Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/210 E. 2023/520 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/210 Esas
KARAR NO : 2023/520

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 03/04/2023
KARAR TARİHİ : 11/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
davalı borçluya karşı davacı müvekkilinin cari hesap alacağı sebebiyle, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyası kapsamında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, işbu dosya kapsamında ödeme emri 07.02.2023 tarihinde Davalı Borçluya tebliğ edildiğini, davalı vekili süresi içinde takibe itiraz ettiğini, bu itirazın tarafına tebliğ edilmediğini, davalı vekilinin itirazı sonrası tarafınca dava şartı olan arabuluculuğa,…başvuru numarası ile başvuru yapıldığını, …Arabuluculuk Komisyonu tarafından görevlendirilen arabulucu huzurunda 16.03.2023 tarihinde görüşmeler gerçekleştirilmiş, görüşme sonucunda anlaşılamadığını, davacı müvekkili… -…Lojistik ile davalı Borçlu… DAĞITIM A.Ş. arasında mevcut olan ticari ilişki kapsamında müvekkilinin, davalıdan 713.375,52 TL asıl alacağı bulunduğunu, davalı tarafından, davacı müvekkiline gönderilen 19.01.2023 tarihli Mutabakat onay formunda tarafların davalının 883.375,52TL borçlu olduğu hususunda mutabakat sağladıklarını, bu mutabakattan sonra davalının borcun bir kısmını ödediğini, bunu takiben davacı müvekkilinin, ödenen bu tutarı alacağından mahsup ederek davalıdan tahsil edemediği bakiye alacak olan 713.375,52 TL üzerinden icra takibi başlattığını, davacı müvekkili ile davalı arasındaki iş bu ticari ilişkiye dayanan alacağının Mahkemece görevlendirilecek bilirkişi marifetiyle Mahkemeye sunduğu alacağı gösterir muavin defter çıktısının davacı müvekkilin ticari defterlerinin, taraflar arasında sağlanan mutabakat belgesinin, e-posta yazışmalarının ve kanıt niteliğindeki sair belgelerin incelenmesi sonucunda kanıtlayacağını bildirip, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın asıl alacak, faizi ve sair fer’ileri yönünden iptaliyle takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;müvekkiline ait mallar davacı tarafından yetkisi olmaksızın müvekkilinden irsaliyesiz alınarak davacının deposuna götürüldüğünü ve bu hususun çalışanlar tarafından tespit edilerek tutanak altına alındığını, müvekkil ile aralarında hizmet sözleşmesi bulunan davacının sözleşme kapsamında bulunan mallar dışında, müvekkilinin herhangi bir bilgi ve onayı olmaksızın üstelik irsaliye düzenlenmeksizin haksız olarak taşıdığı ve deposunda muhafaza ettiği çalışanlar tarafından tespit edilmiş ve bu malların bir kısmı geri alındığını, davacı şirket taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davranarak müvekkili şirketten malları irsaliyesiz alıp deposuna taşıyıp orada muhafaza ettiğini, şirket çalışanlarının şirkete ait malları davacının deposunda tesadüfen gördüğünü ve bir kısmını iade aldığını, şirket bünyesinde ne kadar kayıtsız mal alındığı ve zararın boyutu tarafınca araştırıldığını, üstelik şirketin fuarlarda kullanacağı stantların halihazırda davacının deposunda olduğu iade edilmediği tespit edildiğini, söz konusu stantların piyasa değeri yaklaşık 40.000 USD olduğunu, söz konusu iddiaya ilişkin fotoğraflar ve tutanakların ekte sunulduğunu, davacı şirketin, yetki ve görevi olmadığı halde müvekkili şirkete ait stantları yine müvekkili şirketin rızası olmadan haksız ve kötü niyetli bir şekilde elinde tuttuğunu, davacı şirkete bu hususların bildirildiğini, ancak haksız alınan mallar teslim edilmediği gibi zararın da giderilmediğini, müvekkilinin davacıya karşı takas- mahsup hakkını kullandığını ve alacaklı duruma geldiğini, takas-mahsup defi gereği davacının herhangi bir alacağı bulunmadığından açılan haksız davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin deposundan irsaliye ve faturasız olarak alınan mallar ile davacının deposunda tespit edilen mallar aynı olup çalışanlarca bir kısmı geri alınırken fotoğrafları çekilmiş ve tutanak tutulduğunu, davacının hizmet sözleşmesini ihlal ederek müvekkiline ait bir kısım malları, davalının izni ve haberi olmaksızın haksız ve kötü niyetli bir şekilde davalı müvekkilin deposundan alarak davacının kendi deposuna götürdüğü ve bu mallara ilişkin herhangi bir irsaliye düzenlenmediği tespit edildiğini, TBK 77 sebepsiz zenginleşme kapsamında davacının deposunda müvekkile ait yaklaşık 40.000,00 dolar değerinde stantlar bulunduğunu, aralarındaki hizmet sözleşmesinde davacının stant taşıma görevinin olmadığını, ancak davacının haksız bir şekilde yaklaşık 40.000,00 dolar değerindeki stantları taşıyarak kendi deposunda tuttuğunu, TBK. 77’de düzenlenen “haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.” sebepsiz zenginleşme gerçekleşmiştir. TBK 80’de “zenginleşen iyiniyetli değilse, zorunlu giderlerinin ve yararlı giderlerinden sadece geri verme zamanında mevcut olan değer artışının ödenmesini isteyebilir. zenginleşen, iyiniyetli olup olmadığına bakılmaksızın, diğer giderlerinin ödenmesini isteyemez. ancak, kendisine karşılık önerilmezse, o şey ile birleştirdiği ve zararsızca ayrılması mümkün bulunan eklemeleri geri vermeden önce ayırıp alabilir.
” müvekkilinin davalıya karşı TCK 155/2’de düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve hırsızlık suçu işlenmiş bu kapsamda zararın giderilmemesi ve malların teslim edilmemesi halinde suç duyurusunda bulunulacağını, davacının görevini eksik ve sözleşmeye aykırı yapması nedeniyle davalı müvekkil takas – mahsup hakkını kullandığını, davacının yapmış olduğu işlemlerin haksız, sözleşmeye aykırı ve kötü niyetli olduğu ortada olduğunu, müvekkiline karşı iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı davranan davacı, müvekkilin zararını karşılamak yerine usulsüz bir şekilde icra takibi başlattığını, hali hazırda yapılacak araştırmada müvekkilinin alacaklı konumuna geçeceği açık olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkil zararını ve davacının elinde bulundurduğu malların bedelini takas- mahsup işlemi yaptırdığından davacıya karşı herhangi bir borcu olmadığını, müvekkilinin uğradığı zarar henüz karşılanamazken icra takibi ve devamla itirazın iptali davası açıldığını, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığından davanın reddinin gerektiğini bildirip, haksız açılan davanın reddi ile icra dosyasının kapatılmasını, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı
üzerinde bırakılmasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dosyamıza UYAP sistemi üzerinden gönderilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı borçlu aleyhine 713.375,52 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu ve davacı tarafından bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili 10/07/2023 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir. Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinden, davadan feragat etmeye yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili 10/07/2023 tarihli dilekçesi ile davacının davadan feragat ettiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Feragat, HMK md. 307 vd. maddeleri uyarınca davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi anlamında olup, karşı tarafın veya mahkemenin kabulüne bağlı değildir. Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Feragat kayıtsız ve şartsız olarak yapılmalıdır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının feragatinin usul ve yasaya uygun olması sebebiyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak sistem üzerinden yapılan inceleme neticesinde sarf kararı düzenlenmediğinden ödeme yapılmadığı, ancak ileride sarf kararı düzenlenmesi halinde arabulucuya ödenecek olan bedelin her iki tarafın arabuluculuk ilk oturumuna katıldıkları, davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği gözetilerek; davacı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulduğundan, maktu karar ve ilam harcının üçte biri olan 89,93-TL harcın davacı tarafından yatırılan 8.615,80 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 8.525,87 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Taraflarca talep edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin talepleri doğrultusunda kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu yapıldığı ancak sarf kararı düzenlenmediği görülmekle; devletçe karşılanacak arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Artan Gider Avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/07/2023
Katip
¸

Hakim
¸