Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2015/171 E. 2019/150 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/171 Esas
KARAR NO : 2019/150

DAVA : Marka Hakkına Tecavüz, Haksız Rekabetin Tespiti, Maddi ve Manevi Tazminat İstemli,
DAVA TARİHİ : 24/08/2015
KARAR TARİHİ : 28/03/2019

Mahkememizde görülmekte bulunanMarka Hakkına Tecavüz, Haksız Rekabetin Tespiti, Maddi ve Manevi Tazminat İstemli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketlerden davacı …Ş/ nin marka hakkını haiz olduğu ve 2012 yılında davacı … TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’ne devir ettiği …,…” ve …” ibareli prezervatif ürünlerinin, Türkiye’de tek yetkili satıcısınındavacı … TİCARET ANONİM ŞİRKETİ olduğunu, bu ürünlerin taklit edilerek, davalı şirket tarafından yurttaşından sahte olarak ürettirilip, Türkiye’ye ithalatının yapıldığını, taklit ürünlerin … Gümrük Müdürlüğü gümrük sahasına getirildiği ve ithalat işlemlerinin başlatıldığını, davalı “…” tarafından, … numaralı konteyner içinde … Kutu ürünün … numaralı beyanname ile ithal edilmek istendiğini,… CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞININ … Soruşturma sayılı dosyası ile davalı hakkında gerekli şikâyetlerin yapıldığını, el koyma kararı verildiğini,davayı eyleminin marka hakkını ihlal ve haksız rekabet ettiğinin tespitine, şimdilik 10.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline,ürünlerin imhası ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
Davacı ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini KHK 2/a seçeneğine göre ve bilirkişi raporunda yer alan tespitlere göre 26.098.56 TL olarak ıslah etmiştir.
SAVUNMA; Davalı açılan davaya süresi içinde cevap vermemiştir, sözlü yargılama aşamasındaki beyanlarında ise; ürünleri Orijinal olduğu düşüncesiyle ithal ettiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık,marka hakkını ihlal ve haksız rekabetin tespiti ile şimdilik 10.000 TL maddi( ıslah ile 26.098.56 TL olarak ıslah etmiştir) 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline,ürünlerin imhası ve hükmün ilanı taleplerine ilişkindir.
Türk Patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
HMK 266. madde gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler …, … ve … 26.7.2017 tarihli raporlarında; Davalı … tarafından gerçekleşen eylem ile markaya tecavüz olgusunun meydana geldiğini, hukuken davacı … Ticaret Anonim Şirketinin maddi manevi tazminata hak kazanacağını, Ürünle ilgili kullanılacak malzemeler, imalat şekli vc süreci ve her türlü kontrolü yapılıp piyasaya sürülen tescilli marka sahibi davacıya ait ürünler taklit edilmek suretiyle ve hiçbir safhasının akıbeti ve hiçbir aşamasının kontrolü mümkün olmayan ve ne şekilde üretildiği konusu da bilinmeksizin ayrıca dosya içerisinde bu konularla ilgili hiçbir savunma ve delil de mevcut olmayan ve markanın ve ambalajının da taklit edildiği aynı markayla davalı tarafından tüketiciye ulaştırılan ürünlerin gözle yapılan incelemede dahi tescile konu ürünün birebir taklidi olduğunu, Dava konusu ürünlerin satış ve dağıtımını yapmakla olan … Tic. A,Ş,’nin, davalı tarafından ithalata konu edildiği tespit edilen 88,320 kutu taklit ürün ile ilgili olarak; dava konusu ürünlere ilişkin net satışlarındaki azalışa ve 2015 yılı 3. dönem faaliyet karına göre, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 66, maddesi (a) bendinde yer alan; “Marka hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, marka sahihinin markanın kullanımı ile elde edebileceği muhtemel gelire göre, yoksun kalınan kazancının 5.364,05 TL olarak hesap edildiğini bildirmişlerdir.
Bilirkişiler 11.6.2018 tarihli ek raporlarında ise; Davaya taraf olanların faaliyet konularının Ticari kazanç elde edilmesi amacına yönelik olduğunu, Gelir Vergisi Kanunu’nda da gelirin tanımı “bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır. ” şeklinde yapılmış olduğundan, yoksun kalınan kazanç (maddi tazminat) hesabında net satışlar ile birlikte fâaliyet karı ve net karın dikkate alınmasında bir yanlışlık bulunmadığını, Davacı şirketin, 556 sayılı KHK’nın 66/a maddesi; “Marka hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, marka sahibinin markanın kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre, ” uyannca, satışından mahrum kaldığı ürün miktarından elde edebileceği yoksun kalman kazanç yönünden, davalı adına tescilli gümrük beyannamesindeki ithalat verilerine ve gümrük muayene memurlarının sayımına göre olmak üzere yapılan iki türlü hesaplamada;
a) Gümrük Beyannamesindeki ithalat verilerine göre, 120.900 adet dava konusu ürünlerin net satış tutan olarak hesap edilen 1.190.865,00 TL üzerinden, 2015 yılı 3. Dönem gelir tablosu verilerinden elde edilen %0,50 karlılık oranı uygulanmak suretiyle, davacı şirketin davalıdan talep edebileceği maddi tazminat miktannın 5.954,32 TL olduğunu ,
Şayet ilgili sektördeki karlılık oranı dikkate alınacak olursa; 1.190.865,00 TL net satış tutan üzerinden, toptan satış asgari net karlılık oranı %3 uygulanmak suretiyle, davacı şirketin davalıdan talep edebileceği maddi tazminat miktannın 35.725,95 TL olduğunu,
b) Gümrük muayene memurlarının sayımına göre, 88.320 adet dava konusu ürünlerin net satış tutan olarak hesap edilen 869.952,00 TL üzerinden, 2015 yılı 3. Dönem gelir tablosu verilerinden elde edilen %0,,50 karlılık oram uygulanmak suretiyle, davacı şirketin davalıdan talep edebileceği maddi tazminat miktannın 4,349,76 TL olduğunu,
Şayet ilgili sektördeki karlılık oranı dikkate alınacak olursa; 869.952,00 TL net satış tutan üzerinden, toptan satış asgari net karlılık oram %3 uygulanmak suretiyle, davacı şirketin davalıdan talep edebileceği maddi tazminat miktannın 26.098,56 TL olduğu sonuç ve kanaatine vardıklarını bildirmişlerdir.
Dosyada toplanan deliller, Derince gümrük Müdürlüğünün işlem dosyası, … CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞININ … Soruşturma nolu dosyası, marka tescil belgeleri, e defter beratı, bilirkişi raporları marka hukukuna hakim yüksek mahkeme ilamları ile davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK hükümleri ile birlikte incelendiğinde;
Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller 556 sayılı KHK’nın 61. maddesinde düzenlenmiştir. Yasal düzenlemelerin temelinde “tescilli markanın itibarından dolayı haksız avantaj elde edecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterine zarar verecek nitelikteki herhangi bir işaretin kullanılmasını” önleme düşüncesi yatmaktadır.“Marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet esas itibariyle bir haksız fiil olup, ticaret ile uğraşan davalının basiretli bir tacir gibi davranması gereklidir.
“556 sayılı KHK m.61/1-c’ye göre, tecavüzün gerçekleştirilmesi için, ithal Ya da ihraç eden kişinin ithale Ya da ihraca konu malların “taklit” markalı mallar olduğunu bilmesi veya bilebilecek durumda olması aranmıştır. Basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken davalı yönünden ithal etmek istediği malların taklit markalı mallar olduğunu bilebilecek durumda oldukları da sabittir.. Bu durumda tecavüz şartı gerçekleştiği için, KHK md. 61 çerçevesinde marka hakkına tecavüz edildiği ve her üç davacı yönünden bu hakkın ihlal edildiği anlaşılmaktadır.
Davalının eylemi aynı zamanda haksız rekabet olarak da değerlendirilmiştir. Davacının ticari işletmesinin yıllarca büyük reklam harcamalarına katlanarak piyasada tanıttığı markasını ve bu markaya ait tescilli şekli, başka bir tacirin hiçbir zahmete katlanmaksızın aynen kullanması, kendisine başkasının emeğinden haksız bir biçimde yararlanarak çıkar sağlaması haksız rekabetteki emek ilkesine aykırılık oluşturmaktadır. Somut olayda da markayı ihtiva eden şekillerin birebir aynısını ithal emtia üzerinde kullanması hem emek hem de hüsnüniyet kurallarına aykırı olmak suretiyle iktisadi rekabeti suistimali ve bu suretle haksız rekabet eylemi olarak kabul edilmiştir.
Markalar hakkındaki KHK nın 61 md ve KHK nin 9 md. ne yapılan yollama nedeniyle marka sahibinin aşağıdaki hallerde markaya tecavüzün engelleme hakkı bulunmaktadır.
A- Markanın tescil kapsamı ile aynı mal veya hizmetler ile ilgili olan tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılmasın
B- Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasın
C- Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsamına giren mal veya hizmetler ile benzer olmayan ancak Türkiye de tanınmışlık düzeyi nedeniyle tescilli markanın itibarından dolayı haksız bir yarar elde edebilecek ve tescilli markanın itibarına zarar verebilecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterini zedeliyebilcek nitelikte her hangi bir işaretin kullanılması işaretin mal veya ambalaj üzerine konulması işareti taşıyan ambalajn piyasaya sürülmesi bu amaçla stoklanması, teslim edilceğinin teklif edilmesi, veya o işaret hakkında hizmetlerin sunulması veya sağlanması işareti taşıyan malın gümrük belgesine girmesi, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabii tutulması, işaretin teşebbüse iş veren evrakı ve reklamlarında kullanılması, işareti kullanan kişinin işaretin kullanımına ilişkin hakkı ve meşru bir bağlantısının olmaması koşuluyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı yönlendirici kot, anahtar sözcük vb şekilde kullanması, marka hakkına tecavüz sayılan haller olarak sıralanmıştır.
KHK nin 9/1 – b anlamında tecavüzden bahsedebilmek için 3 sartın bulunması gerekmektedir. Tescilli markanın aynısının ve benzerinin, tescilli markanını kapsadığını mal ve hizmetlerle aynı benzer mal ve hizmetlerde kullanılması, bu benzerliğin halk tarafından irtibat kurmakta dahil olmak üzere karıştırılma ihtilamalinin bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, davalı tarafın gümrükte el konulan ürünleri yurtdışından getirdiği,Gümrük Müdürlüğünde ele geçen ürünlerde davacı tarafa ait ürünlerin taklit ürün niteliğinde olup, birebir markaların kullanılmış olmaları nedeniyle söz konusu markaların ürünlerde taklit olarak kullanımının marka hakkına yönelik tecavüz olduğunun tespiti ile eylemin aynı zamanda haksız rekabet teşkil etmesi nedeniyle menine, el konulan ürünlerin imhasına, hükmün ilanına karar verilmiştir.
Davalının eyleminin davacının marka hakkına tecavüz olarak kabul edilmiş olduğundan ve davalı tarafından yapılan bu eylemden dolayı davacıya ait marka imajı ve davacı tüzel kişi bundan zarar göreceğinden tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal konumları ihlal eyleminin gerçekleşme biçimi dikkate alınarak ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 05.02.2007 tarih, 2005/14416 Esas, 2007/1363 Karar sayılı, 12.02.2008 tarih, 2006/14555Esas, 2008/1498 Karar, 11.10.2011 tarih, 2010/2162 Esas, 2011/12561 Karar sayılı içtihatları gözetilerek 10.000 TL manevi tazminata hükmolunmuştur.
Davalının yurtdışından ithal etmeye çalıştığı dava konusu ürünlerden dolayı davacının maddi bir zararının da meydana geleceğinin Yargıtay 11. Hukuk Dairesi nin 12.12.2009 tarih, 2009/9730 Esas, 2009/13107 Karar, 08.06.2009 tarih, 2008/2924 Esas, 2009/6937 Karar sayılı yerleşik içtihatları karşısında kabul edilmesi gerektiği, ürünlere el konulduğu için davalının bu ürünleri iç piyasada satamadığı dolasıyla kar elde edemediğinin anlaşıldığı ancak ele geçen ürün miktarına ve davalının bu eylemi nedeniyle davacının 66/2/a madde kapsamında talep ettiği tazminat istemi BK hükümlerine göre incelendiğinde;
Gümrük Muhafaza memurlarınca düzenlenen 10.08.2015 tarihlî Araştırma Tutanağında; Beyannamenin 1. Kaleminde Çin Menşeli (Poliüretandan prezervatifler) 120.900 adet beyan edilen beyanname eki faturada toplam fiyatı 4.774 USD (13.269,33 TL) prezervatif olarak beyan edilen eşyanın, tespit edilen toplam prezervatif kutu adedi 88.320 kutu olduğu ancak 32.580 kutu prezervatifin eksik olduğunun gümrük raporlarında belirlendiği, ürünlerin gumrüklenmiş değeri , alış fiyatları ortalaması ile alış bedelleri, ürünlerin davacı şirket tarafından gümrük masrafları ile birlikte maliyet bedelleri keza ürün başına ortalama maliyeti, iç piyasada girmiş olsaydı Satıştan indirimlerin net satışlara oranı ile satıştan indirimler düşüldükten sonra ürün başına ortalama satış fiyatı ile davacı şirketin 2015 yılı 3. dönem gelir tablosu verilerine göre, satışı yapılan tüm ürünler içerisinde dava konusu ürünlerin karlılık oranı da ayırt edilemediğinden genel karlılık oranı : faaliyet karı / net satışlar ortalamasına göre somut olayda hakkaniyete uygun hesaplama bilirkişilerce 5.954,32 TL olarak belirlindiğinden bu bedel BK hükmelerine göre de mahkememizce uygun görülerek davacının maddi tazminat talebinin 5.954,32 TL yönünden kabulüne , fazlaya dair istemlerin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM; Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
2-Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
3-Marka hakkını ihlal nedeniyle somut olayın özelliklerine göre hesaplanan 5.954.32 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Mahkemeizce verilen ihtiyati tedbirin karar kesinleşene kadar devamına, karar kesinleştiğinde yatırılan teminatın davacı yana iadesine, karar kesinleştiğinde taklit ürünlerin imhasına,
5-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan tahsiline,
6- 1.089,83 TL ilam harcının peşin ve ıslah harçtan mahsubu ile 209,81 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacılara iadesine,
7-Kabul edilen Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 714,51 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine,
8-Kabul edilen Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 1.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine,
9-Haksız rekabetin tespiti talebinin kabulü yönünden , Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’ne verilmesine,
10-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 27,70 TL başvuru harcı, 1.024,65 TL peşin harç, 275 TL ıslah harcı, 2.400 TL bilirkişi ücreti, 315 TL tebligat masrafın olmak üzere toplam 4.042,32 TL yargılama giderinin taktiren 2/3 sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
11-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 28/03/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır