Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2013/128 E. 2020/134 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/128 Esas
KARAR NO : 2020/134

DAVA : FSEK ve Haksız rekabetin tespiti önlenmesi, maddi ve manevi tazminat
DAVA TARİHİ : 25/06/2013
KARAR TARİHİ : 11/03/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK ve Haksız rekabetin tespiti önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiliile davalı “… A.Ş ” arasında 1996 yılından itibaren başlayarak 2012 yılı sonuna kadar kesintisiz devam eden ve reklam hizmetleri sağlanmasını konu alan ticari bir ilişki kurulduğunu, ortalama 17 yıllık ticari ilişki süresince birbirini izleyen reklam kampanyaları yoluyla … ürünlerinin belirli bir konsept içinde tanıtımı amaçlandığını, bu çerçevede … tarafından yaratılan konseptin … Anonim Şirket’in “… “ne dönüştürülerek, tüketicinin algısına bu şekilde sunulmasının amaçlandığını, …’ın ürünlerinin kaynağı (menşei) olarak renksiz ve soğuk bir fabrika binası yerine; yaşayan, dinamik ve doğa ile iç içe olan, kurgusal bir … tüketicinin bilincinde yer etmesinin amaçlandığını ve gerçekleştirildiğini, müvekkilinin ilk kampanyalarında bu çekim tekniklerini ve reklam araçlarını kullanarak … konsepti yarattığını, sonraki dönemlerde ise oluşan bu konseptin istikrarlı bir biçimde korunarak, yeni ürünlerle geliştirildiğini, 17 yıllık sürecin sonucunda her biri ayrı bir yaratım sürecinin sonucu ortaya çıkan sayısız marka ve eserler bütününün … konseptini ortaya çıkardığını ve tüketicinin bilincine yerleştirdiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin sona ermesine rağmen müvekkili tarafından yaratılmış olan … konseptinin davalı …tarafından diğer davalı …’ye hazırlattırılan … Tatlım reklam filmi ve … reklam filminde haksız ve hukuka aykırı şekilde kullanıldığını iddia ederek her türlü fazlaya ilişkin tazminat, hak ve menfaatler saklı kalmak kaydı ile … Konseptinin davalılar tarafından haksız olarak kullanılmasına ilişkin eyleminin hukuka aykırılığının tespitine, men’ini, ref’ini, HMK m. 107 uyarınca belirsiz alacak davası olarak, ıslah yapılmaksızın, bilirkişi ve keşif delilleri sonucunda tespit edilecek miktar arttırma hakkı saklı kalmak kaydıyla 20.000,00-TL maddi tazminat ile 5.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı …Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği konseptin eser mahiyetinde olmadığını, konseptin kendi başına fikir olarak korunamayacağını, bu konseptinde dünyada birçok sayıda süt firması tarafından kullanılmakta olduğunu, davacının hususiyetini taşımadığını, davacının ne şekilde hak sahibi olduğunu da kanıtlayamadığını, müvekkilinin markaları kötü niyetli tescil ettirdiğine ilişkin iddiaların da mesnetsiz olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; “… Konsepti”nin 5846 sayılı FSEK uyarınca eser olmadığını ve dolayısıyla davacının anılan “konsept” üzerinde herhangi bir hak sahipliğinin bulunmadığını iddia ederek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davacının, davalılardan ”…” arasında 17 yıllık bir dönem boyunca ticari bir ilişki bulunduğu, davacı tarafından … konseptinin oluşturulduğunu davalıların bu konsepti … tarafından … A.Ş.’ye hazırlattırılan … filmi, … … reklam filminde kullandıkları, davalılar tarafından eserler üzerindeki haklarını ihlal ettiği iddiasıyla haksız rekabet ve FSEK hükümleri dikkate alınarak ihlalin men edilmesi, ref i fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 20.000 maddi 5.000 TL manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalıların dava, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, … 4.FSHHM’nin … esas sayılı dosyası HMK 165. madde gereğince bekleteci mesele yapılmış, dosyanın yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmesi üzerine ilam doya içine alınmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler …, … ve … 22/04/2014 tarihli raporlarında; bir süt firmasının reklamlarında “…” öğesinin kullanmasının özgün bir düşünce olmadığını, davacının mavi bir gökyüzü ve yeşil bir çayırdan oluşmuş bir diyar ve baş aktör siyah- beyaz benekli inekler’ şeklinde tanımladığı konseptin dünyada yaygın olarak kullanılan bir unsur olduğunu, dava konusu reklam konseptinin sahibinin hususiyetini taşımaması ve ayırıcı unsur taşımaması nedeniyle eser niteliğinde olmadığını, davacının konsept üzerinde hak sahibi olamayacağını ancak; yıllar içinde üretilmiş her biri eser niteliğinde olan reklam filmleri, atış, billboard, radyo spotları, etiket, broşür vb. grafik tasarım ürünleri üzerinde hak sahibi olabileceğini, davacının reklam filmlerinin, senarist, yönetmen, icracı sanatçı, özgün müzik bestecisi, animator, bağlantılı hak sahibi gibi sair hak sahiplerinden haklarını devraldığını gösterir belge sunulmadığını, davacı tarafından yaratılmış olan reklamlara ilişkin hakların davalı …’a devredildiğine dair bir belge bulunmadığını, davacı … tarafından hazırlanan “…” ve “…” ürünlerine ait reklam filmleri ile Davalı … tarafından hazırlanan filmler arasında benzerlikler olduğunu, bu benzerliklerin bir tecavüz veya izinsiz kullanım sayılıp sayılmayacağının mahkemenin takdirinde olduğunu, bir tecavüzün bulunduğunun kabulü halinde ise “…” film için 5.000.-TL. “…’’ filmi için 10.000.-TL. tazminat ödenmesi gerektiğini bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …, … ve … 24/10/2014 tarihli raporlarında; “… Konsepti’nin sadece ve sadece mavi gökyüzü, yeşil çimenler ve inekler olarak nitelendirmesinin sığ bir bakış açısı olacağını, konseptin belirlenmesinde Davalı …Ş.’nin vermiş olduğu brieflerden “fikir” alınmış olabileceğini ancak Davacı tarafın zihinsel ve bedensel emekleri, bu işe zaman ayırmaları ve yaratıcılıkları sonucunda “şekillenmiş” ve “somut” hale geldiğini, davacı tarafından işlenip vücuda getirilen ‘… Konsepti”, bu konsept çerçevesinde görsel ve/veya işitsel öğeler kullanılarak yaratılmış reklamlar silsilesinden oluştuğunu, yaratıcısının hususiyetini taşıyan “… Konsepti” bir eser olduğunu, reklamcılık sektöründe, reklamın yaratıcısı mali haklarını bir sözleşme ile devretmediği sürece, reklamın sahibinin reklam ajansı olduğunu, “… ” marka tescil başvurularının, taraflar arasındaki iş ilişkisi bittikten sonra (22.02.2013 tarihinde) yapıldığının görüldüğünü, dava dosyasında yer alan yabancı reklamlar ile Davacının yarattığı reklamlar arasında şekil itibariyle benzeşmelerin söz konusu olduğunu ancak reklamların konseptleri ve senaryoları açısından benzerlik bulunmadığını, “…” markalı ürüne ilişkin reklam filminde kullanılmış karikatürün davalının iddia ettiği gibi … tarafından karikatürize edildiğini, davalı …Ş.’nin ayrı bir sözleşmeyle karikatürist ile anlaşma imzalamış olduğunu (… ile … arasındaki 13.10.2003 ve 22.10,2007 tarihli sözleşmeler). Dolayısıyla bu karikatürün mali haklarının ve kullanım haklarının Davalı …Ş.’nin olduğunu, fakat karikatüristin tasarladığı karikatür, 2 boyutlu olduğunu, bu reklamda kullanılmış olan karakterin ise ilk önce 3 boyutlu hale Davacı tarafından getirilmiş ve işbu reklamda kullanılmış olduğunu, dolayısıyla yine Davacının bu iş üzerinde hakkı ve emeğinin olduğunu, her iki “…” ve “…” reklamlarında kullanılmış olan bazı öğe ve unsurların neredeyse ayniyet derecesinde olması, yeni reklam ajansının projeye her hangi bir yenilik katmadığı, insan zihninde reklamların bir birinin devamıymış gibi algılanabileceği gerekçeleriyle, işbu bazı öğelerin izinsiz kullanıldığı ve dolayısıyla Davacı …Ş.’nin haklarını ıhlat ettiğini, 17 yıllık ticari ilişki göz önünde bulundurulduğunda, harcanan emek, zaman vs. düşünüldüğünde, ortaya çıkarılmış işler de değerlendirildiğinde, takdir mahkemeye aitolmak kaydıyla en aşağı 10.000,-TL talep edilebilmesi piyasa rayiçleri dahilinde olduğunu, Ayniyet derecesindeki benzerlikler de kendi İçinde değerlendirildiğinde ‘”…” reklamındaki benzerlik “…” reklamına kıyasla daha az benzerlik içerdiği için asgari 10.000,-TL, ‘…” reklamında ise hem “… ” görüntüsüyle başladığı, hem anime edilmiş inek birebir aynı olduğu hem de her ikisi de mekan ve oyuncu karakterlerindeki ciddi benzerlikler sebebiyle, yine takdir Sayın Mahkemeye ait olmak kaydıyla 20,000,-TL tazminat talep edilebileceğini bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …, … ve … 23/03/2015 tarihli rapolarında; Bütün … filmlerinde 1995 yılından beri davacı taraf … tarafından yaratılan ve o günden 2012 yılına kadar geliştirilerek süregelen reklamlardaki ana temalar, görsel kodlar, mood’lar neredeyse tamamında geçmişte yazılmış sloganlar. … ajansıyla …’ın arasındaki sözleşme bittikten sonra davalı taraf … tarafından yayınlatılan reklamlarda kullanıldığını, bunlar esas olarak; Sloganlar açısından; … , …, …, …, …, … … sloganlarıdır.Görsel olarak da; BENEKLİ SİYAH BEYAZ İNEK ve İNEKLER, BEYAZ DlKTÖRGEN ÇİTLER, YEMYEŞİL ÇAYIR imgeleridir Bu imgeler … Reklam Ajansfnın FSEK kapsamında korunması gereken hakları olarak kabul edilmesi gerektiği, yine davacı taraf …’ın … markası için yaptığı reklamdaki öğeler ile yer yer senaryo ve ana şablonun … ajansının yaptığı … ve … reklamlarında kullanıldığını,davalıların dava tarihine kadarki süreç İçin … ve … … reklamlarına ilişkin davacıya ödenmesi gereken telif bedelinin 28.012,10-TL olduğunu bildirmişlerdir.
Mahkememizin bekleteci mesele yapılmasına karar verdiği … 4.FSHHM’nin … esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporlarının huzurdaki dosyada bekletici mesele yapması kararından önce alınan raporlarla çelişki içinde olması,keza eser niteliği yönünden yapılan değerlendirmelerinde ilk alınan raporlarda Yargıtay 11.HD’nin ilamlarına uygun olarak hazırlanmadığı hususu gözetilerek mahkememizce aralarında sektör bilirkişii reklem Uzmanı … ile reklamların FSEK kapsamında değerlendirilmesi yönünden FSEK uzmanı …’dan ve mali inceleme içinde …’dan oluşan heyete dosyamız tevdii edilmiş ve bu bilirkişilerce düzenlenen raporların HMK 266. madde gereğince dosyaya sunulan deliller ile uyumlu, 11.HD’nin içtihatlarına uygun, ayrıca kesenleşen mahkeme dosyasına sunulan raporlar ile uyumlu olması nedeniyle mahkememizce kabul edilmiş, hukuki nitelikteki itirazlar ise ihtitas mahkemesi sıfatıyla mahmememizce incelenmiştir.
Bilirkişiler …, …. ve … 19/06/2019 tarihli raporlarında; dava konusu … reklam konseptinin FSEK kapsamında eser mahiyetinde olmadığını, eser mahiyetinde olmayan bu konseptin davacı ile davalılardan … A.Ş arasındaki ticari ilişkinin sona ermesinden sonra …’ın kendi ürünlerinin reklam ve tanıtımları ile ilgili olarak kullanılmasında hukuka aykırılık olmadığını, bu kullanımlar sebebiyle davacının ek bir ücret talep hakkının doğmayacağını bildirmişlerdir.
Hükme dayanak alınan Bilirkişiler …, … ve …‘ün raporlarında; Mahkememizce rapor düzenleyen bilirkişilerden “Sektörel Değerlendirme” başlığı altında, bilirkişi reklamcı … tarafından, sektöre ilişkin bilgiler verilmiş; bir reklamın doğru değerlendirilmesi için; mutlaka PAZARLAMA; REKLAM, PR ve GRAFİK SANATLAR ‘dan oluşan 4 konunun iyi derecede bilinmesi gerektiğini, bu 4 konunun uzmanı olunması gerektiğini, yoksa, reklam hakkında söylenenlerin subjektif kanaatlerden öteye geçemeyeceğini, reklam ilişkisinin bir kerelik bir ilişki olduğu , alıcının bir kere para ödeyerek, reklamı satın aldığı, reklamcılık sektöründe işleyişin bu olduğu, artık o malın sahibinin alıcı olduğu, her türlü hakkın alıcıya ait olduğu, …’ın siparişi ile oluşturulan reklamlarda kullanılan soyut reklam düşüncelerinin eser koruması elde edemeyeceği, bütün yapılan çalışmaların sahibinin hizmet alan davalı firma olduğu, reklamların ve ortaya çıkan imajın sahibinin, para vererek bu hizmetleri satın alan firma olduğu, reklamların tüm haklarının geçmişte ve gelecekte, sadece …’a ait olduğunu, uygulamada reklam ajansları, hizmet verdikleri firma/markalara siparişleri üzerine hizmet üreten ve satan ya da yaptıkları işler üzerinden komisyon alan firmalar olup, reklam yaptırmak isteyen firmaların reklam ajanslarıyla çalıştığı, onlardan bu hizmetleri para karşılığında satın aldıkları, yani reklam ajanslarının reklam hizmetlerini verdiği firmaların da bu hizmetleri parasını ödeyerek satın aldıkları, satıcı ve alıcı arasında özel bir anlaşma yok ise firmalar satın aldıkları bütün mal ve hizmetlere 1 kere para ödeyecekleri, Reklamcılık sektöründeki işleyişin bu yönde olduğu, artık o mal / hizmeti satın alanların, onların sahipleri olduğu ve her türlü hakların alanlara ait olduğunu, ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen … 4. FSHHM’nin … E. sayılı dosyası ile bu dosyaya sunulan 1. ve 3. Bilirkişi raporları ve bu raporlarda yer alan karşılaştırmalı görüntüler tespit ve değerlendirmeler nazara alınarak, reklam filmleri ve tüm dosya kapsamı gözetilerek, davacı tarafından hazırlanan reklamlardaki unsurların yurt dışında süt ve süt ürünleri sektöründeki başka şirketler tarafından daha önceki yıllarda yayınlanmış örnekleri bulunan jenerik unsurlardan ibaret olduğu, davalı … Şirketi’nin siparişi ile oluşturulan reklamlarda kullanılan soyut reklam düşüncelerinin eser koruması elde edemeyeceğini, sanat eseri olsun ya da olmasın, reklam ajansları hizmet verdikleri firma / markalara birçok çalışma yaparlar (grafik tasarımlar, broşürler, kataloglar, web dizayn, radyo, televizyon, “indoor”, “outdoor” reklam kampanyaları, fotoğraf, video ve film çekimleri, gazete ve dergi reklamları, vs…). Bunlardan kendi bünyelerinde yaptıklarından bir ücret aldığını, dışarı (ajans dışında kişi ve firmalara) yaptırdıktan işlerden, yaptıklan reklamların çeşitli mecralarda da/ radyo, televizyon, “indoor”, “outdoor, sinema, gazete, dergi, internet vs. yaymlatılması ücretleri üzerinden, vs. de komisyon aldıklarını, Reklam ajansları ile hizmet verdikleri firmalar arasında özel bir anlaşma yoksa, reklam ajansları hizmet verdikleri firmalardan, verdikleri hizmetler karşılığında telif hakkı almadıklarını, sadece yaptıklan işlerin, medyada yayınlanan reklamların toplam bütçeleri üzerinden komisyon aldıklarını, reklam ajansının aldığı komisyon ile telif ücretinin birbirine karıştırılmaması gerektiğini, Uygulamada reklam ajansları, daha önce reklam veren firma ile kararlaştırdıkları her türlü reklamı (reklam filmi, afiş vb ürünleri) yayınlatmak ve sergiletmek karşılığında 3. Kişilere (mesela bir TV kanalına) reklam veren tarafından ödenen bütçenin üzerinden komisyon aldıklarını, . Bu komisyon genelde yüzde 10 şeklinde olduğu gibi tarafların anlaşmasına göre daha düşük veya yüksek kararlaştırılabilceğini, dolayısıyla bu komisyon ödemelerinin telif ücreti şeklinde değerlendirilemeyeceğini, telif ücreti olabilmesi için, ortada FSEK kapsamında korunan bir eser olmasının ve bu eseri meydana getiren kişilerin de reklam ajansı çalışanları olması gerektiğini, ancak uygulamada genellikle reklam ajansları bu işleri reklam veren adına dışarıdan 3.kişilere yaptırmakta olduklarını, Bir başka ifade ile burada aracı konumunda bulunduklarını, bütün yapılan çalışmaların sahibinin hizmet alan firma olduğunu, firmalar (özel bir anlaşma yoksa) aldıkları hizmetler sonucunda ortaya çıkan ürünlerin (grafik tasarım, sembol, maskot, logo, ambalaj, fotoğraf, video, reklam filmi, vs; ajansa yaptırıp, aldıkları hizmetler karşılığı parasını ödedikleri her şeyin sahibi konumumunda olduklarını, reklam ajansları yaptıkları, ortaya çıkardıkları bütün ürünleri (reklam filmi, katalog, broşür, logo, vs.) kullanabilmek, bastırmak, çoğaltmak, bir yerlerde sergilemek, yayınlamak için bunların sahibi firmadan mutlaka izin alır, almak zorunda olduklarını, reklam ajansı tarafından yapılan/yaptırılan (reklam ajansları reklam filmlerini film yapım şirketlerine yaptırırlar) her şeyin sahibi, kontrolü, son karar ve onay vericisi işi yaptıran firma olduğunu, Reklam ajansı sadece aracı konumunda olduğundan , bu nedenle ajansa işin sahibi firmadan film şirketine yaptırdığı işlerin /reklam filmleri) parasını ve artı olarak verdiği bu işlerin bütçesi üzerinden bir komisyon almakta olduğunu, dolayısıyla Reklamların ve ortaya çıkan imajın sahibi, para vererek bu hizmetleri satın alan firmalar olduğunu, somut olayda da davalı …’ın davacıdan 17 yıl boyunca birçok reklam hizmeti almış ve parasını ödediğini, taraflar arasında özel bir anlaşma olmadığına göre, … yapılan tüm reklam çalışmalarının ve 17 yılda oluşturulmuş “… ” marka imajının sahibi olması sıfatıyla hakların geçmişte ve gelecekte sadece …’a ait olacağını, bütün reklam çalışmalarında reklam ajanslarından hizmet alan firma her zaman işin içinde olup, Yapılacak tüm reklam çalışmaları ile ilgili firmalar ajanslara brief verdiklerini, Ajans hemen her çalışmayı bu brief lere göre oluracağından, reklam filmi işlerinde reklam ajansı, film yapım şirketi ve işi yaptıran, işin sahibi firma birlikte çalıştıklarını, yapılan çalışmaların son kararı, onayı ve parayı verenen reklam siparişi veren firma oldunu, hiçbir ajansın kendi düşünce ve kararlarına göre bir reklam yapamayacağı, yaptıramayaacğı, işin sahibi firmanın onayı olmadan mali hakları kullanamayacağını, Reklamların hususiyet taşımadığı hususu belirlenmiş olup, FSEK Yönünden Değerlendirme” başlığı altında, bilirkişi …tarafından reklam veren ile reklam ajansı arasındaki ilişkinin istina / eser sözleşmesi olduğu, Eser sözleşmelerinde, ücretin bir defaya mahsus verilip verilmediğinin öneminin olmadığı,İlişki bittikten sonra, söz konusu konseptin kullanılmasının mümkün olduğu ve ajansın ek bir ücret talebinde bulunamayacağı, taraflar arasındaki ticari ilişki tamamlandıktan sonra aynı konseptin kullanılması sebebiyle davacının herhangi bir ücret talebinde bulunamayacağını, Bunun gibi sektörde reklam verenlerin reklam ajanslarının kendilerine sundukları çalışmaları kendi yasal zorunluluk gereği kurumsal web sitesi/sitelerinde, dijital versiyonu olarak yer vermesi/yayımlaması/kullanmasının bilgi verme amaçlı olarak değerlendirilebileceği, şirketlere ait web sitelerinde, ürün gamı devam ettiği sürece bu tür kullanımların ticari kullanım olarak değerlendirilmemesi gerektiği, davacı tarafından hazırlanan ve davalının mülkiyetine geçmiş çalışmaların aynı konsept çerçevesinde, davalının hedef pazarının ihtiyacı doğrultusunda yapmış olduğu uygulamalar olduğunu, davacının yüklenici olarak iş sahibi davalılar adına gerçekleştirmiş olduğu ve roparda belirtilen çalışmalarının bedelini çalışma süresi boyunca almış olduğu, bu çalışmalar üzerinde davalıların iş sahibi olarak hak sahibi olması sebebiyle taraflar arasındaki ticari ilişkinin sona ermesinden sonra da bu ürünlerin davalılar tarafından kullanılmasının hukuka aykırı olmayacağını davacının ek bir ücrete hak kazanmadığını bildirmişlerdir.
Toplanan deliller, taraf iddia ve savunmaları, bilirkişi raporları, … 4.FSHHM’nin … esas-… karar ve 10.7.2015 tarihli kesinleşen ilamları gözetildiğinde davanın reddi gerektiği anlaşılmıştır.
Öncelikli olarak davacının FSEK kapsamında hak sahipliği iddiasının keza davaya konu reklam filmlerinin eser sahipliğinin incelenmesi gereklidir.
Gerek … 4.FSHHM’nin … esas-… karar ve 10.7.2015 tarihli kesinleşen dava konusu reklam filmlerinin eser mahiyetinde bulunmadığına dair ilam içerik ve gerekçesi dikkate alındığında “davacının iddia ettiği … Konsepti üzerinde davacının herhangi bir eser sahipliğinin söz konusu olmadığı, davacı tarafından hazırlanan reklamlardaki unsurların yurt dışında süt ve süt ürünleri sektöründeki başka şirketler tarafından daha önceki yıllarda yayınlanmış örnekleri bulunan jenerik unsurlardan ibaret olduğu, … Şirketi’nin siparişi ile oluşturulan reklamlarda kullanılan soyut reklam düşüncelerinin eser koruması elde edemeyeceği” hususu keza davacının hak sahibi olduğunu iddia ettiği … Konsepti üzerinde davacının herhangi bir eser sahipliğinin söz konusu olmadığı, … Şirketi’nin siparişi ile oluşturulan reklamlarda kullanılan soyut reklam düşüncelerinin eser koruması elde edemeyeceği belirlenen ilamın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/11095 Esas, 2016/4992 Karar sayılı ilamı ile 03.05.2016 tarihinde onandığı kesinleşen ilam içeriği kapsamından anlaşılmıştır.
Öte yandan davacı üzerinde hak iddia ettiği konseptin bizzat mali haklarının kendilerine ait olduğuna dair hiçbir yazılı delil sunamamıştır. Bilindiği üzere mali haklar ancak yazılı şekil kurallarına göre devir alındığı takdirde sahibine mali hakları kullanma yetkisi vermektedir. Davacı yargılamanın hiçbir aşamasında hak sahiplerinden hakları devraldığına yada eser sahibi ise iseri sipariş edenden mali hakları devr aldığına dair yazılı hiçbir belge sunamamıştır.
Kesinleşen mahkeme ilamının gerekçesiyle birlikte hükme dayanak alınan son rapor içeriği gözetildiğinde; reklam filmlerinin sahipliğinin, aksine bir yazılı sözleşme hükmü veya devir mutabakatı olmadığı durumlarda reklam veren de olduğu, reklam verenin … şirketi olduğu, davacı tarafından komşu, bağlantılı hak sahipliğinin münhasıran hak talep edecekleri yazılı bir belgeye veya sözlü bir ifadeye rastlanılmadığı, davacının üzerinde hak iddia ettiği … konseptinin reklam filmlerinin konseptinin daha önce uluslararası düzeyde birçok örneğine rastlandığından fikir, formül, teori, konsept, format ve benzeri ögelerin eser korumasından yararlanmalarının kural olarak olanaksız olduğu, uluslararası düzeyde birçok örneğine rastlandığı, özgün olmadığı, hususiyet taşımadığı, eser korumasını haiz olmayacağı, Bir fikri çabanın, FSEK kapsamında eser olarak kabul edilebilmesi için, somutlaşmış, şekillenmiş olması, sahibinin hususiyetini yansıtması ve FSEK’ te yazılı eser türlerinden birisinin kapsamına girmesi gereklidir. Telif hukukunda soyut düşüncelerin korunması mümkün olmayıp, korumanın konusunu düşüncenin ifade ediliş biçimini gösteren ancak somut olarak meydana getirilmiş fikri ürünler teşkil edebilmektedir. Bu nedenle esasen … konsepti gibi bir konseptin bundan oluşturulmuş türevlerin FSEK anlamında eser koruması elde etmesinin mümkün bulunmadığı, kesenleşen mahkeme hükmü karşısında iş bu dava dosyasında alınan eser olduğu yönündeki yapılan değerlendirilmelerin hükme esas alınamayacağı, zira kesenleşen mahkeme ilamında aynı hususun tartışılarak eser olmadığı hususunun kesenleştiği, nitekim son raporun ise bilimsel olarak kesinleşen dosya kapsamındaki verilere göre hazırlandığından eser olarak kabul edilmesine imkan bulunmadığı, bunun dışındaki eser hakları ve eser sahipliğinin ve aktif dava ehliyetinin ise her dosyaya özgü sunulan delillere göre incelenmesinin gerektiği, dolayısıyla davacı yanca meydana getirmediği anlaşılan konseptin FSEK kapsamında eser olarak kabul edilmesi de mümkün bulunmadığından, reklamlardaki unsurların yurt dışında süt ve süt ürünleri sektöründeki başka şirketler tarafından daha önceki yıllarda yayınlanmış örnekleri bulunan jenerik unsurlardan ibaret olduğu, davalı … Şirketi’ nin siparişi ile oluşturulan reklamlarda kullanılan soyut reklam düşüncelerinin eser koruması elde edemeyeceği anlaşıldığından davacının FSEK kapsamında talepde bulunamayacağı hususu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere reklam filmi yasada eser olarak belirlenmediğinden kıyas yoluyla sinema eserlerindeki hak sahipliğinden hareket ile hak sahipliği FSEK m,8/3 ’de düzenlenmiştir. Buna göre; “Sinema eserlerinde; yönetmen, özgün müzik bestecisi, senaryo yazarı ve diyalog yazarı, eserin birlikte sahibidirler. FSEK m.80 uyarınca bağlantılı hak sahibi konumunda olan yapımcılar ise eser sahibi sayılan bu kişilerden usulüne uygun olarak aldıkları mali hak devir belgeleri ile yapımcı olarak hak sahipliği sıfatını kazanırlar. Ancak dosyada davacının FSEK m.8/3’de sayılan kişilerden mali hakları devraldığına dair bir sözleşme bulunmamaktadır. Dolayısıyla (dava konusu ürünlerin “eser niteliğinde olduğu kabul edilse dahi) davacının bu ürünler üzerinde hak sahipliği sıfatı ispat edilememiştir. Bu bağlamda dava konusu ürünlerin FSEK kapsamında eser sayılmayacağı sabit kabul edildiğinden somut olayda FSEK hükümleri uygulama alanı bulamayacağı için genel hükümlere göre değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bilindiği üzere TBK 470. Maddesinde eser sözleşmesi (eski deyimle istisna akdi) tanımlanmıştır. Buna göre; “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” Görüleceği üzere, eser sözleşmesinde yüklenicinin borcu bir eserin meydana getirilmesidir. Eser meydana getirilmeden iş sahibinin ücret ödeme borcu doğmamaktadır. 471. maddede ise; “Yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır. ” Eser sözleşmesi ile vekalet sözleşmesi birbirine benzer sözleşmeler olarak karşımıza çıksa da vekalet sözleşmesinde vekilin borcu belli bir sonucun taahhüdü değildir. Oysa eser sözleşmelerinde yüklenicinin borcu belli bir sonucun meydana getirilmesine yöneliktir. Bu sonuç somut bir şey olabileceği gibi gayri maddi bir şey de olabilir. Eser (istisna) sözleşmelerinde ücretin bir defaya mahsus verilip verilmemesinin önemi bulunmamaktadır. Önemli olan vücuda getirilecek ürünlerin de bir süreklilik bağlamında meydana getirilip getirilmediği hususudur. Toplanan delillere göre dosyaya yazılı bir belge sunulmadığına göre; davacı tarafından davalı firmaya reklam ajansı hizmeti verildiği ve bu hizmet karşılığında belirli bir yüzde oranında ajans komisyonu tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Her iki halde de ortada istisna akdinin bulunduğu açıktır. Dolayısıyla bu tip süreklilik arz eden istisna sözleşmelerinin (vekalet sözleşmelerinde olduğu gibi) taraflardan herhangi birisi tarafından serbestçe feshedilebilecektir. Buna karşılık uygun olmayan zamanda sözleşmeyi feshedenin cezai şart ödeyeceği hususu da taraflar arasında kararlaştırılabilir.Ancak taraflarca bu yönde bir sözleşmede dosyaya sunulmamıştır.
Bilindiği üzere eser sözleşmesi belli bir şekle tabi değildir. Eser sözleşmesi, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur. Davacının dava konusu … konsepti üzerinde hak sahibi olduğu hususu ispat edilememiştir. …’ın siparişi ile oluşturulan reklamlarda kullanılan soyut reklam düşüncelerinin eser korumasını elde edemeyeceği, bütün yapılan çalışmaların sahibinin hizmet alan davalı firma olduğu, reklamların ve ortaya çıkan imajın sahibinin, para vererek bu hizmetleri satın alan firma olduğu, reklamların tüm haklarının geçmişte ve gelecekte,davalı …’a ait olduğu,kaldiki Reklamların hususiyet taşımadığı, reklam veren ile reklam ajansı arasındaki ilişkinin istina / eser sözleşmesi olduğu, Eser sözleşmelerinde, ücretin bir defaya mahsus verilip verilmediğinin öneminin olmadığı, ilişki bittikten sonra, söz konusu konseptin kullanılmasının mümkün olduğu ve ajansın ek bir ücret talebinde bulunamayacağı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sona ermesinden sonrada bu reklamların davalı/davalılarca kullanılmasının hukuka aykırı olmayanacağı dolayısıyla somut olayda gerek fsek gerekse haksız rekabeten kaynaklanan bir ihlal bulunmadığı hususu sabit görülmekle subut bulmayan davanın esastan reddine karar verilerek aşğıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-54,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 371,60 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Tecavüzün tespiti ve önlenmesi talebin reddi nedeniyle; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğine; 4.910 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğine; 3.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğine; 4.910 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı …Ş.’nin yapmış olduğu 50 TL giderin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararıntebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulenanlatıldı.11/03/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır