Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/156 E. 2018/68 K. 06.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/156 Esas
KARAR NO : 2018/68

DAVA : Marka (kısmen hükümsüzlük, sicilden terkin)
DAVA TARİHİ : 25/07/2016
KARAR TARİHİ : 06/03/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (kısmen hükümsüzlük, sicilden terkin) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin … merkezi İsviçre de bulunan dünyaca ünlü lider bir gıda ve sağlık ürünleri üreten firma olduğunu, Türkiye de ve dünya çapında yürütmekte olduğu özel sağlık hizmetleri konusunda … markasını 2007 tarihinden bu yana TPE nezdinde tescil ettirdiğini, davalı adına tescilli … sayılı … markasından haberdar olduğunu, davalıya yana ait söz konusu markanın tescil edildiği mal hizmetler incelendiğinde söz konusu markanın … ve .. Sınıfları kapsadığı “insan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı olan ya da olmayan diyet maddeleri; besin takviyeleri, zayıflatıcı ürünler, bebek mamaları, tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler.” ürünlerinin ise müvekkiline ait marka kapsamında yer alan mallar ile aynı tür olduğunu, söz konusu markanın müvekkili markası ile gerek görsel gerekse işitsel açıdan son derece benzer olması nedeniyle karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzer nitelikte olması nedeniyle, davalı markasının tescilinin kapsamında yer alan 05.sınıfta dahil”insan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı olan ya da olmayan diyet maddeleri; besin takviyeleri, zayıflatıcı ürünler, bebek mamaları, tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler.” malları yönünden markanın kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesi talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap ve beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili 06/03/2018 tarihli duruşmadaki beyanı ile; müvekkili ile davalının sulh olduğunu, sulh nedeni ile karar verilmesi talebinde bulunduğu, anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından sunulan 20/07/2017 tarihli dilekçesi ekindeki sulh sözleşmesi incelendiğinde, sulh sözleşmesi gereğince tarafların dosyaya ilişkin tüm taleplerinden gayri kabili rücü şeklinde feragat ettikleri, birbirlerinden hiçbir şekilde masraf, vekalet ücreti, ve dava ilgili herhangi bir nam altında başkaca bir bedel talebinde bulunmadıkları, 06/07/2017 tarihinde imzalanan 4 sayfa ve 6 maddelik sulh sözleşmesi ve eklerinin incelenmesinde anlaşılmış olmakla, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Sulh nedeni ile DAVADA ESAS HAKKINDA BİR KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-35,90 ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 6,70 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Taraflar karşılıklı olarak birbirlerinden vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediklerinden, bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-Tarafların yapmış olduğu giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,
Dair karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 06/03/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır