Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/136 E. 2019/275 K. 30.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/136 Esas
KARAR NO : 2019/275

DAVA : Franchising sözleşmesinden kaynaklı haksız fesih nedeni ile maddi – manevi tazminat
DAVA TARİHİ : 20/06/2016
KARAR TARİHİ : 30/05/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Franchising sözleşmesinden kaynaklı haksız fesih nedeni ile maddi – manevi tazminat talepli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesinde,Taraflar arasında 05,06,2010 tarihinde 5 yıl süre İle franchaise Sözleşmesi İmzalandığını ve bu sözleşmeye ek olarak 01.0T2014 tarihinde “…” isim ve markasını kullanan davacının bu marka yerine “…” markasını kullanacağını öngören sözleşme imzalandığını,davacının sözleşmedeki yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiği halde, davalı yanca, … 40, Noterliği aracılığı ile … tarih vc … yevmiye no’lu ihtarname ile; “Taraftar arasında imzalanan 05.06.2010 tarihli Franchise Sözleşmesinde belirtilen satış adetlerine ulaşılamamış olması, marka imajını zedeleyecek çok sayıda hakaret ve müşteri şikayetinin bulunması, sözleşme hükümlerine uyulmaması, müteaddit uyarılara rağmen bu aksaklıkların düzeltilememesi sebebiyle sözleşmenin 3l.7.2015 tarihi itibariyle fesih edildiği”nin bildirilmiş olduğunu, Davalının fesih gerekçeleri gerçeği yansıtmadığından ve davalı tamamen kötü niyetli olduğundan, … 25. Noterliği aracılığı ile ihtarnameye cevap verildiğini, 5 yıllık süreç içerisinde şikayetlerin münferit olduğunu,hepsinin çözüme ulaştırılmış olduğunu, bu tür şikayetlerin yaşanmasının sebebinin davalı tarafın kendisine verilen teslimatları geciktirmesi ya da hiç teslim etmemesinden kaynaklandığını 23.04.2015 tarihli e-posta ile sadece nisan ayı İçinde 13 adet gecikme yaşandığının davalı tarafça da kabul edilmiş olduğunu. sözleşmede belirtilen satışlara ulaşamadığı iddiasının da gerçeği yansıtmadığını, sözleşmenin haksız feshinden dolayı uğranılan 50.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazmİnatın davalının temerrüdü tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilinin talep ve dava edildiği anlaşılmıştır.
SAVUNMA; davalı vekili beyan dilekçesinde Özetle: Davacılardan … ve dava dışı … İle müvekkil … arasında 05.06.2010 tarihinde bir Franchise Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin konusunun, müvekkili şirketin tasarrufundaki ” …” isim ve markasının, müvekkili şirketten temin edilen ürünlerle sınırlı olarak, franchise alan tarafından kullanılması olduğunu, bilahare 28,07,2010 tarihli Ek Sözleşme ile davacı … Tic. Ltd. Şti’nin sözleşmenin Franchise Alan tarafına dahil olduğunu, bu suretle sözleşmenin Franchise Alan tarafının üç kişiden oluşmuş  hale geldiğini, bu sebeple işbu sözleşmeye dayalı olarak Franchise Alan tarafından açılabilecek her türlü dava ve talebin, bu üç kişi tarafından birlikte yapılması gerektiğini, Sözleşme koşullarının davacı lehine önemli ölçüde iyileştirilmesine rağmen, davacının sözleşme ile üstlendiği yükümlülükleri yerine getiremediğini, müşteri memnuniyetsizliği,ulaşılması gereken satış rakamlarına ulaşılamamış olması, sözleşme hükümlerine aykırı olarak web sitesi kurulması ve müteaddit uyanlara rağmen, bu kullanımda ısrar edilmesinin,davalının marka, itibar ve ticari gerekliliklerine zarar verici bir hal aldığını, davacı tarafın içine girdiği bu tutum ve davranışlar sözleşmenin birçok maddesini ihlal eder nitelikte olduğundan ve bu koşullarda ticaretin ve sözleşmenin devamının müvekkil şirketten beklenmesi mümkün olmadığından Sözleşmesinin haklı olarak feshedilmiş olduğunu,davanın reddine karar verilmesini talep eümiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava konusu; taraflar arasındaki franchaise özleşmenin haksız feshinden dolayı uğranıldığı iddia edilen 50.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
HMK 266. madde gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali bilirkişi … 20.7.2017 tarihli raporunda; Sözleşmenin feshine İlişkin ihtarnamede ileri sürülen, “sözleşmede belirtilen satış adetlerine franchise dönemi içinde ulaşılamamış olmasına dair davacı tarafa tebliğ edilen hedef rakamlar bulunmadığı vc bu konuda belirsizlik olduğu görüldüğünden fesih sebebi olarak ileri sürülemeyeceğini, “Marka imajını zedeleyecek çok sayıda hareket ve müşteri şikayeti bulunması” hususunda, e-mail mesajlarından bir tanesi davalı tarafın belirlemiş olduğu kurallardan kaynaklanan müşteri şikayeti olmak üzere, üç tane  müşteri şikayetine rastlandığını, 2010 yılından itibaren çalışılmakta olan İş yerinde son zamanda görülen ve giderilmeye çalışılan müşteri şikayetlerinin ciddi boyutlarda olmadığını, Ankara web sitesi kurulmasının satışları artırma çabasını içermiş olmasına rağmen, sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu, Sözleşme yapıldıktan sonra davalının … Şubesini kapatması gerektiğine dair davacının iddiası konusunda, sözleşmede buna dayanak olarak gösterilen hükmün, davalının … Şubesi’niıı kapatılması anlamını taşımadığını, davacıdan başka tüzel kişiliklere franchaise verilmemesi gerektiği yönünde olduğunu, davacı yanın siparişlerin zamanında karşılanmadığı iddialarına karşılık yapılan İncelemede, 2014 yılına kadar olan çalışmalarda gecikme olmadığı, 2014 yılında teslim edilemeyen ve bu nedenle iptal edilen siparişlerin, zamanında teslim edilememesinin ihracatçı firmadan kaynaklandığı, davalı firmanın kusurunun bulunmadığını, davacının söz konusu siparişlerin gecikmelerinden dolayı zararının olmadığını, Davacı ile davalı arasındaki iş İlişkisinin, 2014 yılında sipariş edilen ürünlerden teslim edilemeyenlerle bozulmaya başladığı, müşteri şikayetleri ve web silesi kurulması ile devam ettiği, sorunlara çözüm olması için yapılan toplantının da fayda etmediği, davalının yeni sözleşme yapılması ve yeni franehise ücreti talep etmesi ve süreli feshettiği sözleşmenin feshi ile ilişkilerin tamamen bozulduğu ve karşılıklı suçlamalara dönüştüğü, tarafların dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak, tespit edilebilen kusurlarının değerlendirme takdirinin Mahkemeye ait olduğu, Tarafların ticari defter kayıtlarındaki carı hesaplarının borç-alacak bakiyeleri arasında mutabakatsızlık bulunmadığı, 2014 yılında 2 adet depo sipariş formuna ilişkin 14 adet toplam 7.973,00 Euro tutarında ürün teslim edilemediğinden iptal edildiğinin ve 2015 yılında 6 adet kurdele ve depo sipariş formuna ilişkin 14 adet ürünün, gecikmeli olarak teslim edildiğinin tespit edildiği,Davalı tarafın ticari defter kayıtları İle belgeleri Üzerinde yapılan incelemede; davacının 2014 yılında sipariş edilen 2 adet sipariş formuna ilişkin 14 adet ürün teslim edilemediğinden, iptal edildiğinin, 2015 yılında sipariş edilen 6 adet kurdele ve depo sipariş formuna ilişkin 14 adet ürünün, gecikmeli olarak teslim edildiğinin tespit edildiği, 2014 yılında sipariş edilen ürünlerden teslim edilemeyen ve bu nedenle iptal edilen 14 adet ürün iie ilgili olarak davacının toplam zararının 6,718,19 TL olarak hesap edildiği, 2015 yılma ait siparişlerden gecikmeli olarak teslim edilen kurdele siparişlerinin satılmış olması ve depo siparişlerine İlişkin müşteri kaybı olduğuna dair bilgi ve belge olmaması nedenleriyle, davacının söz konusu gecikmelerden kaynaklanan zararının bulunmadığı,Davalının sözleşmeyi feshinin haksız olduğuna karar verildiği takdirde, davacının zararı olarak hesap edilen 6.718,19 TL maddi tazminat miktarı İle birlikte 172,00 TL avans faizini davalıdan talep edebileceği,davalının halen mevcut olan Nişantaşı Şubesi ile Franchising olarak çalıştığı Suadiye, Bursa ve Ankara Mağazalarının bulunduğu, daha önce kapanmış olan Kadıköy/İstanbuL İzmir, Adana, Gaziantep ve Lefkoşe/Kıbrıs Mağazaları ile ilgili franchising sözleşmelerinin karşılıklı anlaşma yoluyla feshedilmiş olduğunun belirtildiği, buna ilişkin 1 adet sözleşme fesih belgesi görülebildiği, Franchise verilen 3.tüzel kişiliklerin tüm sipariş formlarının incelenerek, fatura vc defter kayıtlarının bulunmasını gerektiren çok geniş kapsamlı bir çalışmayı içeriyor olması nedeniyle, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre, siparişlerin diğer franchise verilenlere zamanında ulaştırılamadığma dair gecikme tespit edilemediği, taraflar arasındaki iş İlişkisinin, 2014 yılında sipariş edilen ürünlerden teslim edilemeyenlerle bozulmaya başladığı, müşteri şikayetleri ve web sitesi kurulması ile devam ettiği, sorunlara çözüm olması için yapılan toplantının da fayda etmediği, davalının yeni sözleşme yapılması ve yeni franchise ücreti talep etmesi ve süreli feshettiği sözleşmenin feshi ile ilişkilerin tamamen bozulduğu ve karşılıklı suçlamalara dönüştüğü, tarafların dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak, tespit edilebilen kusurlarının değerlendirme ve takdirinin mahkemeye ait olduğunu bildirmiştir.
Rapora itiraz edilmesi üzerine marka vekili ve franchaise sektörü konusunda uzman … ‘da heyete eklenerek ek rapor alınmış, bilirkişiler itiraz üzerine 3 kez ek rapor tanzim etmişlerdir.
Bilirkişilerin 1. ek raporlarında özetle; sözleşmenin feshine ilişkin ihtarnamede ileri sürülen, “sözleşmede belirtilen satış adetlerine franchise donemi içinde ulaşılamamış olmasına dair davacı tarafa tebliğ edilen veya taraflarca tutanak altına alınan hedef rakamların tespit edilemediği,taraflar arasında 11.06,2014 tarihli mutabakat ve daha sonra 30 Mart 2015 tarihinde … tarafından …’a gönderilen elektronik posta ekinde davalı tarafından yeni döneme ilişkin sözleşme örneğinin davacıya gönderildiği de göz önüne alındığında, bu tarihe kadar bu hususlarda taraflar arasında bir ihtilaf olmadığı, 3 adet müşteri şikayetinin mevcut olması, taraflar arasında 11.06.2014 tarihli mutabakat ve daha sonra 30 Mart 2015 tarihinde davalı tarafından yeni döneme ilişkin sözleşme örneğinin davacıya gönderildiği de göz önüne alınarak, bu şikayetlerin sözleşmenin feshine neden olabilecek boyutlarda olmayacağını, Davacı tarafa aît … ve davalı tarafa ait … isimli tarafların web sitesi karşılaştırmasında … ve … İbarelerinin markasal olarak kullanıldığı, her iki web sitesinde yerli ve yabancı farklı markalardaki gelinlik ve aksesuar tasarımlarının tanıtıldığı, markasal anlamda bakıldığında tüketiciyi İltibasa düşürecek niteliklerin yer almadığı, Davalı yanın siparişlerin zamanında karşılanmadığı iddialarına karşılık yapılan İncelemede, 2014 yılma kadar olan çalışmalarda gecikme olmadığı, 2014 yılında teslim edilmeyen ve bu nedenle İptal edilen siparişlerle ilgili olarak veya 2015 yılındaki gecikmelerden dolayı sözleşmenin davalı tarafça fesih tarihine kadar davalı yandan “müşteri ve/veya itibar kaybı, bunlardan ötürü maddi zarar veya sözleşmenin feshi vb herhangi bir talepte bulunmadığı, sadece elektronik ortamda yazışmaların yapıldığı, davalı yan tarafından sözleşmenin haklı olarak feshedilmediği sonucuna varacak olursa, davacının 2014 yılında sipariş ettiği ürünlerden iptal edildiği tespit edilen ve iptali nedeniyle satışı yapılamamış olmasından kaynaklanan kazanç kaybı hesabında değişiklik olmadığını bildirdikleri anlaşılmıştır.
Bilirkişilerin 2. ve 3. ek raporlarında özetle;Teslim edilememesi nedeniyle iptal edildiğinden satışı yapılamayan 14 adet gelinliğin satışının yapılması halinde elde edilecek kar İle ilgili olarak, net kar üzerinden yapılan hesaplamada bir yanlışlık bulunmadığı, davacı şirketin 2014 yılına ait ticari defter kayıtlan İle kurumlar vergisi beyannamesi/gelir tablosuna bakıldığında, satışların maliyetinin  satılan ticari mallar maliyeti) 169.524,70 TL olduğunun görüldüğü,- Stokta kalan ürünlerin envanter defterine kaydedilmesine ilişkin olarak, 213 sayılı VUK 185 ve 186. maddelerinde Envanter Defteri ve Envanter çıkarmak ile ilgili yasal düzenleme yapılmış olduğu, bundan önce düzenlenen ek raporda da belirtilmiş olduğu gibi  dilekçe ekinde mevcut olduğu belirtilen bazı mal alış faturası fotokopileri ile etiket fotoğraflarından depoda kalan ürünleri tespit etme imkanı olmadığı,Şayet söz konusu 14.02.2018 tarihli dilekçenin 4’ncü sayfasında belirtilmiş olan gelinliklerin adet olarak belirtildiği şekilde depoda kalmış oldukları Mahkemece kabul edilecek olursa, dilekçe ekindeki fotoğraflar ile alış faturalarına göre, depoda kalmış olan gelinliğin alış bedeli toplam tutarının 17.332,92 TL olduğunu, Dosyaya sunulan kurumlar vergisi beyannamelerine göre, sözleşmenin feshedildiği 2015 yılı ikinci yan yılından itibaren 2017 yılı dahil olmak üzere, kar/zarar farkının 104.753,08 TL zarar olarak gerçekleştiği, sözleşmenin feshinden sonraki 5 yıllık dönem için gerçekleşen ve muhtemel enflasyon artış oranlarına göre varsayıma dayalı olarak hesap edilmiş olan 531.356,31 TL kar mahrumiyeti ile bu kar mahrumiyetinden yapılacak indirimi miktarı konusundaki takdirin Mahkemeye ait olduğunu, Davacının reklam giderlerine ilişkin talebinin sözleşmenin yenilenmeyeceği bildiriminin yapılacağı 05.12.2014 tarihi Öncesi ve sözleşmenin feshinin ihbar ve ihtar edildiği 21.04.2015 tarihi sonrası reklam giderleri olması sebebiyle uygun görülmediğini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Sunulu deliller mali bilirkişinin inceleme kayıtları ve dosyada mübrez sözleşme hükümleri ve fesih sebepleri ile birlikte incelendiğinde;
Franchise Sözleşmeleri, Türk Pozitif Hukukunda düzenlenmiş bir müessese olmamakla birlikte, öğretide; “Franchise sözleşmesi, franchise verenin kendisine ait üretim, işletme ve pazarlama sistemini oluşturan fikri ve sınai unsurlar üzerinde, franchise alana kullanma(lisans) hakları tanıyarak, onu kendi işletme organizasyonuna entegre etmek ve onu bu sisteme dayalı ticari faaliyet sırasında devamlı olarak desteklemek borcu altına girdiğini; franchise alanın ise hem söz konusu sisteme (franchise verenin belirlediği ilkelere uymak ve verilen fikri/sınai unsurlardan yararlanmak kaydıyla) dahil mal veya hizmetlerin sürümünü kendi nam ve hesabına yapmayı ve desteklemeyi hem de franchise verene belli bir ücret ödemeyi taahhüt ettiği;sürekli bir borç ilişkisi kuran, kanunda düzenlenmemiş ve çift taraflı bir çerçeve sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır (Gürzumar, Osman Berat: Franchise Sözleşmeleri ve Bu sözleşmelerin Temelini Oluşturan “Sistem” lerin Hukuken Korunması, İst.1995,s.10).
Bu tür sözleşmelerin en önemli özelliği, birden fazla sözleşmeye esas oluşturan bir çerçeve sözleşme olmasıdır. Sürekli borç ilişkisi doğuran bu tıp sözleşmeler sayesinde, franchise alan çerçeve sözleşme kapsamında, franchise verenle sözleşme ilişkisi boyunca belirli nitelikte ve miktarda mal veya hizmet alımı ilişkisine girmektedir. Bu çerçeve sözleşme sayesinde taraflar sonradan çok sayıda yeni sözleşme ve iş ilişkisi gerçekleştirmektedirler. Bir malın üretim sistemi, niteliği, kalitesi, standardı, ya da bir hizmetin yerine getiriliş şekli hep bu sözleşmenin konusunu teşkil eder. Aynı şekilde pazarlama ve danışmanlık hizmetleri de sağlanır. Bu tür sözleşmelerde tarafların birden çok edim borcu (edim demeti) bulunmaktadır. Sözleşmenin kapsamına, tarafların iradesi ve isteği doğrultusunda, tescile bağlı olan veya olmayan bir fikri veya sınaî hakkın kullanımı da girebilir.
Davacının iddiası franchaise sözleşmesinin haksız feshinden dolayı uğranıldığı iddia edilen 50.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.Ancak Feshin haklı olup olmaması sadece fesih nedeniyle uğranılan zararların tazmini bakımından önemlidir.
Özellikle franchaise sözleşmelerinde ticari alışverişler emniyet ve itimat üzerine kurulmaktadır. Tacirlerden muamelelerinde beklenen basiret ve alâka alelade vatandaşlarınkinden fazladır. Karşılıklı güven, karşılıklı olarak dürüstlük esaslarına uymayı, kendisinin olduğu kadar karşı tarafın menfaatlerini de gözönünde tutmayı icabettirir. Medenî Kanunu’muzun 2 inci maddesinin koyduğu “Herkes haklarını kullanmakta ve borçlarını ifada hüsn-ü niyet kaidelerine riayetle mükelleftir.” prensibi yalnız dar mânada medenî hukuk sahasına değil, bütün hukuki hayatımıza hâkim olan bir kaidedir. Ve özellikle ticaret hukukunda uygulama alanı bulur. (Belbez, Hikmet: age., Sahife:221).
Bilindiği gibi akdin feshine ilişkin irade beyanı tek taraflı bozucu yenilik doğuran haklardan olup karşı tarafın kabulüne bağlı olmaksızın karşı tarafa ulaşması ile sonuç doğurmaktadır. Feshin haklı olup olmaması ise sadece fesih nedeniyle uğranılan zararların tazmini bakımından önemlidir. Somut olayda davalı yan sözleşmeyi fesh etmiş olup, davacının varsa bir zararı ancak bu tarihten sonrası için söz konusu olacaktır. Davalı ise … tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmeyi fesh etmiş olup, davacı yan bu tarihten önce sipariş vb nedenler ile bir zarara uğradığı yönünde davalıya bildirimde bulunmamış, davalıya yöneltilmiş bir talep sunmamıştır.
Ancak davalı yanca sözleşmenin feshine ilişkin ihtarnamede ileri sürülen, “sözleşmede belirtilen satış adetlerine franchise donemi içinde ulaşılamamış olması “na dair davacı tarafa tebliğ edilen veya taraflarca tutanak altına alınan hedef rakamlar bilirkişilerce tespit edilemediğinde bu yöndeki feshin haklı olup olmadığı hususu tespit edilememiş olup, dosyaya sunulan mail içeriklerinde 11.06,2014 tarihli mutabakat ve daha sonra 30 Mart 2015 tarihinde … tarafından …’a gönderilen elektronik posta ekinde davalı tarafından yeni döneme ilişkin sözleşme örneğinin davacıya gönderildiği , bu dönem zarfında geçiken siparişler için bir zarar bulunduğunun bildirildiğine dair delil sunulmadığı, taraflar arasında 11.06.2014 tarihli mutabakat ve daha sonra 30 Mart 2015 tarihinde davalı tarafından yeni döneme ilişkin sözleşme örneğinin davacıya gönderildiği, davacının … ve sitesinde yerli ve yabancı farklı markalardaki gelinlik ve aksesuar tasarımlarının tanımını yaptığı, gerek davacı gerekse davalının kendilerinin ileri sürdüğü konuları içeren bu hususların düzeltilmesini öngören ihtar vb belge dosyaya sunumadıkları, her dosyanın sunulu delillere göre çözülmesi prensibinden hareket ile incelenen delillere göre taraflar arasında 2014 yılına kadar olan çalışmalarda taraflar arasında gecikme olmadığı, 2014 yılında teslim edilmeyen ve bu nedenle İptal edilen siparişlerle ilgili olarak veya 2015 yılındaki gecikmelerden dolayı sözleşmenin davalı tarafça fesih tarihine kadar taraflarca “müşteri ve/veya itibar kaybı, bunlardan ötürü maddi zarar veya sözleşmenin feshi, geçiren ürün nedeniyle zarar vb herhangi bir talepte bulunmadığı, sadece elektronik ortamda yazışmaların yapıldığı, dolayısıyla 4 yıl süre ile taraflar arasında sözleşmenin belirli bir mutabakat ile yürütüldüğü ilişkiler bozulduğunda ise davalı yanca 3 adet müşteri şikayeti de ileri sürülerek fesih sebebi yaratıldığı, her ne kadar davacının davalıdan izinsiz olarak site kurması sözleşme hükümlerine göre uygun bir davranış değilse de bu durumun direk sözleşmeyi fesih sebebi yaratılmasına gerekçe olamayacağı, dolayısıyla taraflar arasındaki ticari ilişkinin karşılıklı güven esasına göre yürüdüğü, edimsel kusurların karşılıklı olduğu, dolayısıyla davalı yanca ileri sürülen fesih sebeplerinin yerinde olmadığı ancak davacının da bu fesih nedeniyle somut bir zararı oluşmadığı halde bozulan ilişki kapsamında maddi tazminat istemiyle huzurdaki davayı açtığı anlaşıldığından davanın redddine karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1-Davanın reddine,
2-44,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 894,87 TL harcın davacıya iadesine,
3-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.850,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı yan tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı yan tarafından yapılan 500 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 30/05/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır