Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/169 E. 2018/342 K. 19.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/169 Esas
KARAR NO : 2018/342

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/08/2016
KARAR TARİHİ : 19/09/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacının … (…) adlı programın format yaratıcı ve format sahibi olduğunu, davalıya ait televizyon kanalında yayınlanan ve 2 numaralı davalı tarafından yapımı gerçekleştirilen programın 21.bölümünden itibaren davacıların sahibi olduğu … (…) isimli televizyon programının taklit edildiğini, bu nedenle; “…” isimli yarışma programının … logosu ile yayın yapan televizyon kanalında yayınlanmasının önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, haksız ve hukuka aykırı kullanım sebebiyle, davacıların mali haklarına tecavüzünün tespiti ile tecavüzün men ve ref’ine, şimdilik 10.000 TL’nin, FSEK madde 68. hükmü gereğince tespit edilecek rayiç bedelin üç katının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini talep etmişlerdir.
SAVUNMA; Davalı … vekili; Dava dışı … Ltd. Şti. (‘’…’’) ile iki numaralı davalı … LTD. ŞTİ. (‘’…’’) arasında 06.05.2016 tarihinde imzalanan Yapım Protokolü doğrultusunda Eser’in (… Programı) Yapımcı tarafından yayına hazır hale getirilerek …‘a teslim edilmesine ilişkin sözleşmesel ilişki kurulduğunu, sözleşme doğrultusunda taraflar yükümlülükleri doğrultusunda … Savaşı programını yayına hazır hale getirerek müvekkili şirkete iletmekle sorumlu olduğunu, İstanbul 1.Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde … D.İş sayılı dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun son derece yanlış değerlendirme ve tespitler içerdiğini, deliller toplanmadan alındığını, Diğer tüm moda programlarında ve yarışma programlarında da doğal olarak bir … belirlenmesinin zorunlu olduğunu,diğer tüm programlarda yer alan bu unsurun, davacılara mal edilmesinin söz konusu olamayacağını, ülkemizde ve dünyada bir çok yayıncı tarafından kullanılan formatların kullanılageldiğini, Örneğin, dünya çapında ses getirmiş olan …, … içeriklerindeki detaylar haricinde zamana karşı yarış, kısıtlı materyallerden iş çıkarmak ve verilen konsept dahilinde hazırlanmak olmak üzere üç ana unsurda benzerlik göstermekte olduğunu, zamana karşı yarış, bir konseptin verilmesi veya alışveriş faktörünün bir formata ait unsurlardan olmadığını, öteden beri var olan unsurlar olduğunu,beyan dilekçelerinde kendi proğramlarını farklı kılan öğeleri aytıntılı olarak açıkladıklarını, davanın reddi gerektiğini beyan etmişlerdir.
Diğer davalı vekili beyan dilekçesinde; davacının fsek kapsamında korunacak bir hakkı olmadığını, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, Davacının “…” yarışma formatındaki BÜTÇE, ZAMAN ve KONSEPT unsurlarının müvekkili firma tarafından taklit edildiğinin iddia edilmesinin mesnetsiz olduğunu, Söz konusu unsurlar yarışma programlarının olmazsa olmazı ve anonim nitelikteki uygulamalardan olduğunu,alışveriş yarışma programlarında belli bir konsepte alışverişte bulunulması işin doğası gereği olduğu gibi,yarışmacıların herhangi bir konsept olmadan adeta amaçsızca alışverişte bulunmalarının tercih edilmememesinin son derece normal olduğunu, bu unsurlar sadece moda alışveriş programları dışında da kullanılan unsurlar olup mutfak, ev işleri gibi konular içeren yerli veya yabancı yayın formatlarında da kullanılan, HERKESİN KULLANIMINA AÇIK, KİMSENİN TEKELİNDE OLMAYAN, ANONİM UNSURLAR dan olduğunu, kimseden izin alınmadan kullanılabilecek format unsurları kapsamında olması gerektiğini,Televizyonda yayınlanan birçok programın içerik olarak başka formatla benzerlik gösterebileceğini ancak programın en önemli hususunun programının nasıl işlendiği hususu olduğunu, … programının bütün yarışmacıların kendi gardıroplarından hazırladıkları kıyafetleri ile bir eve yerleşmeleri ve söz konusu evde yaşarken her gün belirlenen konsepte göre jüri karşısına çıkmalara üzerine kurulmuş bir format olarak başladığını, Programın ilk yirmi bölümünde iki yarışmacı kız alışverişe çıkarken yirmi birinci bölüm itibari beş yarışmacı kızın toplu alışverişe çıkarak rekabeti yükseltmesine karar verildiğini, Yarışma programında değişen tek hususun bu olduğunu, dünyada pekçok proğram format örneklerini beyanlarında bildirdiklerini, davalının iddasının temelsiz olduğunu, proğrama ait formatı açıklayan unsurları ayrıntılı olarak beyn dilekçelerinde bildirdiklerini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık, “…” isimli yarışma programının … logosu ile yayın yapan televizyon kanalında yayınlanmasının önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi, haksız ve hukuka aykırı kullanım sebebiyle, davacıların mali haklarına tecavüzünün tespiti ile tecavüzün men ve ref’ine, şimdilik 10.000 TL’nin, FSEK madde 68. hükmü gereğince tespit edilecek rayiç bedelin üç katının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ilişkin olarak açıldığı anlaşılmıştır.
… 1.Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde … D.İş sayılı dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu taraf delilleri toplanmadan düzenlendiğinden ,bu tür taleplerin esasen yargılama içinde tüm deliller toplandıktan sonra incelenmesi gerekli olduğu da bilindiğinden, format kıyaslaması yapılmadan tek taraflı sunulan delillere göre yapılan tek kişilik bilirkişi incelemesi denetime uygun bulunmadığından hükme esas alınmamıştır.
Dosyaya davalı yanca Yrd.Doç Dr. … tarafından sunulan 10 Ekim 2016 tarihli mütalaasına göre davacının eser sahipliği iddiasında bulunduğu “…” ve “…” isimli program formatlarıyla, “…” adlı program formatında herhangi bir şekilde intihal veya haksız rekabet anlamında taklit olarak değerlendirilebilecek bir benzerlik taşımadığı, söz konusu benzerliklerin kimsenin tekelinde olmayan, herkesin kullanımına açık (sınırlı bütçe, zaman ve konsept gibi unsurlar da dahil olmak üzere) anonim unsurlardan kaynaklandığı, herkesin kullanımına açık anonim unsurlardan hareketle herkesin yarışma formatı meydana getirebileceği, bu durumun haksız rekabete yol açan bir davranış olmayacağı, herkesin kullanımına açık olduğunun tespit edildiği belirlenmiştir.
Dosyaya sonulan uzman görüşlerinde özetle; her iki programdaki mekan seçimi ve mekanın işlevinin dikkat çektiği, yarışmacıların sürekliliği ve elenme süreci bakımından her iki programda da farklılıklar bulunduğu, jüri unsuru ve işleyişi bakımından her iki programın farklılaştığı, bu tür formatlarda anonim bir unsur haline gelmiş alışveriş unsurunun her iki programda da var olmasına rağmen, alışveriş aşamasının işleyişinde farklılar olduğu, tüm bu hususlar dikkate alındığında intihal veya taklit nedeniyle hak ihlalinden söz edilemeyeceği bildirilmiştir.
İstanbul BAM 16.HD tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesinde bilirkişiler; …, … ve … 6.2.2017 tarihli raporlarında; “…” isimli yarışma proğramıyla “…” adlı programlar arasında intihal bulunmadığı yönünde rapor tanzim ettikleri anlaşılmıştır.
Yine bu raporda isabet ile belirlendiği üzere bütçe, süre, mahal ve harcama belirli bir konsept konsept şeklinde davacının formatından çok önce bu öğelerin işlendiği de tespit edilmiştir.
Mahkememizce itiraz üzerine alınan ikinci heyetin ise …, …,…’den oluştuğu ve 26.1.2018 tarihli raporda özetle; Davacı yana ait program formatının FSEK kapsamında eser olarak kabul edilemeyeceği, ancak Haksız rekabet hükümleri çerçevesinde korunabileceği,…” adlı programın, 21. bölümden İtibaren davalı yanın formatı olan Davacı’nın “…” adlı programıyla “format düzeyinde” birebir aynı olmadığı, ancak bir takım fikirler bakımından benzerliklerin ve ortak noktaların olduğu, fakat bu genel ve anonim olan ortak noktaların intihal olarak kabul edilemeyeceği, Davacı yana ait programın, belirli süre, belirli mekan, belirli bir bütçe ve belirli bir konsept, amaç… gibi ana unsurlarının daha önce yurt dışında kullanılmakta olan “…” e ait bir formatla bu temel unsurlar bakımından birebir örtüştüğü, bu yüzden de özgünlük içermediğinin tespit edildiğini, varılan sonuç itibarıyla Davalı programın da bu anlamda Davacı programının kopyaladığını özgün olduğununun değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığını bildirmişlerdir.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun l/B maddesindeki yasal tanım dikkate alındığında, bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru içermesi gerekmektedir. Bunlardan birincisi, fikir ve sanat ürününün “sahibinin hususiyetini taşıması”, ikincisi İse “kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması”dır. Bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilebilmesi için, bu ürünün onu meydana getiren kişinin
zihinsel faaliyetlerinin kapsamını ön plana çıkarıyor olması gerekir. Fikir ve düşünceler, ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklandığında fikri hukuk koruması kapsamına girer. Buradan yola çıkılacak olunursa, davacı tarafın notere tasdik ettirmiş olduğu hususlar anonim olduğundan Fsek kapsamında korunamazlar, ancak bu hususun tartışılması ihtisas mahkemesine ait olduğundan görev itirazı yerinde görülmemiş, yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
5846 sayılı FSEK hükümleriyle eser sahibine sağlanan fikri hak koruması fikrin bizatihi kendisine dair olmayıp onun ifade ediliş biçimine ilişkindir.(nitekim 11.HD’nin 03.12.2007 tarih ve 12890/14256 sayılı ve 23.06.2008 tarih ve 6510/8309 sayılı kararları)
Sunulan uzman mütalaası, bilirkişiler; …, … ve … 6.2.2017 tarihli raporı, , …, …,…’ün 26.1.2018 tarihli heyet raporları birlikte incelendiğinde; Davacı yana ait program formatının FSEK kapsamında eser olarak kabul edilemeyeceği, somut olayda genel unsurların kullanılması nedeniyle Haksız rekabet hükümlerininde uygulanamayacağı, nitekim …” adlı programın, 21. bölümden İtibaren davalı yanın formatı olan Davacı’nın “…” adlı programıyla “format düzeyinde” birebir aynı olmadığı, ancak bir takım fikirler bakımından benzerliklerin ve ortak noktaların genel ve anonim olan ortak noktalar olduğunun her iki heyet tarafından da tespit edildiği, somut olayda intihal bulunmadığı gibi; ,Davacı yana ait programın, belirli süre, belirli mekan, belirli bir bütçe ve belirli bir konsept, amaç… gibi ana unsurlarının daha önce yurtdışında kullanılmakta olanbirçok formatta birebir kulllanıldığı, dolayısıyla davacının fikri çaba ve emeğinin sonucu oluşmayan genel unsurların kimsenin tekelinde olamayacağı hususları bir arada incelendiğinde subut bulmayan davanın esastan reddine karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-35,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 134,88 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.145 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalıların yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı.19/09/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır