Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/306 E. 2023/392 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/306 ESAS
KARAR NO : 2023/392
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/09/2022
KARAR TARİHİ : 01/06/2023

Mahkememizin 2022/… Esas sayılı dosyasının 08/05/2023 tarihli ara kararı ile davalılar … ve … yönünden dosyanın tefriki ile mahkememizin yeni bir esasına kaydedilmesine, yapılacak işlemin yeni esas üzerinden yapılmasına karar verilmiş olup, tefrik nedeniyle dosya mahkememizin 2023/… Esas sırasına kaydı yapılıp incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 12/09/2020 tarihinde … Sigorta şirketinde … poliçe numarası ile sigortalı bulunan, işleten davalı … e ait … plakalı davalı … ‘ın kullanımındaki yolcu otobüsü yoldan çıkarak; Anadolu Anonim emniyet şeridinde beklemekte ve yük fazlası bulunmakta olan …’ın kullanımındaki …’ya ait … Sigorta Şirketinde … poliçe numarası ile sigortalı bulunan … plakalı tır ve buna bağlı olan … plakalı dorseye arkadan çarptığını, Çarpma neticesinde ölüm ve yaralanmalar, maddi manevi zararlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazası dolayısıyla olay yerine intikal eden trafik polislerince düzenlenen tespit tutanağında … Turizme ait araç şoförü yoldan çıkarak arkadan çarptığı için KTK uyarınca asli kusurlu bulunmuş, un taşıyan tır şoförü … da yerleşim yerleri dışında, zorunlu haller haricinde duraklamak veya park etmek, gerekli önlemleri almadan duraklamak ve park etmek dolayısıyla kusurlu bulunduğunu, Ayrıca tırın taşıyabileceği yükten %15 daha fazlasını taşımakta olduğu da tespit edildiğini, kaza neticesinde davacı müvekkil …, Hastanesine kaldırılmış ve söz konusu hastanede yapılan tetkik ve incelemeler neticesinde müvekkilin ciddi bir şekilde yaralanmış olduğu, başında yüzünde ve çenesinde Y şeklinde 5-6 cm’lik ve 4-5 cm’lik kalıcı iz bırakacak şekilde kesikler oluştuğu rapor altına alındığını, müvekkilinin yaralanma nedeniyle bir hafta kadar süreyle pipetle sıvı gıda ile beslenmek zorunda kalmış, emniyet kemerinin oluşturduğu kesik ve ezikler yüzünden 1 ay boyunca yüzünü yıkamak için dahi lavaboya eğilememiş, oturup kalkarken ciddi zorluk yaşadığını, müvekkilinin kaza tarihinden beri çeşitli hastanelere gittiğini, hastane masrafları ve kullandığı ilaçlar sebebiyle oluşan tedavi giderlerinin tazmini gerekmekte olduğunu, müvekkilinin geçici iş göremezlikten kaynaklanan zarar ve ziyanının tazmini gerekmekte olduğunu, müvekkilinin sürekli iş göremezlikten kaynaklanan zarar ve ziyanının tazmini gerekmekte olduğunu, müvekkilinin gelecekte iktisaden maruz kalınacak mahrumiyetten doğacak zarar ve ziyanının tazmini gerekmekte olduğunu, davacı müvekkilinin sadece maddi yönden değil manevi yönden de zarara uğradığını, müvekkilinin işi gereği insanlarla yüz yüze diyaloglar sürdürmesi gereken müvekkile ilk sorulan soru yüzünden izler olmakta olup, kesiler bıçak yarası gibi görülmekte ve insanlarda kavgacı, olumsuz bir intiba uyandırdığını mezkur kesik ve yaralar dolayısıyla özgüveni de ciddi anlamda sarsıldığı gibi kaza sonrası ölüm korkusu yaşamaya başladığını, … otobüsleri dahil otobüsle yolculuk etmekten, motorlu araçlardan korkar hale geldiğini, psikiyatrist tarafından kendisine travma sonrası stres bozukluğu teşhisi koyulduğunu, antidepresan kullanmaksızın araç yolculuğu yapması halinde panik atak ve solunum zorluğu yaşadığından ulaşım konusu kendisi için manevi bir çileye dönüştüğünü, öyle ki; kız isteme merasimi için şehirlerarası yolculuk yapması Afyon’a gitmesi lazım geldiğinde yolda iki kez fenalaştığını, davacı müvekkilinin geçirdiği bu tedavi ve iyileşme süreci, kaza sebebiyle meydana gelen izlerin vücudunun en görünür yerinde, yüzünde, bulunuyor olmasının yarattığı özgüven kaybı ve ruhsal olarak yaşadığı ölüm korkusu, yıkım ve bir yerden bir yere gitmek ulaşım konusu kendisi için bir çileye dönüşmüş olması gibi somut hususlarla davalıların kusur durumlarının da dikkate alınarak; 75.000-TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ettiğini bildirip, huzurdaki dava ile talep edilen tazminat alacaklarının teminat altına alınması ve ileride tahsil kabiliyetinin mümkün hale gelmesi maksadıyla, davalılar adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, trafik kazası sebebiyle meydana gelen bedensel zararın tazminine ilişkin, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre ileride arttırım yapmak kaydıyla şimdilik 5.000-TL maddi tazminatın davalı işleten … , araç sahibi ve sürücüler yönünden olay tarihinden itibaren; diğer davalı sigorta şirketleri yönünden temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, trafik kazası sebebiyle meydana gelen 75.000-TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte davalı araç sahibi ve sürücülerden tahsiline karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki mesnetsiz iddiaları kabul etmediğini, davacının haksız yere, asılsız iddialar ve kesinliği bulunmayan belgelere dayalı olarak tarafına iş bu davayı yönlendirdiğini, davanın tarafı bakımından hem usul hem de esas bakımından reddine karar verilmesini talep ettiğini, öncelikle iş bu davada yetki itirazında bulunduğunu, yetkili mahkemenin müvekkilinin yerleşim yeri olan Ilgın Mahkemeleri olduğunu, yetkisizlik kararı verilmesini, somut olayın ve davacının talepleri incelendiğinde tarafından talep edilen manevi tazminat bakımından görev yönünden genel mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunun görüleceğini, bu sebeple davanın manevi tazminat bakımından tefrik edilmesi ile mahkemenizce görevsizlik kararı verilmesini talep ettiğini, ayrıca davacının maddi tazminat talepleri bakımından da sigorta şirketlerinin sorumlu olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğundaki bulunan maddi zararın da müvekkile yöneltilmesi haksız olduğunu, tarafı bakımından husumet yokluğu nedeniyle de davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini, somut olay incelendiğinde görülecektir ki, müvekkil kazanın oluşumunda kusurlu veya sorumlu olmadığını, müvekkilinin kazaya karışan … plakalı TIR ve TIR’a bağlı … plakalı dorsenin maliki olduğunu, kaza esnasında diğer davalı …, müvekkile ait TIR’ın sürücüsü olduğunu, Söz konusu kazanın ve neticenin meydana gelmesinde müvekkilin herhangi bir kusurunun olmadığını, işleten sıfatıyla dahi bakıldığında da müvekkilinin kusursuz olduğunun görüleceğini, dava dilekçesinde tırın %15 fazla yük taşıdığı iddia edilmiş ancak kaza esnasında zaten yolun dışında park halinde olan tırın kazaya sebebiyet vermediği, o an üzerinde yüklü yükün ağırlığı veya hafifliğinin kazanın oluşumunda ve kazanın neticesine herhangi bir illiyet bağı bulunmadığı izahtan vareste olduğunu, davacının bu tarz iddiaları kusur izafe edebilmek adına zorlama sebep üretme kabilinde geçersiz ve etkisiz olduğunu bildirip, yetkisizlik kararı verilmesine karar verilmesini, dava Şartı Arabuluculuğun yerine getirilememsi sebebiyle, dava şartı yokluğundan davanın tarafımız bakımından reddine karar verilmesini, manevi tazminat talebi bakımından dosyanın tefriki ile görevsizlik kararı verilmesine karar verilmesini, maddi tazminat talebi bakımından sigortanın sorumlu olduğu nazara alınarak, tarafımız yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesini, müvekkilinin kusursuz olması sebebiyle tarafımız yönünden davanın esası bakımından davanın reddine karar verilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı vekili 03/11/2022 tarihli sulh protokolünü ibraz etmiş, karşılıklı yargılama giderleri ile vekalet ücreti talebinin olmadığından, karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 09/12/2022 tarihli dilekçesi ile, sulh protokolü kapsamında karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; trafik kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Sulh HMK md. 313 vd.’da düzenlenen, davaya son veren bir taraf işlemidir. Sulh, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği dava konusu üzerinde kısmen veya tamamen uyuşmazlığı sona erdirdikleri sözleşmedir. Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Sulh, davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Sulh sonucu taraflar sulhe göre karar verilmesini veya karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep edebilirler.
Somut olayda taraflar 03/11/2022 ve 09/12/2022 tarihli beyan dilekçeleri ile tarafların sulh olduklarının beyan edilerek dilekçe eklerinde taraflar arasında düzenlenen 03/11/2022 tarihli sulh protokolünün sunulduğu, yine taraf vekillerince sunulan dilekçelerinde yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığının beyan edilerek sulh sonucu davanın konusuz kaldığından karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır. Davacı vekilince ön inceleme duruşmasında davalılardan ödeme alınmadığı, ceza yargılamasında davalılara izafe edilecek bir kusur bulunmadığı için tarafların aralarında sulh olduklarını beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda açıklanan sebeplerle tarafların sulh olduğu, sulh kapsamında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmesini talep ettikleri ve vekaletnamelerinde sulh olabileceklerine dair yetkilerinin bulunduğu ve yargılama giderleri talebi bulunmadığı gözetilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Tarafların sulh olması sebebiyle, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar kanunu gereğince davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinden önce vuku bulduğundan, maktu karar ve ilam harcının üçte biri olan harçtan 59,96-TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Dosyada başvurma harcı alınmadığından, 179,90 TL başvurma harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin talepleri olmadığından kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraf vekillerince vekalet ücreti talep edilmediğinden vekalet ücreti konusunda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
6-Taraf vekillerince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın, avansı yatıran tarafa karar kesinleştiğinde talep halinde İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/06/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır