Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/23 E. 2019/170 K. 16.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/23 Esas
KARAR NO : 2019/170

DAVA : İhtiyati Tedbire Muhalefet
DAVA TARİHİ : 05/01/2016
KARAR TARİHİ : 16/04/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan İhtiyati Tedbire Muhalefet davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıların … 4.FSHM’nin … diş sayılı dosyası üzerinden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararına muhalefet ettiklerini, bu durumun tespitini 2.FSHHM’nin … diş sayılı dosyasında tespit ettirdiklerini, davalıların her bir farklı eylemleri nedeniyle HMK 398. madde gereğince üst sınırdan cezalandırılmalarına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA:Davalı … film ve … vekilinin dilekçesinde, HMK.398.maddesinin Anayasaya aykırı olması nedeniyle iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasını, disiplin cezası şeklinde özgürlüğü bağlayıcı ceza düzenlenemeyeceği, tefrik kararı verilmesinin usule aykırı olduğunu, esastan da müvekkilinin internet siteleri ve sosyal medya hizmetlerinin gizli medya tarafından yönetildiğini ve tedbir kararından sonra kahpe bizans ifadelerinin tüm hesaplardan kaldırılması direktifinin verildiğini, ancak birkaç adet fotoğrafın altında dikkatsizlik sebebiyle etiketin kaldığını, kast ve kötü niyetin bulunmadığını, tedbir kararı uygulanırken tüm tanıtım ve reklamlardan kaldırıldığını, bunun için çok büyük çaba gösterildiğini, reklam malzemelerinin toplanıp imha edildiğini, bu görselleri imha etmek için 700.000 TL civarında masraf yapıldığını, davacının kötü niyetli olduğunu savunmuştur.
SAVUNMA:Davalı … vekili cevap dilekçesinde, öncelikle görev yönünden şikayetin reddi gerektiğini, olmadığı takdirde tedbire muhalefet edilmediğinden ve yapılan şikayet haksız ve yersiz olduğundan , şikayetin reddi ile müvekkillerinin beraatine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … San. Ltd. Şti ve yetkilisi … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 398. Maddesinin Anayasa’nın 13, 19, ve 38. maddelerine aykırılık teşkil etmesi sebebiyle Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun 40. maddesi gereğince İtiraz Yolu ile Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılması yönünde talepde bulunmuşlardır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık Davalının … 4.FSHM’nin … diş sayılı dosyası üzerinden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararına muhalefet ettiklerini, bu durumun tespitini 2.FSHHM’nin … diş sayılı dosyasında tespit ettirdiklerini, davalıların tedbire muhalefet ettiği iddiasıyla 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesi uyarınca disiplin hapsi ile cezalandırılması talebine ilişkindir.
Yargılamanın devamı sırasında Anayasa Mahkemesinin 11.7.2018 tarih ve 30692 sayılı RG.yayınlanan 2018/1 ESAS-2018/83 KARAR sayılı ilamları ile 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesinin 1 numaralı fıkrasının birinci cümlesinin Anayasaya aykırı olduğu ve iptaline karar verildiği, dolayısıyla davalının cezalandırılmasının talep edildiği hükmün iptal edilmiş olması, yerine henüz başka bir yasal düzenlemenin de yapılmamış olması nedeniyle yasal boşluk oluştuğu anlaşılmıştır.
Anayasa’nın l53. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesinin iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamamakta; ancak Resmi Gazetede yayımlandıktan sonra yürürlüğe girmektedir. Yayınlanmakla yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının; yasama, yürütme ve yargı organları ile idari makamlar, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı açıktır.
Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 33.maddesinde yer alan “Hakim, Türk hukukunu resen uygular” hükmü ile ifadesini bulan yasal ilke gözetildiğinde; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu ortadadır. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının 153/5. maddesi gereğince ileriye etkili olmasının anlamı, bir yasal düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih ile iptal edildiği tarih arasındaki şahsi kazanılmış hakların iptal kararından etkilenmemesidir.
Eldeki dava sonuçlanıp kesinleşmeden bu davaya uygulanabilecek olan Kanun metni Anayasa Mahkemesince iptal edildiğine göre, iptal kararı sonucu oluşan durumun 28.06.1960 tarih ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da belirtildiği üzere, maddi anlamda kesinleşmemiş ve derdest olan eldeki davaya da uygulanması zorunludur.
Bu durumda Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının eldeki davaya uygulanarak, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda bu iptal kararından sonra oluşan yeni durum dikkate alınarak inceleme yapılması ve buna göre sonuca varılması gerektiği anlaşılmaktadır.
Davalının cezalandırılmasının talep edildiği ihtiyati tedbire muhalefet iddiasına konu 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesinin 1 numaralı fıkrasının birinci cümlesinin Anayasaya aykırı olduğu ve iptaline karar verildiği, dolayısıyla davalının cezalandırılmasının talep edildiği hükmün iptal edilmiş olması, yerine henüz başka bir yasal düzenlemenin de yapılmamış olması nedeniyle yasal boşluk oluştuğu hususunda bir tartışma yoktur.
Usul hukukumuza geçerli olan hüküm her davanın açıldığı tarihteki duruma göre karara bağlanması yönündedir. Ancak yargılama devam ederken iptal edilen bir yasa hükmüne göre yargılamanın sürdürülmesi mahkemelerden beklenemez, bu husus adil yargılanma hakkının da ihlali anlamına gelecektir.
Bu durumda yeni bir yasal düzenlemenin yapılmamış olması da gözetilerek; Anayasa Mahkemesinin 11.7.2018 tarih ve 30692 sayılı RG.yayınlanan 2018/1 ESAS-2018/83 KARAR sayılı ilamları ile 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesinin 1 numaralı fıkrasının birinci cümlesinin Anayasaya aykırı olduğu ve iptaline karar verildiği, dolayısıyla davalının cezalandırılmasının talep edildiği hükmün iptal edilmiş olması, yerine henüz başka bir yasal düzenlemenin de yapılmamış olması nedeniyle yasal boşluk oluştuğundan davalı hakkında ESAS HAKKINDA BİR KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM:
1- Anayasa Mahkemesinin 11.7.2018 tarih ve 30692 sayılı RG.yayınlanan 2018/1 ESAS-2018/83 KARAR sayılı ilamları ile 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesinin 1 numaralı fıkrasının birinci cümlesinin Anayasaya aykırı olduğu ve iptaline karar verildiği, dolayısıyla davalının cezalandırılmasının talep edildiği hükmün iptal edilmiş olması, yerine henüz başka bir yasal düzenlemenin de yapılmamış olması nedeniyle yasal boşluk oluştuğundan davalı hakkında ESAS HAKKINDA BİR KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-44,40 TL ilam harcının davacıdan tahsiline,
3-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ile …’ne verilmesine,
4-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve … ‘ne verilmesine,
5-Davalılar … ile …’nin yapmış olduğu 87,5 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
5-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair karar davacılar vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi.16/04/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır