Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2014/120 E. 2018/456 K. 28.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/120 Esas
KARAR NO : 2018/456

DAVA : Patent (Maddi-Manevi Tazminat İstemli), Patent (Tecavüzün Ref’i İstemli), Tecavüzün Tespiti İstemli), Patent (Patent Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/05/2014
KARAR TARİHİ : 28/11/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Patent (Maddi Tazminat İstemli), Patent (Manevi Tazminat İstemli), Patent (Tecavüzün Ref’i İstemli), Patent (Tecavüzün Tespiti İstemli), Patent (Patent Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde; Amerika’da … numara ile tescil edilmiş olan patente konu olan buluşun aynısının … patent no ile ile Türkiye’de de tescil edildiğini, … İle … arasında inhisari lisans sözleşmesi yapıldığını, buluşa konu olan ürünün Türkiye’de … markası altında Sağlık Bakanlığı tarafından verilen medikal cihaz İzni çerçevesinde satıldığını, davalının ise “…” adı altında piyasaya sürdüğü üründe davacının patentinin taklidini yaparak kullandığını, böylece patent hakkına tecavüz ettiğini ileri sürerek tecavüzün durdurulmasını ve patent hakkına tecevüz ve haksız rekabetin önlenmesini, tedbirine karar verilmesini, belirsiz alacak hükümlerine göre her iki davacı için 50.000 TL maddi tazminata, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davalı vekili beyan dilekçesinde; buluş konuları aynı olmasına rağmen istemlerin farklı olduğu için koruma kapsamlarının da farklı olduğunu, bir tecavüzün ve haksız rekabetin söz konusu olmadığını, asıl davada dayandıkları patentin dilekçeleri ekindeki dökümünlar karşısında yeni ve buluş basamağını aşmadığını davacı patentinin hükümsüz kılınması gerektiğini beyan ile asıl davanın reddini talep etmişlerdir.
BİRLEŞEN DAVA:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı adına tecilli … patentin yeni ve buluş basamağını aşmadığından hükümsüzlüğünü talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA; Davalı vekili beyan dilekçesinde;Davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık asıl davada; … nolu patentten kaynaklanan haklara tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, dururulması, tedbirine karar verilmesi, belirsiz alacak hükümlerine göre her iki davacı için 50.000 TL maddi tazminata, hükmün ilanına ilişkin olarak açıldığı, birleşen davanın ise asıl davaya dayanak olan … nolu patentin hükümsüzlüğüne ilişkin olarak açıldığı anlaşılmıştır.
Konunun tamamen teknik ayrıntı içermesi nedeniyle HMK 266. madde gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
İhtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi kapsamında deliller toplanmadan alınan Bilirkişi Eczacılık fak.öğretim üyesi … 30.9.2014 tarihli tek kişilik raporunda özetle ; Davalıya ait … markalı burun spreyinin, davacıya ait … sayılı patent belgesinin koruma kapsamına girdiğini bildirmiştir.
Deliller toplandıktan sonra alınan bilirkişilerin heyet olarak düzenlediği Patent vekili …, Farmakoloji ABD öğretim üyesi … ve Farmasotik kimya ABD öğeretim üyesi …’nın 17.6.2015 tarihli raporları kapsamında özetle; … sayılı patentin 1-19 nolu istemlerinin patentlenebilirlik kriterlerini karşıladığı ve de hükümsüzlük koşullarından ari olduğu, … sayılı patente ait 20 no’lu istemin, KHK-551, Md, 6/e bendi uyarınca patentlenmesi yasaklanan bir tedavi usulü tarif etmesinden ötürü KHK-551, Md, 129 bendi uyarınca hükümsüzlük koşullarını karşıladığını, … sayılı patente ait 21-31 no’lu istemlerin, başvurunun ilk kapsamını aşmasından mütevellit KHK-551, Md. 129/c bendi uyarınca hükümsüzlük koşullarını karşıladığı, Kısmi hükümsüzlük (KHK-551, Md. 129) görüşüne bağlı olarak istem 1-19 bakımından değerlendirme yapıldığında, … adlı ürünün söz konusu istem 1-19’u ihlal etmediği,TTK-Md, 54 anlamında bir haksız rekabet unsuruna da rastlanmadığını bildirdikleri anlaşılmıştır.
İkinci bilirkişi heyeti ise tek tek tüm istemleri karşılaştırma suretiyle rapor tanzim etmişler ve Farmasotik teknoloji ABD öğeretim üyesi …, KBB uzmanı Prof Dr …, patent vekili …’ün 17.5.2018 tarihli raporlarında özetle;1 ilâ 7 numaralı İstemlerin yeni olmadığını,8 ilâ 15 numaralı istemlerin teknik alandaki uzman kişi için aşikâr sayılacağı, 16 ilâ 19 numaralı istemlerin patent verilebilirlik kriterlerini taşıdığı, 20 numaralı istem için patentlenemeyecek konular arasında sayılan bîr tedavi yöntemini korumayı amaçladığı, 21 ilâ 31 numaralı istemlerin başvurunun ilk kapsamını aştığı,korumanın kapsamı ile ilgili olarak, istemlerin hepsinin geçerli olduğu varsayımı ile Biolabor ürününün 1 ilâ 30 numaralı istemlerin koruma kapsamı dışında kaldığı,31 numaralı istemin koruma kapsamında yer aldığını bildirdikleri anlaşılmıştır.
Bilirkişilerin son raporları patent hukuku, ikinci tıbbıi kullanımları, patentlerin istem ve tarifnamelerinin yorumlanması, bağımlı ve bağımsız istemlerin ve dayanak dökümarınların tartışılması sonucunda oluşturulduğundan hükme dayanak yapılmıştır. Rapor bir bütün olarak okunup değerlendirildiğinde,KHK nin 7.maddesi gereğince davacı ürününün yeni sayılamayacağını bildirmişlerdir. Yine davacı patentinin Türk Hukuku gereğince patentlenmesinin mümkün bulunmadığını hususunu da tespit etmişlerdir.
Teknik tüm dökümanlar raporlar , patent belgesi patent hukuku kapsamında incelendiğinde;
Bilindiği üzere patent verilebilmesi için söz konusu yeniliğin öncelikle patent ile korunması mümkün olan bir konuya dair olması gereklidir. Kanun koyucular bazı yenilikleri teknik nitelik taşımadıkları için ya da ahlaki gerekçeler ile patent verilebilirliğin dışına çıkarmışlardır. Huzurdaki davada ise hükümsüzlük isteminin aydınlatılması için “yenilik ” ve buluş basamağı” değerlendirmesinin yapılması gereklidir.
Patent hukukunda esas olarak iki tip istem bulunmaktadır: bunlar ürün istemi ve usul istemi olarak adlandırılmaktadır. Bir makine, cihaz, kimyasal terkip ya da bir kompozisyonun talep edildiği istemler ürün istemidir. Buna karşılık herhangi bir üretim yönteminin ya da bir sonucu elde etmek için bîr ürünün kullanılmasının talep edildiği istemler usul istemidir.
İnsan ve hayvanlar üzerindeki teşhis, tedavi ve cerrahî yöntemlerinin patentlenmesi genel olarak bütün dünyada kabul görmemektedir. Buna göre örneğin Y hastalığının tedavisinde X maddesinin kullanılması şeklinde bir usul istemi, bir tedavi usulünü korumayı amaçladığı için, kabul edilmeyecektir. Nitekim 551 sayılı KHK 6. maddesinde “insan veya hayvan vücuduna uygulanacak cerrahi ve tedavi usulleri ile insan, hayvan vücudu ile ilgili teşhis usullerinin buluş niteliğinde olmadığı için Pat KHK dışında kalacağı öngörülmüştür.
Buna karşılık tıbbi usullerde kullanılan ürünlerin, örneğin tedavi için geliştirilen bir ilacın korunması için yazılacak ürün istemi geçerli olacaktır.Buna göre örneğin “Y hastalığının tedavisi için X maddesi” fomatındaki bir istem ürün istemi sayılacak ve istisna kapsamına girmeyecektir. Nitekim KHK 6. maddesinde bu hususta açık biçimde ifade edilerek, ilaçların bu şekilde patentlenebilmesine izin verilmiştir.
Ancak bu durumda yenilik bakımından bir problemle karşılaşılması da muhtemeldir. Gerçekten patent hukukundaki en temel kurallardan birisine göre bilinen bir ürünün yeni bir kullanım şeklinin bulunması o ürünü yeni hale getirmez, dolayısıyla ürün patenti alınamaz, ancak yeni kullanım şekli için bir usul patenti alınabilmesi mümkün olur. O nedenle daha önceden bilinen bir terkibin ilk kez olarak tıbbî kullanımının bulunması halinde/birinci tıbbı kullanım yazılacak “Y hastalığının tedavisi için X maddesi”şeklindeki bir ürün istemi yeni olmadığı gerekçesiyle reddedilecektir. Ne var ki, ‘T hastalığının tedavisinde X maddesinin kullanılması ” şeklinde yazılan bir istem de tedavi usulleri patentlenemeyeceği için kabul edilmeyecektir.
Daha önceden kendisi ve tıbbi kullanımı bilinen bir ürünün bir başka hastalığın veya hasta grubunun tedavisinde kullanılması ya da aynı hastalık için bilinenden farklı bir tedavi metodunun uygulanması (kullanım yolu,dozaj formu, dozaj rejimi vs.) halinde de ikincı tıbbi kullama benzer bir durum söz konusu olacaktır.
Tekniğin Bilinen Durumuna İlişkin Dokümanlar bilirkişi heyetince incelenmiştir.
Hükümsüz kılınması talep edilen … patentinin özet bölümünde buluşun nazofarenjiyal kan toplanması, tekrarlayan sinüs enfeksiyonları, bakterilere bağlı enfeksiyon veya enflamasyon veya üst solunum yolu enflamasyonu kaynaklı astımın tedavisi veya önlenmesi için ksilitol/ksiloz kompozisyonları ve bunların nazal uygulama yoluyla kullanılma yöntemlerine ilişkin olduğu belirtilmiştir.Tarifnamede buluşun uygulama şekilleri de anlatılmıştır. Ancak patentle korunmak istenen buluş 17/06/2015 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi istemlerde tanımlanır.Bu nedenle patent verilebilirlik şartları açısından değerlendirme ve tecavüz iddiaları istemler üzerinden yapıldığı takdirde sağlıklı sonuçlar alınabilir.Tarifnamede buluş yeteri derecede açıklanmış olsa bile yazılan istemlerde patent verilebilirlik açısından kanuna aykırılık bulunmakta ise bu tarz istem ya da istemlerin hükümsüzlüğüne karar verilir, istemlerin tamamının hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde ise patent tamamen hükümsüz kılınmış sayılır.
1 nolu istem yönünden Nazal yolla uygulanması Ksilitol/ksiloz çözeltisi içermesi ürünün içeriğine ilişkin bîr unsurdur. Buna karşılık nazal kan toplanması, sinüs enfeksiyonları vb gibi endikasyonlar ile ürünün nazal yolla uygulanması ise ürünün kullanım amacı ve şekline ilişkindir.Ksilitol/ksiloz çözeltisi D1 ve D6 dokümanlarından bilinmektedir. Dolayısıyla ürünün kendisi yeni değildir. Bir önceki raporda da belirtildiği gibi yeni olan söz konusu ürünün daha önce hiç yapılmamış bir şekilde, nazal yolla, uygulanmış olmasıdır. Her ne kadar 17,06.2016 tarihli bilirkişi raporunda istemin ikinci tıbbi kullanım formatında yazılmış bir istem olduğu, normalde gerek Türkiye’de, gerekse EPO’da teşhis ve tedavi usullerinin patentlenemeyeceği, ancak yenî bir tedavi metodunda kullanılmak üzere sunulan madde ve bileşimlerin bir istisna olarak patentlenebileceği belirtilmiş; bu istemlerin yazım formatının ‘X hastalığının tedavisinde kullanılmak üzere Y maddesi/bileşimi” şeklinde olabileceği, Y maddesi biliniyor olsa bile endikasyon, hasta grubu veya tedavi metodunun diğer unsurları (kullanım yolu, dozaj formu dozaj rejimi vs.)bilinmiyorsa yeniliğin kabul edildiği vurgulanmış olsa da, bu değerlendirme EPC hükümleri çerçevesinde doğruluk taşımaktadır. Oysa davada uygulanacak olan kanun 551 sayılı KHK olup, bir ürünün daha önce yapılmamış bir tarzda kullanılmış olması, ürünün kendisini yeni hale getirmemektedir. EPC bu sorunu özel düzenleme yaparak çözmüştür ancak PatKHK 7’de buna ilişkin bir istisna hükmü bulunmamaktadır. Bu durumda ancak yöntem (kullanım amacı ve yolu) yeni olduğu için bir usul patenti alınabilirdi. Ancak o da somut olayda bir tedavi usulü olup, patent verilemeyecek konulardan sayıldığından tescil edilmesi mümkün değildir. 1 numaralı istemin bir Ürün İstemi olduğu, tekniğin bilinen durumundan farkının ürünün nazal yolla uygulanması olduğu, uygulama tarzının ürüne yenilik katmayacağı, bu nedenle PatKHK 7 anlamında ürünün yeni sayılamayacağı anlaşılmıştır.
2 numaralı istem de tıbbî kullanıma ilişkin bir ürün istemi olup 1 numaralı isteme bağlı bir İstemdir, 1 numaralı istemden farklı olarak nazal uygulamanın daha spesifik bir halini, nazal sprey formunu korumayı amaçlamaktadır, dolayısıyla bilinen bir ürünün yeni bir uygulama şeklinin bulunması ürünü yeni hale getirmeyeceğinden 2 numaralı istemin de yeni olmadığı anlaşılmıştır.
3 Numaralı İstem:ksilitol/ksiloz konsantrasyonu, yaklaşık günde yedi kez olmak üzere bir bebeğin herbir burun deliğine bir defa sprey yapmak suretiyle etkili bir miktarın uygulanmasına müsaittir. 3 numaralı istem de tıbbi kullanıma ilişkin bir ürün istemi olup 2 numaralı isteme bağlı olarak formüle edilmiştir. 2 numaralı istemden farklı özelliği ürünün dozaj rejiminin uygulandığı hasta grubunun bebek olmasıdır ki patent hukukunun genel kuralları uyarınca ürünü yeni hale getirmediklerinden 3 numaralı istemide yeni olmadığı anlaşılmıştır.
4 Numaralı İstem: yine dozaj rejimi (bebeğin her altı değiştirilişinde her bir burun deliğine bir defa sprey uygulanmasıdır ) patent hukukunun genel kuralları uyarınca ürünü yeni hale getirmediklerinden 4 numaralı isteminde yeni olmadığı anlaşılmıştır.
5 Numaralı İstem:1 sayılı istemdeki kompozisyon olup sulu bir ksilitol/ksiloz çözeltisi içeren bir burun damlası halindedir. tıbbi kullanıma ilişkin bir ürün istemi olup 1 numaralı isteme bağlı bir istemdir, 1 numaralı istemden farklı olarak nazal uygulamanın daha spesifik bir halini, burun damlası formunu korumayı amaçlamaktadır. Bu yönüyle 2 numaralı İsteme benzediğinden ürünün yeni bir uygulama şeklinin bulunması ürünü yeni hale getirmeyeceğinden 5 numaralı istemin de yeni olmadığı anlaşılmıştır.
6 Numaralı İstemde tıbbi kullanıma ilişkin bîr ürün istemi olup 5 numaralı isteme bağlı olarak formüle edilmiştir, patent hukukunun genel kuralları uyarınca ürünü yeni hale getirmediklerinden 6 numaralı istemin de yeni olmadığı anlaşılmıştır.
7 Numaralı İstem: Her bir dokümandaki aralıklar 02739 no’lu patentin 7 numaral istemi 100 cc su içinde l- 64 gram ksilitol/ksiloz değer aralıktan içinde yer aldığından dolayı istemin yeni olmadığı , 8 nolu istemde teknik alanda uzman kişi tarafından başvuru tarihi itibariyle aşikar olarak bilinebilir durumda olmasından dolayı istemde buluş basamağı bulunmadığı, 9 nolu istem yönünden teknik alanda uzman kişi tarafından buluş tarihi itibariyle aşikar olmasından dolayı istemde buluş basamağı olmadığını, 10 nolu istemde D1-D5 dokümanlarında sodyum klorür kullanımı bulunmamakta olduğundan Tonisite ayarında sodyum klorür kullanımı teknik alanda uzman kişi tarafından başvuru tarihi itibariyle aşikar olarak bilinebilir durumda olmasından dolayı istemde buluş basamağı bulunmadığını,
11 Numaralı istem de raporda tarif edilen koruyucuların 1935 yılından beri klinikte yaygın kullanımı bulunduğundan Teknik alanda uzman kişi tarafından buluş tarihi itibariyle aşikar olmasından dolayı istemde buluş basamağı bulunmadığını,12,12, ve 14 nolu istemde buluş basamağı olmadığını,15 nolu istemin Ksîlitolün jel İçeren preparatlarda kullanımı olmasından dolayı istemin bağımsız olarak yeni olmadığını bildirmişlerdir.
16 nolu istem yönünden; Nazal kan toplanması, tekrarlayan sinüs enfeksiyonları,bakterilere bağlı enfeksiyon veya enflamasyon veya üst solunum yolu enflamasyonu kaynaklı astım rahatsılığı olan bir insanın tedavisi için nazal bir sprey olup sözkonusu nazal sprey ksilitol/ksiloz ve su içerir, 16 numaralı istem bir ürün İstemidir. İstem 1’den farklı olarak solüsyon değil ksilitol/ksiloz içeren nazal bir sprey talep edilmektedir. Her ne kadar İstem l’deki açıklamalar doğrultusunda, İstemde yer verilmiş olan endikasyonlar ve tıbbi kullanımların bilinen bir ürünün yeniliği konusunda bir etkisi olmasa da 16 numaralı istemde talep edilmiş olan ksilitol/ksiloz içeren nazal sprey, önceden bilinmemekte olduğundan dokümanların hiç birisinde ksilitol/ksiloz içeren nazal bir sprey açıklanmadığından 16 numaralı İstemin yeni olduğu raporda bildirilmiştir. Tekniğin bilinen durumundaki dokümanlardan biç birisi ksilitolün nazal sprey yolu ile direkt olarak üst solunum yollarına verilmesinin daha etkili olabileceğini açıklamamakta ya da buna dair bir öneri getirmemekte olduğundan 16 numaralı istemin buluş basamağı içerdiği bildirilmiştir. 17 nolu istem ise 16 sayılı isteme bağlı olup ondan farklı olarak spesifik bir kombinasyonu haiz olduğundan 16 numaralı isteme bağlı olarak yazıldığı için 17 numaralı istemin de patent verilebilirlik şartlarını taşıdığını, 18 nolu İstemde ksilitol/ksiloz çözeltisi içeren bir bez tarif edilmiş olduğunu, tekniğin bilinen durumuna ilişkin dokümanlarda bu tarzda bir ürünün açıklanmamış olmakla 18 numaralı İstemin yeni olduğunu, buluş basamağı taşıdığını bildirmişlerdir.
19 Numaralı İstem 18 numaralı isteme bağlı olarak formüle edildiğinden 18 numaralı istem için yapılan açıklamaların 19 numaralı istem için de geçerli olduğunu, 20 nolu istemin Nazal kan toplanması, tekrarlayan sinüs enfeksiyonları, enflamasyonu kaynaklı astım rahatsızlığı olan bir insanda sözkonusu rahatsızlıkların tedavisi veya önlenmesi için bir yöntem olup yöntem, sözkonusu insana 1 sayılı istemdeki kompozisyonun uygulanmasını kapsar niteliğinin bulunduğunu, 551 sayılı KHK 6. maddesinde patent verilemeyecek konular arasında sayılmış olan bir tedavi usulü olduğundan istemin hükümsüz sayılması gerektiğini, 21 ilâ 30 Numaralı İstemlerin niteliği incelendiğinde;
21. Bir insanda üst solunum yolu enfeksionunun tedavisi için nazal bir yıkama maddesinin üretimi için ksilitolün kullanımı.
22. Bir İnsanda otitin tedavisi için naza! bir yıkama maddesinin üretimi için ksilitolün kullanımı.
23. Bir insanda sinüzitin tedavisi için nazal bir yıkama maddesinin üretimi İçin ksilitolün kullanımı.
24. Bir insanda üst solunum yolu tahriş edici maddeleri kaynaklı astım krizlerinin şiddetini azaltmak için nazal bir yıkama maddesinin üretimi için ksilitolün kullanımı,
25. Bir insanın nazofarenksmdekı bakteriyel popülasyonun azaltılması için nazal bir yıkama maddesinin üretiminde ksilitolün bir şalin çözeltisinin kullanımı.
bakterilere bağlı enfeksiyon veya enflamasyon veya üst solunum yolu
26 Bir insandaki üst solunum yolu enfeksionumm tedavisi için nazal bir yıkama maddesinin üretiminde ksilitolün bir şalin çözeltisinin kullanımı.
27. Bir insanda otitin tedavisi için nazal bir yıkama maddesinin Üretiminde ksilitolün bir şalin çözelti sinin kullanımı.
28. Bir insanda sinüzitin tedavisi için nazal bir yıkama maddesinin üretiminde ksilitolün bir şalin çözeltisinin kullanımı
29. Bir insanda üst solunum yolu tahriş edici maddeleri kaynaklı astını krizlerinin şiddetini azaltmak için nazal bir yıkama maddesinin üretiminde ksilitolün bir şalin çözeltisinin kullanımı
30 Bir insanın nazofarenksindeki bakteriyel pöpülasyonun azaltılması için nazal bir yıkama maddesinin üretiminde ksilitolün bir şalin çözeltisinin kullanımı,şeklinde ifade edildiğini, istemlerin tamamının incelenmesinde aynı formatta, İsviçre tipi İstem olarak, kaleme alındığını,istemlerin temel yapısı “X hastalığının tedavisinde kullanılan İlacın üretiminde Y maddesinin kullanılması” şeklindedir.Bu tip İstemlerle öncelikle tıbbi usullerin patentlenebilirliği konusundaki yasaktan sakınılmış olmaktadır. İsviçre tipi istemler her ne kadar usul istemleri olsa da bu usul tedaviye İlişkin değil, tedavide kullanılan İlacın üretilmesine ilişkindir. Ancak İsviçre tipi istemlerde ürünün yenilik ve buluş basamağı konusunda karşılaşılması muhtemel sorunların denetime uygun şekilde bilirkişiler tarafından tartışılması da gereklidir. Zira ilacın üretim yöntemi konusunda standart usuller kullanılsa bile tedavinin, dozaj rejiminin yeni olmasının bu istemlere yenilik kattığı, bunların aşikâr olmaması durumunda da buluş basamağının varlığının bulunup bulunmadığı tartışılmalıdır.
Raporda İstem 21 ilâ 30 numaralı istemler için yapılan açıklamaların 31 nolu istem içinde geçerli olduğu hükümsüzlük koşullarının bulunduğu tespit edilmiştir.
Smut olay bakımından bilirkişiler yenilik ve buluş basamağı şartlarını taşıyor olsa bile söz konusu istemlerde üretiminde ksilitol kullanılacak olan ilacın “nazal bir yıkama maddesi” olduğu ifade edilmektedir. “Nazal yıkama maddesi” ifadesi ise … numaralı yayındaki başvurunun ilk halinde yer almamaktadır. Nitekim 17/06/2015 tarihli bilirkişi raporunda da, EPO’nun 22/04/2004 tarihli inceleme raporunda da bu husus tespit edilmiştir. PatKHK 129/1-c bendi uyarınca patent konusunun, yapılmış olan başvurunun kapsamı dışına çıkması, onun kapsamının aşılması bir hükümsüzlük sebebi olarak düzenlenmiştir. Bu nedenle 21 ilâ 30 numaralı istemlerin hükümsüz sayılması gerektiği hususu tespit edilmiştir.Bu açıdan son rapordaki teknik ve patent hukukuna ilişkin açıklamalar dikkate alındığında 21 ve 31 nolu istemlerin de hükümsüz kılınması gerektiği hususu tartışmasızdır. Öte yandan davanın açıldığı tarihte yürrülükte olan ve somut olaya da uygulanacak olan 551 sayılı KHK nın 83/4 maddesi gereğince, istemlerin yorumlanmasında, buluşu yapan tarafından düşünülen fakat istemde talep edilmeyen özellikleri kapsayacak biçimde değerlendirme yapılamaz ve eşdeğerlik yoluyla patentte talep edilmeyen ya da tekniğin bilinen durumunda kalan hususlar için koruma istenemez. Zira istemler patent sahibinin koruma alanını belirler, bu alan istemlerin yorumu ile genişletilemez. KHK’ nın 83/2 maddesinde de belirtildiği gibi istem veya istemler patent başvurusu veya patent sahibine hakkından fazlasını değil, hakkı olan korumayı sağlayacak şekilde ve 3. kişilere de korumanın kapsamı açısından makul bir düzeyde kesinlik ifade edecek şekilde birlikte yorumlanmalıdır.
Bilindiği üzere; Patent hakkı sahibi tarifnamede açıklanan ve gerçekte yapmış olduğu buluştan bağımsız olarak istemlerde formüle ettiği şekilde patent korumasına hak kazanır. Tarifnamede açıklanmasına rağmen İstemlerde talep edilmeyen ya da daha dar kapsamda talep edilen bir buluş sahibine arzu ettiği korumayı sağlamayacaktır. Zira patent belgelerinin teknik dökümanlar olmasının yanı sıra hukuki metinlerde olduğu ve üçüncü kişilerin haklarına doğrudan etki ettiği hususları dikkate alındığında hukuki kesinlik ancak korumanın kapsamının İstemler ile belirlenmesi halinde mümkün olabileceğinden Tarifnamede açıklanmasına rağmen istemlerde talep edilmeyen ya da daha dar kapsamda talep edilen bir buluş tabi dir ki sahibine arzu ettiği korumayı sağlayamayacaktır.
Patent hakkına tecavüz iddiasında davacının patentindeki istemler île davalının ürünü karşılaştırılır. Yoksa davacının ürününü ne olduğu, ürün patentteki şekli ile üretip üretmediğinin bir önemi yoktur.Bu yönden davacı vekilinin son rapor sonrasında ayrıca ürünün kimyasal analizinin yapılması ve dosyanın profesyonel patent ofisine gönderilmesi yönündeki isteminin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davalının ürününün patent hakkını ihlal ettiğinin söylenebilmesi için karşılaştırma yapılan patent istemindeki unsurların hepsinin suçlanan üründe bulunması gerekir. Eğer istemlerdeki unsurlar suçlanan üründe aynen bulunmakta ise buna lafzı tecavüz denir.
İstemdeki unsurlardan bazılarının suçlanan üründe aynen değil de eşdeğerlerinin bulunması halinde ise eşdeğer unsurlar yolu ile tecavüz söz konusu olur.
Her İki durumda da İstemdeki unsurların tamamının aynen ya da eşdeğerler yoluyla suçlanan üründe bulunması şarttır. Aksi takdirde patente tecavüz söz konusu değildir.
Patent belgesindeki istemler bağımsız İstemler olabileceği gibi diğer istem ya da istemlere bağımlı olarak formüle edilmiş istemler olabilir. Bağımlı İstemler bağlı bulundukları istemlerin bütün unsurlarını İçerdikleri gibi istemde belirtilen ek unsurları da bünyelerinde barındırırlar. Bu özellikleri nedeniyle bağımlı istemlerin tanıdığı korumanın kapsamı bağlı bulundukları isteme nazaran daha dardır. Bu nedenle eğer bir ürün bağımsız istemi ihlal etmiyor İse tabidir ki ona bağlı bulunan istemi de ihlal etmediği sonucuna varılacaktır.
Raporlardaki teknik açıklamalar dikkate alındığında davalıya ait olan Biolabor ürününün 02739 patentinin 1 numaralı isteminin koruma kapsamına girmediği ,2 ila 14 numaralı istemler 2 ilâ 14 numaralı istemler doğrudan ya da dolaylı olarak 1 numaralı isteme bağlı şekilde formüle edilmiş olan istemler olduğu, 02739 patentin 1 numaralı isteminin koruma kapsamına girmeyen Biolabor ürününün,bağlı ve daha dar koruma kapsamına sahip bağımlı istemlerin de koruma kapsamına girmediğinin tespit edildiği, 1 numaralı isteme ilişkin olarak … ürününün … patentinin 15 ve 16 ,17 numaralı isteminin koruma kapsamına girmediği, 18 numaralı istem bağımsız istem olup 1 numaralı istemde sayılan endikasyonlan barındırmakta olduğundan … patentinin 18 numaralı isteminin koruma kapsamına girmediği keza 19 nolu istemin 18 numaralı isteme bağlı olarak yazılmış bir istem olması, Bağımsız istemin koruma kapsamına girmeyen bir ürün bağımlı İstemin koruma kapsamına da girmeyeceğinden … ürününün … patentinin 19 numaralı isteminin koruma kapsamına girmediği ,Patent verilebilirlik şartlarının değerlendirilmesinde 20 numaralı istemin bir tedavi yöntemi olduğu ve yoruma yer bırakmayacak şekilde patentlenemez konular arasına girdiğinden 1 numaralı İsteme ilişkin olarak yapılan değerlendirmeler doğrultusunda Biolabor ürününün … patentinin 20 numaralı istemini koruma kapsamına girmediği ,21 ve 31 nolu istemler yönünden … ürününün hiçbir yerinde bunun üst solunum yolu enfeksiyonununtedavisi İçin kullanılacağı ifade edilmemektedir.Bu nedenle … ürününün … patentinin 21 numaralı isteminin koruma kapsamına girmediği, Biolabor ürününün 02739 patentinin 22 ilâ 30 istemlerinin koruma kapsamına girmediği tespit edilmiştir.
31 nolu istem için Biolabor ürününün … patentinin 31 numaralı isteminin koruma kapsamına girdiği tespit edilmiş ise de, 31 nolu istemin hükümsüz sayılması gerektiği tespit edildiğinden asıl davada tecavüz ve haksız rekabete dayalı taleplerin yerinde olmadığı, karşı davada hükümsüzlük koşullarınını bulunduğu anlaşılmıştır.
Son raporda bilirkişiler her ne kadar 16 nolu istemin yeni olduğunu beyan etmişlerse de; 16 istem raporda da açıklandığı üzere ürün istemidir. İstem 1 den farklı olarak solüsyon değil, ksilitol/ksiloz içeren nazal bir sprey talep edilmektedir. Bilirkişiler nazal spereyin önceden bilinmediğini beyan etmekteyseler de D1 dökümanında açıklanan buluş aynı problemi yani üst solunum yolu enfeksiyonunun çözmektedir.16 nolu istem ile D1 dökümanı arasındaki ayırt edicilik ksilitol/ksiloz ve suyun nazal bir sprey içinde bulunmasıdır,nazal spareyin etkisi ise tedavide daha iyi sonuçlar elde etmek için nazal yolla yani burundan uygulanmasıdır ki bu husus teknikte uzman kişi için aşikar olmalıdır, dolayısıyla uzman kişi teknik bilgisini kullanarak nazal sprey uygulamasını ulaşabilirdi. Keza 17 nolu istemin patent tarifnamesinde 16 nolu isteme bağlı olduğu anlaşıldığından , teknikte uzman kişinin patentin tarifnamesinde bir teknik etki açıklanmadığından en yakın dökümanlar vasıtasıyla yapılacak rutin deneyler ile sonuca ulaşacağı, 18 nolu istemde tıbbi bir bezden bahsedilmesi, 19 nolu isteminde 18 e bağlı olarak oluşturulduğu, tıbbı bez yolu ile uygulama yapılmasının uzman kişi için bilenen yöntem olması,16-19 nolu istemlerin buluş basamağını haiz olduğu yönünde son raporda tespit yapılmış olmasına rağmen patentlerin ancak istemler ile tanımlanabileceği, istemlerin geniş yorumlanması suretiyle yapılacak değerlendirmeler hukuk güvenliğini sarsıcı sonuçlarının bulunması,öte yandan son bilirkişi raporu bir bütün olarak incelendiğinde ürünün tekniğin bilinen durumundan farkının ürünün nazal yolla uygulanması olduğu, uygulama tarzının ürüne yenilik katmayacağı, bu nedenle PatKHK 7 anlamında ürünün yeni sayılamayacağı belirtildiğinden, İstemde yer verilmiş olan endikasyonlar ve tıbbi kullanımların bilinen bir ürünün yeniliği konusunda bir etkisinin bulunmadığı gerçeği de gözetildiğinde , son raporda 16,17,18, ve 19 nolu istemler yönünden rapora iştirak edilmemiş, diğer tüm istemlerin patentlenebilirlik kriterlerine haiz olmadığı belirlenmiş, yukarda açıkladığımız patent hukukuna ilişkin görüşler ile hükme dayanak alınan son rapor kapsamına göre patentin tüm istemleri yönüyle 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında KHK’nın 129 maddesi uyarınca hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğinden karşı davanın kabulüne, asıl davanın reddine karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1-ASIL DAVANIN REDDİNE,
2- (BİRLEŞEN) DAVANIN KABULÜNE, Davalı adına … no ile tescilli PATENTİNHÜKÜMSÜZLÜĞÜNE,Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere Türk Patent ve marka kurumuna gönderilmesine,
3-Karar kesinleştiğinde yatırılan taminatın ve bilirkişi incelemesi için sunulan ürün örneklerinin davacıya iadesine,
4-Mahkememizce 09/10/2014 tarihinde verilen tedbirin kaldırılmasına (davalı karşı davacı tarafından 100.000 TL nakit veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu sunulduğunda tedbirin kaldırılmasıyla ilgili ek bir karar yazılmasına)
5-Asıl davada 35,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 818 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
6-Asıl davada reddedilen tecavüzün tespiti talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-Asıl davada reddedilen maddi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.850 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
8-Birleşen karşı davada 35,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 10.70 TL harcın, birleşen dava davalısından tahsiline,
9-Birleşen karşı davanın kabulü nedeniyle, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.145 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak , davacıya verilmesine,
10-Asıl dava davacılarının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
11-Asıl dava davalısı birleşen dava davacısının yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 25,20 TL başvuru harcı, 25,20 peşin harç, 687 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 737,90 TL’nin asıl dava davacısından alınarak Asıl dava davalısı birleşen dava davacısına verilmesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi.28/11/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır