasitesi gibi sübjektif unsurların yanında, eserin beğeni ölçüsü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlalin yapıldığı vasıta, bunun geniş halk kitlelerine ulaşımı gibi objektif unsurların da dikkate alınması gerektiğini, davacı sanatçının ülkemizde ulusal düzeyde geniş kitleler tarafından bilinen bir sanatçı olduğu, bugüne kadar bestelerinin bir çok albümde yer aldığı, davacının eserinin kullanıldığı mecranın ulusal çapta yayın yapan televizyon kanallarında ve insanların istedikleri zaman erişim sağlayabilecekleri sosyal medya mecralarında yayınlandığı, yapılan yayının ticari nitelikli bir reklam ve tanıtım aracı olduğu, bu reklamın içeriğinin tamamında dava konusu müziğin kullanıldığı, böylece müziğin reklamın esas unsurunu oluşturduğu hususları nazara alındığında bu tür bir reklam için davacı statüsünde bir sanatçının dava tarihi itibariyle ortalama 75.000-TL ücret talep edebileceği değerlendirildiğini, Dava konusu reklam videoları üzerinde yapılan incelemede … isimli reklamda kullanılan müziğin sözleri ve bestesi davacıya ait … isimli şarkıya ait müziğin ayniyet derecesinde benzeri ile kullanıldığı, reklamda kullanılan sözlerin de bu şarkının sözlerinin değiştirilmek suretiyle benzetilerek kullanıldığı, bu bağlamda heyetin ikinci bilirkişi heyeti raporuna iştirak ettiği, mavimavi isimli şarkının FSEK m.3 kapsamında musiki eseri niteliğinde olduğu bu şarkının eser sahibinin davacı olduğu, Davacıya ait eserin bu şekilde kullanılmasının davacı eser sahibinin mali haklarından işleme ve umuma iletim hakkının ihlali niteliğinde olduğu, Ayrıca davacının manevi haklarından eserde değişiklik yapılmasını men ve adın belirtilmesi hakkının ihlali niteliğinde olduğu, Davacının söz konusu kullanım sebebiyle talep edebileceği tazminatın 75.000-TL rayicinde olduğunu bildirmişlerdir.
Dördüncü bilirkişi heyeti Bilirkişiler …, …, …’in 10/01/2022 tarihli bilirkişi raporlarında; “…” adlı eserin, blue lake reklam filmi …”ve “…” olmak üzere incelenen kayıtlar ve karşılaştırmalar sonucunda iki farklı reklam müziğinin bulunduğu, “… reklam filmi …” adlı reklam müziğinin raporda ayrıntıları belirtilen küçük bir kısmının davacıya ait eser ile benzerlik gösterdiği, ancak bunun esinlenme sınırları içerisinde kaldığı; ezgisel seyir bakımından dava konusu “..” adlı eserden büyük ölçüde farklı olduğu, umuma arz edilen reklam müziğinin de bu olduğu; bu fikri ürünün de FSEK kapsamında Müzik eseri niteliğinde olduğu, “… …” adlı reklam müziğinin ise umuma iletilmediği, dolayısıyla değerlendirmeye alınamayacağı, raporlarında yer alan tespit ve değerlendirmeler karşısında davalı kullanımının davacının FSEK’ten kaynaklanan haklarını ihlal etmediği görüş ve kanaatine vardıklarını bildirmişlerdir.
Beşinci bilirkişi heyeti Bilirkişiler …, …, …’nun 03/06/2022 tarihli bilirkişi raporlarında; Huzurdaki davada uzlaşmazlığın üç eser üzerine konumlandığı ve bunların Davacı tarafa ait … isimli eser , … reklam müziği … iletilmeyen reklam müziği olduğunun anlaşıldığını, Davacı tarafın … isimli eserinin … tonunda ve 85 bpm hızında olduğu, umuma iletilmiş olan … reklam müziğinin sol majör tonunda ve yine … hızında olduğunu, Her iki eserinde ana melodileri ve buna bağlı olarak armonik yapıları birbirinden farklı olup, Eserlerin orkestra tercihi, düzenleme/işleme tarzı, çalınış hızı ve benzer erkek solist sesi tarafından okunmuş olması gibi faktörler göz önüne alındığında ilk dinleyişte benziyormuş gibi algılanmasına karşın eserler özgün ve birbirinden tamamen farklı olduğundan , Şarkı sözü yönünden yapılan incelemede de heyetçe intihal yönünde bir bulguya rastlanmadığını, her iki eserin de notaları yazılarak rapora eklendiğini, Eserler arasında intihale konu olacak bir benzerlik tespit edilemediğinden notalar üzerinde bir işaretleme vs. yapılmaya gerek görülmediğini, Umuma iletilmeyen (iletildiği konusunda herhangi bir somut delil bulunmayan, davacı tarafın 15 03 2022 tarihli dilekçesinde söz konusu umuma iletimin davalının internet sitesinde yayınlandığı yönünde iddiası yer almakta olan) reklam müziğinin incelemesi sonucu; Davacının … isimli eseri ile büyük oranda ayniyet arz etmekte olduğunu, Mevcut delillerin ve yazışmaların incelenmesi sonucu bu eserin Davalı tarafça sektörde “…” olarak da adlandırılan kapsamda bir sunum çalışması olduğu ve davacıya reklam projesi teklifi çerçevesinde sunulmak üzerine hazırlandığı, Davacı tarafın olumsuz yaklaşımı sonucu kullanılmadığı, Her ne kadar tüm ulusal TV ler ve radyo kanallarında kullanıldığına dair davacı taraf iddiaları söz konusu olsa dahi bu konuda her hangi bir somut delil söz konusu olmadığından heyetin nihai sonucunu etkilemediğini, Daha önce alınan 4 rapordan hangisine itibar edileceği sualine cevaben heyetin raporlarında yer verdiği temel değerlendirmelerin örtüşmesi sebebiyle son heyet yani …, … ve … den oluşan bilirkişi heyetinin hazırlamış olduğu rapora iştirak ettiklerini, yaptıkları değerlendirmeler sonucunda herhangi bir ihlal söz konusu olmadığını , mahkemece ihlal olduğu yönünde bir karar verilmesi halinde 75 bin liralık tazminat tutarının makul bir bedel olduğunu bildirmişlerdir.
Toplanan deliller, bilirkişi raporları bir bütün olarak incelendiğinde; Bir musiki ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için, bu üründeki şekillendirmenin yani seslerin birbirini izleyişinin, birbirine bağlanışının ve ritmin hususiyet taşıması gerekir. Nitekim FSEK.’nun 3. maddesine göre, müzik eserleri her nevi sözlü ve sözsüz bestelerdir. Musiki eserterinde koruma konusu, işitilen sesler arasındaki sıra ve bağlılık, seslerin metodi, ritim ve harmoni ile belirli karışımları ve aynı zamanda ses ile ifade editen musiki eserlerinin içeriğidir. Musiki eserinde sahibinin hususiyetinin varlığının tespitinde ise, O eserin sıradan bir dinleyici nezdinde yarattığı izlenim esas alınmalıdır. Ancak, söz konusu izlenimin tespitinde her uyuşmazlığın özelliğine göre bilimsel bir yöntem izlenerek sonuca ulaşılması gereklidir. Musiki eserleri beste ve güfte olarak bütün olarak korunabileceği gibi bestenin musiki eseri olarak güftenin ise eser vasfını haiz olması halinde FSEK 2/1 anlamında “dil ve yazı ile ifade olunan ilim ve edebiyat eseri olarak da korunması mümkündür.
Musiki eserlerindeki hususiyet kavramları çoğu zaman bilirkişilerce karıştırılmakta esinlenme ve intihal hususu mahkeme denetime uygun olmayacak şekilde genel ifadeler kullanılması suretiyle hazırlanmaktadır. Bilindiği üzere Bir müzik eserini oluşturan temel unsurların ritim, melodi ve armoniden oluştuğu bilinmektedir. Ritim vurgu, uzunluk ya da seslerin, durakların düzenli bir biçimde yinelenmesinden doğan uyumdur. Melodi notaların belli bir kurala göre yan yana gelmesiyle oluşan, genellikle belli bir duyguyu yansıtan ve genellikle kulağa hoş gelen ses dizisidir. … aynı anda birden fazla sesin kullanılmasıyla ortaya çıkan ses uyumudur. Motif en az iki notadan oluşan en küçük müzik fikri diyebileceğimiz yapıdır. Birden fazla motif bir araya gelerek melodik cümleleri oluştururlar. Motiflerin, cümlelerin, daha büyük melodik ve armonik yapıların nihayetinde bir eserin basitçe giriş, gelişme, sonuç olarak tarif edebileceğimiz bölümlerini oluşturması neticesinde eserlerin analiz edebilen bu yapısı, eserin “formu” olarak adlandırılmaktadır. Bir müzik eserinin özgünlüğü hakkında korunmaya değer noktalar eserin yapısına, genel durumuna göre değişebilir. Çok basit biçimde, sıklıkla kullanılagelen anonim hale gelmiş bir veya iki motif kullanılarak üretilmiş eserlerde özgün bir melodiden bahsetmek de mümkün olmayacaktır. Elbette tek bir motifin bile geliştirilerek işlenmesiyle ortaya çok büyük sanat eserleri çıkabilir. Müzik eserlerinde koruma konusunun ne olduğu konusunda dikkate alınacak koşullar FSEK’de belirtilmemiştir. Ancak Yargıtay’ın çeşitli kararlarında bu koşulların, unsurların neler olduğuna işaret edilmiştir. Bu bağlamda, musiki eserlerinde benzerlik karşılaştırması yapılırken, bu eserleri oluşturan unsurların “hususiyet” açısından dikkate alınması gerekmektedir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/13493 esas ve 2017/1474 karar sayılı ilamlarında da işaret edildiği gibi ” Bir eserden izinsiz iktibas yapılması, eserden esinlenme (ilham alma) ve yararlanma serbestisiyle karıştırılmamalıdır. İktibas bir eserin oluşturulmasında, bir başka eserin parçalarının alıntı yapılarak eserde aynen ve belirli ölçülerde kullanılmasıdır. Esinlenme ise, bir eserin oluşturulmasında, kendisinden önceki eserlerde ortaya konulan düşüncelerden yararlanılması ve bu fikirlerden yola çıkılarak yeni eserin biçimlendirilmesidir. Telif koruması, düşüncenin kendisini değil o düşüncenin ifade ediliş şeklini kapsar. Bir düşüncenin ifade edilmiş şeklinin kısmen dahi alınarak bir başka eserde kullanılması halinde artık esinlenmeden değil, ifadenin kullanılmasından söz edilir. Bir musiki eserinden, hukuka uygun şekilde iktibas suretiyle yararlanılması FSEK m. 35/2 uyarınca, ancak yayınlanmış bir beste yönünden mümkündür. Bir musiki eserinden iktibas ise, o bestenin en fazla, tema, motif, pasaj ve fikir nevinden parçalarının müstakil bir musiki eserine alınmasıyla mümkündür. Ancak hukuka uygun bir iktibastan söz edebilmek için ise kimin eserinden alıntı yapıldığının, sonraki eserde açıkça gösterilmesi gerekir. Aksi halde iktibas sınırı içerisinde dahi olsa kullanım eserden doğan haklara tecavüz anlamına gelecektir. Öte yandan, Dairenin 03.04.2006 T, 2005/3742 E ve 2006/3428 K sayılı kararında da açıklandığı üzere, musiki eserlerinde koruma konusu işitilen sesler arasındaki sıra ve bağlılık, seslerin melodi, ritim ve harmoni ile belirli karışımları ve aynı zamanda ses ile ifade edilen musiki eserinin içeriğidir. Musiki eserinde sahibinin hususiyetinin varlığının tespitinde ise o eserin sıradan bir dinleyici üzerinde yarattığı izlenim esas alınmalıdır.
Tüm Yargıtay kararlarının tartışıldığı son bilirkişi raporu HMK 266 madde kapsamında denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve dosyadaki deliller ile uyumlu olduğundan mahkememizce hükme dayanak olarak alınmış ve Bilirkişiler …., …, …’nun 03/06/2022 tarihli bilirkişi raporlarında da bildirdiği üzere; Her iki eserinde ana melodileri ve buna bağlı olarak armonik yapıların birbirinden farklı olduğu, Eserlerin orkestra tercihi, düzenleme/işleme tarzı, çalınış hızı ve benzer erkek solist sesi tarafından okunmuş olması gibi faktörler göz önüne alındığında ilk dinleyişte benziyormuş gibi algılanmasına karşın eserlerin özgün ve birbirinden tamamen farklı olduğu, Şarkı sözü yönünden yapılan incelemede de intihal yönünde bir bulguya rastlanmadığı, her iki eserin de notalarının sunulu rapora eklendiği, karşılaştırılan Eserler arasında intihale konu olacak bir benzerlik tespit edilemediğinden rapor HMK 266 madde kapsamında hükme dayanak olarak alınmıştır.
Toplanan deliller, taraf iddia ve savunmaları, sunulu CD, eser işletme belgesi, nota karşılaştırması, alınan bilirkişi raporları( Bilirkişiler …, …, …’nın 06/02/2018 tarihli ,bilirkişiler …, …, …’in 10/01/2022 tarihli ve …, …, …’nun 03/06/2022 tarihli bilirkişi raporlarında) ; davacı eserinin intihal edilmediği, 5846 yasa kapsamında davacının eserine yönelik mali ve manevi haklarının ihlal edilmediği yönünde görüş ve kanaat belirtildiğinden , ispat edilemeyen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-80,70 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 8.475.13 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadeine,
3-Manevi tazminat talebinin reddi nedeniyle, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 500- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine verilmesine,
4-Maddi tazminat talebinin reddi nedeniyle, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 1.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-tecavüzün ref isteminin reddi nedeniyle , Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine ,
6-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … tarafının yargılama giderlerinden olan toplam 2.679,40 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı Mental Yapıya verilmesine,
8-Davalı … vekilinin yargılama giderlerinden olan 1.000 TL’nin davacıdan alınarak davalı … vekiline verilmesine,
9-İhbar olanan ….’nin yargılama giderlerinden olan 1.033,3 TL nin davacıdan alınarak ihbar olunan ….’ye verilmesine,
10-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin ve ihbar olunan vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 15/11/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır