Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/18 E. 2019/346 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/18 Esas
KARAR NO : 2019/346

DAVA : Marka (Maddi ve Manevi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 20/01/2016
KARAR TARİHİ : 19/09/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi ve Manevi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili tarafından yetkisizlik kararı verilen mahkememeye hitaben sunulan dava dilekçesinde; Müvekkili şirket …’un “…” markası ile satışa sunulan gözlüklerin marka sahibi olduğunu, söz konusu markanın Türk Patent Enstitüsü’nün … marka nolu tescil belgesi ile tescilli olduğunu ve iş bu marka tescilinden doğan tüm hakları kullanma yetkisinin münhasıran müvekkili şirkete ait olduğunu, … markasının dünya ve memleket çapında tanınmış bir marka olduğunu, müvekkili şirketin tescilli … markasının, 556 Sayılı KHK’nın 7.maddesi atfıyla, Paris Sözleşmesi’nin 1. mükerrer 6.Maddesi hükmü gereğince de koruma altında olduğunu, bu nedenle müvekkili şirkete ait markanın aynısının, benzerinin veya onların esaslı unsurlarını içeren herhangi bir markanın/ibarenin yetkisiz üçüncü kişiler tarafından herhangi bir mal üzerinde kullanılmasının veya bu şekilde üretilmiş ürünlerin satışının, ihracının veya ithalinin 556 Sayılı KHK uyarınca “marka tecavüzü” ve TTK uyannca “haksız rekabet” teşkil ettiğini, müvekkili şirketin marka sahibi olduğu Ray-ban markasının dünyaca tanınmış gözlük markalarından olup, yıllardan beri tüketicilerin güvenini kazanmış ve kendi pazarında haklı bir yer edindiğini, bu durumun orijinal olduğu düşünülerek taklit ve kalitesiz ürünlerden satın alan tüketicilerin marka güvenlerini azalttığını ve yıllarca süren markalaşma faaliyeti sonucu uluslararası markasını oluşturan, müvekkil şirketin 556 Sayılı KHK, 5833 sayılı Kanun ile TTK’ da düzenlenen ve koruma altına alınan haklarına açıkça zarar verdiğini, bu haksız faaliyetlerin önlenmesi amacıyla 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’ nun 57. Maddesinde yer alan “Fikri ve sınaî haklar mevzuatına göre korunması gereken haklar ile ilgili olarak hak sahibinin yetkilerine tecavüz eder mahiyetteki eşyanın alıkonulması veya gümrük işlemlerinin durdurulmasının hak sahibinin veya temsilcisinin talebi üzerine gümrük idareleri tarafından gerçekleştiğini, Gümrük İdaresi’ne başvuruda bulunularak marka hakkını ihlal eder nitelikte malların bulunup bulunmadığı hususunda bilgi ve bulunuyor ise marka haklarını koruma işlemleri yapabilmek için ihtiyati tedbir konulmasının talep edildiğini, bunun yanı sıra şifahi olarak … Tasfiye İşletme Müdürlüğünce talebe konu 334 adet … marka gözlüğün tarafına bilgi verilmeksizin satışa sunulacağının öğrenildiğini, … Tasfiye İşletme Müdürlüğüne başvurularak … markalı 334 adet gözlüğün satış listesinden çıkarılması ve tasfiye işlemlerinin durdurulması için süre verilmesinin talep edildiğini, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı … Tasfiye İşletme Müdürlüğünce gönderilen 20.05.2015 tarihli cevabi yazıda “Tasfiye Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 2012/5 Sayılı Genelgesi uyarınca anılı eşya grubunun tasfiye listesinden çıkarılmış olduğunu, ilgili dilekçenin İşletme Müdürlüğü kayıtlarına girdiği 18/05/2015 tarihinden itibaren 10 iş günü içinde anılı eşya hakkında yetkili mahkemeden alınmış ihtiyati tedbir kararının İşletme Müdürlüğüne ibrazının gerektiğini, söz konusu malların satışının durdurulması amacıyla … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 30.07.2015 tarih ve … D.iş kararı ile ihtiyati tedbir kararı verildiğini, dosyanın celbini talep ettiklerini, Marka hakkına tecavüz fiillerinin 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK 61.Maddesinde “Markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için gümrük bölgesine yerleştirmek gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutmak veya ticari amaçla elde bulundurmak,” şeklinde düzenlendiğini, anılan madde hükmünce, davalı tarafın fiillerinin müvekkili şirketin marka hakkına tecavüz niteliğinde olduğunu, davalının müvekkili şirkete ait tescilli markayı haksız şekilde kullanmasının, yurda kaçak yollardan sokmasının 556 sayılı KHK’ yi ve TTK’nın haksız rekabet hükümlerini ihlal etmesi nedeniyle, söz konusu tecavüzün tespitini, tecavüz teşkil eden ürünlere el konulması ve imhasını, nihai tazminat miktarının TTK 56. Maddesi gereğince mahkemece takdir edilmek üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000-TL maddi, 1.000-TL manevi tazminat tutarında tazminatın mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte ödenmesini ve dava konusu ürünlerin imha edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 21.5.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini 7.594.43 TL ye yükseltmiştir.
SAVUNMA; Davalı … 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına yönelik ilk açılan ve mahkememize yetkisizlik ile gönderilen dosyada herhangi bir beyanda bulunmamış, davalı mahkememize sunduğu dilekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava konusu uyuşmazlığın; dava dilekçesi kapsamına göre … Gümrük Müdürlüğünde bulunan davalıya ait 334 Adet taklit … ibareli ürünün imhası ve fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 1.000 TL maddi( ISLAH ile 7.594.43 TL) 1.000 TL manevi tazminatın tahsili ve haksız rekabet nedeniyle tecavüzün tespiti, marka koruması uyarınca KHK.’dan kaynaklanan haklara tecavüzün önlenmesi ve tespitine yönelik açılmış bir davadır.
Davanın yetkisiz mahmede açılmasını müteakip , yetkisizlik kararı veren mahkemece dava dosyası mahkememize gönderilmiş, davacı ve davalının sunduğu dilekçeler ve dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hazır olan taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, davacı arabuluculuk kurumundan faydalanmak istemediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, Davalının … 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı delil tespit dosyası, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı … Tasfiye İşletme Müdürlüğü’nün 20.05.2015 tarihli yazısı, marka tescil belgeleri, … Asliye Ceza Mahkemesinin… esas-… karar sayılı ilamı celp edilmiştir.
HMK 266.madde kapsamında bilirkişi raporu alınmasını müteakip, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Düzenlenen raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli, dosyaya sunulan deliller ile uyumlu olduğu anlaşıldığından mahkememezce hükme esas alınmıştır.
Bilirkişiler kök ve ek raporlarında özetle; Davalının eyleminin davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, 556 sayılı KHK’nm 66/2-c maddesi gereğince maddi tazminat talep ettiğini, İto dan gelen yazı, gözlüklerin ortalama satış fiyatından elde edilecek gelir ile emsal oranlama yapıldığında ; Davalı ile Lisans Sözleşmesi yapılsaydı Davalının 316 adet gözlük için 160,22 TL birim fiyat üzerinden; 316 adet x 160,22 TL = 50.629,52 TL ciro elde etmesi ve 156.898,40 x % 15 = 7.594,43 TL tutarındaki değeri lisans bedeli ödemesi gerekeceğini bu nedenle .maddi tazminatın 7.594.43 TL olması gerektiğini bildirmişlerdir.
Davalı tarafın eylemi, davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olarak kabul edildiğinden ve davalı taraf bu eyleminde kusurlu olduğundan 6102 sayılı TTK’ nın 56. maddesi ile 556 sayılı KHK’ nın 9, 61 ve 62/1-b ve 6769 sayılı SMK’nun 29, 149.maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat talebi yerinde görülmüştür.
-556 sayılı KHK’nın 61. ve 9. maddesinde taklit eşyanın ihracı ve ithali de markaya tecavüz halleri arasında gösterilmiştir. Dolayısıyla davacının marka hakkkından kaynaklanan haklarına tecavüz olduğu da alınan raporlar kapsamı ile sabittir. Öte yandan davalının basiretli bir tacir gibi davranması ve verdiği siparişin ne olduğunu bilmesi gerekir. 556 sayılı KHK’nın 64/1 maddesi gereğince taklit markayı ithal eden kimse hukuka aykırılığı gidermek ve sebep olduğu zararı gidermekle yükümlüdür. Her ne kadar davalı,davanın reddini ürünlerin kendisine ait olmadığını ileri sürmüş ise de, bu yönde delil göstermediği gibi, ceza yargılamasına ait ilam içeriği, pek çok davada davalıların aynı savunmayı yaparak sorumluluktan kurtulmaya çalıştıkları,dolayısıyla basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü altında bulunan davalının KHK’nın 61/1-c ve 64/1 maddeleri gereğince sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Davacı yan lisans seçeneğine göre tazminat talep etmiştir. Lisans seçeneğinde tarafların mali kapasitesi 1.derecede etken ise de tek başına lisans ücreti belirleme de bir kriter değildir. Lisans seçeneğine göre bir tazminat seçimi salt taraf cirolarından yada satılan yürütülen hizmetten hareket ile hesaplanamaz, Dolayısıyla zararın belirlenmesi davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacak şekilde geniş olarak yorumlanamayacağı gibi ihlal edeni mükafatlandırır niteliktede olmamalıdır. Somut olayda davalının tacir olarak kusuru bulunduğundan, davacı markasının gözlük alanında tanınmış marka olması, ele geçen ürünün adedi gerek piyasada belirli bir meblağ ve kalite ile müşterilere lisanslı mağazalarda satışa sunulması, markanın yaygın bir marka olması, markanın birebir ürünler üzerinde kullanılmış olması, dolayısıyla bilirkişilerce belirlenen piyasa değeri üzerinden %15 hesabı ile yapılan mali incelemenin BK hükümlerine göre de hakkaniyete uygun bir lisans bedeli olduğu anlaşılmıştır.
Davacı manevi tazminat da talep etmiştir. Manevi tazminat yönünden marka hakkına yapılan tecavüzün niteliği, ,davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine keza manevi tazminatın maddi bir zenginleşme talebinden çok manevi tatmine yönelik bir talep olması, dolayısıyla somut olaya göre takdiren 1.000- TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı markası ticari etki yaratacak şekilde isinsiz olarak taklit ürünler üzerinde kullandığından, bu şekildeki kullanımın hukuka uygun bir kullanım niteliğinde olmayıp, marka hakkına tecavüz oluşturduğu ve eylemin aynı zamanda TTK anlamında haksız rekabet teşkil ettiğinden haksız rekabetin tespiti, durdurulması, giderilmesi, men’ i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması talepleri de yerinde görülmüştür.
Davalının eylemi davacının marka hakkına tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet olarak kabul edildiğinden imha talebi de yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1-Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2- Marka hakkını ihlal nedeniyle 7.594.43 maddi tazminatın ve 1000 TL manevi tazminatın mevduata uygulanan en yüksek faiziyle haksız fiil tarihi olan 30.7.2015 tarihinden itibaren davalıdan tahsiline,
3-Gümrük müdürlüğünde el konulan dava konusu ürürlen karar kesinleştiğinde ürünlerin imhasına, masrafın davalıdan tahsiline,
4-587.08 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 552,93 TL eksik harcın davalıdan tahsiline,
5-Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince 3.931 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Maddi tazminat talebinin kabulü yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 911 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Manevi tazminat talebinin kabulü yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 120 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 34,15 TL peşin harç, 27,70 TL başvuru harcı, 1.700 TL bilirkişi ücreti ve 334 TL tebligat-müzekkere masrafı olmak üzere toplam 2.095,85 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
10-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yokluğunda davalı asilin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi.19/09/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır