Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2013/134 E. 2021/20 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/134 Esas
KARAR NO : 2021/20

DAVA : Fsek’ten Kaynaklı Maddi ve Manevi Tazminat İstemli
DAVA TARİHİ : 03/07/2013
KARAR TARİHİ : 20/01/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Fsek’ten Kaynaklı Maddi ve Manevi Tazminat İstemli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Söz ve müziği müvekkiline ait olup notercede tespiti yapılan … isimli müzik eserinin davalılar tarafından izin alınmadan ” …, …, …”isimli sinema filminde kullanıldığını, davalılardan filmin yapımcı ve yönetmeninin …, diğer davalının sinema dağıtıcısı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 3 katı tazminat talebine karşılık 30.000 TL maddi tazminatın ve 10.000 TL manevi tazminatın tecavüzün başlama tarihi 03/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, kararın posta, hürriyet gazetelerinde 1 er hafta ile ilanını talep ettiği anlaşılmıştır.
SAVUNMA; Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; ” … ” isimli müzik eserinin … ‘ ait olduğunu, … ve …’ın davaya konu sinema filminin tüm müzik eserlerinin hak sahibi olduklarını, Bu kişilerden davalının muvafakatname aldığını, davacının söz konusu müzik eseri üzerinde hak sahipliğinin mevcut olmadığını, davacının mail ortamındaki yazışmalarını takiben de , sinema filminin orjinalinden , bu müzik eserini çıkardığını ve kullanmadığını, kısaca davalının dava ehliyeti bulunmadığını, davacının tek başına eser sahibi olmadığını eseri … ve …’ la oluşturduğunu davalının da bu şahıslardan muvafakat aldığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin diğer davalı ile olan sözleşme gereğince filmin sinemada dağıtımını gerçekleştirdiğini. Müvekkilinin filmin üzerindeki hakları devir almadığını, sadece sinemalara dağıttığını, müvekkiline husumet düşmeyeceğini, ayrıca müvekkiline her hangi bir ihtar çekilmediğini, müvekkilinin eser işletme belgesine dayanarak filmi dağıttığını ayrıca tazminat isteminin fahiş olduğunu, davacının dava ehliyetinin bulunmadığını, müvekkilinin bu dağıtımdan sadece 2.000 TL aldığını beyan etmiştir.
Dahili Davalılar … ve … beyan dilekçelerinde; kendilerinin hukuki sorumluluklarının bulunmadığını, dahili dava yoluyla taraf olarak davaya eklenmelerinin hukuken mümkün bulunmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, …’in davacının öz kardeşi diğer …’ın ise kayınbirader’i olduğunu, davacının tüm bestelerinin kardeşi … tarafından notaya alındığını, filmin bir sahnesinde davacının … isimli eserinin tamamen davacıya jest yapmak için kullanıldığını, eserin kullanılacağını davacının bildiğini, kardeşinden sözlü olarak muvafakat aldığını, filmde davacı eserinin kulllanılmasını sırf davacı mutlu olsun diye istediklerini, film bitip vizyona gireceği sırada davacının verdiği sözleri yok sayarak bu duruma tepki gösterdiğini, filmin jeneriğinde … söz müzik: … olarak belirlendiğini, ancak davacının sözünde durmayarak herkesi mağdur ettiğini bildirmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava konusu; Söz ve müziği davacıya ait olan notercede tespiti yapılan “… “isimli müzik eserinin davalılar tarafından izin alınmadan ” …, …, …” isimli sinema filminde kullanıldığı, davalılardan filmin yapımcı ve yönetmeninin …, diğer davalının sinema dağıtıcısı olduğu ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak FSEK 68. Madde kapsamında 3 katı tazminat talebine karşılık 30.000 TL maddi tazminatın ve 10.000 TL manevi tazminatın tecavüzün başlama tarihi 03/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili, kararın posta, hürriyet gazetelerinde 1 er hafta ile ilanı talebine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava , davalıların cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, Mahkememizin 26/12/2013 günlü ara kararının 2. Bendi gereğince davacıya ait müziğin izin alınmadan sinema filminde kullanıldığı iddiası dikkate alınarak kullanım tarihi itibari ile FSEK 68. Madde gereğince raiç bedel tespiti için bilirkişi raporu alınmış, daha sonra heyet olarak atanan bilirkişi heyetinden rapor alınmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
DAVACININ ESER SAHİPLİĞİNİN VE USULİ İTİRAZLARIN İNCELENMESİ;
Davalı vekili davacının tek başına eser sahibi olmadığını ve FSEK 8/son maddesi gereğince esere temsilci atanmasını talep etmiş , ancak mahkememizin bir önceki müstemir yetkili hakimi Hazal Zengingül tarafından oluşturulan ana karar ile; davacının iddiası FSEK 8. Madde kapsamında sinema eserinin müşterek sahibi olduğu iddiasına dayalı olarak açılmayıp, bizzat kendi yarattığı eserinin izinsiz olarak söz konusu filmde kullanıldığı iddiasına dayandığından FSEK 9 maddesinin koşulları oluşmadığından bu yöndeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı … vekilinin talebi üzerine … ve …’ ın tanık olarak dinlenilmesi için ara karar oluşturulduğu, ancak – Mahkememizin 20/02/2014 tarihli ara kararı gereğince 30 ‘ar TL tanık ücreti ile talimat giderinin … vekili tarafından karşılanmasına karar verildiği takip eden 13/05/2014 günlü oturumda masraf yatırmadığı için talimat yazılmaması nedeniyle ara kararının 2.bendi gereğince tanık ücreti ve talimat giderinin 2 haftalık süre içerisinde yatırılmasına karar verildiği davalı … vekilinin 20/05/2014 ve 28/05/2014 tarihinde toplam 50 TL masraf yatırdığı ancak kalemce davalı dilekçesi üzerine talimat ve tanık gideri masraflarının dökümü yapılarak 64 TL’nin eksik yatırıldığının şerh düşüldüğü ve davalı vekilinin yatırdığı toplam ücretin öngörülen tanık ücretini dahi karşılamadığı, bu nedenle talimat giderini 2 ara kararına rağmen yerine getirilmemesi nedeniyle davalının tanıklarının dinlenmesinden rucü edilmesine 15.7.2014 tarihli oturumda karar verildiği, dosyanın bilirkişi incelemesi yapılması ve raiç bedelin tespiti kapsamında bilirkişiye tevdii edildiği, 16.10.2014 tarihli oturumda Davalı … film vekilinin hakim …’ün reddini talep ettiği, yapılan reddi hakim talebinin Yargıtay 20.HD’nin 2015/5969 esas,2015/5185 karar ve 2.6.2015 tarihli ilamı ile red edildiği, red eden vekilin hakimi red için vekaletnamesinde yetkisinin bulunmadığı gibi, red edilen hakimin mütalaa yazısında da belirttiği üzere davalı … vekilinin duruşma düzenini bozucu davranışlar sergilediği anlaşılmış, reddi hakim isteminin yerinde olmadığı anlaşılmış, yargılamanın ilerleyen safhalarında ise davacı vekilinin HMK 32. Maddesine aykırı tutum ve davranışlar içinde bulunduğu 8.12.2020 tarihli celse kapsamındaki 1 nolu ara karar kapsamından anlaşılmıştır. Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunun 2. Maddesine göre; “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.”hükmünün hayatın her alanında uygulanması gereklidir.
12.11.2015 tarihli oturumda mahkeme hakimi … tarafından ara karar ile; Davalı … vekilinin savunmasında, dava konusu eserin kullanım hakkını eser sahibi olduğunu iddia ettiği … ve …’dan devir aldığını ileri sürmesi, adı geçenlerin davada taraf olmaması nedeniyle onlara yönelik olarak eser sahipliğinin tespiti mümkün olmadığından davacı vekiline adı geçenlere davayı yönlendirmesi veya ek dava açıp dava ile birleştirmesi için süre verildiği, Davacı vekilinin ara karar gereğince beyan dilekçesi verdiği ve dava dilekçesinin tebliğe çıkarıldığı , her ne kadar HMK’da dahili dava müessesi bulunmamaktaysa da; davaya dahil için dava dilekçesinin adı geçenlere tebliğe çıkarıldığı, … ve …’a tebliğ yapıldığı ve davada dahili davalı sıfatını aldıkları , ancak bu kişilerin hukuki statüleri gereği haklarında kısa kararda olumlu yada olumsuz olarak hüküm oluşturulamayacağından hüküm davacı ve davalılar … ve … yönünden oluşturulmuştur.
DAVALI … HUSUMET İTİRAZININ DEĞERLENDERİLMESİ
Dosya kapsamında sunulu delillere göre … T.A.Ş. ile … arasında dosyada sunulan 25.01.2013 tarihli sözleşmenin sunulduğu(… … iki de kumru isimli filmin dağıtım, gösterim, yayma ve temsil hakkı ve devir hakkı başlığında düzenlendiği akdedilmiş olan sözleşmesinin 2. Maddesinde açıkça sinemalarda yayma hakkı, temsil hakkı ve sinemalarda işletme hakkının sözleşme süresi boyunca münhasıran…’e devri yönünde düzenlendiği, 3. Maddesinde 5 yıllık süre öngörüldüğü, eserin ticari başarısına bağlı olarak mekanlarda gösteriminin sürmesi gerekiyorsa otomatik olarak sözleşmenin 1 yıl daha uzayacağının düzenlediği, 4.1 maddesinde eserin zaman,yer ve sayı olarak sınırlanmaksızın sinemalarda gösterilmesi, yayma ve temsil etme ile fatura kesip tahsil edilmesi yine bu konularla ilgili olarak 3.kişilerle ve şirketlerle anlaşma ve pazarlama yapma hakkının kısıntısız ruhsat şeklinde münhasıran …’e devr edildiği düzenlemesine yer verildiği dolayısıyla eserin umuma iletilmesi için ve bu mali hakların sinema salonlarına aktarılabilmesi için …’e münhasır yetki verildiği anlaşıldığından yapımcı gibi dağıtıcının da bu haksız fiilden sorumlu olduğu, sözleşme hükümlerinin FSEK 54. Madde kapsamıyla birlikte değerlendirildiğinde (5846 sayılı yasanın 54/1 maddesinde; Mali bir hakkı yahut kullanma ruhsatını devre salahiyetli olmıyan kimseden iktisap eden, hüsnüniyet sahibi olsa bile himaye görmez.” denilmektedir. ) basiretli tacir ilkesinden de hareket ile film dağıtıcısının iyiniyetinin korunmayacağı bu nedenle davalı …’in de sorumlu olduğu dolayısıyla husumet itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sözleşmenin 4.4. maddesinde yer alar “ESER’in Yönetmeni, … Bestecisi veya Senaryo Yazarı veya eserler üzerinde herhangi bir nedenle hak iddia edecek tüm 3.kişilerce veya ilgili yasal mercilerce; ESER “sinemalarda/sinema salonlarında”, gösterilmesi/temsilinin, durdurulması, yasaklanması, toplatılması hallerinde veya her ne ad altında olursa olsun tazminat veya bedel talebinde bulunmaları hallerinde ve/veya …’in ESER’le ilgili olarak cezai uygulamaya maruz kalması hallerinde ve bu kişi veya kuruluşların …’e başvurmalarından herhangi bir talepte bulunmalarından veya dava açmalarından dolayı, doğan tüm maddi, manevi ve cezai sorumluluk LİSANS VEREN’e ait olacaktır.” Düzenlemesi sözleşmenin ancak tarafları arasındaki iç ilişkide sonuç doğrucu bir düzenleme olup,yerleşik içtihatlar, FSEK 76, 54.maddeler ile birlikte değerlendirildiğinde Davalı …’in de sorumlu olduğu gözetilerek ileri sürülen husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
ESER SAHİPLİĞİ, İHLAL EDİLEN MALİ VE MANEVİ HAKLARIN TÜRÜ VE TAZMİNATIN BELİRLENMESİ ;
FSEK, eseri başlı başına hayatiyete sahip bir varlık olarak kabul etmiştir. Yasa tarafından eser, sahibinin belirlediği ve adını gösterdiği biçimi ile ayrıca onun kamuya sunduğu bütünlükle varlığını sürdürmekte ve korunmaya devam etmektedir. FSEK’e göre, eser sahibinin yada mirasçıları eserle ilgili üçüncü şahısların ve kamunun, eserin bütünlüğünün korunmasında ve esere yönelik tecavüzlerin kaldırılmasında menfaati vardır. Çünkü bir yandan eser sahibi eserden mali yönden yararlanmaktadırlar; diğer yandan da eserin başkaları tarafından kullanımını manevi yetkilere dayanarak gözetme hakları bulunmaktadır. Öte yandan eser, ülke kültürünün bir parçası olup, sonraki nesillere sahibi tarafından yaratıldığı biçim ve bütünlükte kültürel miras olarak aktarılması gerekmektedir.
FSEK 16 hükmüne göre; Mali hakları kullanma yetkisi münhasıran eser sahibine aittir. Aralarındaki özel sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça; memur, hizmetti ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki haklar bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır. Tüzel kişilerin uzuvları hakkında da bu kural uygulanır Bir eserin yapımcısı veya yayımcısı, ancak eserin sahibi ile yapacağı sözleşmeye göre mali hakları kullanabilir .Somut olayda davaya konu eserin sahibi davacıdan alınmış yazılı bir sözleşme bulunmadığı davacının eserinin izinsiz kullanıldığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere Eser üzerindeki mali hakların devrine ilişkin sözleşmelerin FSEK 52 hükmü gereğince yazılı olması ve devredilen mali hakkın türü, süresi, umuma iletim zamanı, süresi ve hangi hakkın devir edildiği hususların tek tek belirtilmesi gerekir .
Dosyada mübrez belgelerden davacının … 5.noterliği nezdinde … tarihinde … isimli eserin notalarını ve sözlerini kendi adına kayıt ve tescil ettirdiği dolayısıyla eser ve beste üzerinde tek başına hak sahibi olduğu , dahili davalıların ise bu tarihten önce eser üzerinde hak sahibi olduklarını ispat edemedikleri gibi dosyaya sunulu ikrar içeren beyanlarından da eserin davacıya ait olduğunu ikrar ettikleri, dolasıyla eserin gerek söz gerekse bestesinin davacıya ait olduğu, Kültür ve Turizm Bakanlığının Sinema Eserlerine İlişkin Kayıt Tescil Belgesi incelendiğinde ise filmin … bestecisi olarak …’ın adının kayıtlarda yer aldığı anlaşılmaktaysa da, kayıt tescil belge tarihinin 16.3.2012 tarihi olduğu, kaldiki besteci olarak kayıtlarda yer aldığı, söz yazarı olduğu yönünde kayıt bulunmadığı de görülmektedir. Öte yandan dahili davalılar vekilinin 2.6.2017 tarihli rapora beyan dilekçesinde de açıkça : ikrar içeren beyanlara yer verilmiş, dilekçede aynen”…davacıya ait müzik eseri davacının muvafakatı ve ona jest yapmak için onu memnun etmek için filmde kardeşi … tarafından okunduğunu, davacının eserini ise sırf onu mutlu etmek ve kardeşinin de eseri duyulsun diye icra ettiklerini, sadece davacının eseri değil başka müzik eserlerinin de filmde icra edildiğini.” İkrar etmişlerdir. Dolayısıyla … 5.noterliği nezdinde … tarihinde( … yevmiye no ile ) … isimli eserin notalarının ve sözlerinin davacı adına kayıt ve tescil edildiği eser sahibinin FSEK 11. Madde kapsamında davacı olduğu, davacının tek başına dava açmaya ehil olduğu sabittir. Öte yandan noter tespit belgesi dışında filmin ilk jeneriğinde … söz müzik-… olarak adının belirtilmesi keza dahili davalıların cevap dilekçelerinde dahi eserin söz ve müziğinin davacıya ait olduğunu ikrar etmiş olmaları gözetildiğinde FSEK 11. Maddesinde ki tüm karinelerin davacı adına olduğu, davacının tek başına eser sahibi olduğu anlaşılmıştır.
Dahili davalı … ile yapımcı … arasındaki 12.3.2012 tarihli sözleşmede …’ın filmin müziklerini tamamlamakla yükümlü olduğu, besteci sıfatının bulunduğu, sözleşmenin 3.maddesine göre ise filmde besteci kimliği ile yer alacağının belirlendiği, yine 16.12.2010 tarihli sözleşme de de Yapımcı …-… ile besteci sıfatıyla … arasında 5.000 TL bedel ile sinema filminin bestecilik görevinin verildiği anlaşılmıştır. … ise bu bedelin salt … isimli eser için olmadığını, filmde başka müziklerinde kullanıldığını ileri sürmüştür.
Bir başkasına ait mali hakkın ondan izinsiz olarak bir başkasına devrini içeren sözleşme FSEK 11. 48 ,49,52 maddeleri gözetildiğinde davacı yanın yazılı izni olmadığı sürece yetkisiz temsil hükümlerine tabi olup, davacı tarafından yazılı izin verilene kadar askıda hükümsüzdür. Davalılar ve dahili davalılarca dosyaya davacı yandan alınmış yazılı bir izin, yazılı bir muvafakat belgesi sunulmamıştır. Dolayısıyla davacıdan izin almaksızın eserin filmde kullanılması eser sahibinin mali haklarından FSEK 22 ve 23 anlamında çoğaltma ve yayma hakkının ihlali olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar dahili davalılar davacının sözlü muvakatı olduğunu beyan etmişlerse bu beyanlarının gerçeği yansıtmadığı, nitekim davacı yanca davacı ile … arasındaki sosyal medya yazışmaları delil olarak sunulmuş, davalılarca bu beyanların sadece bir bölümleri ilgi tutularak savunmalar yapıldığı anlaşılmış, oysa mesaj içerikleri bir bütün olarak incelendiğinde davacının verdiği bir sözlü izin bulunmadığı gibi, izinsiz kullanımdan kaynaklı olarak psikolojik olarak yıprandığını beyan eden sitem dolu beyanlarının bulunduğu, dolayısıyla eserin davacının izin ve onayı ile kullanıldığı hususunda davalılar ve dahili davalıların somut hiçbir delil sunamadıkları anlaşılmıştır.
Eseri, sahibinin adı veya müstear adı ile yahut adsız olarak, umuma arzetme veya yayımlama hususunda karar vermek salahiyeti munhasıran eser sahibine aittir.
Eser sahibinin izni olmadıkça eserde veyahut eser sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve başka değiştirmeler yapılamaz. Kanunun veya eser sahibinin müsaadesiyle bir eseri işleyen, umuma arzeden, çoğaltan, yayımlıyan, temsil eden veya başka bir suretle yayan kimse; işleme, çoğaltma, temsil veya yayım tekniği icabı zaruri görülen değiştirmeleri eser sahibinin hususi bir izni olmaksızın da yapabilir. Eser sahibi kayıtsız ve şartsız olarak izin vermiş olsa bile şeref veya itibarını zedeleyen veya eserin mahiyet ve hususiyetlerini bozan her türlü değiştirilmeleri menedebilir. Menetme yetkisinden bu hususta sözleşme yapılmış olsa bile vazgeçmek hükümsüzdür (FSEK m. 16).
FSEK’te eser sahibine tanınan mali haklar; işleme hakkı (FSEK m.21), çoğaltma hakkı (FSEK m.22), yayma hakkı (FSEK m.23), temsil hakkı (FSEK m.24), umuma iletim hakkı (FSEK m.25) ve pay alma hakkı (FSEK m.45) olarak düzenlenmiştir.
Buna göre; bir eserden, onu işlemek suretiyle faydalanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir (FSEK m.21). Bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkı münhasıran eser sahibine aittir. (FSEK m.22).
Bir musiki eserinin söz yada bestesinin yada her ikisinin bir sinema eserinde kullanım hakkını yada eserin bir başkası tarafından sözlü olarak icra edilmesi hakkını yada senkronizasyon hakkını bir başkasına devir hakkının ( hangi hakların hangi süre ile hangi film için verildiğinin ) yazılı olarak fsek 52. Maddeye göre ispatlanması gereklidir. Dahili davalı davacının kız kardeşi olduğundan bahisle yazılı bir sözleşme sunulmadığını, davacının bilgisi olduğunu beyan etmekteyse de bu yöndeki iddialar yazılı delil ile ispatlanmadığı gibi , yasanın amir hükümleri gereği yazılı belge ile ispatlanması gerekli hususlarda tanık dinlenemeyeceği gibi yemin teklifi yapılması da sonucu etkili değildir. Her ne kadar davacıya yemin teklif edilmiş, davacı da yemini teklif edene iade etmişse de; yemin delili sonuca etkili bulunmayıp şekle kati suretle bağlı hususların yeminle bertaraf edilmesi mümkün değildir, keza … vekilinin vekaletnamesinde yemin teklifi, reddi yönünde yetkilendirilmediği gibi, her ne kadar dahili davalılar vekilinin vekaletnamesinde bu yönde yetki varsa da, esasen dahili davalılar davada HMK kapsamında gerçek manada davalı sıfatına haiz olmadıklarından mahkeme huzurunda eda ettikleri yeminin sonuca etkisinin bulunmadığı, yasanın şekle bağlı kıldığı hususların yemin ile bertaraf edilemeyeceği gözetildiğinde yemin delili mahkememizce sonuca etkili görülmemiştir.
Zira FSEK 52. Maddenin amir hüküm niteliğinde olması ve hüküm kapsamına göre sözleşme ve tasarrufların yazılı olması , her devredilen hakkın ayrı ayrı belirtilmesi zorunluluğu getirilmesinin nedeni bu hakların kullanım alanı ve ticari değerleme koşullarının farklı olması nedeniyledir. Fsek kapsamındaki uyuşmazlıklarda ispat hukuku kuralları genel hukuk kurallarından farklılık arz etmekte olup, eser sahipliği ve eser niteliği taraflarca ileri sürülmesi dahi mahkemece res’en araştırılmakta, eser sahiplerinin hakları daha geniş olarak korunmakta, taraflar arasındaki akrabalık ilişkisi bulunması bizatihi yasanın amir hükmünü (fsek 52. Madde) bertaraf edecek nitelikte yorumlanamamaktadır. Öte yandan basiretli bir tacirin başkasına ait eseri sözlü muvafakatı olduğunu beyan eden eden birinin beyanına güvenerek filme alması da ticari hayatın gerçeklerine uygun bulunmamıştır. Toplanan delillere göre , davacının … İSİMLİ eser üzerinde mali hakların tek başına sahibi olduğu, müzik eserinin davalılar tarafından izin alınmadan ” …, …, …”isimli sinema filminde kullanıldığı, davalıların izinsiz kullanım nedeniyle maddi ve manevi tazminat sorumluluklarının bulunduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere müzik eserlerinin türlü alanlarda kullanımında nasıl fiyatlandırılacağı konusunda herhangi bir somut ölçü ve maktu bir bedel biçimi/ yöntemi bulunmamaktadır. Bu durumda her eserin popülarite, kullanım alanı,besteci mi söz yazarı mı yoksa her ikisi yönünden mi hak sahibi olduğu hususu da dikkate alınmalıdır.
Fsek 66/son maddesinde “tecavüzün şümulü, kusurun olup olmadığı ve ağırlığının takdir edileceği” öngörülmüş, Borçlar kanununun 51/1 maddesinde “Hakimin tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirleyeceği” , Türk Medeni Kanun’un 4. maddesinde de “Kanun’un takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini yada haklı sebepleri gözönünde tutmayı emrettiği konularda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği” belirtilmiş, Dolayısıyla taraflar arasında davalıların kullanımlarına dayanak oluşturacak bir sözleşme yapılmış olsaydı, somut olaydaki kullanım karşılığı hangi miktarda bir bedel ödenecekti ise bunun belirlenmesi için varsayımsal bedelin ne alabileceği yönünde mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmış HMK 266. Madde kapsamında 2.6.2017 tarihinde sunulan bilirkişiler …, …, …’nın raporlarının denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişiler raporlarında; davalının FSEK kapsamında eser sahibinin haklarını ihlal ettiğini, davacının daha öncesinde film müziğinin satışına ilişkin bir tarife dosyaya sunmadığını, dosya kapsamında davalı … filmin müzikleri için 5000 TL ye anlaşmış olması, davacının eserinin filmde kullanılmış olması , mali hakların ihlal edilmiş olması gözetildiğinde 15.000 TL tazminata hükmedilmesinin uygun olacağını bildirdikleri anlaşılmıştır.
İlk raporu tanzim eden … ise 8.10.2014 tarihli raporunda eser sahibinin aynı zamanda söz ve bestenin sahibi olması halinde rayicin 2.000- 6000 TL aralığında ve 3 katı olarak takdir edilmesi gerektiğini, yine raporun 5.sayfasında 2010 yılında yapılan bir sözleşmede 5000 TL bedelin kabul edilebilir nitelikte bulunduğunu da bildirmiştir.
Gerek ilk rapordaki görüş, gerek son raporda 3 lü heyetin rayicin 5000 TL olması gerektiği, 3 katı olarak 15.000 TL ödenmesinin somut dosyaya uygun olduğunu beyan etmeleri gözetildiğinde raiç 5000 TL olarak belirlenmiş ve bu bedelin 3 katının ödenmesi somut olayda uygun görülmüştür. FSEK m,68 çerçevesinde 3 katı 15.000 TL ye hükmedilmesi uygun görülmüştür. Son raporda 3.sayfada IMBD verilerine göre yaklaşık filmin 10.000 kişi tarafından izlendiği, filmde yer alan oyuncuların popülaritesine göre bilirkişilerce raiç 5000TL olarak belirlenmiştir. Davacı manevi tazminat da talep etmiş olup, Manevi tazminat miktarının zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıma fonksiyonu, manevi tazminat davasının gerçek anlamda bir tazminat davası olmaması, maddi hukuka ilişkin zararın tanzim edilmesini amaç edinmediği, takdir edilecek miktarın istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli miktar kadar olması gerektiği, huzurdaki somut olayın özelliği yanında tarafların sıfatı, işgal ettiği makam ve tarafların sosyal konumları somut olayın gerçekleşme biçimi , sosyal medya hesabındaki yazışmalarda davacının izinsiz kullanım nedeniyle yaşadığı elem ve üzüntü, filmin jeneriğinde … söz müzik-… olarak adı belirtilmesine rağmen , eser ilk vizyona girdikten sonra davacının eserinin filmden çıkarılması, öte yandan eser işletme kaydında davacının hakkı gasp edilerek kendi adı yerine kayıtlarda halen …’ın adının yer alması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının eserin umuma arz yetkisi, adın belirtilmesi yetkesi, eserde değişiklik yapma ve eserin aslına varma yetkisinin ihlal edildiği ve talep edilen 10.000 TL Manevi tazminatın davalılardan tahsiline ve davacıya ödenmesine karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-DAVANIN KISMEN KABÜLÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-FSEK 68. maddeye göre hesaplanan 5.000 -TL nın 3 katı 15.000.TL maddi tazminatın 3.5.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal reestont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, maddi tazminatda fazlaya ilişkin istemin reddine,
3- Manevi tazminat isteminin kabulü ile 10.000-TL manevi tazminatın 3.5.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal reestont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan alınmasına, iki kez ve iki gazetede birden ilan isteminin reddine,
5-1.707,75 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 1.024,65 TL harcın davalılardan tahsiline,
6-Kabul edilen Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Kabul edilen Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 24,30 TL başvuru harcı 683,100 TL peşin harç 803,7 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 2000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.511,1 TL yargılama giderinin taktiren 2/3 sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı … A.Ş. ‘nin yargılama giderlerinden olan 39 TL’nin taktiren 1/3 inin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
11-Davalı … yargılama giderlerinden olan 114 TL nin taktiren 1/3 ünün davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
12-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalılar … ve … vekilleri ile dahili davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 20/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır