Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/114 Esas
KARAR NO : 2020/231
DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 18/05/2016
KARAR TARİHİ : 23/09/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya tecazün önlenmesi ve Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde; … kod numaralı “…” ibareli markanın müvekkilleri adına tescilli olduğunu, davalı … Tic. A.Ş’nin … adlı internet silesi üzerinden sahte ürün sattığını, Söz konusu ürünlerin sahte olduğunun; … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D. iş sayılı dosyası, … FSHC Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığımın … Soruşturma Numaralı dosyası ile tespit edildiğini, sahte ürün satışlarının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, … Cumhuriyet Başsavcılığı … Soruşturma Numaralı dosya kapsamında davalı … şirket yetkilisinin dinlendiğini, ilgili şahsın 2015 yılı için ürün alımının … Tic. Ltd. Şti’den yapıldığını beyan ettiğini, Müvekkillerinin uğradığı zararın tazmini ve zararın sorumlusu 3. Kişilerin tespitini, marka hakkına tecavüz tüllerinin durdurulmasını, davacı şirket adına tescilli ve tanınmış “…” markasıyla sahte ürün sattığı iddiasıyla marka hakkına tecavüz kapsamında şimdilik 100.000 TL belirsiz alacak davası olduğunu, marka hakkına tecavüzün devamını önlemek amacıyla tedbirlerin alınmasını, el konulan sahte ürünlerin imhasını talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA: Davalı … vekili 22.06.2016 havale tarihli cevap dilekçelerinde özetle; diğer davalı şirket yetkilisi tarafından … Cumhuriyet Başsavcılığı Soruşturma Bürosunun … sor. nolu dosyasına verilen ifade tutanağında ürünleri tedarikçi firma … Tic. Ltd. Şti tarafından sağlandığı İddiası üzerine davacı tarafından iş bu davanın müvekkiline karşı İkame edildiğini, Oysa ki; diğer davalı …Tic.A.Ş ile davalı müvekkili arasında akdedilen tedarikçi sözleşmesinin 24.08.2015 tarihli olduğunu, bu tarihten Önce diğer davalı …Tic.A.Ş ile davalı müvekkili arasında sahte olduğu tespit edilen ürünlerle ilgili hiç bir ticari faaliyet söz konusu dahi olmadığını, taraflar arasında akdedilen tedarikçi sözleşmesinden önceki dönemlerde hiç bir şekilde ürün alım ve satışı gerçekleşmediğini, akdedilen 24.08.2015 tarihli tedarikçi sözleşmesinden sonra taraflar arasındaki İlk alım satımın 04.01.2016 tarihli olduğunu, müvekkili tarafından tedarik edilen ürünlerin sahte olduğuna dair dava dosyasında herhangi bir tespitin mevcut olmadığını, davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 23.06.2016 havale tarihli cevap dilekçelerinde özetle; Müvekkili şirket nezdinde satışı yapılan sahte herhangi bir urun tespit edilmemiş olup davacının başkaca kişiler nezdinde yapılan tespitlere dayanarak tazminat talep etmesinin hukuki dayanağının bulunmadığını,Davacının dilekçesinde … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … değişik iş sayılı dosyası kapsamında …’te … isimli bir işyerinde keşif yapılmak suretiyle ürün tespit edildiğini ifade ettiğini,buna ek olarak … isimli kişinin …’deki adresinde 4 adet ürün tespit edildiğini, müvekkili şirketin işyerinde ya da onunla bağlantılı herhangi bir yerde tespit edilen bir ürün bulunmadığını,. Daha önce müvekkili şirket yetkilisi … tarafından … soruşturma numaralı dosyada verilen ifade de yapılan bir tespit bulunmadığı, bu Ürünlerin … isimli diğer davalı şirketten alındığının ifade edildiğini, bir takım alış faturaları sunulduğunu ve fakat ne savcılık nezdindeki araştırmada ne de başkaca bir dosya kapsamında müvekkili şirketin aldığı ve sattığı ürünlerin sahte olduğuna dair bir tespitin mevcut olmayıp bu hususun davacının varsayımından ibaret olduğunu, Davacının tazminat talebinin de sahte ürün satıldığı varsayımına dayandığını,davacının talebinin hukuki bir dayanağı bulunmadığını,24.08,2015 tarihinde “Tedarikçi Sözleşmesi” akdedildiğini, müvekkili Şirket yönünden davanın reddi kararı verilmesi gerektiğini beyan etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık: davacı şirket adına tescilli “…” markasına yönelik tevavüzün tespiti, önlenmesi, marka hakkınına ihlalden kaynaklı şimdilik 100.000 TL belirsiz alacak hüküklmerine göre maddi tazminatın davacıya ödenmesi istemine ilişkindir.
Türk patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalıların dava / cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi bilgisayar mühendisi …’nin 16/08/2016 tarihli bilirkişi raporunda; yapılan incelemede özellikle yanında yıldız bulunan, süper hızlı kargo İbareleri ve çeşitli indirimlerle ürünlerinin fotoğraflamasını yapmış veürünlerin büyük çoğunluğunun tedarikçisinin … olarak belirtildiğini, site üzerinde diğer tedarikçilerin …, …, … ve …. firmaları da olduğunu, raporda işaretli ürünlerin … yani Davalı … Hizmetler ve tarafından satışa sunulduğunun tespit edildiğini bildirmiş ancak raporda sahtelik, marka ihlali gibi değerlendirmeler yapılmamıştır
Bilirkişiler …, …, … 04/08/2017 tarihli bilirkişi raporlarında;soruşturma dosyasındaki görsellerden keza … 3.Asliye Hukuk mahkemesinde yer alan ürünler ile Orijinal ürünlerin incelenmesinden haraket ile Davacıya ait tescilli markanın iktibas (aynen taklit) edilmesi suretiyle kullanıldığı ürünlerde, marka hakkına tecavüz fiili işlendiğini, Davacı yanın davalılardan … hiçbir satışının söz konusu olmadığını, 2008 yılından başlamak Üzere, dava tarihine kadar olan süreçte davaya konu ürünü sadece … Şti. ne sattığı, Davacı yanın incelemeye ibraz ettiği kurumlar vergi beyannamelerinin ekinde yer alan gelir tablosu verilerinden, 2011-2015 yılları arasındaki ortalama faaliyet kar (satış hasılatından giderler düşüldükten sonra kalan tutar) oranının 0,05 olduğu, davacı yanın, davalı yanın yetkili firma dışındaki firmalardan tedarik ederek satmış olduğu ürünleri kendisinin satmış olması ihtimali halinde 316.486,56 x 0,05 – 15,824,33 TL kar elde edeceğini, bu anlamda davacı yanın 15.824,33 TL kardan mahrum kaldığı değerlendirilebileceğini bildirilmişlerdir.
Bilirkişiler …, …, … 07/02/2018 tarihli EK bilirkişi raporlarında; Ürünlerin içeriğinde bulunan yağ özellikleri ve speklerinin adli emanet şartlarında inceleme imkanı bulunmadığından yalnızca ürünlerin ambalajları üzerinden inceleme yapıldığı, Davalı yanın kullanımlarının 556 sayılı KHK m. 9/1-a uyarınca iktibas oluşturduğu ve davacı yanın marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini,Davalı yanlar arasında akdedilen tedarikçi sözleşmesi neticesinde yapılan alım satımlara ve davalı … ün ürünlerin …’e satı madan önceki alım satımlarına ilişkin faturalara bakıldığında; davalı … bu ürünleri dava dış, “…” isimli şirketten, bu şirketin ise dava dışı … Tie Ltd Şti ‘den aldığının görüldüğü,… Tic. Ltd.Şti. de bu malları davacı … Şti.’nden aldığını gösteren faturalı belgeden hangi malın ne zaman alındığına dair net edilemediğinden bu hususta bir tespit yapmasının mümkün bulunmadığını bu hususa ilişkin tespitin gerek görülmesi halinde Mahkemece yapılması gerektiğini, Dava dilekçesinde ileri sürülen “2015 yılı için söz konusu sahte ürünlerin davalılardan … Ticaret Ltd. Şti.’den tedarik edildiği” hususunun tespit edilemediğini, mahkemece bir tazminata karar verilmesi halinde davacının seçim yöntemine göne 556 sayılı KHK’nın 66/1-a maddesi gereğince hesaplanan tazminat tutarının, rapor içerisinde açıklanan nedenlerle, kök raporda belirlenen 15,824,33 TL ile bu defa davacı yanın beyanları dikkate alınmak sureti ile hesaplanan ilave 15.196,62 TL’nin 2012-2016 yılları arasında satış hacmindeki düşüşün, salt davalı yanların eylemlerine bağlı olduğu kabulünden hareketle yapılmış olduğunu, takdirin mahkeme ait olduğunu bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …, …, … 09/01/2019 tarihli bilirkişi raporlarında; … tarafından satışa sunulan ürünlerin sahte olduğunun dosya içerisinden tespit edilemediğini, Davalı … tarafından satışa sunulan ürünlerin sahte olduğunun dosya içerisinden tespit edilemediğini, ancak … C.B. … sor numaralı dosyasında …ve … -… ve Bakım Ürünlerinin şüpheli olduğu görülmekle dosya kapsamında düzenlenen bilirkişi raporu ile;Şikayetçi tarafından … internet sitesinden powerten isimli satıcının satış yapıldığının iddia edildiği, bu ürünlerden bir adetin dosyaya sunulduğu, ürünlerin karşılaştırıldığı, yapılan incelemede şüpheli ürününün orijinal olmadığı ve şikayetçinin marka hakkına tecavüz oluşturulduğunun tespit edildiği ilgili ürünün davalı …’ten tedarik edildiğinin ispatı halinde mevcut kanaatin değişmesinin gerekeceği: … ile tedarikçi arasında yapılan sözleşmenin yalnızca taraflarını bağlar mahiyette olduğu, … kendisine ait platformda yapılan marka ihlallerinden doğrudan sorumlu olduğu, Dosyada mübrez bilgi ve belgelerden davalıların tecavüzü havi kullanımlarının anlaşılamadığı ancak Mahkemeda aksi kanaatlerin oluşması ihtimali göz önünde bulundurularak tazminat istemleri bakımından incelemelerin gerçekleştirildiği; Yoksun kalınan kazancın ürünün değeri açısından hesaplanmasında, davacı yanın, davalı yanın yetkili firma dışındaki firmalardan tedarik ederek satmış olduğu ürünleri kendisinin satmış olması halinde 133.140 TL kar elde edebileceği, yoksun kalınan kazancın Markanın değeri açısından hesaplanmasında, davalı yanın rekla reklam giderleri olarak ürünün satışına sağlamış olduğu katkı payı olarak davalı yanın yetkili firma dışındaki firmalardan tedarik ederek satmış olduğu ürünlere payı 824.949,22 TL olabileceğini bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …, …, … 10/01/2020 tarihli EK bilirkişi raporlarında; Kök raporlarında ki arz olunan görüşlerinin aynen devam etmekte olduğunu, Dosyada mübrez bilgi ve belgelerden davalıların tecavüzü havi kullanımlarının anlaşılamadığını ancak Mahkemede aksi kanaatlerin oluşması ihtimali göz önünde bulundurularak tazminat yönünden de incelemelerin gerçekleştirildiğini ve bu kapsamda kök raporu tekrar ettiklerini bildirmişlerdir.
Dosyada alınmış bilirkişi raporları, … 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası,… Fikri Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığının … , ,… Cumhuriyet aBaşsavcılığı … ,… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyaları, … 13. Sulh Ceza Hakimliği tarafından … D.İş sayılı dosyası, kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararlar, … isimli satıcının yetkilisi ile yapılan yazışmalar, marka tescil belgesi, davavalılar arasındaki 24.08.2015 tarihli tedarikçi sözleşmesi,faturalar, taraflarca sunulan tüm beyan ve deliller bir bütün olarak incelendiğinde her iki davalı yönünden açılan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Toplanan deliller incelendiğinde … alan adlı elektronik ticaret (“e-ticaret”) sitesinin sahibi ve yöneticisinin … şirketi olduğu ve bu site üzerinden çeşitli e-ticaret faaliyetlerini gerçekleştirdiği ,dolayısıyla tüketicilere satıcı sıfatıyla doğrudan kendisi ürün ve hizmet satışı yaptığı gibi aynı zamanda aracı hizmet sağlayıcı sıfatı ile diğer üçüncü kişi tacirlere de ürünlerini tüketicilere satmaları için gerekli alt yapı ve platformu sağladığı , 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınlarına Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 5’inci maddesine göre “yer sağlayıcı” ve 6563 sayılı Elektronik Ticaret Kanunu’nun 9. Maddesine göre “aracı hizmet sağlayıcı” konumunda olan davalı Şirketin , elektronik ortamı kullanan gerçek ve tüzel kişiler tarafından sağlanan içeriği kontrol etmek ve bu içeriğe konu mal veya hizmetle ilgili hukuka aykırı bir faaliyet ya da durumun söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlülüklerinin bulunmadığı anlaşılmış olup, “yer sağlayıcı” ve 6563 sayılı Kanunu’nun 9. Maddesine göre “aracı hizmet sağlayıcı” konumunda olan … ‘nin elektronik ortamı kullanan gerçek ve tüzel kişiler tarafından sağlanan içeriği kontrol etmek ve bu içeriğe konu mal veya hizmetle ilgili hukuka aykırı bir faaliyet ya da durumun söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlülüğünün bulunmadığı ,ancak bu şirkete bir tecavüz tespitinin yapılması ve bu durumdan Davalı … ‘ne bildirilmesine rağmen ihlali engelleyecek olumlu bir davranışta bulunmaması halinde kusura dayanan bir sorumluluğunun olabileceği, oysa bu yönde dosyada delil bulunmadığı gibi alınan tüm bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere davalı … ‘ne herhangi bir sorumluluk yükleyecek delil sunulmadığı anlaşılmıştır.
Dosyada bu davalının savunmasında da bildirdiği üzere kendisine resmi bir tebligat yapılmamış olmasına rağmen … yetkilisi tarafından gönderilen bir e-mail üzerine söz konusu durumdan haberdar olan ve powerten isimli satıcının … internet sitesi üzerinden “…” markalı ürün satmasını yasakladığı ve satışları durdurduğu hususu da davalı … nin 06.03.2019 tarihli dilekçesi ekinde sunduğu belgelerden anlaşılmıştır.
Öncelikle huzurdaki yargılamada “sahte olduğu iddia edilen” ürünlerin … adlı internet sitesinden satışa sunulup sunulmadığı hususunun davacı yanca ispatlanması gerekmektedir.Ancak bu yönde dosyada delil bulunmadığı anlaşılmıştır. Aksine toplanan deliller ve dosyaya sunulan faturalardan piyasada birçok firma tarafından söz konusu ürünün satışının yapıldığı anlaşılmıştır. Nitekim davacı yanda dilekçesinde sorumluların tespiti ile zararın belirlenmesi amacıyla dava açmış olup, dayanak olarakda delil tespit dosyası ile ceza soruşturma dosyalarını bildirmiştir. Ceza soruşturmasında sunulan faturalar ve sanık savunrmasına göre ürünün piyasada bir çok satıcı tarafından piyasasa sunulduğu anlaşılmaktadır. … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … numaralı soruşturma dosyası kapsamında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar üzerine bu karara davacı yanca itiraz üzerine … 5.Sulh Ceza Hakimliği’nin … D.İş numaralı 13.02.2017 tarihli kararı ile itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Yine … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … numaralı soruşturma dosyası kapsamında kovuşturmaya yer olmadığına dair karara davacının itirazı üzerine … 1.Sulh Ceza Hakimliği’nin … D.İş numaralı 12.09.2018 tarihli kararı ile itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında inceleme yapılan sahte olduğu iddia edilen ürünün davalılardan tedarik edildiğini hususunun hiç bir duraksamaya meydan vermeden ispat edilmesi gerekli olup, davacı yan bu yönde ispat yükünü yerine getirememiş olup, Ürünlerin satış kanalları üzerinden birden fazla aracılar vasıtasıyla piyasaya sunulduğu anlaşılmıştır. Davacının delil olarak sunduğu … 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası kapsamında, tespit işleminin … adlı işyerinde ve …’a ait işyerinde yapıldığı, bu ürünlerin … isimli şahıstan satın alındığı ve … satışa sunduğu ürünler üzerinde inceleme yapıldığının tespit dosyasından anlaşılamadığı dolayısıyla … ve … tarafından sahte ürün satışı yapıldığına ilişkin tespit yapılmadığı yine ,… Fikri Sınai Haklar Ceza Mahkemesi … E. Sayılı ceza dosyasında sanığın dava dışı Turgut Ergin isimli şahıs olduğu, , … Cumhuriyet Başsavcılığı … Sayılı soruşturma dosyası kapsamında davalı … ait işyerinde sahte ürün bulunduğuna ilişkin bir tespitin olmadığı,… isimli kullanıcının … sitesinde satış yaptığı ve … isimli satıcının sattığı ürünlerin sahte olduğunun değerlendirilebileceği ancak bu değerlendirmenin de … isimli satıcının yaptığı tüm satışların taklit üründen ileri geldiği ve bu satışların gerçekleştirildiği platformlardan birisinin de davalı …’e ait olduğu sonucuna ulaşmak sunulu delillere göre mümkün bulunmamaktadır.
Diğer davalı … Yönünden sunulu deliller incelendiğinde de; diğer davalı … Tic.A.Ş ile davalı arasında akdedilen 24.08.2015 tarihli tedarikçi sözleşmesinden sonra taraflar arasındaki ilk alım satım tarihinin 04.01.2016 tarihi olduğu, bu tarihten önce davalılar arasında herhangi bir ürün alım ve satımı gerçekleştiğinin ispat edilemediği anlaşılmıştır. Bu davalının cevap dilekçesi ekinde ibraz ettiği faturalarda ilk satımı 04.01.2016 tarihinde gerçekleştirdiği en son satımın da 09.02.2016 tarihinde gerçekleştirildiği,anlaşılmıştır. Davacı ise huzurdaki davasını … de başka bir şahsın işyerinde ve başkaca adreslerde ele geçirilen sahte ürünler üzerinden açarak bu davalılar ile sahte ürünler arasında illiyet bağını ispata çalışmaktadır. Ancak davacının iddiaları farazi ihtimallere dayalı olup, somut delil sunamadığı davalılarca /tedarikçileri ile satışını yapanlar tarafından dosyada mevcut faturalardan da açıkça anlaşılmaktadır. Yine davacı yan ele geçirilen sahte olduğu tespit edilen bu ürünlerin davalıların şirketleri tarafından temin edildiğine dair hiç bir somut delil sunamamıştır. Davalı … şirket ile diğer davalı …TİC.A.Ş arasında akdedilen tedarikçi sözleşmesinin tarihi 24.08.2015 olup, bu tarihten önce davalılar arasında sahte olduğu tespit edilen ürünlerle ilgili hiç bir ticari faaliyet bulunduğu ispat edilememiş olup, .Tedarikçi sözleşmesinden sonra taraflar arasındaki ilk satımın 04.01.2016 tarihli olduğu ileri sürülmüş bunun aksi davacı yanca ispat edilmediği gibi , sahte ürün satışı yapaldığına dair bu firmalar yönünden yapılmış bir delil tespiti, noter tespiti, adresleri için verilmiş bir değişik iş kararı ve raporu da bulunmadığı sabittir. Yargılama tamamen farklı firma ve şahıslarda ele geçen ürünler nedeniyle farazi ihtimale göre yürütülmüş olup, farazi ihtimallere göre hukuki sorumluluğa gidilemeyeceği de bilinmektedir.
Tüm dosya kapsamı, dosyada alınmış bilirkişi raporları, … 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası,… Fikri Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığının … , ,… Cumhuriyet Başsavcılığının … ,İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyaları, … 13. Sulh Ceza Hakimliği tarafından … D.İş sayılı kararı, kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararlar, … isimli satıcının yetkilisi ile yapılan yazışmalar, marka tescil belgesi, davalılar arasındaki 24.08.2015 tarihli tedarikçi sözleşmesi,faturalar, taraflarca sunulan tüm beyan ve deliller hükme dayanak yapılan son rapor da dikkate alandığında … tarafından satışa sunulan ürünlerin keza Davalı … tarafından satışa sunulan ürünlerin sahte olduğunun dosya içerisine sunulan deliller ile tespit edilemediği, bu nedenle davacının marka hakkının bu davalılarca ihlal edildiğine ilişkin her türlü şüpheden arınmış somut delil bulunmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın her iki davalı yönünden ayrı ayrı reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre
1-HER İKİ DAVALI YÖNÜNDEN AÇILAN DAVANIN AYRI AYRIREDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL ilam harcının peşin yatırılan 1.707,75 TL’den mahsubu ile kalan 1.653,35 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde yatırana iadesine,
3-Marka hakkına tecavüzün tespiti talebinin reddi yönünden,Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Reddedilen tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 13.450- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davalı …’nin yapmış olduğu 150 TL yargılama giderinin ile diğer davalının yapmış olduğu 50 yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı …… DAVALI … vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren2 haftalık süre içinde İSTANBUL BÖLGE ADLİYESİ MAHKEMESİ NEZDİNDE İSTİNAF YASA yoluaçık olmak üzerekarar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 23/09/2020
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır