Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/396 E. 2023/504 K. 07.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/396 Esas
KARAR NO : 2023/504

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2016
KARAR TARİHİ : 07/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Alacaklı müvekkili şirket adına davalı borçlu aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile borçlunun neden olduğu hasarın ödenmemesinden dolayı TTK uyarınca rücu alacağına ilişkin ilamsız icra takibine geçildiğini, borçlunun borca, faize ve tüm takip ferilerine itiraz ettiğini, asıl alacağa yapılan bu itirazın tamamen haksız bir itiraz olduğunu, 06/09/2014 tarihinde 16:00 sularında dava dışı sigortalı …’ın oğlu …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile Kaplıkaya istikametine gidildiği esnada karşıdan gelen plakasının okunamadığı mavi renkli olduğu anlaşılan aracın kendi şeridinden değil karşı tarafın şeridini kullanarak araca hızlıca çarpmasından ötürü maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, olay anında …’ın sevk ve idaresinde olan araçta olan babası …, kardeşi … ve kız…’ın basit tıbbı müdahale ile iyileşemeyecek şekilde oğlu … ise basit tıbbi müdahale ile iyileşebilecek şekilde yaralandığını, 06.09.2014 tarihli trafik kazası tesbit tutanağında ise… plaka sayılı aracın sürücüsü …’ün 2918 sayılı KYTK’nda belirtilen 84-b ile 36-3a kurallarını ihlal ettiğinden tam ve rücu gerektirecek ağır kusurlu bulunduğunu, …’ın ise bu kazanın oluşumunda kusurlu bulunmadığını, bu hasar sebebi ile davacı şirket sigortalısı malül kalan …’a KYT Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi teminatından 35.000,00 TL tazminat ödendiğini, ödenen bu miktarlar nedeniye davalıya rücu zorunluluğu doğduğunu, bunun üzerine müvekkil şirket tarafından davalı …’e 05.02.2016 tarihinde icra tekid yazısı yazılarak rücu alacağının 7 gün içerisinde müvekkil şirkete ödenmesi gerektiğinin belirtildiğini, söz konusu tekid yazısı sonuçsuz kaldığından davalı şahıs aleyhine İstanbul …İcra … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı şahıs tarafından borca faize ve tüm takip ferilerine itiraz edildiğini, bu nedenlerle davalıların İstanbul … İcra … esas sayılı dosyası vaki asıl alacağa olan itirazlarının iptali ile asıl alacak üzerinden takibin devamını, yargılama safhasında ortaya çıkabilecek tazminattan indirim sebeplerinin bulunması halinde hak sahibinin gerçek zararının tesbit ettirilerek tesbit edilen gerçek zarar tutarından kusur ve her türlü indirim tutarlarının düşüldükten sonra 36.303,15 TL nin davalılardan alınmasına karar verilmesini, davalı aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Her ne kadar davacı sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında dava dışı sigortalılara 35.000 TL ödeme yapmış olduğunu belirtse de söz konusu meblağı müvekkiline rücu etme hakkı bulunmadığını, davacı sigorta şirketinin müvekkile ancak kusuru oranında rücu edebileceğini, bu nedenle evvela zararın doğumuna neden olan kazada tarafların kusur oranının tesbiti gerektiğini, tarafların kusur oranının hesaplanmasında ise son derece özensiz ve hatalı olarak hazırlandığı 06/09/2014 tarihli trafik kazası tesbit tutanağının dikkate alınmaması gerektiği izahtan vareste olduğunu, müvekkilleri ile dava dışı sigortalılar arasında …Asliye Hukuk Mahkemesinde … E, … E ve 2016/72 Esas numaraları ile söz konusu kazaya ilişkin tazminat davalarının devam ettiğini, ilgili davalarda davacı yanca keşif ve bilirkişi delillerine dayanılmış durumda olduğu, bu minvalde söz konusu trafik kazasına karışan taraflar arasında görülmekte olan davalar devam ederken davacı sigorta şirketinin rücuen tazmin talepli bu davayı açmada herhangi bir hukuki yararı bulunmadığını, …Asliye Hukuk Mahkemelerince görülen davaların bekletici mesele yapılmasını, davacının esasa ilişkin tüm iddialarını reddettiklerini, bu davanın görevsiz mahkemede açılmasından dolayı usulden reddi gerektiğini, davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalılara zararlarına karşılık ödediği meblağın rücuen tahsiline ilişkin bu davanın görevsiz mahkemede açıldığını, açıklanan nedenlerle davanın reddini, Yenişehir Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan 2016/64 , 2016/71 ve 2016/72 esas nolu davaların bekletici mesele yapılmasını, vekalet ücreti ile tüm yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyasında itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … AHM’nin… Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucu verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi sebebiyle dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Dava ve takip konusu borç, davacı sigorta şirketinin 06/09/2014 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sebebiyle dava dışı sigortalısına ödediği tazminatın, kusurlu kişilere rücu istemine dayanmaktadır. Talebin hukuki dayanağı ise, TTK md. 1472 uyarınca halefiyet ilkesidir. TTK md. 1472 “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Sigortacının, halef sıfatıyla açtığı davalarda göreve ilişkin İstanbul BAM 17. HD’nin 2019/3436 Esas ve 2023/511 Karar sayılı ilamında “Davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalılar arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.3.1944 tarih 37 Esas 9 Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.” şeklinde karar vermiştir.
Somut olayda da görevsizlik kararı veren İstanbul 21. AHM, her ne kadar talebin sigorta hukukundan kaynaklanması sebebiyle mutlak ticari dava olduğunu ve tarafların sıfatına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu gerekçelendirmişse de, yukarıdaki açıklamalar uyarınca görev hususunun yeniden değerlendirilmesi gerekir. Görev, HMK md. 114 uyarınca dava şartıdır ve mahkeme tarafından re’sen gözetilir. Ticaret mahkemelerinin görevi TTK md. 4’te düzenlenmiştir. Bu maddeye göre her ticari dava ticaret mahkemesinin görevinde değildir. Bir davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için mutlak veya nispi ticari dava olması gerekir. Mutlak ticari davalar TTK’da düzenlenen konulara ilişkin olup, davanın taraflarının tacir olup olmaması önemli değildir. Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın da tacir olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olan davalardır. Yargıtay 20. HD’nin 2019/391 Esas ve 2019/1391 Karar sayılı ilamında “Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.” şeklinde karar verilmiştir. Yine aynı kararda “Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, Kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.” şeklinde ticari davaların ve ticari işlerin ayrımına vurgu yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda açıklanan sebeplerle davanın, davacı sigorta şirketinin halefiyet ilkesi uyarınca açıldığı, dava dışı sigortalı ile davalılar arasındaki hukuki ilişki çerçevesinde görevli mahkemenin belirlenmesi gerektiği, dava dışı sigortalı ve davalıların tacir olmadığı ve dava konusunun da ticari bir işe dayanmadığı, davanın sigorta hukukundan kaynaklanmadığı ve mutlak ticari davalardan sayılamayacağı kanaatiyle mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Mahkememizin görevsizliği sebebi ile davanın usulden reddine, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun tespitine,
2-Karar kesinleştiğinde Mahkememiz ile İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan görevli merci tayini için dosyanın HMK md. 21/1-c ve HMK md. 22/2 uyarınca ortak görevli üst mahkemeye gönderilmesine,
3-6100 sayılı HMK’nın 331. maddesi uyarınca yargılama gideri ve vekâlet ücretinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/07/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır