Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/200 E. 2023/629 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/200 Esas
KARAR NO : 2023/629
DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 29/03/2023
KARAR TARİHİ : 10/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Hukuk Muhakemeleri Kanunu 334. maddesine göre, geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabileceklerini, müvekkilinin kesinlikle ne teminatı ne de harçlar ve giderleri ödeme gücünün bulunmadığını, dolayısı ile küçücük bir dükkandan kaynaklı müvekkilinin işlerinin durdurulması hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin yargılama harç ve giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını, çalışmadığını, üzerine kayıtlı bir mal varlığının bulunmadığını, dosyaya mevcut bulunan mali ve ekonomik durum araştırmalarının da müvekkilinin durumunun iyi olmadığını, yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğunu, müvekkilinin daha önce açmış olduğu davalardan kaynaklı harç ve teminatları ödemiş olup bir türlü tedbir kararları uygulanamadığından müvekkilinin de artık harç ve teminatları ödeyecek gücünün kalmadığını, en azından bu dava açısından ihtiyati tedbir kararının uygulanmasını talep ettiklerini, müvekkilinin ekte göndermiş olduğu kira kontratı ve tutanakta görüldüğü üzere … mah. … sk. NO: …/İST adresinde faaliyet göstermekte Market faaliyetinde bulunduğunu, söz konusu adreste … sözleşme hesap no ile … A.Ş. Elektrik aboneliğe sahip olup bu kadar elektrık kullanımı soz konusu olmadığını, davalının müvekkilini tahakkuk ettirdiği 148.749,00.-TL borcun hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin Ekim ayından beri elektrik olmadığı için ticari hayatı ve çalışma hayatının durduğunu, iş yerinin aylardır kapalı olduğunu, müvekkilinin mağdur olmaması için elektrik verilmesi yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin çok büyük maddi kayba uğradığını, çalışanlarının da mağdur olacağını ve büyük mağduriyet yaşadıklarını, öncelikle ivedi olarak elektrik verme işlemi verilmesi yönünde teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, varsa icra takibinin durdurulmasını, icra yasağı konulmasına, haksız fatura edilen elektrik bedeli olarak fatura edilen 148.749.-TL ve ferileri için müvekkilinin davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile dava vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurum tarafından farklı tarihlere ait elektrik enerjisi kullanım bedellerinin ölçümleri yapılarak tanzim edilen faturalar hukuka uygun olup faturalarda belirtilen borç miktarı gerçek kullanım bedelinin karşılığı olan tutarı yansıttığını, düzenlenen faturalar müvekkili kurumun belirlediği usul çerçevesinde saha ekiplerince enerji kullanım bedeli hesaplanarak, bu bedelin maddi karşılığının göstergesi olarak faturaların tanzim edildiğini, fatura tanzimi kurum tarafından tek taraflı olup, tüketicinin enerji kullanımının karşılığı bedele ilişkin düzenlendiğini, davacı taraf dava dilekçesinde Ekim ayından beri elektrik olmadığı için ticari hayatın durduğunu iddia etse 27/01/2023 son endeksli faturadan görüleceği üzere Ekim ayının sonrasında da elektrik enerjisi kullanımının olduğunu, öncelikle davacı taraf dilekçesinde davaya konu iş yerinin aylardır kapalı olduğunu buna rağmen uçuk faturalar geldiğini iddia etmiş diğer yandan da elektrik olmadığı için tekstil faaliyetinin devam edemediğini, faaliyetlerin durduğunu etmiş, anlaşılacağı üzere işyeri bu süreçte kapalı olmayıp elektrik enerjisi kullanmaya devam etmiş ve bu kullanıma karşılık düzenlenen faturaların da gerçeği yansıttığını, elektrik enerjisinin kullanıldığı süreçte davacı taraf iş yeri faaliyetlerine devam etmiş olduğundan kazanç sağlamasına rağmen elektrik enerjisi kullanımı karşılığı olan bedeli ödemediğini, ödenmeyene bu bedeller karşısında hem müvekkili kurum zarara uğradığını, hem de kamusal bir zararın oluştuğunu, oluşan bu zararlar karşısında davacı tarafın elektrik enerjisini kullanmaya devam etmesi kamusal açıdan da büyük bir haksızlık oluşturduğunu, elektriğin kullanımının devam etmesi, müvekkili kurum aleyhine de maddi bir kayıp oluşturduğunu, davacı taraf önceki döneme ilişkinde borçlarını ödemediği gibi bu dönem içinde ödeme yapacağının kesinliği olmadığından uyuşmazlığın devamına sebebiyet verdiğini, dava dilekçesinin 1 ve 3 numaralı iddiaları çelişkili olup, mevcut adresin market olarak mı yoksa tekstil faaliyetlerinin yürütüldüğü bir alan mı olduğunun kuşkulu olduğunu, her halükarda mevcut adreste enerji kullanımında bulunulduğunu, ancak buna rağmen doğan fatura bedellerinin ödenmediğini, tüm bu açıklanan nedenler dikkate alınarak, haksiz ve hukuki mesnetten yoksun olarak açılan huzurdaki davanın reddine, İşbu davanın açılmasında ve borcun ödenmemesinde tamamen kötüniyetli olan davacının İ.İ.K. md 72/4 uyarınca alacağın %20’ sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, … Anonim Şirketi’ nin, …’ nün, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ nün, yazı cevapları ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
…AŞ’ a müzekkere yazılarak, davacı … (T.C.:…)’e ait abonelik sözleşmesinin ve davaya konu ekte bilgileri gönderilen faturalar’ın ve faturaların tahakkukuna ilişkin ölçümlerin tüm tutanak, bilgi ve belgelerin eksiksiz bir şekilde Mahkememize gönderilmesi ile abonelik sözleşmesinin işyeri aboneliğine ait olup olmadığı hususunda mahkememize bilgi verilmesi istenilmiştir.
… Müdürlüğü, … Başkanlığı’ na müzekkere yazılarak, davacı …’in tacir vasfının olup olmadığı hususunun araştırılarak mahkememize bilgi verilmesi istenilmiştir.
Mahkememizin 30/03/2023 tarihli ihtiyati tedbir ara kararı ile, ”Elektriğinin Kesilmemesi ve Kesilen Elektriğin Yeniden Sağlanması Yönünde Tedbir Kararı Verilmesine,
-Davaya konu faturalar nedeniyle davalı tarafından davacı hakkında dava tarihinden sonra icra takibi başlatılması halinde bu icra takibinin tedbiren durdurulmasına, TEDBİR KARARI VERİLMESİNE,” şeklinde karar verilmiştir.
Dava, kaçak elektrik kullanımı sebebiyle düzenlenen fatura borcuna karşı menfi tespit istemine ilişkindir.
Görev, HMK md. 114 uyarınca dava şartıdır ve mahkeme tarafından re’sen gözetilir. Ticaret mahkemelerinin görevi TTK md. 4’te düzenlenmiştir. Bu maddeye göre her ticari dava ticaret mahkemesinin görevinde değildir. Bir davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için mutlak veya nispi ticari dava olması gerekir. Mutlak ticari davalar TTK’da düzenlenen konulara ilişkin olup, davanın taraflarının tacir olup olmaması önemli değildir. Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın da tacir olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olan davalardır. Yargıtay 20. HD’nin 2019/391 Esas ve 2019/1391 Karar sayılı ilamında “Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.” şeklinde karar verilmiştir. Yine aynı kararda “Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, Kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.” şeklinde ticari davaların ve ticari işlerin ayrımına vurgu yapılmıştır.
Davanın ticari dava olmadığı ve davaya Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiği kanaatine varıldığından 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. (emsal ve alıntı Yargıtay 23. HD’ nin 2016/5383 esas, 2020/1248 karar sayılı kararı)
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 20.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
2-Karar kesinleştiğinde ve iki haftalık süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 sayılı yasanın 20. madde uyarınca süresi içinde kanun yoluna başvurulmadığı takdirde, kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması durumunda başvurunun reddi kararının tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurarak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde dosyanın re’sen ele alınarak açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-6100 sayılı HMK’nın 331. maddesi uyarınca yargılama gideri ve vekâlet ücretinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (…Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır