Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2015/124 E. 2021/241 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/124 Esas
KARAR NO : 2021/241

DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2015
KARAR TARİHİ : 02/06/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Haksız İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: vekilinin dava dilekçesinde , davalının patent üzerindeki haklara dayanarak Mahkememizin 2011/203 esas sayılı dosyası üzerinden müvekkilinin aleyhine haksız tedbir kararı alıp uygulayarak zarar verdiği iddiasıyla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 70.000 TL maddi tazminatın hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin … no ile tescilli patentinin incelemeli olarak verildiğini ve incelemeli patente dayanarak tedbir talebinde bulunduğunu, tescilli hakka dayanarak tedbir talebinde bulunulmasının yasal olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık: davalının patent üzerindeki haklara dayanarak Mahkememizin 2011/203 esas sayılı dosyası kapsamında aldığı tedbir kararı nedeniyle ve tedbiri haksız olarak aldığı ve uygulayarak davacıya zarar verdiği iddiasıyla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 70.000 TL maddi tazminatın tahsili istemiyle açılmıştır.
Bekletici mesele yapılan … 1.FSHHM’nin …esas-… karar ve 23.7.2017 tarihli ilamının istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bam 16.HD’nin 2017/ 4359 esas-2018/1863 karar ve 19.9.2018 tarihli ilamının de temyizi üzerine Yargıtay 11.HD’nin 2018/5772 esas-2019/7132 karar ve 13.11.2019 tarihli ilamı ile ilk derece mahkemesi ilamının onandığı ve ilamın 13.11.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 11.HD’nin 2018/5772 esas-2019/7132 karar ve 13.11.2019 tarihli ilamı kapsamına göre; “..Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 23/02/2017 tarih ve 2011/203 E- 2017/59 K. sayılı kararın asıl ve bir kısım birleşen davalarda davalı-karşı ve bir kısım birleşen davalarda davacı … Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 19/09/2018 tarih ve 2017/4359 E- 2018/1863 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi asıl ve bir kısım birleşen davalarda davalı-karşı ve bir kısım birleşen davalarda davacı … Şti. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, işin gereği görüşülüp, düşünüldü, Asıl davada davacı vekili, birleşen … 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi …E sayılı davada davacı … Şti. vekili, birleşen … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … E sayılı davada davacı … Şti. vekili, davalı … Ltd. Şti. adına tescilli … sayı ile tescilli patentin, patentlenebilirlik kriterlerine sahip olmadığını, yenilik ve buluş basamağı içermediğini ileri sürerek anılan patentin hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemişlerdir. Asıl davada davalı, karşı davada davacı ve birleşen … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … E sayılı davada, birleşen … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … E sayılı davada davacı vekili, asıl davanın reddine karar verilmesini, karşı davada ve birleşen anılan davalarda müvekkiline ait patente anılan davalılarca tecavüz edildiğini ileri sürerek patente tecavüzün önlenmesine, haksız rekabetin tespitine, 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi 10.000 TL itibar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince, … sayılı patent hakkında, … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde … E.sayılı hükümsüzlük davası açıldığı ve anılan patentin hükümsüzlüğüne karar verildiği, bu kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiği, bu nedenle patentin hükümsüzlüğüne ilişkin asıl davanın ve birleşen … 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi …E sayılı, … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … E sayılı davaların konusuz kaldığı gerekçesiyle asıl davada ve birleşen … 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … E sayılı, … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … E sayılı davalarda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karşı dava ve birleşen … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … E sayılı, … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … E sayılı davalarda ise; tescil koşullarını taşımayan, dolayısıyla kamunun kullanımına açık olması gereken serbest bir bilginin üretimde veya üründe kullanılması halinde haksız rekabetin söz konusu olamayacağı, somut olayda rekabetin dürüstçe yapılmadığı, rakibin sır niteliğinde veya anonim olmayan teknik bilgilerinin izinsiz ele geçirilmesi hallerinin de bulunmadığı, dolayısıyla dayanılan patenin yeni olmadığı yönünde kesinleşen ve işbu davada da kesin delil teşkil eden … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … E … K sayılı ilamı da dikkate alındığında patente tecavüz ve haksız rekabetin yasal unsurlarının gerçekleşmediği gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. Karara karşı asıl ve bir kısım birleşen davalarda davalı – karşı ve bir kısım birleşen davalarda davacı … Ltd. Şti. vekili istinaf isteminde bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, 28/05/2014 tarihli raporda ultrasonik kaynak uygulaması yönteminin düşük maliyet ve yüksek hız avantajı nedeniyle 1970’li yıllardan beri kullanıldığının tespit edildiği, yöntemin tekniğin bilinen durumuna dahil olduğu, … numaralı patentin … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 05/11/2015 tarihinde kesinleşen … esas 2013/90 karar sayılı ilamıyla hükümsüzlüğüne karar verildiği, tekniğin bilinen durumuna dahil bir bilginin üretimde ya da üründe kullanılmasının haksız rekabet teşkil etmeyeceği gerekçesi ile asıl ve bir kısım birleşen davalarda davalı – karşı ve bir kısım birleşen davalarda davacı … Ltd. Şti vekili istinaf istemin reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl ve bir kısım birleşen davalarda davalı – karşı ve bir kısım birleşen davalarda davacı … Ltd. Şti vekili temyiz etmiştir. Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl ve bir kısım birleşen davalarda davalı – karşı ve bir kısım birleşen davalarda davacı… Şti. vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, .. 13/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.” Şeklinde Yüksek Yargıtay ilamı bulunduğu anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada tartışılması gerekli husus dayanak patent iptal edilmekle birlikte patentin geçerli olduğu dönemde patent sahibinin haksız ve kötüniyetli olarak tedbir kararı alıp uygulatıp uygulatmadığı ve bu nedenle davacının talep ettiği maddi tazminatın tahsil şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarıdır.
Hükümsüz kılınan patent … numaralı incelemeli patent olup, davalı adına 21.10.2011 tarihinde tescil edilmiş, 23.3.2009 tarihli bültende yayınlanmıştır. Patent için kuruma başvuru tarihi ise 5.2.2008 tarihi olup, dayanak patent … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … E … K sayılı ilamı ile hükümsüz kılınmış ve hükümsüzlük kararı 5.11.2015 tarihinde kesinleşmiştir.
Bilindiği gibi; Patent hakkı sahibine, bu hakkın kullanılması ve 3.kişilere karşı ileri sürülmesi yönünde tekelci hak ve yetkiler getirmektedir. Patent korumasının kapsamını belirlemedeki temel unsuru , istemler oluşturmaktadır. Buna göre, istemlerin dışında kalan konular koruma dışı serbest alanı oluşturmaktadır. Bu sayede, patenti bilen ve gören kişiler kendi davranış tarzlarını ayarlayabilecek, patente tecavüz etmeme bakımından önlem alabilecektir.
Huzurdaki tazminat istemli dava 12.6.2015 tarihinde açılmış olup, huzurdaki uyuşmazlık yönünden dava tarihi gözetildiğinde uyuşmazlığa 551 sayılı KHK hükümleri uygulanacaktır.
Bilindiği üzere 551 sayılı KHK’nın 131/1 maddesine göre patentin hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde, kararın sonuçları geçmişe etkili doğar. Bu nedenle, patent başvurusu veya tesciline hukuki bakımdan bu kanunla sağlanan koruma, hükümsüzlük kapsamında doğmamış sayılır.
551 sayılı KHK 131/2 Maddesinde ise hükümsüzlüğün geçmişe dönük etkisi düzenlenmiş olup, bir tazminata hükmedilmesi için açıkça yasal düzenlemede patent sahibinin kötüniyetli olması halinde sorumlu olacağına işaret edilmektedir. (Aynı yönde,Yargıtay 11.HD’nin 2015/10857 esas, 2016/5915 karar ve 30.6.2016 tarihli ilamı).
Türkiye’de resmi bir kurum nezdinde başvurusu yapılan ve incelemeli usule göre tescilli hale gelen bir patente dayanarak Patent konusu ürünün üretilmesi, satılması, kullanılması veya ithal edilmesi veya bu amaçlar için kişisel ihtiyaçtan başka herhangi bir nedenle elde bulundurulması Fiillerinin önlenmesini talep etmek hakkı 551 sayılı KHK ‘de patent hakkı sahibine tanınmış hukuki bir haktır.
Davalı patent hakkı iptal edilmeden önceki bir dönemde tescilli hakkına dayalı olarak tedbir talep etmiş olup, davalının kötüniyetli olduğu ve davacıya zarar vermek kasdı ile hareket ettiği hususu ise davacı yanca ispat edilememiştir. Kaldi ki yasal olarak sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibine 551 sayılı KHK hükümleri ‘Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti’ni , önlenmesini talep hakkı vermektedir, patent iptal edilene kadar sahibine her türlü hukuki tasarrufta bulunma hakkı vermektedir.
Öte yandan davacı 4.11.2020 tarihli celsede varsa uğradığı zararın tespiti zımnında mahkemece oluşturulan bilirkişi incelemesi ile ilgili ara karar kapsamında belirlenen kesin sürede de bilirkişi ücretini yatırmamıştır. Davacı zarar gördüğü iddiasında bulunmuş ise ispat hukuku ilkelerine göre bu iddialarını kanıtlar nitelikte herhangi bir delil sunamadığı da anlaşılmıştır.
Zira Anayasamızda da düzenlenmiş bulunan hak arama hürriyetinin somutlaşmış ifadesi olan yargılama; neticeten o çekişmeyi karara bağlamak zorunda olan hakimin ikna edilmesi faaliyetidir. Davanın yanları; sunacakları kanıtlarla kendilerinin haklı, karşı tarafın ise haksız olduğunu ispat etmek durumundadırlar. Çünkü ‘…Hukuki anlamda ispat faaliyetinde amaç, esasen hakimin dışında ve davadan önce gerçekleşen uyuşmazlığa ilişkin vakıaların gerçekliği konusunda o anda hakimde kanaat uyandırmaktır. Yani hakim geçmişte ve bilgisi dışında gerçekleşen bir olayın oluş şekli konusunda bugün bir kanaate sahip olacaktır.İspat faaliyeti ve bunun sonucu gösterilecek delillerle geçmiş, dış alemde ki olay ve olgular hakkında, dava sırasında hakimin iç dünyasında bir kanaat uyandırılır…’ Bilhassa özel hukuk ve bu alandaki yargılamalara ilişkin düzenlemeler uyarınca ‘…hakim, kural olarak taraflarca ileri sürülmeyen vakıaları araştıramaz ve bunların taraflarca ispatını isteyemez…’ Bu yüzden yanların; savlarını ve bunları destekler kanıtlarını sürelerinde ve usulüne uygun şekilde sunmaları esastır. Çünkü; ‘…Davanın temelini oluşturan vakıalar ve bu vakıalara dayanarak talep edilen netice açık olursa hakim, doğru bir karar verebilecektir. Davacı vekilinin belirlenen kesin süre içinde bilirkişi incelemesine ilişkin gideri yatırmadığı anlaşılmaktadır. .Bilindiği gibi kesin süre davanın taraflarını bağladığı gibi Mahkeme Hakimini de bağlayıcı etkiye sahiptir. Bu açıdan dava dosyasında davacının zarar gördüğü iddiası mali yönden inceleme gerektirdiği gibi, sektörel anlamda da patentin niteliği gereği davalının kötüniyetli olup olmadığı hususlar Hakimin hukuki bilgisi çözümlenecek nitelikte değildir . Kesin süreye uyulmaması nedeniyle davacı bilirkişi incelemesi delilinden vazgeçilmiş sayılmıştır.
Öte yandan Yasal düzeleme kapsamında bir tazminata hükmedilmesi için patent sahibinin kötüniyetli olması halinde sorumlu olacağına işaret edilmektedir. Dolayısıyla taraf iddia ve savunmaları, patent sahibinin tedbir talep tarihinde patentinin geçerli olup, henüz iptal kararı verilmediği, dolayısıyla kötüniyetli olmadığı, davacının maddi yönden zarar gördüğü yönündeki iddiasının da ispat edilmediği gözetildiğinde, davanın REDDİNE karar verilmesi gerekmiştir.
Dosyada mübrez Yargıtay 11.HD’nin 2018/5772 esas-2019/7132 karar ve 13.11.2019 tarihli ilamları, , … 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 23/02/2017 tarih ve … E- … K. sayılı karar gerekçesi, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 19/09/2018 tarih ve 2017/4359 E- 2018/1863 K. sayılı ilamı, … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin …E …K sayılı ilamı ve dosyası , Patent dosyası ve 551 sayılı KHK 131/2 Maddesi dosyadaki deliller ile birlikte incelendiğinde davanın reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-59,30 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 1.136,12 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 9.900 – TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.02/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır