Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/250 E. 2023/634 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/250 Esas
KARAR NO : 2023/634
DAVA : …nun Kararına İtiraz
DAVA TARİHİ : 20/04/2023
KARAR TARİHİ : 12/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan …nun Kararına İtiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin 17.03.2023 tarihinde Olağan Genel Kurul Toplantısı yapıldığını, esas sözleşmenin 8/3. maddesindeki “Yönetim Kurulu Başkanı, 3 yılda bir Genel Kurul tarafından seçilir” hükmü uyarınca, … AŞ Genel Kurul Toplantı tutanağının 6 numaralı kararında … …’ı 2 yıllığına yönetim kurulu başkanı olarak seçildiğini, Genel Kurulda alınan Bağımsız Denetim Firması seçimi kararının tescil ve ilanı için 72211 tahakkuk numarası ile …’ne başvuru yapıldığını, 22 Mart 2023 tarihli 10795 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanan tescil kararı incelendiğinde …nün, … …’ın Genel Kurulun iradesi olan 2 yıl için değil, 1 yıl için Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçildiği hususunun tescil edildiğinin görüldüğünü, taleplerine aykırı olarak tescil edilen bu karara karşılık …’ne itiraz edildiğini, itiraz taleplerinin kabul edilmeyip reddedilmiş sayıldığını, 22/02/2019 tarihli tarihli …AŞ Olağan Genel Kurul Toplantısında yine …AŞ Yönetim Kurulu başkanının 3 yıllığına seçildiğini, davalının yine taleplerini kısmen ret kısmen kabul ederek 3 yıl yerine 1 yıl için tescil ettiğini, davalının kararına itiraz edildiğini, …’nün kararına karşı …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, 2019/… Karar sayılı kararı ile davanın usulden reddine karar verildiğini, …. Hukuk Dairesi’nin 12/06/2020 tarihli kararı ile istinaf itirazının kabul edilerek “Davacı şirket’in 22/03/2019 tarihli genel kurulunun 8 nolu kararı ile yönetim kurulu başkanı … …’ın 3 yıl süre ile Yönetim Kurulu Başkanı seçildiği hususunun tespitine ve ticaret siciline tesciline” şeklinde karar verildiğini, davalının kararı temyiz ettiğini, Yargıtay …Hukuk Dairesi 22/06/2021 tarihinde vermiş olduğu karar ile esas sözleşmelerin TTK’daki emredici hükümlere aykırı olamayacağı gerekçesi ile …’nün vermiş olduğu kararın hukuka uygun olduğu gerekçesiyle temyiz istemini kabul ederek … Mahkemesi kararını bozduğunu, …. Hukuk Dairesi 2020/… E. 2020/… K. Sayılı kararı ile Yargıtay’ın bozma kararına uymayarak, “Davacı şirket’in (…AŞ) 22.03.2019 tarihli genel kurulunun 8 nolu kararı ile yönetim kurulu başkanı … …’ın 3 yıl süre ile seçildiği hususunun tespitine ve ticaret siciline tesciline” şeklinde karar verdiğini, …’nün tescil kararının “… …; 1 yıl için Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçilmiştir” kısmına itiraz ettiklerini beyan ederek; tescilin düzeltilerek “…… …: 3 yıl için Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçilmiştir” şeklinde tescil ve ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalının TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yapıldığını, Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün, Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirerek sonuca bağladığını, yargı merci gibi hareket etmediğini, anonim şirketlerin esas sözleşmelerinde, anılan hükümden farklı bir düzenlemeye yer veremeyeceğini ve anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin görev dağılımı ile ilgili hususların, mezkur 366 gereğince her yıl yeniden görüşülerek karar altına alınması gerektiğini, yönetim kurulu seçimine ilişkin azami süre, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 362/f.2’de, üç yıl olarak belirlendiği halde; bu düzenlemeden farklı ve bu düzenlemeye göre daha özel nitelikte mezkur m. 366 düzenlemesi ile, anonim şirket yönetim kurulu görev dağılımının, her yıl yapılması gerektiği, yani aslında görev dağılımına ilişkin sürenin azami bir yıl olduğu hususu düzenlendiğini, Türk Ticaret Kanunu m. 366 hükmü gereğince, davalının işlem yaparak emredici hükümlere aykırılık yoklukla malul olduğundan da, MERSİS sistemi üzerinde re’sen gerekli düzenleme/düzeltme yapılmak suretiyle tescil tamamlandığını, ilan metni de doğrudan MERSİS üzerinden oluşturulduğundan, ilan metninde, Mevzuata uygun düzeltme yapıldığını ve düzeltilmiş kararın ilan edildiğini, MERSİS (Merkezi Sicil Kayıt Sistemi) üzerinden anonim şirket yönetim kurulu başkanının bir yıldan daha uzun görevlendirilebilmesinin mümkün olmadığını, sistemin buna izin vermediğini, dava konusu edilen davalının işlemine dair söz konusu uygulama ve yorum şeklinin, Ticaret Bakanlığının da görüşünü yansıttığını, anılan sistem nedeniyle, tüm ticaret sicil müdürlüklerinin uygulaması da bu şekilde olduğunu, davalının davanın açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, mevzuata uygun işlem yapıldığını beyan ederek davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde davacı şirketin 17/03/2023 tarihli 2022 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantı Tutanağı’nın fotokopisini, 20/03/2022 tarihli …’ne yapılan tescil başvuru dilekçesinin fotokopisini, 22/03/2023 tarihli 10795 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 994 sayfasının çıktısını, 04/04/2023 tarihli …’ne yapılan düzeltme talepli dilekçenin fotokopisini, …’nün 14/04/2023 tarihli cevap yazısının fotokopisini, …. Hukuk Dairesi’nin 2020/408 Esas 2020/517 Karar 21/05/2020 tarihli kararının fotokopisini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/6310 Esas 2021/5300 Karar 22/06/2021 tarihli kararının fotokopisini, …. Hukuk Dairesi’nin 2021/1358 Esas 2021/1523 Karar sayılı 20/10/2021 tarihli kararının fotokopisini sunmuş olduğu görüldü.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… Esas sayılı dosyasının bir suretinin UYAP sisteminden gönderilmiş olduğu görüldü.
Davacı vekilinin dilekçelerinde geçen … Hukuk Dairesi’nin 2021/… Esas 2021/… Karar sayılı ilamı ile verilen direnme kararının akıbetinin UYAP sisteminden yapılan araştırmasında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2022/11-65 Esas 2023/144 Karar sayılı kararının bir suretinin UYAP sisteminden dosyamız arasına alındığı, verilen direnme kararının kaldırıldığı anlaşıldı.
Taraflar arasındaki ihtilafın; …’nün … …’ın 1 yıl için yönetim kurulu Başkanlığı’na seçilmesine ilişkin tescilin hukuka uygun olup olmadığı, tescilin düzeltilerek 2 yıl olarak tescili şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşıldı.
Davacı vekili her ne kadar dava dilekçesinin sonuç ve talep kısmının 3. maddesinde Tescilin düzeltilerek “…… …: 3 yıl için Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçilmiştir” şeklinde tescil ve ilan edilmesine karar verilmesini” talep etmiş ise de dava dilekçesinin içeriğinde dava dilekçesi ekinde sunulan davaya konu 17/03/2023 tarihli 2022 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantı Tutanağı’nın tetkikinde … …’ın 2 yıl süre ile Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 2022/11-65 esas, 2023/144 karar sayılı ilamı ile gerekçeleri de birlikte incelenip değerlendirildiğinde, 6102 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesinin ilk fıkrasının birinci cümlesi ile başkan ve vekilinin seçilmesi noktasında yönetim kuruluna genel olarak kendisini organize etme serbestisi tanınmış; ancak anılan fıkranın ikinci cümlesi ile esas sözleşmede öngörülmesi şartıyla bu serbestinin genel kurul tarafından en azından başkan ve vekilinin seçimine ilişkin olarak kısıtlanabileceği düzenlenmiştir. Böylece 6102 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesinin ilk fıkrasının ikinci cümlesi ile 6102 sayılı Kanun’un 340 ıncı maddesi ile öngörülen emredici hükümler ilkesi bağlamında esas sözleşmede Kanun’un anonim şirketlere ilişkin hükümlerinden sapabilmesine yönelik açık bir izin öngörülmektedir. 6102 sayılı Kanun ile mülga 6762 sayılı Kanun döneminde bulunmayan “emredici hükümler” ilkesi getirilmiştir. 6102 sayılı Kanun’un “emredici hükümler” başlıklı 340 ıncı maddesi gereğince esas sözleşmede yer alacak olan ihtiyari kayıtların geçerliliği, emredici hükümlere, ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırılık veya imkânsızlık hâllerinin yanında ayrıca “Kanunda açıkça izin verilmiş olma” koşulu ile de sınırlanacaktır. Başka bir deyişle 6102 sayılı Kanun döneminde anonim şirketlere ilişkin bütün hükümler emredici nitelik taşımakta olup artık esas sözleşmeye konulacak ihtiyari kayıtlar, Kanun buna açıkça izin vermişse mümkün olabilecektir (Hasan Pulaşlı, Şirketler Hukuku Genel Esaslar, Ankara, Yedinci Baskı, 2017, s. 285). Bu itibarla esas sözleşmenin Kanundan ayrı bir düzenleme getirmesi ancak kanunun buna açıkça izin vermesi şartına bağlıdır. Kanun açıkça izin vermedikçe esas sözleşmede kanundan sapan bir düzenlemeye yer verilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla 6102 sayılı Kanun’un 340 ıncı maddesinin açık hükmü gereğince kanunda gösterilen bazı hususların esas sözleşmeye yazılması zorunludur; kanunun izin verdiği hususlarda pay sahiplerince öngörülen diğer bazı hususların geçerli olması da kural olarak esas sözleşmeye hüküm konulmasına bağlıdır. Esas sözleşmenin ihtiyari nitelikte hüküm içerebilmesi için dahi kanunun buna dair açıkça izin vermiş bulunması gerekir. 6102 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesinin ilk fıkrasının birinci cümlesi olarak yer alan “Yönetim kurulu her yıl üyeleri arasından bir başkan ve bulunmadığı zamanlarda ona vekâlet etmek üzere, en az bir başkan vekili seçer” şeklindeki hükmün gerek lafzı gerekse başkan olmaya bağlanan sonuçlar gözetildiğinde emredici niteliktedir (Ünal Tekinalp, Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, İstanbul, Dördüncü Baskı, 2015, s. 266). Başka bir deyişle burada emredici olan husus başkanın ve bulunmadığı zamanlarda ona vekâlet etmek üzere en az bir başkan vekilinin yönetim kurulu üyeleri arasından “yönetim kurulu” tarafından ve “her yıl” seçilmesidir. 6102 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesinin ilk fıkrasının ikinci cümlesi ile 6102 sayılı Kanun’un 340 ıncı maddesi ile öngörülen emredici hükümler ilkesi bağlamında esas sözleşmede, başkanın ve başkan vekilinin veya bunlardan birinin, genel kurul tarafından seçilmesi öngörülerek başkanın ve başkan vekilinin “yönetim kurulu” tarafından seçileceğine dair emredici hükümden sapılmıştır. Dolayısıyla başkanın ve başkan vekilinin “her yıl” seçileceğine dair emredici hükümden sapılması noktasında açıkça bir izin öngörülmemiştir.
6102 sayılı Kanun’un 366/1 maddesindeki “Yönetim kurulu her yıl üyeleri arasından bir başkan ve bulunmadığı zamanlarda ona vekâlet etmek üzere, en az bir başkan vekili seçer” şeklindeki hüküm emredici nitelikte düzenlenmiş olup, yönetim kurulu başkanının genel kurul tarafından seçileceğinin esas sözleşmede düzenlendiği durumlarda başkanın ve başkan vekilinin “her yıl” seçileceğine dair emredici hükümden sapılması noktasında açıkça bir izin öngörülmemiştir. Dolayısıyla 6102 sayılı Kanun’un 340. maddesi ile öngörülen emredici hükümler ilkesi bağlamında bir yıllık süreden açıkça sapılacağı belirtilmediği için bir yıllık süre, seçim yetkisinin genel kurulda olduğu hâlde de uygulanması gereken emredici bir düzenleme olduğu anlaşıldığından davalı …’nün yönetim kurulu başkanı seçimini bir yıllık süre yönünden tescil etmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek davanın reddine dair karar verilmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 179,90-TL’den mahsup edilerek eksik kalan 89,95-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir olunan 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Fazla yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının dosya kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/10/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır