Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2012/119 E. 2020/221 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2012/119
KARAR NO : 2020/221

DAVA : MARKAYA TECAVÜZÜN TESPİTİ VE DURDURULMASI
DAVA TARİHİ : 18/04/2012
KARAR TARİHİ : 17/09/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüzün Tespiti ve Durdurulması davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin … tarih ve …sayılı Resmi Gazetece yayımlanarak yürürlüğe giren 5910 sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri hakkında Kanun kapsamında faaliyetlerini yürüttüğünü, bu kapsamda fuar, sergi ve tanıtım faaliyetlerini düzenlemek, düzenlenecek fuar ve sergilere iştirak etmek ve tanıtım faaliyetlerini yürüttüğünü, müvekkilinin fuar düzenleme faaliyeti kapsamında Türk tekstil ürün ve hammaddelerinin yurt içinde ve yurt dışında tanıtımı ve pazarlamasına yönelik olarak 2003 yılından bu yana “…” ibaresi ile New York, Milano, Londra gibi dünyanın önemli metropollerinde moda haftaları ve fuarlar düzenlediğini, “…” ibaresini yaygın ve yoğun bir şekilde kullandığını, yazılı ve görsel basında yer alarak “…” ibaresinin marka olarak müvekkil ile özdeşleşmesini sağladığını, “…” markasının … no ile müvekkili adına tescil edildiğini, müvekkili ile davalı arasında … tarihleri arasında …’da … Fuarının düzenlenmesine yönelik olarak bir işbirliği sözleşmesi imzalanmış olduğunu, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin … 5 Noterliğinin …tarih … yevmiye no.lu ihbarnamesi ile feshedilmiş olduğunu, sözleşmenin 8.2 maddesinde “…” markasının müvekkilinin yazılı izni olmadan davalı tarafından herhangi bir etkinlikte doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmayacağının kabul ve taahhüt edilmiş olduğunu, ancak davalının ‘…” markasını fuar düzenleme faaliyeti kapsamında kullandığını tespit ettiklerini, davalıya gönderilen ihtarnamelerle haksız kullanıma son verilmesinin ihtar edildiğini, davalının kendisine gönderilen ihtarnamelere rağmen … tarihinde “…” adı altında kumaş ve aksesuarları fuarın düzenlemiş olduğunu, fuarın tanıtım ve logolarını yazılı ve görsel basında ve davalıya ait … adlı web sitesinde kullanmış olduğunu, davalı eyleminin müvekkili markasına iltibas teşkil ettiğini, marka tıakkma tecavüz teşkil eden fiillerin durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin 1985 yılında fuar organizatörü firma olarak kurulduğunu, fuarcılık alanında uluslararası standartlarda tam hizmet vermekte olan … bünyesindeki 17 şirketten biri olduğunu, kurulduğu günden bu yana yüzlerce başarılı fuara ev sahipliği yapan …’in yenilikleri ve atılımlarıyla fuarcılık sektörüne vizyon kazandırmaya devam ettiğini, ulusal ve uluslararası arenada büyük ses getiren …, …, …, …, …, … ve …fuarlarının müvekkili tarafından düzenlendiğini, dava konusu “…” markasının yıllardan beri müvekkili tarafından kullanıldığını, davacının bu marka üzerinde geçek hak sahibi olduğu iddiasının doğu olmadığını, müvekkilinin “…” markasının hem özgün görseli, yazı stili ile hem de fonetik olarak kendine özgü ve ayırt edici olduğunu, müvekkilinin “…” markasının Fransız bir tasarım firması ile yapılan çalışmalar sonucu ortaya çıktığını, müvekkili tarafından 2007 ve 2008 yıllarında bu markanın tescili için başvuruda bulunulduğunu ancak harç eksikliği nedeniyle başvurularının işlemden kaldırıldığını, taraflar arasında imzalanan … sözleşmesi kapsamında davacının destek olduğunu ve desteği karşılığında da belli ücret alacağının kararlaştırılmış olduğunu, ancak müvekkilinin marka başvurusunun tescille sonuçlanmaması neticesinde davacı tarafın hiçbir geçerli sebebi yokken sözleşmeyi feshettiğini, sonradan davacının aynı ibare için marka tescil başvurusunda bulunduğunu, davacının müvekkilinin markasının kazandığı popülerlik nedeniyle kötü niyetli olarak bu markaya sahip olmak istediğini, davacının marka tescilinde kötü niyetli olduğunu, “…” markasının uzun yıllardır müvekkilinin kullandığına dair delillerine karşılık davacının bu markayı daha önceden kullandığına dair delil ibraz etmediğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiştir.
Bakırköy (kapatılan) 2. FSHHM’nin … E. … K. sayılı dava dosyası istenmiş, incelendiğinde: Davacının … Davalının …, davanın … tescil numaralı ” …” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ilişkin olup 16/12/2015 tarihinde davanın reddine karar verildiği, kararın 18/04/2018 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
04/11/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporu ibraz edilmiştir.
04/11/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: … numaralı “…” markasının 35. sınıfta davacı adına tescil edilmiş olduğu, davalının “…” markasını tescil ettirmeksizin kullandığı hususunun ihtilafsız olduğu, davalının “…” markası üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu ve davacının marka tescilinde kötü niyetli olduğunu iddia etmişse de, davacısı “…” markası üzerinde gerçek hak sahibi olduğu ve tescilin kötü niyetli olmadığı hususlarının … (kapatılan) 2 FSHHM nin 16/12/2015 tarih ve… E.. … K. sayılı kararı ile kesinleşmiş olduğu, davacı adına tescilli olan … numaralı “…” markasının tescilli olduğu hizmet kapsamında davalı tarafından markasal kullanımının marka hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilebileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ :
Dava: Davacı adına tescilli … numaralı “…” ibareli marka hakkına davalının, tecavüz teşkil eden fiillerinin tespiti ve durdurulması istemine ilişkindir.
6769 sayılı SMK 10/01/2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir, davanın açıldığı tarih itibariyle dava, 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamedeki hükümler çerçevesinde incelenmiştir.
Bir markanın TPE marka siciline tescili zorunlu olmamakla beraber, markanın 556 sayılı KHK’nun 9/I/a maddesi çerçevesince tescil edilmesinin, marka sahibine, markanın tescil kapsamına giren aynı mal veya hizmetlerle ilgili olarak, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılmasını önlemeyi talep etme hakkı verdiği, tescilli marka sahibinin tescilden doğan haklarının ihlâli, marka hakkına tecavüz kapsamında değerlendirildiği, marka hakkına tecavüz oluşturan fiillerin KHK’nun 61.maddesinde sayıldığı, buna göre; 61/a maddesine göre KHK’nun 9/I/a maddesindeki ihlâlin de tecavüz kapsamında değerlendirildiği, 61/b maddesine göre marka sahibinin izni olmaksızın markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek ve 61/c maddesine göre markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için ithal etmek veya ticari amaçla elde bulundurmanın da marka hakkına tecavüz olarak değerlendirildiği, TPMK kayıtlarına göre … numaralı “…” markasının 35. sınıfta “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler (Ticari ve reklam amaçlı sergi vejuarların organizasyonu hizmetleri dahil). Büro hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri (ithaiat-ihracat acente hizmetleri dahil). Ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri ( belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” hizmetleri için davacı adına tescil edildiği, marka tescil başvurusunun 07.10.2011 tarihinde yapıldığı ve 18.06.2014 tarihinde markanın tesciline karar verildiği, tescilli bir marka sahibinin, tescilden doğan haklarının ihlâli, marka hakkına tecavüz kapsamında değerlendirildiği, ancak marka hakkına tecavüzün söz konusu olabilmesi için tecavüze konu markanın tescil edilmemiş olması gerektiği Yargıtay kararlarında belirtilmiştir.
TPMK’nun 18.07.2019 tarih ve… sayılı yazısında: Davalının …, …, … numaralı marka başvurularının eksik belgelerin tamamlanmaması sebebiyle işlemden kaldırıldığı ve … numaralı marka başvurusunun YİDK. kararı ile reddedilmiş olduğunun belirtildiği, davalının “…” markasını tescil ettirmeksizin kullandığı, davalının “…” markası üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu ve davacının marka tescilinde kötü niyetli olduğu iddiasının, … (kapatılan) 2. FSHHM’nin kesinleşen … E. … K. ve 16.12.2015 tarihli kararı ile; “…” markası üzerinde gerçek hak sahipliği ile kötü niyetli tescil iddiası incelenmiş ve yargılama sonunda hükümsüzlük talebi reddedilmiştir.
… (kapatılan) 2. FSHHM’nin kesinleşen … E. … K. ve 16.12.2015 tarihli kararı, Mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu raporu ve bütün dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde: … numaralı “…” markasının 35. sınıfta davacı adına tescil edildiği, davalının “…” markasını tescil ettirmeksizin kullandığı, …numaralı “…” markasının tescilli olduğu hizmet kapsamında davalı tarafından kullanımının, marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, bu nedenle davanın kabulüne ve davalıya ait internet sitelerine erişimin engellenmesine, davacının hükmün ilanına ilişkin isteminde hukuki yararı bulunduğundan hüküm özetinin ilanına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KABULÜNE
1-Davacı adına tescilli … numaralı “…” markanın tescilli olduğu hizmet kapsamında davalı tarafından markasal kullanımının, davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına,
2-… ve … adlı internet sitelerine erişimin engellenmesine,
3-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
4-54,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 33,25 TL harcın davalıdan tahsiline,
5-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yaptığı 21,15 TL başvuru harcı 21,15 peşin harç 516 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.558,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır