Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2015/117 E. 2021/391 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/117
KARAR NO : 2021/391

DAVA : E.T.B’NE TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 04/06/2015
KARAR TARİHİ : 21/10/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan E.T.B’ne Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Tazminat ve E.T.B’nin Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı – karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin 1940 yılı öncesinde aydınlatma sektöründe kurulduğunu ve kendine has tasarımları ile ev modasında öncü bir işletme olduğunu, bünyesinde 700’e yakın tasarımcı çalıştırdığını, dünyada lider avize firmalarından biri olduğunu, ürünlerinin 1990’dan beri Türkiye’deki müşterilere sunduğunu, müvekkilinin ürün sağlamlığı, kalite tasarımlarını geliştirmek amacıyla AR-GE merkezi kurduğunu, piyasada taklit edilen bir firma olduğunu, müvekkilinin tasarımlarının başta ABD ve Çin olmak üzere tescilli olarak korunduğunu, müvekkilinin davaya konu edilen tasarımlarının … tescil numarası ile koruma altında olduğunu ve ülkemizde 8-10 aydır satıldığını, tescilli olmayan koleksiyonlarının ise güzel sanat eseri olarak korunduğunu, karşı tarafın taklit ettiği …, …, …, …, … isimli tasarımların 2008 yılından beri ülkemizde ilgi gören ve satılan modeller olduğunu, müvekkilinin bir müşteri aracılığı ile ürünlerinden birer adet sipariş verilmesi halinde aynılarını daha ucuza kendilerine sunabileceğini öğrenmesi ile davalıdan haberdar olduğunu, bu şekilde davalının haksız rekabet ettiğini ve müvekkilini zarara uğrattığını, davalının, müvekkilinin iş mahsulü olan ürünleri ve kendisinin tanıttığı tasarımları birkaç küçük farkla şekilsel olarak birebir aynı şekilde ürettiğini ve sattığını, daha önce müvekkili tarafından ikame edilmiş … ve …D.İş sayılı delil tespiti davalarında tespit edildiği üzere davalının tasarımlarının müvekkilinin tasarımlarına iltibas teşkil ettiğini, söz konusu ürünlerin 2008-2014 yılları arasında ülkemize ithal edildiğini ve faturalardan da görüleceği üzere talebin yüksek olduğunu, davalının fiillerinin tecavüz ve haksız rekabet teşkil ederek müvekkilinin kredisini, mesleki itibarını, ticari işletmesini, iktisadi menfaatlerini olumsuz etkilediğini, davalının, müvekkiline ait tescilli olmayan tasarımlarında hiçbir teknik zorunluluk yokken tasarımların yandan görünümünden diğer parçalarına kadar ve müvekkilinin ürün serisi olarak algılanmaya sebep olacak şekilde ayırt edilemeyecek kadar benzerlerini ürettiğini ve satışını yaptığını, müvekkiline ait ürünlere … adlı internet sitesinden ulaşılabileceğini, davalının müvekkiline aitmiş gibi göstermeye çalıştığı “…” ibareli uzantının Site …, …, Inc. isimli firmaya ait olduğunu, müvekkiline ait ürünlerin gösterildiği internet sitesi uzantısında “…” ibaresinin geçtiğini ancak ürünlerin lansmanının müvekkili tarafından 2015 yılında yapıldığını, 2012 ibaresinin anlamının başka olabileceğini ancak piyasaya sürülme yılına işaret etmediğini, müvekkiline ait … numaralı endüstriyel tasarımlardan 8, 9, 13, 15. sıralarda yer alan tasarımlara yönelik davalı yanca gerçekleştirilen tecavüzün tespiti, taklitlerin toplatılması, imhasını, tescilsiz tasarımlara yönelik olarak gerçekleşen haksız rekabetin tespiti ve önlenmesini, davalının kötü niyetli olduğunun da tespit edilmesini, haksız kullanımların ilk tespit edildiği dava gününden itibaren işletilecek avans faizi ile her bir tasarım için 8.000 TL manevi ve haksız rekabet sebebi ile her bir tasarım için 8000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı – karşı davacı vekili cevap ve KARŞI DAVA dilekçesinde özetle: Davaya konu tasarımların nitelikleri gereği belli şekillerde yapılmasının gerekli olduğunu, tasarımcıların bu teknik zorunluluklar gereğince tasarım yapma özgürlüğünün sınırlı olduğunu, bu sebeple tasarımlardaki ufak değişikliklerin farklılık yarattığını, tarafların avize tasarımlarının yaprak sayısı ve duruşu bakımından birbirinden farklı olduğunu, davacı tasarımlarının yeni ve ayırt edici olmadığını, yeni ve ayırt edici tasarımların tescil edilerek korunabildiklerini buna karşılık davacının söz konusu tasarımlarının yüzlerce yıldır kullanılan figürler olduğunu ve bu yolla dünyanın her yerine farklı üreticilerce pazarlandıklarını, davacı – karşı davalı adına tescilli …tasarımlardan 8, 9, 13 ve 15 numaralı endüstriyel tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, fineartlamps markasının davacı – karşı davalı markası olduğunu, bu markayı içeren internet sitesinde yer alan 2012 tarihli katalogda davaya konu 9, 13, 15 numaralı tasarımların yer aldığını ve bu sebeple tescilden önce kamuya sunulduklarını, internet sitesinin davacının beyan ettiği üzere kendilerine ait değilse de tescil tarihinden önce tasarımların piyasada var olduğunu ve hükümsüz kılınması gerektiğini, asıl davanın reddini, karşı davalarının kabulü ile … tescil numaralı tasarımlardan 8, 9,13 ve 15 numaralı endüstriyel tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 2012/302 E. 2013/140 K. ve 09/07/2013 tarihli kararı incelendiğinde: Davacının …Ltd Şti., davalının … A.Ş, davanın Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Maddi-Manevi Tazminat olup, 09/07/2013 tarihinde “…Davacı distribütörlük ilişkisine dayanmış olup distribitörle davacı arasında basit yada inhisari lisans sözleşmesi bulunmayıp Yargıtay 11. Hukuk dairesinin 26/03/2012 gün ve 2007/164-2010/28 esas sayılı kararı gereğince aktif dava ehliyeti bulunmadığından aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın usulden reddine…” şeklinde karar verildiği, kararın Yargıtay 11. H.D’nin 2013/15432 E. 2014/4511 K. ve 10/04/2014 tarihli ilamı ile onandığı görülmüştür.
Mahkememizin …ve … 3. FSHHM’nin … D.İş sayılı dosyaları dava dosyası arasına alınmıştır.
TPE kayıtları istenmiş, HMK’nun 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
22/08/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Asıl davada davacı adına tescilli tasarımlar ile davacının katalog numarasını verdiği tescilsiz tasarımlarına ve … D.İş dosyasına konu tescilsiz tasarımlara davalı tarafından tecavüzde bulunulduğu, davacı tasarımlarının eser vasfında olduğu, eğer mahkemece eser vasfında olarak değerlendirmez ise haksız rekabet hükümlerine göre ayniyet düzeyinde benzer ve tasarımın orjinini karıştırmaya yol açacak iltibasın bulunduğunun tespit edildiği, karşı dava bakımından ise davalı-karşı davacının sunduğu katalog ve web tasarımına göre … tasarımın 8, 9, 13 ve 15 nolu tasarımın yeni ve ayırt edici olduğu, benzer tasarımların internetteki yayın tarihine itiraz edildiğinden yayın tarihinin de internet üzerinden tespiti hususunda 2012 yılında yayınlandığına dair her hangi bir teknik veriye rastlanılmadığı bu nedenle davacı-karşı davalının tasarımlarının yeni ve ayırt edici olduğu, davalı-karşı davacı tarafa ait “…” başlıklı katalogda bulunan “…”, “…” ve “…” numaralı tasarımların satışının yapılıp yapılmadığının tespiti için davalı-karşı davacının 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin satış faturaları ile defter kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda; İbraz olunan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikinin süresinde yapıldığı, defterlerin birbirini doğruladığı ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, vergi incelemesine bağlı olarak envanter defterinin ibraz edilemediği beyanında bulunulduğu, davalı-karşı davacının 2011 yılı ürün kataloğundaki “…” numaralı aplik tasarımı ile “…” isimli avize tasarımına ilişkin ürün satışının hiç yapılmamış olduğu, davalı-karşı davacı tarafından satışı yapılmamış olmasına rağmen, “…” isimli avize tasarımının … tescil numarası ile davalı-karşı davacı adına 16.05.2011 tarihinde tescil edilmiş olduğuna dair tasarım tescil belgesinin ibraz edildiği, davalı -karşı davacının 2011 yılı ürün kataloğundaki “…” tasarımına ilişkin ürünün 19.06.2012 tarih, … numaralı faturada görülen 1 adet, … barkod numarası ve ürün cinsi: “…” olarak, 5.950,00 TL’lik tutar ile satılmış olduğu, satış faturasında … ile başlayan barkod numarasının ürün kataloğundaki …ürün numarası ile aynı olduğu, ancak ürün isminin farklı olduğu, farklı olmasının sebebinin de; “…” olan başka ürünler de bulunduğu ve çakışmaması için satış esnasında “…” olarak değiştirilmiştir.” şeklinde izah edildiği ve ürün satışına ilişkin 19.06.2012 tarih ve … no’lu satış faturasının, … yevmiye madde numarası ile davalı-karşı davacının ticari defterlerine kaydedilmiş olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
06/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davalı – karşı davacıya ait ürünlerin davacı – karşı davalıya ait ürünlere gerek tasarım yapısı açısından gerek malzeme ve ürün tasarımı açısından kütle ve biçim ilişkisi ile orantısal kurgu ve malzeme seçimi açısından benzerlik olduğu, davalı – karşı davacı tarafin 08.02.2016 tarihli dilekçesinde 2011 tarihli olarak ibraz ettiği katalog, eğer gerçeklik niteliği taşıyor ise, … kod nolu tasarım olarak yer alan modelin davacı – karşı davalının … nolu tasarimi ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, dolayısıyla davacı – karşı davalının tasarımlarının başvuru tarihi itibariyle yeni olmadığı, 08.02.2016 tarihli dilekçesinde 2011 tarihli olarak ibraz ettiği katalog, eğer gerçeklik niteliği taşıyor ise, davacı/karşı davalının …nolu tasarımları yenilik unsuru taşımadıklarından ve bunların tasarım tarihlerinin önceliğinden dolayı ürünlerin var oldukları halde yeniden tasarlanmasının mümkün olamayacağından dolayı bunlara karşı tecavüzün ve haksız rekabetin gerçekleşmeyeceği, Mahkeme 08.02.2016 tarihli dilekçede 2011 tarihli olarak ibraz edilen kataloğun gerçek olmadığı kanaatine varır ise, davacı – karşı davalıya ait ürünlerin yeni olduğu, dolayısıyla davalı – karşı davacıya ait ürünlerin davacı – karşı davalıya ait ürünlere tecavüz ettiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
06/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Karşı dava bakımından; Teknik inceleme neticesinde katalogların nerede ve tarihte basıldığının tespit edilebileceği, tespit neticesinde davacı- karşı davalı tasarımlarının tescil tarihinden önce kullanıldığının saptanması halinde tasarımlar yenilik şartını taşımayacağı için -yenilik şartını taşımayan tasarımların- hükümsüzlüğünün gerekeceği, buna karşın tescil tarihinden önce kullanıldığının saptanamaması halinde tasarımların hükümsüz kılınmayacağı ve karşı davanın reddinin gerekeceği, karşı davanın kabulü ve davacı tarafa ait tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde, asıl davaya dayanak teşkil eden tasarımların yenilik unsurunu taşımaması sebebi ile hukuken korunmayacağı ve tecavüz taleplerinin reddinin gerekeceği, buna karşın davanın reddi halinde, asıl dava bakımından tescilli tasarımlara yönelik tecavüz değerlendirmesi yapılabileceği, teknik incelemede yapılacak benzerlik değerlendirmesi neticesinde davacıya ait tescilli tasarımlar ile benzer olduğu tespit edilen davalıya ait tasarımların davacının tescili tasarımlarına tecavüz teşkil edeceği, buna karşılık benzer olmayan tasarımların davacı tasarımlarına tecavüz teşkil etmeyeceği, teknik inceleme neticesinde benzer olduğu tespit edilen tescilsiz tasarımlar için davalı tasarımlarının davacı tasarımlarına tecavüz teşkil edeceği ve haksız rekabet oluşturacağı, buna karşılık davacı tasarımları ile benzer bulunmayan davalı tasarımlarının kullanılmasının tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden kullanımlar olmayacağı, davacı – karşı davalı tescilli / tescilsiz tasarımlarının eser vasfı taşıdığını beyan etse dahi iddiasını ortaya koyan bir veri dosyaya sunulmuş olmadığından heyetlerince değerlendirmede bulunulamayacağı, Mahkemece manevi tazminata karar verilebilmesi için zarara uğrayan kişinin ticari hayatta yaşadığı itibar kaybını, güven zedelenmesini yani manevi zararını ortaya koyması gerektiği, dosya kapsamında davacının dosyaya sunmuş olduğu ve ticari itibarının zedelendiğini gösterir herhangi bir veriye rastlanmadığı, bu sebeple takdirin Mahkemeye ait olacağı, teknik inceleme neticesinde, dava konusu ürünlerin/tasarımların fikri çabanın ürünü olduğu, teknik zorunluluklar gerektiren tasarımlar olmadığı, davalının detaylı olarak yer verdikleri şekillerde, form ve biçimlerde ürünler üretmek zorunda olmadığı, ürünlerin/tasarımların tüketiciler nezdinde iltibasa yol açacak derecede benzer olduğu, davalı – karşı davacının hükümsüzlük davası için kanıt olarak sunduğu 2011 tarihli kataloğun tek başına kanıt olarak değerlendirilemeyeceği, kataloğun 2011 yılında hazırlandığını kanıtlayacak unsurların (zaman damgalı Ürün fotoğrafları, zaman damgalı grafik programı çalışma dosyaları, tasarımcı-fotoğrafçı-reklam ajansı vb. faturalarının vs.) Mahkemeye sunulması gerektiği, aynı şartların davacı -karşı davalının kataloğu için de geçerli olduğu, tüm bu sebeplerle davalı-karşı davacının, davacı/karşı davalının ürünlerini/tasarımılarını taklit ettiği ve tasarımların benzer olduğu, zaman damgalı olmayan verinin oluşturulma tarihine bakılarak verinin bu tarihte meydana geldiğinin kesin olarak söylenemeyeceği, zaman damgalarının belli bir verinin belirtilen bir tarihte var olduğunu ortaya koyduğu, sonuç olarak davalı tarafından internet sitesinde yer alan 2012 tarihli katalogda davaya konu 9, 13, 15 no’ lu tasarımların yer aldığını ve bu sebeple tescilden önce kamuya sunulduklarını o yıla ait olduğunu iddia ediyor olsa da dosyadan bu durumu kanıtlayacak herhangi bir zaman damgalı belgeye rastlanamadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
05/04/2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: 01.11.2019 tarihli kök raporun kataloglar ve tasarımlar yönünden tutarlı olduğu, usulüne uygun şekilde karşılaştırmaların yapıldığı, kanaatlerini değiştirmeyi gerektirir bir durumun tespit edilemediği, dosyaya sunulu katalogların oluşturulma tarihleri açısından tam olarak tespitte bulunmanın halen mümkün olmadığı, aynı doğrultuda internet sitelerinde yer alan veriler zaman damgalı olmadığından tasarımların oluşturulma ve yayın tarihlerinin kesin olarak saptanamadığı, mahkemenin (yeniden) görevlendirmesine binaen, şayet noter onaylı/zaman damgalı olmayan verilerin yargılamaya esas alınabileceği değerlendirilir ise bu halde yenilik incelemesi bakımından başka hususların da arz ve izah edilebileceği, bu kapsamda davacı/karşı davalının kataloglarının bu incelemede esas alınabileceği, zira katalogların üzerinde yer alan yıllar ve reklamların yer aldığı dergi kapaklarının yılları arasındaki “tutarlıklar” bakımından davacı/karşı davalı ürünlerinin yenilik arz ettiği yönünde değerlendirme yapmanın makul olacağı, davalı – karşı davacının yenilik iddiasını ispatlayacak deliller sunamadığı, dolayısıyla bu olasılıkta karşı davanın ispatlanamadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava: Davalının eyleminin, davacı adına tescilli tasarımlar ile davacının kataloğ numarasını verdiği tescilsiz tasarımlarına ve … D.İş dosyasına konu tescilsiz tasarımlara tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti, men’i ve ref’i, tasarımlara tecavüz nedeni ile 8.000 TL, haksız rekabet nedeni ile 8.000 TL manevi tazminat ve hükmün ilanına ilişkindir.
Karşı dava: TPE nezdinde … adına tescilli …numaralı tasarımlardan 8, 9, 13 ve 15 numaralı tasarımların hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalının dava, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
6769 sayılı SMK 10/01/2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir, asıl ve birleşen davanın açıldığı tarih itibariyle dava, 554 Sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamedeki hükümler çerçevesinde incelenmiştir.
Tasarım hakkının kapsamı 554 sayılı KHK’nin 17. maddesinde düzenlenmiş olup tescilli tasarımın kullanılması hak ve yetkileri münhasıran tasarım hakkı sahibinindir. Tasarım hakkı, tasarım üzerindeki tasarımdan doğan inhisari yetkilerle donatılmış bir mutlak haktır. Tasarım hakkından doğan inhisari mutlak haklar, olumlu ve olumsuz nitelikte yetkiler içerir. 554 sayılı KHK’nin 17 ve 18. maddelerinde bu haklar düzenlenmiştir.
554 sayılı KHK’nin 17. maddesi uyarınca üçüncü kişiler, tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın koruma kapsamındaki tasarımın uygulandığı bir ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, sözleşme yapmak için icapta bulunamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz. Tasarım hakkı sahibi bu hakkını kusurlu veya iyiniyetli olduklarına bakmaksızın herkese karşı ileri sürebilir.
Tasarım hakkının sınırlandırıldığı ve koruma kapsamı dışında kalan durumlar ise 554 sayılı KHK’nin 21. maddesinin, a ila d bentlerinde, özel amaçla sınırlı kalan ve ticari amaç taşımayan fiiller, deneme amaçlı fiiller, eğitim ve referans amaçlı çoğaltmalar, tasarımın yabancı taşıtlarda kullanılması, 12. maddesi uyarınca 5 yıllık yenileme süresi sonunda yenilenmeyen tasarımlar, 22. maddesi gereğince onarım amaçlı kullanım ile 23. maddesi uyarınca önceki kullanımdan doğan hak sahipliği, son olarak 24. maddesinde düzenlenen hakkın tükenmesi ya da ilk satış doktrinidir. Bu hallerin varlığı halinde tasarım hakkının korunması sözkonusu değildir.
Tasarım tescil başvurusundan doğan hakka ya da tescilli tasarım hakkına tecavüz halleri ise 554 sayılı KHK’nin 48. maddesinde düzenlenmiştir. Hukuk ve ceza davalarının açılabilmesi için ya başvuru ya da tasarım hakkına tecavüz olmalıdır. Tasarım hakkına tecavüzden söz edebilmek için 554 sayılı KHK’da belirtilen tecavüz eylemlerinden her hangi birisinin gerçekleşmesi ve hukuka uygunluk sebeplerinin somut olayda mevcut olmaması gerekir.
554 sayılı KHK’nin 48/2. maddesi uyarınca tasarım başvurusu, KHK’nin 34. maddesine göre yayımlandığı takdirde, başvuru sahibi, tasarıma vaki tecavüzlerden dolayı hukuk ve ceza davası açmaya yetkilidir. Yine 48/1. maddesinde tasarım hakkına tecavüz oluşturan fiiller düzenlenmiş olup madde metni;
“a) Tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın tasarımın aynını veya belirgin bir şekilde benzerini yapmak, üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme akdi için icabda bulunmak, kullanmak, ithal etmek ve bu amaçlarla depolama, elde bulundurmak;
b) Tasarım belgesi sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devir etmek,
c) Bu maddenin önceki a ila b bendlerinde yazılı fiillere iştirak veya yardım veya bunları teşvik etmek veya hangi şekil ve şartlarda olursa olsun bu fiillerin yapılmasını kolaylaştırmak,
d) Kendisinde bulunan ve haksız olarak üretilen veya ticaret alanına çıkarılan eşyanın nereden alındığını veya nasıl sağlandığını bildirmekten kaçınmak,
e) Gasp” şeklindedir.
Haksız rekabet genel anlamda 6762 sayılı TTK’nın 56. maddesinde “aldatıcı hareket veya hüsnüniyet kaidelerine aykırı sair suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suiistimalidir” şeklinde tanımlanmıştır. Yasanın 57. maddesinde ise haksız rekabet halleri sınırlı örnekler ile sayılmıştır. Maddenin 5. bendine göre, “başkalarının emtiası, iş mahsulleri…hususi ile başkasının haklı olarak kullandığı ad, ünvan, marka, işaret gibi tanıtım vasıtaları ile iltibasa meydan verebilecek surette ad, ünvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtaları kullanmak” haksız rekabet teşkil etmektedir. Eylem bu hallerden birini oluşturmadığı takdirde 56. madde uyarınca genel anlamda haksız rekabet koşullarının var olup olmadığına bakılmalıdır. TTK’nun 56 ncı maddesine göre haksız rekabetin gerçekleşmesi iki koşula tabidir. Bunlar iktisadi rekabet çerçevesi içinde bir eylemin meydana gelmesi ve bu eylemin aldatıcı olması veya dürüstlük kurallarını ihlal etmesidir.
Başkasının emtiası, iş mahsulleri, faaliyeti veya ticari işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, özellikle başkasının haklı olarak kullandığı, ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtaları kullanmak veyahut iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmeyerek satışa arz etmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun elinde bulundurmak haksız rekabettir.
Bir kimsenin iltibas olgusuna dayanarak, yani başka bir kimsenin kendisine ait ad, unvan ya da herhangi bir tanıtma aracı ile karıştırılma tehlikesi yarattığını ileri sürerek dava açılabilmesi, onun kendi tanıtma aracını haklı olarak kullanıyor olmasına bağlıdır. Yanıltıcı duruma yol açma fiilinin haksız rekabet sayılabilmesi için, kusur unsuruna ihtiyaç olmadığı gibi, aynı sektörde veya piyasada rekabet eder durumda olmaları da gerekmez. Kusur unsuru yalnızca eski TTK. m 64 ve 6102 sayılı Ticaret Kanunu 62. madde bakımından önem taşır. Zira bu maddeler, kusurun bir türü olan kasıt altında işlenen yanıltıcı duruma yol açma fiillerini suç saymıştır. O halde yanıltıcı duruma(karışıklığa) yol açma fiili için objektif olarak iltibasın(benzerliğin veya karışıklığın) mevcudiyeti veya böyle bir tehlikenin bulunması gerekli ve yeterlidir. Görüldüğü gibi, karışıklığa yol açma bakımından, iltibasın meydana gelmiş olması; yani müşterinin zihninde o malın aynı firma(üretici) tarafından üretildiği düşüncesinin doğmuş olması dahi gerekmeyip, iki malın(tanıtma vasıtası) arasında karışıklık ihtimali( tehlikesi) bulunması haksız rekabet için yeterli görülmektedir. Nitekim madde metninde geçen,”…iltibasa sebebiyet verecek… “ ifadesi de bu düşünceyi doğrulamaktadır. Ayrıca zararın meydana gelmesi de şart olmayıp, zarar doğma ihtimalinin bulunması haksız rekabet teşkil etmesi bakımından yeterlidir. Yine bu çerçevede haksız rekabetten söz edebilmek için, failin iltibas teşkil eden fiilden fayda sağlamış olması da aranmaz.
554 sayılı KHK 3/a maddesi tasarımın tarifini yapmakta ve bu maddeye göre “tasarım, bir ürünün tümü veya bir parçası veya üzerindeki süslemenin çizgi şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyularıyla algılanan çeşitli unsur veya özelliklerinin oluşturduğu bütünü” ifade etmekte olup ürün yada ürün parçasının görünümüdür. KHK 5. maddesine göre yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımlar belge verilerek korunacak, 6. maddeye göre de bir tasarımın aynısı, başvuru ve rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilecektir. 7. maddede bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olması için bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile daha önceden kamuya sunulan herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılığın olması gerekmektedir. 8. maddeye göre ise, tasarımın kamuya sunulmasından itibaren en geç bir yıl içerisinde tescilinin istenebileceği hüküm altına alınmış olup, son olarak da KHK 43. maddesi yeni ve ayırt edici nitelik taşımayan tescilli tasarımların hükümsüzlüğüne karar verileceğini belirtmektedir.
554 Sayılı KHK 45. maddesinde ; “Tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde, kararın sonuçlarının geçmişe etkili doğar. Bu nedenle, tasarım başvurusu veya tescili hukuki bakımdan bu Kanun Hükmünde Kararname ile sağlanan koruma, hükümsüzlük kapsamında doğmamış sayılır.” hükmü düzenlenmiştir.
554 Sayılı KHK hükümleri, TPE kayıtları, bilirkişi raporları ve bütün dosya kapsamından: ASIL DAVADA: Davacı adına TPE nezdinde tescilli …numaralı tasarım ile davalıya ait ürünlerin bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, benzer olarak algılandıkları anlaşılmakla davalının eyleminin, davacının tescilli tasarımlarından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine ve ref’ine, tasarım hakkına yapılan tecavüzün niteliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü ve hakkaniyet gereği takdiren 8.000 TL manevi tazminatın uygun olacağı, karar kesinleştiğinde mütecaviz ürünlerin bulundukları yerden toplatılarak masrafı davalıdan alınmak sureti ile imhasına, davalının eyleminin davacının tasarım hakkına tecavüz teşkil ettiği, dava sonucunda davacının haklı çıktığı dolayısıyla ilan talebinde hukuki menfaat bulunduğu gözetilerek karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıdan alınarak Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına karar verilmiştir.
KARŞI DAVADA: TPE nezdinde davalı adına tescilli … numaralı endüstriyel tasarımın yeni ve ayırt edici olduğu, hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-ASIL DAVANIN KISMEN KABULÜNE
2-Davalının eyleminin, davacıya ait tasarımlara tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, men’ine, ref’ine
3-Tasarıma tecavüz ve haksız rekabet nedeni ile 8.000 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 04/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine
4-Karar kesinleştiğinde mütecaviz ürünlerin bulundukları yerden toplatılarak masrafı davalıdan alınmak sureti ile imhasına,
5-Sair taleplerin reddine,
6-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
7-546,48 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 273,24 TL harcın davalıdan tahsiline,
8-Tasarıma Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i talepleri yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Manevi Tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Reddedilen Manevi Tazminat yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Mahkememizin 2015/6 D.İş dosyasında yapılan 27,70 TL başvuru harcı, 45,60 TL peşin harç, 500,00-TL bilirkişi ücreti, 33,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 606,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davacı tarafın yaptığı 27,70 TL başvuru harcı, 273,24 peşin harç, 5.544,00 TL tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.844,94 TL yargılama giderinden taktiren 2/3 üne tekamül eden 3.896,62 TL’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
13-Davalı tarafın yaptığı 2.077,40-TLyargılama giderininin takdiren 1/3’ne tekamül eden 692,46-TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
14-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
KARŞI DAVANIN REDDİNE
1-59,30 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 46,20 TL harcın davacıdan tahsiline,
2-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafın yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan fazla gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 21/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır