Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2015/80 E. 2018/8 K. 11.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/80 Esas
KARAR NO : 2018/8

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/04/2015
KARAR TARİHİ : 11/01/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin “…” isimli sinema filminin yapımcısı ve telif hakları sahibi olduğunu, söz konusu filmin başrol oyuncusu …’ın yer aldığı bir sahne ve sahnede söylediği “…” cümlesinin filmde önemli bir replik olarak yer aldığını, filmin fragmantannın dahi altında bu cümlenin yazılı olduğunu , oyuncu …’ın görüntüsü ile “…” repliğini kullanarak ticari amaçlı olarak t-şört, kupa vb. eşyalar üzerinde kullanılmakta olduğunu, karşı yanın www.kargashop.com isimli internet sitesinde ve www….com isimli internet sitesinde ürünü internet üzerinde ve mağazalarında pazarladığını, … 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … tarihli Değişik iş Tespit dosyasında alınan bilirkişi raporu alındığını, Davalı internet sitesinde ve … mağazasında ürünleri 29.90 TL üzerinden satışım yaptığını, davaya konu eserin yasal haklarının müvekkili şirkete ait olduğu halde müvekkiinden izin almaksızın davalı yanca eserin işlenmesi çoğaltılması yayılması ve umuma sunulması açıkça yasa ve usule aykırılık oluşturduğu, ; fazlaya ilişkin dava ve talep haklannın saklı kalmak kaydı ile FSEK 68. Maddesi gereğince sözleşme yapılmış olması halinde istenebilecek veya kanun uyarınca mahkemece tespit edilecek rayiç bedelin üç katı fazlası oranında hesaplanmak üzere 1000 TL maddi tazminat haksız eylemin tespit tarihi olan 26.11.2014 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile tahsil edilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA; Davalı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkil şirket tarafından yapılan eylemlerin 554 sayılı KHK’nrn 48. Maddesinde düzenleten tasarım hakkına tecavüz sayılan fillerden sayılması mümkün olmadığını, Müvekkili şirketin dosyada mevcut tasarım tescil belgesinde açıkça görüleceği üzere davaya konu tasarımının kendisi adına tescilini yaptırdığını, filmin isminin ve filmden bir görsel kullanılmadığını, söz konusu tasarımın müvekkili şirket yetkilisi … tarafından ücret karşılığı bir karikatüriste özel olarak çizdirildiğini, 18.04.2014 tarihinde Türk Patent Esntitüsü’ne usulüna uygun olarak başvuru yapıldığını, Türk Patent Enstitüsü’nün de … tescil numarası İle başvuru sahibi müvekkil şirket adına tasarım tescil belgesi düzenlediğini, tescil edilmiş bir hakkın sahibine tekelci yetkiler vermesinin fikri mülkiyet hukunun en temel ilkesi olduğunu, … 3. Fikri ve Sınai Hakar Hukuk Mahkemesi’nin … tarih, … E. Sayılı karar İle her ne kadar müvekkil şirket adına tescilli … sayılı tasanmın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar vermiş ise de aynı zamanda davalı şirketin gasp eyleminin tespiti İle tasanmının kendileri adına tescili taleplerinin de reddedildiğine karar verildiğini,davanın reddini talep ettikleri anlaşılmışttır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava konusu; davacının “…” isimli sinema filminin yapımcısı ve mali haklarının sahibi olduğunu, söz konusu filmin başrol oyuncusu …’ın filmde söylediği “…” cümlesinin filmde önemli bir replik olarak yer aldığını, oyuncu …’ın görüntüsü ile “…” repliğini davalının ticari amaçlı olarak t-şört, kupa vb. eşyalar üzerinde izinsiz kullandığıve bu hususun FSEK’nm 68. Maddesine aykırı olduğu iddiasıyla sözleşme yapılmış olması halinde istenebilecek ve mahkemece tespit edilecek rayiç bedelin üç katı fazlası oranında hesaplanmak üzere şimdilik 1000 TL nin tahsili istemiyle FSEK kapsamında açılmış bir davadır.
Kültür Bakanlığı Telif Haklan Genel Müdürlüğü müzekkere yazılmış ve … isimli eserin işletme belgesi celp edilmiştir.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bilirkişiler …, … ve …’nın 25.3.2016 tarihli raporları heyette hukukçu bilirkişi olmadığı halde hukuki yorum ve değerlendirmelerde bulundukları, öte yandan davada davacının tescilli bir markası olmamasına rağmen bilirkişilerin marka hukuku yönünden değerlendirmeler yaptıkları, konuyu anlamadıkları gibi yasa madde metni yazmak dışında dosyayı aydınlatıcı nitelikte rapor sunmadıkları , sunulu raporlarının denetime müsait olmadığından mahkememizce hükme esas alınmamıştır.
Davalı vekili rapora itiraz etmiş ve KHK md.62’de düzenlenen marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet hususlarında somut olayla ilgisi olmayan, Mahkemeyi yanıltmaya yönelik olarak bilirkişilerin değerlendirmelerde bulunulduğunu,Davaya konu tazminatın FSEK Md.68 uyarınca talep edildiğini, Markalar ile ilgili bir talep söz konusu olmadığını, ayrıca davacı taraf sinema film yapımcısı, müvekkili şirketin İse tekstil, hediyelik eşya vb. ürün satışı yapan bir işletme olduğunu, Müvekkili şirket ile davacı tarafın iştigal konusu birbirinden tamamen farklı alanlar olup, ne marka hakkına tecavüz ne de haksız rekabet eylemenin gerçekleşmesi mümkün olmadığını, Dolayısıyla Bilirkişilerin “marka hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, marka sahibinin markanın kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre” hesaplama yapmasının hiçbir dayanağı olmadığını bildirmiş itiraz sebepleri kabul edilmiş ve yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulmuştur.
İkinci heyet, …, … ve …’den oluşturulmuş ve 21.8.2017 tarihli rapor kapsamına göre; Dava konusu benzerlik ve ayırt edici nitelik yönünden değerlendirilen tasarım “Tekstil Ürünleri için Desen” tasarımı olduğunu, Desen incelendiğinde; Davacının hak sahibi olduğu sinema filminde yer alan oyuncunun görüntüsü ile aynı karakterin, duruş pozisyonunun ve kıyafetin siyah beyaz illüstrasyon yöntemi ile uygulandığını,desenin altında ilgili filmde karakterin resmedildiği sahne de yer alan “…” repliği yazılı olarak yer almakta olduğunu, sinema filminde yer alan oyuncunun görüntüsü ile Davalı tarafa ait 18.04.2014 başvuru tarihli … sayılı tasarım tescili ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıklarını, … adlı icracı sanatçının, “…” adlı sinema filminde rol aldığı bir sahnedeki dış görüntüsü üzerinde davacının hak sahipliği iddiası ve görüntünün eser olduğu iddiasında olduğunu, görüntünün bîr eserde bulunması gereken sübjektif unsuru barındırmadığından görüntünün eser olmadığını,Kullanılan replik yönünden kısa metinlerin eser olarak nitelendirilmesi durumu ile sık karşılaşılmadığını, zira az sayıda kelimeden oluşan bu metinlerin sübjektif unsuru sağlaması uzun metinlere kıyasla daha zor olduğunu, Somut olay açısından “…” İfadesinin sübjektif unsuru sağlayamayacak, sıradan bir soru kalıbı olduğunu, ifadenin, eser niteliğine haiz olmadığını, Repliğin internette veya sinema filmi ile alakalı diğer mecralarda yoğun şekilde kullanılması suretiyle bir ayırt ediciliğe ulaşmış olmasının, eser sahibinin hususiyetini taşıdığı ve dolayısıyla eser niteliğine sahip olduğu anlamına gelmeyeceğini, ancak bir görüntünün FSEK m.84 kapsamında değerlendirilebilmesi için eser niteliğini taşımasının şart olmadığını, Davacının FSEK m.84 gereği, söz konusu görüntülerin aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını ve yayımlanmasını men etme hakkına sahip olduğunu,t-şört ve kupaların üzerinde kullanılan görüntünün 18.04.2014 tarihinde, … tescil numarası ile TPE nezdinde tasarım olarak tescil ettirmiş olduğunu, Türk hukukunda benimsenen sisteme göre tasarım tesciline dayalı olarak gerçekleştirilen bir kullanım, kural olarak, hukuka aykırı olarak nitelendirilemeyeceğini, ancak tasarım tescilinin kötüniyetli olduğu durumları bu kuraldan ayrık tutmak gerekeceğini,… 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce görülen ve davalının kullanımına dayanak oluşturan tasarımın (… sayılı çoklu tasarımın 1. sırasındaki tasarım) hükümsüzlüğünü konu alan … Esas No’lu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, Davalının eylemleri FSEK m.84’ün ihlali olarak değerlendirilse dahi, bu ihlal nedeniyle ileri sürülecek talepler yönünden FSEK m.68 hükmünün uygulanamayacağını, ancak haksız rekabet hükümlerinin uygulanacağını bildirdikleri anlaşılmıştır.
… 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin davalının kullanımına dayanak oluşturan tasarımın (… sayılı çoklu tasarımın 1. sırasındaki tasarım) hükümsüzlüğünü konu alan 2015/176 Esas – 2016-20 karar sayılı ilamına esas dosyanın örneği uyap sisteminden celp edilmiş hükmün henüz kesinleşmediği, Yargıtay incelemesinde olduğu anlaşılmıştır. Hükme esas olan gerekçeli karar incelendiğinde ; “… davalının kullanımının davacının hak sahibi olduğu sinema eseri niteliğinde ki filmdeki replik ve görseller tecavüz niteliğinde ise de, davalının bu kullanımının adına tescil ettirdiği, tasarım belgesi çerçevesinde dolayısı ile yasal zeminde kullandığı, davalının kullanımının kötü niyetli olduğuna dair davacının dosyaya yeterli delil sunmaması sebebiyle de tecavüz ve haksız rekabete ilişkin taleplerin reddi gerektiği, ancak “…” ifadesini içeren repliği davalının aldığı tasarım belgesinde 1.1 no lu tasarım olarak tescil ettirdiği, bu tasarımın üzerinde davalı yanın hak sahipliğinin bulunmadığı, bu halde de tasarıma konu çalışmanın üzerinde davacının hak sahibi olması nedeniyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile tasarımın hükümsüzlüğüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tasarımın hükümsüzlüğüne dair dosyanın bekleteci mesele yapılması yönündeki bilirkişi görüşü hukuki nitelikte olup mahkememizi bağlamamaktadır. Zira tasarım hükümsüz kılınsa dahi tescilli olduğu süre zarfında tasarım sahibine kullanım hakkı verdiği , dolayısıyla bekleteci mesele yapılmasının sonuca etkili bulunmadığı hususu anlaşılmıştır. Öte yandan davalının kötüniyetli olarak tescil belgesi aldığı ispat edilmediğinden ve bu husus tasarımın hükümsüzlüğü davasındaki mahkeme gerekçesinden de anlaşıldığından keza davacı açıkça fsek 68. madde kapsamında tazminat talep etmiş olup, gerek tasarımın üzerindeki görsel gerek kısa replik eser korumasından faydalanamayacağından davacının tazminat isteminin açıkça FSEK kapsamında telep edilmiş olması hususu dikkate alınıdğında davanını reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm deliller, denetime uygun son bilirkişi raporu ,tasarım tescil belgesi ile incelendiğinde; TPE Endüstriyel Tasarımlar Dairesi Başkanlığından gelen kayıtlardan … sayılı çoklu tasarım belgesinin 1.1. tasarımının “Tekstil Ürünleri İçin Desen” ürün adı ile 18/04/2014 tarihinden itibaren 5 yıl süre ile davalı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Tasarıma konu Desen incelendiğinde; görüntünün karikatür tarzında oyuncu …’ın görüntüsü ile oluşturulmuş ve gögüs kısmıda “…” ibaresi yazılı olan bir desen tescili olduğu anlaşılmaktadır.
Toplanan deliller kapsamına göre davalının tasarım tescili kapsamında ürettiği tshirt ve kupa üzerindeki kullanılmıştır. Tasarım belgesi incelendiğinde illüstrasyonun(resimlemenin) tekstil ürünü için yapıldığı, tekstil tasarımının çizimle uygulanmış halinin dava dışı …’ın görüntüsü ile meydana geldiği dolayısıyla dava dışı …’ın görüntüsünün resimleme yani çizim yöntemi ile meydana getirilip ürünler üzerine uygulandığı ve uygulamaya esas desenin ise tasarım tescili ile koruma altında olduğu hususları tartışma dışıdır.
Somut olayda çözümlenmesi gerekli olan husus davacının mali hak sahibi olduğu film içinde dava dışı …’ın görüntüsünün izinsiz kullanımının ve filmde geçen “…”ifadesinin eser niteliğinde olup olmadığı, tasarımın hükümsüz kılınıncaya kadar geçen sürede sahibine kullanım hakkı verip vermeyeceği, kötüniyet olgularıdır.
5846 sayılı FSEK hükümleriyle eser sahibine sağlanan fikri hak koruması fikrin bizatihi kendisine dair olmayıp onun ifade ediliş biçimine ilişkindir. “…” ifadesi eser değildir. Zira dünya sinema tarihindeki kült filmlerin önemli özelliklerinden biri sinema İzleyicisinin, kitlelerin belleğinde kalmasına, yer etmesine neden olabilecek efsane mottolar/ibareler, replikler yaratılmasıdır. … ibaresi ise genelde Trakya bölgesindeki halk tarafından kullanılan bir ibare olup, yanına bir isim eklenmesi ibare üzerinde film sahibini hak sahibi yapmadığı gibi eser korumasından da faydalandırımaz. Zira bu ibarenin (…) devamında filmi izleyenlerce de bilindiği gibi argo ve küfür içeren sözler içermekte olup, ibarenin ve devamındaki argo sözlerin izleyiciye verdiği sanatsal, toplumsal bir mesaj olmadığıda açıktır. Zira … ibaresinin ve devamındaki argo içeriklerin belirli bir felsefesi ve izleyiciye verdiği mesaj yoktur. Bilindiği gibi sinema tarihinde bir ibarenin izleyici zihninde yer etmesi için mesaj öğesi ile belirli bir felsefe barındırması, izleyiciyi düşünceye sevk etmesi gereklidir. Bu kapsamda sinema tarihine baktığımızda birkaç örnek vermek gerekirse; Alan Bates’în “…” filminin en önemli mottosu, “saygı bir şeyi elde edebilmek için katlanılan sıkıntıdır,“ … “ sevgi emektir,” , … filminde” Mutluluk sadece paylaştığında gerçektir”, … filminde” Kim ne derse desin sözcükler ve düşünceler dünyayı değiştirebilir,” …” Dünya biz çok uzakları göremeyelim diye yuvarlak yapılmış” gibi ancak içinde belirli bir felsefe ve mesaj bulunduğu takdirde motto olarak kabul edilebilir, bunun dışında halk dilinde sıkça kullanılan şive, ağız, deyiş, yöresel seslemeler üzerinde nerede kullanılırsa kullanılsın tekelci haklar verilmeyeceği açıktır. Öte yandan son bilirkişi heyetinin ibarenin eser olmadığı yönündeki tespiti de son derece yerinde olup, bilindiği gibi FSEK 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat eserinin FSEK madde 2/3 anlamında , eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru birlikte barındırması gerekmektedir. Bunlardan ilki fikir ve sanat ürününün “sahibinin hususiyetini taşıması “, ikincisi ise “ kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması ( objektif unsur- şekle ilişkin şart ) dır.Bu unsurlar bulunmadığı takdirde ürünün eser sayılması mümkün değildir. Bu kapsamda “… ifadesi eser olmadığından keza günlük dilde halka mal olmuş ibare olması sebebiyle de davacıya tekelci haklar veremeyeceği hususu sabittir.
Oyuncu …’ın filmdeki görüntüsünün kullanıldığı iddiası yönünden yapılan incelemede ise; davacı dava dilekçesi ekinde kullanıma ilişkin görselleri sunmuş, görsellerde de açıkça anlaşıldığı gibi ürünün üzerine Tasarım belgesinin birebir aynısının resmedildiği anlaşılmaktadır. Oyuncu …’ın illüstrasyonun(resimlemenin) tekstil ürünü için yapıldığı, tekstil tasarımının çizimle uygulanmış halinin dava dışı …’ın görüntüsü ile meydana geldiği, dava dışı ..’ın görüntüsünün resimleme yani çizim yöntemi ile meydana getirilip ürünler üzerine uygulandığı ve uygulamaya esas deseninde tasarım tescili ile koruma altında olduğu hususları tartışma dışıdır.
Bu kez tescilli tasarım hükümsüz kılınmadığı sürece davacının tazminat talep hakkı olup olmadığı hususları tartışma konusudur. Davacı dava dilekçesinde açıkça FSEK 68.madde kapsamında yani eser koruması kapsamında talepde bulunmuştur. Somut olayda haksız rekabetin varlığı da söz konusu değildir. Zira davalı yönünden henüz hükümsüz kılınmayan bir tasarım yani hukuka uygun bir kullanım söz konusudur. Hükümsüzlük kararı veren mahkeme ilamı kesinleşmemekle birlikte tasarımın kötüniyetle tescil edildiği yönünde bir delil bulunmadığı da gerekçeli kararda belirtilmiştir. Öte yandan davacı sinema alanında davalı ise hediyelik eşya alınında faaliyet göstermesi nedeniyle aralarında iktisadi bir rekabet de söz konusu değildir. Gerek tasarım gerek patent, faydalı model gibi sınai bir hakka yönelik kötüniyetli tescillerin temelinde başkasının piyasada yarattığı haklı tanınmışlıktan faydalanma amacı vardır. Esasen burada davacının Oyuncu … ‘dan illüstrasyon(resimleme) dahil mali hakları devr aldığına dair belge sunması da gereklidir. FSEK Madde 20 de belirtilen “Alenileşmiş bir eserden eser sahibine münhasıran tanınan faydalanma hakkı, bu Kanunda mali hak olarak gösterilenlerden ibarettir, hükmü doğrultusunda, film üzerindeki mali hakların devri kavramı ile oyuncunun illüstrasyon(resimleme) tekniği ile görüntüsünün resmedilmesi farklı hakları korumaktadır. Gelen Tpe kaydında davalının ayrıca …’e ait görüntü ile vecihi karakteri ile de desen tescili aldığı anlaşılmaktadır. Kullanılan mecra hediyelik eşya mecrası olup davalıların bu kullanım için bizatihi illüstrasyon(resimleme) yönünden resmin sahibiden (…’dan) izin alması, davacının da illüstrasyon (resimleme) tekniğinin hediyelik eşya satışında kullanılması yönünde …’danbu yöndeki hakları devr aldığını ispat etmesi gereklidir.
Toplanan delillere göre görselin ve sloganın/ibarenin eser olmadığı, mali hakların illüstrasyon(resimleme)yi kapsadığına dair davacı yanca belge sunulmamış olması, tescilde kötüniyet iddiasının ispat edilememiş olması, somut olayda haksız rekabetin söz konusu olmadığı, subut bulmakla davanın reddine karar verilmesi gerekmiş ve yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre
1-Davanın REDDİNE,
2-35,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 8,20 TL eksik harcın davacıdan tahsiline,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3,145 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve dava vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde İSTİNAF NEZDİNDE YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 11/01/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır