Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/228 E. 2020/228 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/228 Esas
KARAR NO : 2020/228

DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 28/11/2016
KARAR TARİHİ : 23/09/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacının Tarım ve Bahçecilik sahasında ve özellikle Gübre ile ilgili sektöründe tanınan bir şirket olduğu, TPE nezdinde … ve … do ile I. Sınıfta “gübreler dahi’ birçok mal üzerinde … markasını tescil ettirdiğini, davacının bu markalan 1918 yılında ilk yaratan tanıtan gerçek hak sahibi olduğunu, Dünyada tanıttığını ,bu markalan dünya çapında özellikle ABD’de, Türkiye’de de davalının distribütörlüğünde yoğun olarak kullandığını, reklam ve promosyon çalışmalarıyla tanıttığını, davalının 1997-2015 yılları arasında Türkiye’de resmi distribütörü olduğunu, distribütörlük sözleşmesinin 2015 yılında resmen feshedildiğini, davalının tüm hukuki girişimlerine rağmen davacının markalarını ve ürünlerini taklit ettiğini, ürettiğini ve sattığını bu şekilde davacının marka haklarına 556 Sayılı KHK’nin 9. Ve 61. Maddeleri uyarınca tecavüz ettiğini, … 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Değişik İş sayılı dosyasında yapılan tespitte alınan Bilirkişi Raporunda davalı tarafın deposunda satış amaçlı bulundurulan ürün ambalajları üzerinde tespit isteyene ait … + 3 yapraklı yonca şeklinin kullanıldığı ve bu kullanımının tespit isteyenin marka hakkına tecavüz teşkil ettiği” görüşüne varıldığı, bu durumun tüketici nezdinde iltibasa sebep olduğu ve davalının markanın tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız yarar sağlamasına yol açacağını, üstelik davalının eski distribütör olması nedeniyle iltibasa sebebiyet verilmesinin kaçınılmaz ve reddedilemez bir gerçek olduğunu, şirketler arası idari veya ekonomik bağlantı olduğunun düşünüleceğini, markanın garanti ve reklam gücünden haksız istifade edeceğini, davalının kötü niyetli davrandığını, ayrıca davalının davacının ticaret unvanı ve markası olan … markasının kendi adına tescil ettirmek için TPE nezdinde başvurularda bulunmuşsa da bu başvuruların TPE tarafından reddedildiğini, davalının eyleminin aynı zamanda TTK uyarınca Haksız Rekabet teşkil ettiğini, dolayısıyla davalının marka hakkına yaptığı tecavüzün tespitine, men’ine ve ref’ine, haksız rekabetin men’ine, bu markayı taşıyan ürünlerin toplanmasını ve imha edilmesine, 30.000-TL Manevi Tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı şirketin, bu davayı açmakta hukuki menfaati olmadığından davanın reddini, … Mahkemelerinin yetkili olması gerekçesiyle yetki itirazında bulunduğu, Davacının 1918’den beri … markasını kullandığının doğru olmadığını, … no ile tescilli markayı 25/12/2015 tarihinde başka bir şirketten tam devir ile devraldıklarını, markada bulunan üç yapraklı yonca şeklini 2015 yılında TPE nezdinde tescilini talep ettiklerini ve bu markaya 2015’te Türkiye’de sahip olduklarını, şimdiki unvanlarını 1980 yılından sonra kullanmaya başladıklarını, markanın Amerika da 2006 yılında tescil edildiğini, bu markanın İngiltere ve Almanya’da başkaları adına tescilli olduğunu, davalının bu markayı taşıyan ürünleri taklit etmediğini ürünlerin bizzat Amerika’dan ithal edildiğini, orijinal olduğunu, buna dair fatura ve Gümrük beyannamelerinin dosyaya sunulduğunu, ayrıca söz konusu ürünlerin distribütörlük sözleşmesi sona erdikten sonra sözleşme devam ederken çokça satın alınıp stoklanan, kullanım ömürleri 5 yıl olan ve fakat satılamayan ürünlerin depoda bulunduğunu, bu ürünleri iade etmek istemişlerse de davacının bu hususta menfi veya müspet bir cevap vermediğini, söz konusu ürünlerin toplam satış değerlerinin 3.000.000,00-TL olduğunu, ürünlerin iade alınmaması veya satılamamasının davalıya büyük bir zarar vereceğini, davacının davalı ile distribütörlük sözleşmesi devam ederken bu sözleşmeye aykırı şekilde ve gizlice aynı ürünleri Türkiye’deki farklı firmalara da satması nedeniyle davalının stokladığı malların elinde kalmasına sebep olduğunu, ürünlerin satışının zor olduğu, çiftçilerin bunları azar azar aldığı, bu mallar için davacıya ödenen bedellerin iade edilmesi halinde davalının bu malları iadeye hazır olduğu, davalının haksız yarar ve kazanç peşinde olmadığı, sözleşme sona erdikten sonra davacı markalarının kesinlikle kullanılmadığı, davalının başka tescilli markalarının olduğu ( … tescil no’lu markası ) , davalının sunduğu eklerde isimleri geçen …, …, …, …, …, …, … markalarının TPE nezdinde davalıya ait olduğunu, davalının hiçbir zaman … +3 yapraklı yonca ibaresini hiçbir ürününde, basılı kağıdında, reklamında kullanmadığını, ortada marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olmadığından manevi tazminat talebinin hukuka aykırı olduğunu, … markasının Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış bir marka olmadığını davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI ve GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık, Davalı şirket tarafından, davacı adına TPE nezdinde 01 ve 05. Sınıfta yer alan ürünler için … no ile tescilli … ve … no ile tescilli … markalarının, tescil kapsamı içinde yer alan emtialar üzerinde haksız ve kötü niyetle kullanıldığının, bu durumun marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, marka hakkına tecavüzün men, ref’i ile 30.000-TL manevi tazminatın davalı tarafça ödenmesine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalının dava, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. MADDE kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler …, …, … 14/07/2017 tarihli raporlarında; davalı şirketin davacının tescilli markalarının eşya kapsamı içinde yer alan 01 Sınıfta “Sanayide, bilim sahasında, fotoğrafçılıkta, tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar (gübreler ve topraklar dahil / işlenmemiş suni reçineler ve işlenmemiş plastikler, (gübreler ve topraklar.” ile 05 sınıfta “/insan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler” ve ambalajları üzerinde, davacı şirkete ait ve TPE nezdinde … no ile tescil edilmiş olan … ve … no ile tescil edilmiş olan … şekil … markalarının aynısını ve ayırd edilemeyecek kadar aynısını kullanması ve piyasaya arz etmesi 6769 Sayılı SMK nun 6/1 maddesi uyarınca “markanın tescil haklarına giren aynı mal ve hizmetlerle ilgili olan, tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve hizmetleri kapsayan ve bu suretle tüketici nezdinde tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil olmak üzere her iki markanın iltibas teşkil edecek şekilde … tüketicileri yanıltmasına sebebiyet verece tüketicide iltibasa neden olup, davacının tescilli markalarına tecavüz teşkil edeceği, Davalının basiretli bir tacir gibi davranmasının gerektiği, davacı şirketin markasının sektörel olarak ilgili tüketici kesimi nezdinde Türkiye’de bilinir olduğu da gözönüne alınarak, davalı şirketin 1997 yılından beri davacı şirketin Türkiye’de distribütörü olduğu, davacının ticari ünvanı ve markasının … ve … şekil … olduğunu bildiğini, bu markalarım kullandığını, bu markanın üzerinde hak sahibi olduğunu bildiği, davacıya ait ürünleri yıllardır piyasaya arz ettiğine göre bile bile söz konusu marka başvurularında bulunmak, bu markalı ürünleri davacının izni ve muvafakati dışında tüketicide iltibas yaratacak şekilde piyasaya arz etmek eylemlerinin davalı açısından kötü niyetli eylemler olduğu, Manevi Tazminat tutarının tayin ve tespitinin mahkemenin takdirinde olduğu, görüş ve kanaatlerine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişiler 15/11/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda; kök rapordaki tespitleri tekrar etmişlerdir.
İkinci bilirkişi heyetindeki bilirkişiler …, …, … 23/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda; … + şekil markası ambalaj kullanımına odaklı yapılmış olup, neticede Davalı tarafın deposunda 08.09.2016 tarihli tespitte saptanan; raporda Resim 13’te yer alan poşet ambalajın davacı tarafın kullanımdaki markasına bire bire yakın benzerlikte marka kullanımı bulunduğu; poşet ambalajların bütünsel yaklaşımda ortalama tüketici nezdlnde iltibas yaratacak düzeyde benzer oldukları, Resim 14’te yer alan poşet ambalajın, Davacı tarafın kullanımdaki … şekil … isim markasına birebir benzer olduğu ve şekil markasına karıştırılacak düzeyde benzer marka kullanımı bulunduğu; poşet ambalajların tasarım formatlanndaki benzerlik unsurlarının fazlalığı nedeniyle bütünsel yaklaşımda ortalama tüketici nezdinde aynı markanın alternatif ambalajlarıymış gibi algılandıkları, bu bağlamda iltibas yaratacak düzeyde benzer oldukları, Resim 15’te yer alan karton ambalajın, Davacı tarafın … şekil … markasına birebir benzerlikte marka kullanımı bulunduğu; ambalajın bütünsel yaklaşımda ortalama tüketici nezdinde aynı markanın alternatif ambalajlarından biriymiş gibi algılanacağı, bu bağlamda iltibas yaratacak düzeyde benzer olduğu, Resim 16’da yer alan plastik ambalajın, Davacı tarafın … şekil … markasına bire bire yakın benzerlikte marka kullanımı bulunduğu; plastik ambalajların bütünsel yaklaşımda ortalama tüketici nezdinde aynı markanın alternatif ambalajlarıymış gibi algılandıkları bu bağlamda iltibas yaratacak düzeyde benzer oldukları, tespit raporunda saptanan ve H.2 / 1,2,3,4’te incelenen ambalajların, dosya kapsamındaki belge ve bilgilerle yapılan değerlendirilmeleri neticesinde TAKLİT oldukları kanaat ve sonucuna ulaşıldığını bildirmişlerdir.
Davalı vekili 10.02.2020 tarihinde tekraren başka heyetten rapor alınmasını özellikle dava konusu torbalarda ve ağız bantlarında kullanılan materyal yönünden kağıt konusunda uzman bilirkişiden görüş alınmasını talep etmişlerse de somut uyuşmazlık salt kağıt konusunda uzman bir bilirkişinin görüşü ile çözümlenecek nitelikte bulunmadığından alınan her iki heyet raporunun konusunda uzman bilirkişilerce sunulmuş olması nedeniyle talebin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Öte yandan bizzat davalının kendi beyanında davalının kendi adı ile piyasa da bulunan ürünleri mevcut olduğunu, Davacı ile aradaki sözleşme bittiğinden beri davacının markasını kullanmadığını, tespit dosyasına konu ürünlerin gerçekten taklit olup olmadığı hususunun incelenmesi gerektiğini, ürünlerin gerçek ve Amerikadan ithal edilen ürünler olduğunu, bu ürünlerin gerçekte ithal edilip edilmediği incelenmeden bilirkişilerce direkt olarak ürünlerin taklit olduğu hususundaki raporları kabul etmediklerini, bilirkişilerin ürünün gerçek olup olmadığına bakmadan benzerliğe bakarak taklit kanısını oluşturduğunu,davalının kendi markası grow time olup bu marka üzerinden işlerine devam ettiğini beyan etmişlerdir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında toplanan deliller, taraf iddia ve savunmaları, marka tescil belgesi, alınan her iki heyet raporlarının içerikleri , … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas nolu dosyası, Antalya Bölge Adliyesi Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 11/12/2018 tarihli ve 2018/503 E. 2018/2012 K. sayılı ilamları ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/1657 E., 2019/8210 K. no.lu ve 16/12/2019 tarihli ONAMA ilamları ile birlikte bir bütün olarak incelendiğinde; davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin ayrı ayrı tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, somut olayın özelliğine göre Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000-TL manevi tazminatın dava itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmesi gerekmiştir.
Deliller kapsamına ve bilirkişi raporlarına göre; raporda yer alan poşet ambalajın, davacının kullanımındaki¸ markası ve kullanımı ile birebir yakın benzerlikte marka kullanımı şeklinde gerçekleştiği, poşet ambalajların bütünsel yaklaşımda ortalama tüketici nezdinde iltibas yaratacak düzeyde benzer oldukları, raporda yer alan poşet ambalajının, davacının markasına ve kullanımına birebir benzer olduğu ve şekil markasına karıştırılacak düzeyde benzer marka kullanımı bulunduğu; poşet ambalajların tasarım formatlarındaki benzerlik unsurlarının fazlalılığı nedeniyle bütünsel yaklaşımda ortalama tüketici nezdinde aynı markanın alternatif ambalajlarıymış gibi algılandıkları, bu nedenle iltibas yarattığı, raporda yer alan karton ambalajın, davacının markasına birebir benzerlikte marka kullanımı bulunduğu; karton ambalajın bütünsel yaklaşımda ortalama tüketici nezdinde aynı markanın alternatif ambalajlarından biriymiş gibi algılanacağı, bu bağlamda iltibas yaratacak düzeyde benzer olduğu, raporda yer alan plastik ambalajın, müvekkilinin¸ markasına birebir yakın benzerlikte marka kullanımı bulunduğu; plastik ambalajların bütünsel yaklaşımda ortalama tüketici nezdinde aynı markanın alternatif ambalajlarıymış gibi algılandıkları, bu bağlamda iltibas yaratacak düzeyde benzer oldukları, keza tespit raporunda saptanan bilirkişilerce incelenen ambalajların, dosya kapsamındaki tüm deliller neticesinde TAKLİT olduklarının anlaşıldığı, taraflar arasındaki distribütörlük sözleşmesinin 2015 yılında sona ermesine rağmen, davalının sözleşme hükümlerine aykırı olarak, davacının … ibareli markalarını ve ürünlerini taklit etmekte, ticari amaçlı olarak elinde bulundurmaya devam ettiği, Davalı şirketin davacının tescilli markalarının eşya kapsamı içinde yer alan 01. sınıf ile 05. sınıfta ve ambalajları üzerinde, davacı şirkete ait ve TPMK nezdinde … no ile tescil edilmiş olan … ve … no ile tescil edilmiş olan markalarının aynını ve ayırt edilemeyecek kadar aynını kullanarak ve piyasaya arz ederek, ticari amaçla elinde bulundurarak 6769 Sayılı SMK nın 6/1 maddesi uyarınca ‘’markanın tescil hakkkına giren aynı mal ve hizmetlerle ilgili olan, tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve hizmetleri kapsayan ve bu suretle tüketici nezdinde tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil olmak üzere her iki markanın iltibas teşkil edecek davacınının tescilli markalarına tecavüz eylemini gerçekleştirdiği keza sunulan tüm deliller incelendiğinde davalının kötüniyetli olduğunun anlaşıldığı, davacının gerçek hak sahibi olduğu anlaşılmıştır.
Öte yandan Türk Medenî Kanunu’ nun 2. maddesi uyarıca “Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.” Aksine davranışın müeyyidesi de aynı maddede gösterilmiştir. ”Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” Dürüstlük ise, toplumun bilincinde yerleşmiş olan ve toplumun büyük çoğunluğu tarafından beğenilerek ve uygun görülerek uyulan namusluluk, doğruluk, işlem ve iş ilişkilerinde dikkat, özen ve karşılıklı güven esaslarının oluşturduğu davranış biçimidir. Davalının kötüniyetli olduğu toplanan deliller kapsamıyla anlaşıldığından ayrıca davanın etkinliğini temin açısından HMK 389 vd maddelerine göre ihlal teşkil eden dava konusu ürünlerin toplatılarak yediemine teslimine, karar kesinleştiğinde ise el konulan ürün var ise masrafı davalıdan alınarak imha edilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı manevi tazminat da telep etmiş olup, davalının eylemi davacının marka hakkına tecavüz ve haksiz rekabet olarak kabul edildiğinden, eylemin işleniş biçimi, davacının manevi tazminat ile elde edeceği manevi tatmin dikkate alınarak 5000-TL manevi tazminata hükmolunmuş, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin ayrı ayrı tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
3- Davanın etkinliğini temin açısından HMK 389 vd maddelerine göre ihlal teşkil eden dava konusu ürünlerin toplatılarak yediemine teslimine, karar kesinleştiğinde ise el konulan ürün var ise masrafı davalıdan alınarak imha edilmesine,
4- Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000-TL manevi tazminatın dava itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Masrafı davalıdan alınmak üzere hüküm fıkrasının Türkiye ‘de yanınlanan tiraji en yüksek bir gazetede bir kez ilanına,
6-341,55 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 170,45 TL fazla karşı karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
7- Manevi tazminat talebinin kabulü yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 750 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 750 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-tecavüzün tespiti talebinin kabulü yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4910- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 29,20 TL başvuru harcı, 512 TL peşin harç, 528 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 1.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.569,20 TL yargılama giderinin taktiren 2/3 sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalı tarafın yapmış olduğu toplam 3.211 TL yargılama giderinin taktiren 1/3 inin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin, şirket yetkilisinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi.23/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır