Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/232 E. 2023/770 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/232 Esas
KARAR NO : 2023/770
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/04/2023
KARAR TARİHİ : 30/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile icra dosyası borçlusu … Tic. Ltd. Şti. (… olarak anılacak) arasında satış ortaklığı sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme ile müvekkilinin bir miktar para ödemesine karşılık … uzman olarak kripto alış-satışı yaparak elde edilecek karı müvekkiline ödemeyi taahhüt ettiğini, bu sözleşme gereği müvekkilinin toplam 28.149,00-USD ödeme yaptığını ve sözleşme kapsamında kar payı olarak kendisine sadece 1.000,00-USD ödendiğini, daha sonra kar payı ödemesi olarak ödenmesi gerekli olan 21.756,00-USD ödenmediği gibi müvekkilinin ana yatırımı olan meblağın da kendisine iade edilmediğini, böylelikle toplamda müvekkilinin 54.025,00-USD alacağının sözleşme kapsamında cari olduğunu, müvekkilinin, davalı ile satış ortaklığı sözleşmesi akdettiğini ve kendi edimlerini yerine getirdiğini, buna karşın borçlunun sözleşme karşılığı edimlerini yerine getirmediğini, … Tic. Ltd. Şti. yetkilisi … ile müvekkili … arasında 01/07/2021 tarihinde Satış Ortaklığı ve Danışmanlık Sözleşmesi akdedildiğini, borçlu şirket ile davalı … A.Ş. arasında organik bağ olduğunu, sözleşmenin yapıldığı dönem itibari için Ticaret Sicil Gazetesi’nde … A.Ş.’de … ile aynı adrese taşındığından (Mecidiye Mah. Adresine) ayrıca İnstagram hesabı aracılığıyla da … ile birlikteliğini gösterdiğinden, şirket yetkilisi … ve … A.Ş.’de davalı olarak gösterildiğini, alacakları devam etmekle birlikte bu hususta öncelikle icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız itirazı üzerine duran icra takibi sebebiyle arabuluculuk görüşmesi yapıldığını ancak uzlaşı sağlanamadığını, açıklanan sebeplerle gerekli incelemenin mahkeme aracılığıyla yapılmasını ve haklı davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini beyanlarla davalı borçluların haksız ve hukuka aykırı itirazlarının iptali ile … İcra Müdürlüğü’nün 2022/… E. numaralı takibinin devamına, davalı borçluların söz konusu takibe haksız ve kötü niyetli itirazları ile davacı müvekkilinin alacağını geç almasına sebebiyet verdiğinden %20’den az olmamak üzere ayrı ayrı icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkili şirketin 27.03.2018 tarihinde kuruluş işlemlerini tamamlayarak “… Mah. … Cad. … / İstanbul” adresinde faaliyetine başladığını, akabinde 10.06.2020 tarihli yine Ticaret Sicil Gazetesinin 10094 sayı, 238.sayfasında da görüleceği üzere diğer davalı müvekkili …’ın söz konusu şirketin yönetim kurulu başkanlığına geçtiğini, müvekkili şirketin operasyonel sebeplerden ötürü 14.07.2020 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinin 10118 sayılı, 6.sayfasında yayımlanan ilanda da görüleceği üzere, 09.07.2020 tarihinde “… Mah. … Sok. No: / İstanbul” adresine taşındığını, müvekkili şirketin operasyonel ihtiyaçları sebebiyle, 21.01.2022 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinin 10500 sayı, 132.sayfasında görüleceği üzere 17.01.2021 tarihinde “… Mah. … / İstanbul” adresine taşındığını, müvekkili şirketin kuruluş tarihinden bugüne kadar (5 yılı aşkın süredir) “bilgisayar, yazılım, elektronik ve telekomünikasyon donanımları” ile iştigal ettiğini, diğer taraftan, müvekkili şirket ve şirket yetkilisi … ile diğer davalılar ve davacı arasında herhangi bir ticari faaliyetin söz konusu olmadığını, özellikle; davacı ve hukuki ilişkinin temelini oluşturan … isimli firma ile müvekkili şirket arasında hiç bir şekilde ticari faaliyet söz konusu olmadığı gibi ilgili şirketler arasında herhangi bir organik bağın ve/veya ortaklık, akrabalık vs. dahi söz konusu olmadığını, somut olaya bakıldığında davacı yanın … İcra Dairesinin 2022/… Esas sayılı dosyası ile davalı müvekkilleri aleyhinde 7 örnek ilamsız icra takibi başlattığını,söz konusu takip dosyasının incelenmesinde ise takibe dayanak olarak hiç bir bilgi/belge takip talepnamesinde ve ödeme emrinde yer almadığını, davacı yanın, soyut ve hukuki dayanaktan yoksun bir takım iddialar ile mahkeme nezdinde iş bu icra takibinden ötürü “itirazın iptali” talebinde bulunduğunu, işbu daval takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı olarak ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olduğunu, bu nedenle takip talebinde dayanılan borç ve borcun sebebine bağlılığın esas olduğunu, bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlü olduğunu, yine somut olaya bakıldığında, iddia ve savunmanın genişletilmesine muvafakatleri olmamakla birlikte, takip talepnamesinde ve ödeme emrinde belirtilmeyen ve fakat takip dosyasın içerisinde bulunan banka ödeme dekontları, sözleşme, bir takım yazışmalar ve sair bilgi / belgelerin hiç biriyle davalı müvekkillerin uzaktan / yakından ilgisi ve bilgisi bulunmadığını, davalı yanın kötü niyetle hareket ederek, iddia olunan alacakla hiç bir ilgisi olmayan müvekkillerini borçlu / davalı olarak göstermeye çalıştığını, bu yönde davacı aleyhinde her türlü dava, şikayet ve tazminat haklarını saklı tuttuklarını beyanlarla fazlaya ilişkin talep, dava, tazminat vs. hakları saklı kalmak kaydı ile; arz ve izah olunan nedenler ve Mahkemece resen göz önüne alınacak diğer nedenler ile; mesnetsiz, hukuki dayanaktan yoksun ve hayatın olağan akışına aykırı olarak ikame edilmiş davanın esastan reddine, davacının dayandığı icra takibinin kötü niyetli yapılması nedeniyle dava değerinin %20’sine denk gelen tazminatın davacıdan tahsili ile her bir davalı müvekkiline ayrı ayır ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olup, huzurda görülen davanın reddinin gerektiğini, müvekkili …’in hiç bir şekilde davacı ile ticari bir ilişki içerisinde bulunmadığını, davacının sunmuş olduğu dekont ve sözleşmelerin de müvekkiliyle ilişkili dahi olmadığını, müvekkilinin davacıdan hiç bir şart ve koşul altında ödeme almadığı gibi herhangi bir ticari ilişki içerisinde de bulunmadığını, bu nedenle davacının müvekkilini bu şekliyle davada husumetli göstermesnini abesle iştigal etmekte olduğunu ve hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunu, bununla beraber müvekkilinin diğer davalılar ile arasında herhangi bir ticari faaliyetin söz konusu konusu olmadığını, yine davacı tarafın huzurdaki davaya konu icra dosyası olan … İcra Dairesi’nin 2022/… Esas sayılı dosyası ile davalı müvekkili aleyhinde 7 örnek ilamsız icra takibi başlattığını, söz konusu icra dosyasında takibe dayanak olarak hiç bir belge takip talepnamesinde ve ödeme emrinde yer almadığını, davacı yanın, soyut ve hukuki dayanaktan yoksun bir takım iddiaları ile mahkeme nezdinde iş bu icra takibinden ötürü talebinde bulunduğunu, davacının icra takibine sunmadığı dayanak belgelerin ve müvekkiline karşı tamamen soyut nedenlerle açılmış icra takibinin iddia ve savunmanın genişletilmesine muvafakatlerinin hiç bir şekilde bulunmadığını, icra dosyasında belirtilmeyen ve fakat takip dosyasın içerisinde bulunan sözleşmelerin banka dekontları vs. yazışmaların hiç bir şekilde müvekkili ile ilgili olmadığını, davacı tarafın farklı şahıslara (diğer davalılar) gönderdiği ödemelerde açıklama kısmına herhangi bir neden yazmadığını, davacının sözleşmeye istinaden bir ödeme yaptığını iddia ettiğini ve bu ödemeleri de farklı şahıslara parça parça yaptığını beyan ettiğini, bu husus meselenin çelişkili olduğunu gösterdiğini beyanlarla hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, davacının dayandığı icra takibinin kötü niyetli olması nedeniyle dava değerinin %20’sine denk gelen tazminatın davacıdan tahsili ile müvekkile ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlığın, …İcra Dairesi’nin 2022/… Esas sayılı takip dosyasına davalıların yaptıkları itirazların iptali şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının icra dosyası borçlusu … Tic. Ltd. Şti. ile münakit satış ortaklığı sözleşmesi uyarınca alacağı bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise miktarı, davalıların pasif husumet ehliyetleri ve var ise borçtan sorumlulukları bulunup bulunmadığı, dava dışı borçlu şirket ile davalı … A.Ş. arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, sözleşmedeki imzanın davalı …’e ait olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davalı …’nin ticari kayıtlarının … tarafından gönderildiği anlaşılmıştır.
Görev, HMK md. 114 uyarınca dava şartıdır ve mahkeme tarafından re’sen gözetilir. Ticaret mahkemelerinin görevi TTK md. 4’te düzenlenmiştir. Bu maddeye göre her ticari dava ticaret mahkemesinin görevinde değildir. Bir davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için mutlak veya nispi ticari dava olması gerekir. Mutlak ticari davalar TTK’da düzenlenen konulara ilişkin olup, davanın taraflarının tacir olup olmaması önemli değildir. Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın da tacir olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olan davalardır. Yargıtay … HD’nin 2019/… Esas ve 2019/… Karar sayılı ilamı “Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.” şeklindedir. Yine aynı kararda “Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, Kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.” şeklinde ticari davaların ve ticari işlerin ayrımına vurgu yapılmıştır.
Dava, satış ortaklığı sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
TTK’nın 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olmalı (nispi ticari dava) ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılacağı yönünde düzenlenme (mutlak ticari dava) olmalıdır. Somut uyuşmazlıkta, mutlak ticari dava söz konusu değildir. Nitekim İstanbul BAM 12. HD’ nin 10.07.2023 tarih 2023/1345 esas, 2023/1098 karar sayılı kararına göre de; yasal düzenleme yapılmaması nedeniyle kripto varlıkların fiilen finansal varlık olsa dahi yasal olarak henüz tanımlanmadığı, kripto varlık satışına ilişkin işlemin de finansal hizmet sayılmasının bu aşamada mümkün olmadığı, davanın mutlak veya nispi ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, davacı ve davalıların da ( … haricindeki) tacir olduğuna ilişkin herhangi bir iddia ve delil bulunmadığı anlaşılmakla, davanın genel hükümlere göre mal varlığına ilişkin davalara bakmakla görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİ ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-6100 sayılı HMK’nun 20. Maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren Mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Bu süre içerisinde başvuru yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
5-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli Mahkemece hüküm altına alınmasına, açılmamış sayılmasına karar verildiği takdirde bu kararda değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalılar … Ve … A.ş. vekilinin yüzüne karşı, Davalı … vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/11/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır