Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/245 E. 2021/290 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/245
KARAR NO : 2021/290

DAVA :ENDÜSTRİYEL TASARIM HAKKINA TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, ÖNLENMESİ, DURDURULMASI, MADDİ – MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 21/12/2016
KARAR TARİHİ : 24/06/2021

Taraflar arasında Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzün Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması, Maddi ve Manevi Tazminat ile Tasarımın Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin tekstil sektöründe … LİMİTED ŞİRKETİ (…) markası adı altında bayan konfeksiyon üreticisi olarak faaliyet gösterdiğini, endüstriyel tasarım tescil başvurusunda bulunduğu … numaralı endüstriyel tasarım tescil başvurusu formundaki … numaralı tasarımın davalı tarafından “…” markası adı altında toptan üretimi yaparak tüm ülke sathında perakendeci işyerlerine satış, dağıtım ve pazarlamasını yaptığını, müvekkiline ait tasarım haklarını ihlal ettiğini, müvekkiline ait tasarımların davalı tarafından taklit edildiğinin ve satışının yapıldığının … 1 Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … D.İş dosyası ile tespit edildiğini, dosyaya ibraz edilen orijinal ürün ile taklit ürün örnekleri üzerinde yapılan incelemede müvekkilinin tasarım hakkının ihlal edildiğinin tespit edildiğini, davalı işyerinde bu ürünlerden 1 seri bulunduğunu, maddi tazminat hesaplarının 554 sayılı KHK’nın 52/a maddesine göre yapılmasını, tekstil sektöründe her renk için ortalama 500 adet kesim yapıldığını, birden fazla kumaş ve renk düşünüldüğünde, her tasarım için 2500-3000 adet üretim yapıldığının bilindiğini, davalının tecavüzünün ve haksız rekabetin tespitini, durdurulmasını, önlenmesini, delil tespit dosyası ile tespit edilen ürünler için imalat ve satışının yapılmamasını, … internet sayfasında tanıtım yapılmamasını ve görüldüğü yerde toplatılmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini, belirsiz alacak davası hükümlerine göre tazminat miktarı tam ve kesin olarak tespit edildiğinde talebi artırmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın 20/06/2016 olan tespit tarihinden itibaren işleyecek değişken oranlardaki ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava belirsiz alacak davası olarak açılmış ise de davanın konusu, davacının izahat ve delilleri gereğince huzurdaki davanın kısmi olarak açılamayacağını zira 554 sayılı KHK 52/a maddesine göre davanın açıldığını, zarar talep edildiğini, davacının zarar miktarını bilmesi gerektiğini, 554 sayılı KHK 52/a maddesine göre belirsiz alacak davası açılamayacağını, davaya konu iddiaların tümünün haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iddialar olduğunu, … 1 Fikri ve Sınai Haklar Hukuk mahkemesinin … D.İş dosyasına sunmuş oldukları itirazları aynen tekrar ettiklerini, bu dosya kapsamında bilirkişinin benzerlik yönündeki kanaatlerini kabul etmediklerini, davaya konu tasarımın harcıalem tasarım olduğunu, 2014 yılında “…” tarafından modelin yapıldığını, müvekkilinin piyasada tanınan, itibar sahibi kendi tasarımlarını yapıp bu tasarımlarının tescilinide yapan kendi modelhanesi olan bir firma olduğunu, müvekkilinin tasarımlarının sektörde modaya yön veren tasarımlar olduğunu, kendi tasarımlarının da taklit edildiğini, buna karşın davalar açıldığını, tespit adresinde bulunan modelin müvekkili tarafından 19.10.2016 tescil tarihli … tescil numaralı TPE tescilinin yapıldığını, müvekkilinin davacıya karşı sorumluluğunun sadece tespitte bulunan ürün sayısı ile sınırlı olması gerektiğini, davacının yapmış olduğu hesaplamanın doğru bir hesaplama olmadığını, davacı yanın taleplerini kabul etmediklerini, davacı yanın zararının olup olmadığının müvekkiline ait ticari defter kayıtlarının incelemesi ile ortaya çıkabileceğini, karşı tarafın sunduğu kayıtları kabul etmediklerini, haksız açılan davanın esastan reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2018/183 ESAS SAYILI DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili hakkında … 1.FSHHM … E. sayılı dosyasında davalının …-… numarası ile tescilli … tasarımının müvekkili tarafından üretilip satıldığı iddiası ile dava açıldığını, davaya konu olan tasarımın, davalıya ait …-… sıra numarası ile tescilli pardesü tasarımı olduğu, Müvekkilin kendini korumak adına TPE nezdinde … sıra numarası ile tasarımını tescil ettirmiş olup söz konusu tescile herhangi bir itirazı olmadığını, daha sonra kötü niyetli olarak davalı tarafından 20.10.2016 tarihinde müvekkilin iş yerine tespite gelindiğini, tespit sonrasında yaptıkları araştırmalar sonucunda TPE nezlinde kayıtlı …-… sıra numaralı davalı tasarımının harcıalem ürün olduğunu öğrendiklerini, dava konusu tasarım ile ilgili müvekkili hakkında açılmış olan … l.FSHH Mahkemesi … E. sayılı dava ile tasarımın hükümsüzlüğü davasının birleştirilmesini, taleplerinin kabul görmemesi halinde… E. sayılı dava dosyasına bilgi verilerek davanın bekletici mesele yapılmasını, …-… sıra numarası ile tescilli pardesü tasarımının tescilinin hükümsüz sayılmasını, iptalini, yargılama gideri, vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkiline ait tescili yapılmış ürünün “…” ürün olarak nitelendirilmesinin tamamen açtıkları davayı sürüncemeye bırakmak amacı ile ortaya atıldığını, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … D.İş dosyası dosya arasına alınmış, TPMK kayıtları istenmiş, HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
30/10/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Dava konusu olan ve işyerinde tespit edilen 1 seri …, davalıya ait … sıra nolu pardösü tasarımı ile aynı olduğu, davalıya ait … nolu tasarımların tescilli olduğu, tescillerinin devam ettiği, dosyada hükümsüzlüğüne dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, dava konusu olan ve işyerinde tespit edilen 1 seri … üzerinde, davacıya ait …-… sıra nolu tasarımın iltibas yaratacak derecede benzerinin kullanıldığı, davacıya ait …-… sıra nolu tasarımın ve davalıya ait … sıra nolu tasarımın benzer olduğu, davalıya ait tasarımın davacı tasarımın tescil tarihinden sonra, tespit gününden 1 gün önce tescilinin yapıldığı, tasarım hakkına tecavüzün mahkemenin takdirinde olduğu, bu konuda hüküm kılınması halinde, davalı şirket ticari defter ve belgelerinde tasarıma ilişkin ayır edici ibare olmadığından davaya konu tasarıma ilişkin ürünle ilgili tespit yapılamadığı, davalı şirkette imalat yapıldığının tespit edildiği, mahkemenin … D.İş dosyası ile bilirkişi raporu sonuç kısmında yer alan “bir seri malın stantta olduğu” tespiti dikkate alınarak maddi tazminat hesaplandığında 554 sayılı KHK 52-a maddesi uyarınca 234,90-TL maddi tazminat tutarının makul sayılabileceği, manevi tazminat takdirinin mahkemenin takdirinde olduğu bildirilmiştir.
26/02/2018 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Daha önce sunulan kök raporda herhangi bir değişiklik olmadığı, kök raporda 554 sayılı KHK 52-a maddesi uyarınca maddi tazminat tutarı 234,90-TL olarak hesap edildiği, ancak ek rapor içerisinde yer alan teknik ve sektör bilirkişisi görüşleri dikkate alınarak maddi tazminat hesaplandığında, maddi tazminat tutarı 14.094,00-TL olduğu, manevi tazminatın takdirinin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
02/10/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalı ve davacıya ait tescilli iki ürünün TPMK kayıtlarında yer alan görsellerinin detaylı analizi akabinde yapılan karşılaştırma sonucunda; iki ürünün bilgilenmiş tüketici nezdinde ciddî benzerliklere sahip olduğu görüşüne varıldığı, tasarımlardan davacıya ait olanın daha önce tescil edildiği TPMK kayıtlarında da görüldüğü, öncelikle davalı tarafin … tescil numaralı 4 sıra no.lu tasarımının; daha önce … 1.Fikri Sinaİ Haklar Mahkemesi … D.İş dosyası ile gerçekleştirilmiş yerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda yine davalıya ait 1 seri (… renk) pardösü ile birebir benzerlik taşıdığı ve aynı vasfında olduğuna kanaat getirildiği, bu minvalde davalıya ait iş yerinde bulunan 1 seri pardosü ile davacıya ait … tescilli … sıra nolu tasarımı karşılaştırıldığında, sıradan bir tüketici nezdinde benzer vasfını taşıdığı kanaat getirildiği, davacı şirketin davaya konu olan … nolu tasarımına ilişkin ürünü … kodu ile sattığı ve bu üründen ortalama birim kar tutarının 46,98 TL olduğu, sektör bilirkişisi tarafından üretim sayısı yönünden yapılan tespitte bir parti üretimde 2000 adet ürünün üretilebileceği ayrıntılı olarak izah edildiği, bu veriler ışığında maddi tazminat tutarı 46,98 TL birim kar üzerinden 2000 x 46,98 TL = 93.960 TL olabileceği kanaatini varıldığı bildirilmiştir.
16/05/2019 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Davacı tarafa ait …-… numaralı tasarımın 2016 yılında tescil edildiği,… tarafından yukarıda detaylı olarak incelenen tasarımın ise 2014 yılından önce piyasaya sunulduğu ve… ait … numaralı 35,tasarımın 2012 yılında tescil edildiği, dava konusu tasarımın ön kısmının…’e ait tasarım ile bir takım benzerlikler taşıdığı ancak …‘e ait tasarımın arka kısmına ilişkin veri olmadığı ve Sarah Konfeksiyonca ait …numaralı 35. tasarım ile Dava konusu tasarımın arka kısmında bir takım benzerlikler yer aldığı görülse de ön kısmının benzerlik taşımadığı, davacıya ait dava konusu tasarım ile…’a ait…numaralı 25. Tasarımın herhangi kayda değer benzerlik taşımadığı, davacıya ait dava konusu tasarım ile …’e ait … numaralı 4. Tasarımın herhangi kayda değer benzerlik taşımadığı, davacıya ait dava konusu tasarım ile …’e ait … numaralı 5.Tasarımın sadece ön resminin TPE kayıtlarında görüldüğü, iki tasarım arasında herhangi bir kayda değer benzerlik olmadığı, davacıya ait dava konusu tasarım ile …’e ait… numaralı 6. Tasarımın ön kısmında herhangi bir kayda değer benzerlik olmadığı, tasarımın arka kısmında teknik anlamda bir takım benzerlikler olduğu, ancak bu benzerliklerin davacıya ait tasarımın yenilik vasfını etkilemeyeceği görüş ve kanaatine varıldığı, rapor konusu tasarımlar incelendiğinde, dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfı taşıdığı, bir takım benzerliklerin davacıya ait tasarımın yenilik vasfını etkilemeyeceği, dosyaya sunulan deliller ve resen inceleme neticesinde, davacı tarafa ait …-… numaralı tasanm yönünden hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı bildirilmiştir.
20/08/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davacı-birleşen davada davalı şirket adına tescilli… numaralı tasarımın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı, Davalı – birleşen davada davacının tespit olunan kullanımlarının davacı – birleşen davada davacı şirkete ait … tescil – sıra numaralı tasarımdan kaynaklanan haklara tecavüz ve haksız rekabete sebebiyet verecek şekilde olduğu, maddi tazminat yönünden yapılan inceleme – değerlendirme sonucunda davacı şirketin maddi tazminat hesabında tercihini 554 sayılı KHK’nin 52/a maddesi; “Tasarımdan doğan haklara tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, Tasarım hakkı sahibinin Tasarımı kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre,” yönünde kullanmış olması nedeniyle, 19.10.2016 tescil tarihli, … sıra numaralı tasarımına ait dava konusu üründen üretmemiş olsaydı veya üretmiş olmasından kaynaklanan rekabeti olmasaydı, söz konusu tasarıma ait modelden üretim sayısı kadar davacının üretim ve satışını yapabileceği veya bu üretim sayısı kadar üretim ve satıştan mahrum kalmış olduğu, dolayısıyla davalının üretimi üzerinden hesaplama yapılmasında bir yanlışlık bulunmadığı, en son düzenlenen bilirkişi raporunda davalının üretim sayısı yönünden yapılan 2000 adet tespite ilişkin olarak heyette bu konuda uzman bilirkişi bulunmadığından, yeniden değerlendirme yapma imkanı olmadığı, şayet en son düzenlenen bilirkişi raporunda davalının üretim sayısı yönünden yapılan 2000 adet tespit kabul edilecek olursa, davacının talep edebileceği maddi tazminat tutarının 93.960,00 TL olduğu, ancak daha önce birim kar olarak tespit edilmiş olan 46,98 TL, brüt birim kar olup, davacı şirketin dava konusu tasarım ile ilgili ürüne ait 86.308,44 TL brüt karı üzerinden faaliyet giderlerinin (genel yönetim giderleri ile pazarlama, satış ve dağıtım giderleri) düşülmesi ile bulunacak olan faaliyet karı ile ilgili birim faaliyet karının tespit edilmesi gerektiği, bunun için de dosyada bulunmadığı görülen davacı şirkete ait Bilanço ve Gelir Tablosu verilerine ilişkin 2016 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesinin dosyaya ibraz edilmesi halinde, davalının en son 2000 adet olarak tespit edilen üretim adedi nazara alınarak, maddi tazminat yönünden hesaplama yapılabileceği bildirilmiştir.
10/05/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Hükümsüzlüğe mesnet olarak gösterilen … 35.sıra numaralı tescilli tasarımın görselleri birleşen davada davacı yanın asıl davaya mesnet …-… tescil nolu tasarımın 05/02/2016 tarihinde tescil edilmiş olduğu ve davacı – birleşen davada davalı yana ait tasarım ile ilgili tasarımın karşılaştırılması ile tespit edilebildiği kadarı ile, ilgili tasarımların iltibasa sebebiyet vermediği, davacı – karşı davalı yana ait tasarımın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı, sair hususlarda kök raporda yer verilen değerlendirmeleri değiştirmeyi gerektirir bir durumun mevcut olmadığı, Davacı – birleşen davada davalı yanın asıl davaya mesnet … – … tescil sıra numaralı davalıya ait … tescil numaralı 4 sıra numaralı pardösü ile karşılaştırılmasında ise tasarımların ayırt edici unsuru olan kup uygulaması ve … kemerin köprü bantlarının benzer olması ve sair nedenlerle ilgili tasarımların bilgilenmiş kullanıcı nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzerlik arz ettiği, SMK 155. Madde hükmü çerçevesinde davalı – karşı davacı yanın davacı – karşı davalı yan tarafından başlatılmış olan dava bakımından ilgili tasarımı savunma argümanı olarak kullanamayacağı, davacı – karşı davalı tarafa ait davaya mesnet tasarım ile davalı tarafa ait ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, davalı – karşı davacı yana ait kullanımların davacı – karşı davalı yana ait tasarımdan kaynaklanan hakları ihlal eder mahiyette olduğu sonucuna varıldığı, öncelikle eldeki dava ile talep olunan maddi tazminat SMK’nın 6769 saylı Kanunun 151/2 a maddesine Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.” göre talep edildiği, anılan yasa maddesine göre ise tazminat hesabının (davalının üretim ve satış miktarı) x [(müvekkilin ürün başına satış fiyatı ürün başına maliyeti)], minimum üretim miktarı; sadece bir renk kumaştan bir pastal kesim yapıldığı düşünüldüğünde: 100 kat X 5 beden X 1 renk 500) adet ürün kesimi olarak hesaplanıldığı, üretim ve satış 30.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda, davacı şirketin 2016 yılında …-… no’lu tasarımına ilişkin … kod numarası ile sattığı üründen 1877 adet ürettiği ve 1837 adet sattığının tespit edildiği, bu sebepten minumun üretim miktarı olarak hesaplanılamayacağı, anılan yasa maddesine göre ise tazminat hesabının (davalının üretim ve satış miktarı) x [(müvekkilin ürün başına satış fiyatı ürün başına maliyeti)] = müvekkilin talep edebileceği tazminat miktarı şeklinde olduğu, Yargıtay kararı doğrultusunda davalının en az 2.500 adet ürettiği kabul edilerek tazminat hesabı yapılması gerektiği, davacı-karşı davalının 6769 sayılı SMK 151/2-a maddesine göre, davalı-karşı davacıdan talep edebileceği maddi tazminat miktarının 117.450,00 TL olarak hesap edildiği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava : Davacı adına tescilli …-… numaralı endüstriyel tasarımın davalı tarafından “…” markası adı altında üretimi, satışı ve dağıtımı yapılmak sureti ile davalının eyleminin tasarıma tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti, durdurulması, önlenmesi, belirsiz alacak davası hükümlerine göre şimdilik 1.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili 18/12/2018 tarihli talep arttırım dilekçesi ile maddi tazminat talebini 93.960,00-TL olarak belirtmiş ve gerekli harcı yatırmıştır.
Birleşen dava: … ŞİRKETİ adına tescilli … numaralı ETB’nin …. sıra numaralı pardüso tasarımın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
6769 sayılı SMK 10/01/2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir, ASIL DAVANIN açıldığı tarih itibariyle dava, 554 Sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümleri çerçevesinde incelenmiştir.
554 sayılı KHK 5. maddesi yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımların belge verilerek korunacağını ve bileşik bir ürünün bir parçası ile ilgili tasarımın kendi yeni ise ve ayırt edici bir niteliğe sahipse, ayrıca korumadan yararlanacağını belirtmektedir. Tasarım hakkına tecavüz sayılan fiillerin açıklandığı 48. maddesinin 1/a bendinde ise tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın, tasarımın aynını veya belirgin bir şekilde benzerini yapmak, üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme akdi için icapta bulunmak, kullanmak, ithal etmek ve bu amaçlarla depolamak yada elde bulundurmak , tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller olarak belirtilmiştir.
Bilindiği üzere 554 sayılı KHK 3/a maddesi tasarımın tarifini yapmakta ve bu maddeye göre “tasarım, bir ürünün tümü veya bir parçası veya üzerindeki süslemenin çizgi şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyularıyla algılanan çeşitli unsur veya özelliklerinin oluşturduğu bütünü” ifade etmekte olup ürün yada ürün parçasının görünümüdür. KHK 5. maddesine göre yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımlar belge verilerek korunacak, 6. maddeye göre de bir tasarımın aynısı, başvuru ve rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilecektir. 7. maddede bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olması için bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile daha önceden kamuya sunulan herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılığın olması gerekmektedir. 8. maddeye göre ise, tasarımın kamuya sunulmasından itibaren en geç bir yıl içerisinde tescilinin istenebileceği hüküm altına alınmış olup, son olarak da KHK 43. maddesi yeni ve ayırt edici nitelik taşımayan tescilli tasarımların hükümsüzlüğüne karar verileceğini belirtmektedir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabet başlıklı bölümünün, dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar başlıklı 55. maddesinde haksız rekabet oluşturan haller açıkça sayılmış olup, başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek, kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek, paye, diploma veya ödül almadığı hâlde bunlara sahipmişcesine hareket ederek müstesna yeteneğe malik bulunduğu zannını uyandırmaya çalışmak veya buna elverişli doğru olmayan meslek adları ve sembolleri kullanmak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak, kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek, seçilmiş bazı malları, iş ürünlerini veya faaliyetleri birden çok kere tedarik fiyatının altında satışa sunmak, bu sunumları reklamlarında özellikle vurgulamak ve bu şekilde müşterilerini, kendisinin veya rakiplerinin yeteneği hakkında yanıltmak fiilleri haksız rekabet olarak belirtilmiştir.
BİRLEŞEN DAVANIN açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Tasarım kavramı, insan zihninde biçimlendirme, kurma, tasavvur etme faaliyetleri ile, nesnel gerçekliğe estetik bir yapı kazandırmayı ifade eder. Tasarım hakkı ise, herkese karşı ileri sürülebilen, maddi olmayan bir mutlak haktır. Bir ürünün ayırt ediciliğini estetik olarak vurgulayan yaratımlar hukuk düzenince korunur. Türk Hukukunda tasarımlar 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile özel olarak korunmaktadır. Kanunda tanımlandığı üzere tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür (SMK m.55/1).
Tescil edilmiş bir tasarımın, tescil sonrasında hükümsüz kılınması mümkündür. Hükümsüzlük şartları SMK 77. maddede düzenlenmiştir. Buna göre:
a) 55. maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan tanımlara uygun olmadığı, 56. ve 57. maddelerde belirtilen şartları taşımadığı, 58. maddenin dördüncü fıkrası ve 64. maddenin altıncı fıkrasının (c) bendi kapsamında olduğu, başvurunun kötünîyetle yapıldığı ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiği ispat edilmişse,
b) Hak sahipliğinin başka kişiye veya kişilere alt olduğu ispat edilmişse,
c) Sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikteki bir tasarımın başvuru tarihi, tescilli bir tasarımın başvuru tarihinden önce ise, tasarımın hükümsüz sayılmasına mahkeme tarafından karar verilir. Hükümsüzlük kararı, geriye etkili bir karardır. Hükümsüzlüğüne karar verilen bir tasarımdan doğan hak hiç doğmamış kabul edilir (SMK m. 79/1)
Bir tasarım tescil belgesine birden fazla tasarım konu olabilir. Hükümsüzlük nedenleri tasarım tesciline konu tasarımların tamamına ilişkin olabileceği gibi, sadece bir kısmına ilişkin de olabilir. Bu durumda, sadece ilgili tasarım bakımından kısmen hükümsüzlüğe karar verilebilir (SMK m. 77/2). Kısmen hükümsüzlük kararı verilen tasarım dışında kalan tasarımlar, “yeni” ve “ayırt edici olma” niteliklerine sahip ise, bu tasarımlar açısından tasarım tescili geçerli olmaya devam eder.
Tasarımların, hükümsüzlüğü değerlendirilirken, Yargıtay 11 H.D.’nin bir kararında da belirttiği üzere: “…Tasarımlara ilişkin tarifnameler ve tescil belgeleri ile taraflara ait ürünler birebir karşılaştırılmalı olarak incelenip ayırtedicilik ve yenilik unsurlarının bulunup bulunmadığı belirlenip, sonuca göre karar vermek…” denilmek suretiyle, değerlendirmenin ne şekilde yapılacağı belirtilmiştir.
Tasarım tescil sistemi içerisinde bir tasarımın yeni ve ayırt edici olması gerekli ve yeterlidir (SMK m.56/1).
Bir tasarımın aynısı (a) tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, {b} tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir (SMK m.56/4). Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorlarsa aynı kabul edilir. Kamuya sunma, sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar.
Hangi tasarımların yeni olarak kabul olunacağı zaman ve mekana göre değişmektedir. Ancak genel olarak “yeni” kelimesi önceden bilinmeyen, hiç kullanılmamış veya az kullanılmış anlamlarına gelmektedir. Bir tasarımın aynısının, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmuş olması yenilik unsurunu ortadan kaldırır.
Tasarımın ayırt edici olması ise, yeni olmasından farklı bir kavramdır. Tasarımın yeni olması, SMK 56/4. maddedeki “Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir” hükmünden de anlaşılacağı üzere yüzeysel bir incelemeyi gerektirir. Oysa ayırt edici olmayı belirlemede ölçü “bilgilenmiş kullanıcıdır (SMK m.56/5). Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim (a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, (b) Tescilsiz tasarım İçin tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir (SMK m.56/5).
Bilgilenmiş kullanıcı, daha önceden kamuya sunulmuş tasarımların kendisinde bıraktığı genel izlenimden belirgin derecede farklı İzlenim bırakan tasarımlar ayırt edici kabul edilir.
Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, birbiri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır.
6769 sayılı SMK’nun 56. maddesi; “(1) Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur. (2) Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir:
a) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır.
b) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılamalıdır.
(3) Bu maddede yer alan normal kullanım; bakım, servis veya onarım işleri hariç olmak üzere, son kullanıcı tarafından kullanımı ifade eder.
(4) Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir.
Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
(5) Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
(6) Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 58. maddesi göre; “(1) Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir. (2) Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. (3) Bu Kanun kapsamında sağlanan tasarım koruması, 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda aranan şartları taşıması hâlinde söz konusu Kanunla öngörülen korumaya halel getirmez.
(4) Aşağıda belirtilen hâller koruma kapsamı dışındadır:
a) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı tasarımlar.
b) Ürünün teknik fonksiyonunun zorunlu kıldığı görünüm özellikleri.
c) Tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün, başka bir ürüne mekanik olarak monte edilmesi veya bağlanması için belirli biçim ve boyutlarda üretilmesi zorunlu ürünlerin görünüm özellikleri.
ç) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamında yer alan hükümranlık alametleri ile bu kapsam dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, dinî, tarihî ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş ve ilgili mercilerin tescil izni vermediği işaretlerin, armaların, nişanların veya adlandırmaların uygunsuz kullanımını içeren tasarımlar.
(5) 56 ncı maddedeki şartları karşılamak kaydıyla farklı veya eş birimlerden oluşan modüler bir sistemde bu birimlerin birbirleriyle sonlu veya sonsuz olarak çeşitli biçimlerde bağlantı kurmasını sağlayan tasarımlar korumadan yararlanır” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 59.maddesi göre “Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz” hükmü amirdir.
Bir tasarımın koruma kapsamı belirlenirken buna, o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimle bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımlar dikkate alınır. Koruma kapsamının belirlenmesinde, kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarlama açısından seçenek özgürlüğüne sahip olduğu dikkate alınır.
554 Sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname,6769 sayılı SMK hükümleri, mevzuat, bilirkişi raporları ve bütün dosya kapsamından: Davacı-birleşen davada davalı …LİMİTED ŞİRKETİ adına tescilli …-… sıra numaralı tasarımın hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı, bu nedenle birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı – birleşen davada davacı …’ın kullanımlarının davacı – birleşen davada davalı yana ait …-… tescil numaralı tasarımdan kaynaklanan haklara tecavüz ve haksız rekabete teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, davacı – birleşen davada davalı şirketin maddi tazminat tercihini 554 sayılı KHK’nin 52/a maddesinde yer alan “Tasarımdan doğan haklara tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, Tasarım hakkı sahibinin Tasarımı kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre,” talep ettiği, Mahkememizce itibar edilen 10/05/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda belirtildiği üzere davacının talep edebileceği maddi tazminat tutarının 117.450,00 TL olduğu ancak taleple bağlı kalınarak 93.690 TL maddi tazminatın delil tespiti tarihi olan 20/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişken oranlardaki ticari faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı manevi tazminat talep etmiştir. Tasarım hakkı tecavüze uğrayan tescil sahibinin manevi tazminat talep edebileceği bilinmektedir. Mütecavizin kusurlu olması şartıyla, işletmesinin ticari hayattaki imajının ve kendisine duyulan güvenin sarsılması nedeniyle, tasarım hakkı sahibinin ticari ve kişisel varlığında meydana gelen olumsuz sonuçların ortadan kaldırılması amacıyla manevi tazminat ödenmesine karar verilebilir. Somut olayda, benzer ürün ticari saha yani davalı işyerinde ele geçirilmiştir. Davalının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünü ihlal ederek, davacıya ait tasarımın benzerini bilerek satışa sunduğu ve davacının tasarım hakkına tecavüz eylemini gerçekleştirdiği anlaşıldığından, talep edilen manevi tazminat tutarı davacı açısından bu tazminat türünün bir zenginleşme aracı olamayacağı gerçeği karşısında somut olayın özelliği ile hak ve nesafet kuralları gereği Mahkememizce takdiren 10.000-TL manevi tazminata ve fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmün ilanında davacının hukuki yararı bulunduğundan karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalı Metin Kılınç’tan alınarak Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
ASIL DAVADA
1-Davalının eyleminin, davacının tescilli tasarımından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine
2- 93.960 TL maddi tazminatın delil tespiti tarihi olan 20/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişken oranlardaki ticari faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- 10.000 TL manevi tazminatın delil tespiti tarihi olan 20/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişken oranlardaki ticari faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4- Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
5-7.101,00-TL ilam harcından 358,63-TL peşin harç ve 1.700,00-TL ıslah harcının mahsubu ile eksik 5.042,37-TL’nin davalıdan tahsiline,
6-Tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet talepleri yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 12.876,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Reddedilen Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafın yaptığı 29,20 TL başvuru harcı 358,63 peşin harç, 1.700,00TL ıslah harcı, 4.135,83-TL tebligat, müzekkere ve bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 5.835,83-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2018/183 E SAYILI HÜKÜMSÜZLÜK DAVASININ REDDİNE
1-59,30 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 23,40 TL harcın davacıdan tahsiline,
2-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 24/06/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır