Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2015/178 E. 2020/236 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/178 Esas
KARAR NO : 2020/236

DAVA : FSEK’den Kaynaklı Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 31/08/2015
KARAR TARİHİ : 23/09/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan fsek ‘den kaynaklı manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1 Eylül 2004 ile 26 Şubat 2008 tarihleri arasında …. Üniversitesi Tıp Fakültesinde asistan doktor olarak çalıştığını, uzmanlık sınavına giriş tezi olarak Kolorektal Kanserli Hastalarda Hızlı Postoperetif İyileşme Yöntemi Uygulaması (…) konulu tezi hazırladığını, Tezin klinik çalışmalarının bizzat müvekkili tarafından yapıldığını, müvekkilinden aynı dönem içinde mide kanseri için de klinik veri toplanmasının istendiğini, tez sorumlusu Doç.Dr…. tarafından sadece kolon kanseri ile ilgili çalışmasının yeterli olacağının söylenmesi üzerine mide kenseri konusunda topladığı verileri Op.Dr….’a verdiğini, müvekkilinin Prospektif çalışma yöntemini kullandığını, davalılardan birçoğunun aynı tarihlerde aynı hastanede görevli olduklarından yapılan çalışmaya şahit olduklarını, Davalılardan Op.Dr….’ın 2010 yılında müvekkilinden uzmanlık tezinin çalışma notlarının dijital kopyasını istediğini, tezin yayınlanması için hazırlanacağını ve müvekkilinin adının 1.sırada yazılacağının söylendiğini, müvekkilinin prospektif yöntemle topladığı verilerin kaynak dahi gösterilmeden, zaman aralığının değiştirilerek Ulusal Cerrahi Dergisinin Nisan 2015 sayısında davalıların adıyla yayınlandığını, kullandıkları verilerin büyük çoğunluğunun müvekkilinin tezinden faydalanılarak hazırlandığını, müvekkilinin eser sahibi olmasına rağmen davalıların eseri kendi adıyla yayınladıklarını ve müvekkilinin haklarına tecavüz ettiklerini, davalıların yaptıkları yayın nedeniyle müvekkilinin kendi uzmanlık tezi olarak hazırladığı araştırmayı yayınlayamadığını, davalıların müvekkiline ait eseri izinsiz olarak isminin belirtilmeksizin kendi adlarıyla yayınlanmalarının mali ve manevi haklarını ihlal ettiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5846 Sayılı Kanunun 70.maddesi uyarınca ihlal edilen manevi haklarına karşılık 60.000 TL’nin derginin yayın tarihi olan 09/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kullanıldığını iddia ettiği uzmanlık tezinin eser vasfında olmadığını, orjinal olmadığını, uzmanlık tezinin şahsi bir çalışma olmayıp kollektif bir çalışma olduğunu, hastane tarafından sunulan verilerin kullanıldığını, bu bilgileri derleyerek tez danışmanlarının görüş ve yönlendirmesi ile teziyazdıklarını, tezde davacıya yönelik hususiyet bulunmadığını, davacının 5846 sayılı yasanın 18.maddesi gereğincede hak sahibi olmadığını, tez konusu makalenin yayınlanmadığını, her iki yayının farklı olduğunu savunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davacı tarafından uzmanlık sınavına giriş tezi olarak Kolorektal Kanserli Hastalarda Hızlı Postoperetif İyileşme Yöntemi Uygulaması (FastTrack Versus Convertional Protocol In Colon Cancer Surgery) hazırlanan ve eser niteliğinde olduğu iddia edilen verilerin kaynak gösterilmeden, zaman aralığı değiştirilerek Ulusal Cerrahi Dergisinin Nisan 2015 sayısında davalıların adıyla yayınlandığı, kullanılan verilerin büyük çoğunluğunun davacının tezinden faydalanılarak hazırlandığı, davacının haklarına tecavüz edildiği, mali ve manevi haklarının ihlal edildiği iddiasıyla 5846 Sayılı Kanunun 70.maddesi uyarınca ihlal edilen manevi haklarına karşılık 60.000 TL’nin derginin yayın tarihi olan 09/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalıların dava, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, tanıkların bir kısmı talimat yoluyla dinlenmiş, bilirkişi raporu alınmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler … ve … 20/03/2019 tarihli raporlarında; Davacının tezi, yayınlanan dergideki makale, davalıların faydalandıkları …’ın tezini birlikte inceleyerek: davalıların … web sayfasında yayınlanan makalelerinde, davacının tez içeriği yönünden başlıktaki “…” ibaresi dışında tezlerde yazım, amaç, gereç ve yöntem, bulguların sonuç bölümlerini kapsayan bütününde benzerlik bulunamadığını, FSEK. 35.madde kapsamında herhangi bir intihal bulunmadığını bildirmişlerdir.
İlk heyetten ayrık rapor sunan Mert BAŞARAN 16.2.2020 tarihli yarım sayfadan ibaret belirli bir görüş belirtmeyen ve bilimsel olarak da ifade edilemeyecek şekilde kaleme aldığı raporunda; …’in “Kolon Tümörü Hastalarda … Cerrahi Uygulaması” uzmanlık Temmuz 2005-Haziran 2010 tarihleri arasında … Eğitim Araştırma Hastanesi 1.Genel Cerrahi Kliniğinde takip edilen hastanın değerlendirilmesiyle yapılmış ve uygulanan yöntem kolon kanseri cerrahisinde mortalite ve morbiditeyi azaltıp hastada yatış süresini kısalttığı belirtilmiştir.
Adı geçen dava edilen “… Nisan 2015’te yayınlandığı ifade edilen “…” yayını aynı yıla ait dergilerde ve derginin web sayfasında (http://…) bulamadığını, yine davacının tezini de … Tez Merkezi tarama sayfasında bulamadığını, dosya bilgilerine göre; davalı yayının aynı hastanede 2005-2010 yılları arasında 91 hasta ile yapılmış ve hızlı iyileşme protokolünün morbidite, mortalite ve hastanede kalış süresini kısalttığının ifade edildiğini, yine dosya bilgilerine göre; tez konusu ve adı geçen yayının aynı hastanede aynı dönemde benzer hasta sayısı, sonuç ve yorumlarına sahip olduğunu bildirmiştir.
Bilirkişiler…, Dr…. ve Prof.Dr. … 19/01/2020 tarihli raporunda; Dosyaya mübrez “kolorektal kanserli Hastalarda Hızlı Postoperatif İyileşme Yöntemi Uygulaması isimli tez incelendiğinde, tezin tıp alanında bir rahatsızlığın, bilimsel veriler ve örneklerle birlikte belli bir düzen, sistematik ve uslup içerisinde anlatıldığı, bu özellikleriyle FSEK m.2 anlamında ilim ve edebiyat eseri olduğu, davalının, davacı tarafından yazılan tezdeki metin ve resimlerin, şekillerin çok büyük bir bölümünü aynen aldığının, davacının tezinden alıntı yapıldığı belirtilmeden kendi görüşü gibi sunduğunun, yine davacının tezinden alınan kısımlardaki dipnotların da olduğu gibi davalının tezine aktarıldığının, bu haliyle “intihalin söz konusu olduğunun iddia edildiğini, Davalı …’ın tezi ve davalıların … Web sayfasında yayınlanan makaleleri ile, davacının heyete teslim edilen dosyada mübrez tez içeriği arasında, başlıktaki “…” ifadesi dışında, yazım, amaç, gereç ve yöntem, bulgular, sonuç bölümlerini ve bütünü kapsayan benzerlik bulunamadığını, Diğer bîr deyişle, başlı başına bir intihalin varlığı için yeterli bir neden tespit edilemediğini, heyetçe inceledikleri dosyada FSEK.35.madde kapsamında herhangi bir intihal olmadığını bildirmişlerdir.
Taraflarca gösterilen tanıklar dinlenmiş olup;
Tanık … beyanında: “Davacıyı aynı hastanede asistan olarak çalıştığı dönemde tanıdım, bu konuda … ile birlikte … bir çalışma yaptığını biliyordum, … tez danışmanıydı, bu hasta dosyalarından değil plan dahilinde yapılan bir çalışmadır dedi. Davalı vekilinin talebi üzerine soruldu; Davacının uzmanlık alanı konusunda bir bilgisi var mı sorulsun dedi: Tanık cevaben Doktor … tanıdığım dönemde genel cerrahi rotasyonu yapan aile hekimliği uzmanlığı öğrencisiydi, aile hekimliği bölümü öğrencileri tezlerini herhangi bir rotasyon branşından seçebilirler, … de cerrahiye ilgisi olduğundan bu yönde bir araştırma seçmiştir, Doktor …’ın tezini bilmiyorum okumadım, ulusal cerrahi dergisinde yayınlanan davaya konu bilimsel makaleyi okumadım bilmiyorum dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur..
Tanık … beyanında; … “Ben 1999-2000 yıllan arasında … Eğitim Araştırma Hastanesinde Genel Cerrahi Klinik Şefi olarak görev yaptım. Bu dönem içerisinde davacı tez çalışmasını yaparak uzmanlığını tamamladı. Klinikte yatan hastalar tezin içeriğidir. Tez çalışması mide kanserli hastalar üzerinde yapılan bir çalışmadır. Tezin konusu hastalardır, bu hastalarda tez sırasında veya önceki veya sonraki çalışmalarda kullanılmıştır. Yayındaki hastalar tezdeki hastalardan ibaret değildir. Bu klinik verilerini orda çalışan herkes kullanabilir..” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … beyanında; ..“Davacı … ile aynı hastanede çalıştığım için tanışıyorum. …’un asistan doktor olarak çalıştığı yıllarda ben genel cerrahi uzman doktor olarak çalışıyordum….’ un tez çalışmasına yardımcı olmuştum. Davalılar da yine aynı hastanede dönem dönem asistanlığımı yapmışlardır. Davacı da davalılarla aynı hastanede çalışması sebebiyle tanışıyorlardı. Davacı …’un tez konusu kolorektal kanserli hastalarda hızlı postoperatif iyileşme yöntemi uygulaması idi. Tez konusunda ben yardımcı olmuştum. Bu tez savunma aşamasından geçerek kabul edildi. YÖK te mevcuttur. Davacıdan, davalıların tez çalışmasını kullanarak yayın yaptıklarını duydum. Ancak görgüye dayalı bir bilgim yoktur. Davalılardan … ile görüştüğümde yayınladıkları makalenin davacının teziyle ilgisinin olmadığını söylemişlerdi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … beyanında:..” Ben … Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Yardımcı Doçent olarak görev yaparım. Ben 2013 tarihinde Karabük’e geldim. 2005-2009 tarihleri arasında … hastanesinde çalıştım. Davacı ve davalıları tanırım. Davacı …’un çalışması ile ilgili bilgim yoktur. Ameliyat Öncesinden hasta taburcu olana kadar günlük takip edilmesi çalışması hakkında bilgim yoktur. Bu çalışmanın ulusal cerrahi dergisinde 2015 Nisan ayında yayınlanması İle ilgili bilgim yoktur. … Cerrahi Kliniğinde çalışmakta idi. Taraflar doktor olarak görevlerini yaparlar. Ekonomik durumları İyidir. Benim olayla ilgili bilgim bundan ibarettir ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … beyanında; ..”Ben 2004-2008 tarihleri arasında … Eğitim ve Araştırma Hastanesinde davacı … île beraber Aile Hekimliği asistanlığına başlamıştım, davacının tezinin konusunu hatırlamıyorum, davalılar …, …, … ve … genel cerrahi asistanı, diğer davalı … da genel cerrahi uzmanıydı, benim tez danışmanım da Op.Dr …’dı, davacının çalışmalarıyla birlikte benim tez çatışmalarıma da davalılar şahit oluyorlardı, onların da bilgisi vardı, ancak davalıların bizim tez çalışmalarımızdan bilgisi olsa dahi ben tez çalışmalarını kaynak göstermeden yayınlanıp yayınlanmadığını bilmiyorum, ben sadece davacı ve davalıların aynı dönemde aynı hastanede çalıştıklarını ve tez çalışmalarından haberdar okluklarını biliyorum, bu konuya ilişkin başka da bir bilgim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Alınan her iki bilirkişi raporu içerikleri bir bütün olarak incelendiğinde; FSEK m.35 çerçevesinde bir iktibasın FSEK’e uygun olabilmesi için şu şartların gerçekleşmiş olması gerekir: Yapılacak iktibas, yeni eserin bağımsızlığını ve özelliğini ortadan kaldıracak ve asıl esere olan ihtiyacı giderecek ölçüye varmamaladır. İktibasın belli olacak şekilde yapılması ve kaynağının açıkça gösterilmesi gerekir (FSEK m.35/son). Bu halde iktibas “aynen” ve “mealen” olmak üzere ikiye ayrılır. “Aynen iktibas”, yararlanılan eserdeki kelime, cümle veya ifade tarzının olduğu gibi aynen yeni esere aktarılmasıdır Bu tür iktibaslarda iktibas yapılan kısmın tırnak içinde, parantez içerisinde gösterilmesi gerekir. “Mealen iktibas” ise, yararlanılan eserdeki fikir ve düşüncelerin iktibası yapanın kendi cümleleri ve uslubuyla, ifade tarzıyla yeni esere akta olmasıdır. Bu iktibasta ise alıntı yapılan kısmın tırnak içinde veya parantez içerisinde gösterilmesine gerek yoktur. FSEK.m.35/son’a güre, iktibasta yararlanılan eser, eser sahibin adı ile iktibas edilen eser parçasının eserin hangi yerinden alındığının da belirtilmesi gerekir. Yapılan İktibasın eser sahibinin manevi haklarını ihlal etmemiş olması gerekir.
İntihal ise başkasının eserini kendisine mal edilmesidir. Sahibinin adına atıfta bulunmadan, bir eseri kısmen veya tamamen, doğrudan veya dolaylı olarak ve bilinçli bir tarzda kendi ürününe yansıtan her alıntı intihaldir. İntihal bir kişinin başkasının eserini kendi eseriymiş gibi göstermesidir.
Bilirkişi heyetince Davacı ve davalıların eserleri arasındaki ayrıntılı ve büyük bir emek ve çaba harcayarak incelemeler yapılmış, yayınlarda kullanılan istatistiksel yöntemler, grafikler, vaka sayıları, literatür verileri karşılaştırmalı olarak incelenmiş ve Davacının tezinde amaç: (aile hekimliği tıp pratiği içerisinde önem kazandıkça, cerrahi sonrası hastanın hastane dışında takibi bu hekim grubunu da ilgilendirmektedir. Cerrahi kliniklerinde ameliyat olup, taburcu olmuş hastaların erken dönem takiplerinde karşılaştıkları sorunların ciddiyetinin farkına varılması ve tedavisinin yapılabilmesi için bu hasta grubunun tanınması gerekmektedir. Aile hekimi olarak hastane kalış süresini ve komplikasyonları azaltan hızlı postoperatif iyileşme sonuçlarının belirlenmesini hedefledik) olarak gösterilmiştir. Davalı …’ın tezinde amaç: (kolon kanseri nedeniyle cerrahi tedavi uygulanan hastalar retrospektif olarak irdelenmiş, … yönteminin postoperatif mortalite, morbidite ve hastanede yatış süresine etkisi araştırılmıştır) şeklinde gösterilmiştir. Davalıların makalesi ise davalı …’ın tezinin kısaltılarak yayınlanabilir makale haline getirilmiş şeklidir. Başlıktaki “…” ifadesi dışında davacı ve davalının tezlerinde yazım, amaç, gereç ve yöntem, bulgular, sonuç bölümleri arasında intihale yol açabilecek benzerlik bulunmadığı tespit edilmiş olup, bilirkişiler Doç.Dr. …, Prof dr. … tarafından düzenlenen ve keza bilirkişiler Opr. Dr. …, Öğretim görevlisi … ve Prof Dr. … tarafından düzenlenen raporlar, Davacının tezi, yayınlanan dergideki makale, davalıların faydalandıkları …’ın tezi , davalıların … web sayfasında yayınlanan makaleleri tanık beyanları dikkate alanığında davacının tez içeriği yönünden başlıktaki “…” ibaresi dışında tezlerde yazım, amaç, gereç ve yöntem, bulguların sonuç bölümlerini kapsayan bütününde benzerlik bulunamadığı, FSEK. 35, Madde kapsamında herhangi bir intihal bulunmadığı, manevi tazminat verilmesinin yasal şartlarının da bulunmadığı anlaşıldığından subut bulmayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre:
1-Davanın reddine,
2-54,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 970,25 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 4.910 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafın yapmış olduğu 135 TL giderin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararıntebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulenanlatıldı.23/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır