Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/140 E. 2023/736 K. 20.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/140 Esas
KARAR NO : 2023/736
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/08/2021
KARAR TARİHİ : 20/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından müvekkili … ‘ya yönelik icra takibi başlatıldığını, söz konusu takipteki senetin … ‘dan zorla alınmış olup buna ilişkin ceza yargılamasının … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/… esas sayılı dosyasıyla devam ettiğini, senetteki alacaklı … ile müvekkili arasında ticari bir ilişki bulunmamakta ve müvekkilinin son alacaklıyı tanımadığını, başlatılmış olan …. İcra müdürülüğü 2017/… E. Sayılı dosyasıyla alacaklı vekilinin talebiyle dosyada borçlu görünen ……’nın babası … ‘ya usulsüz bir şekilde 89/1 – 89/2 – 89/3 haciz ihbarnameleri gönderildiğini, müvekkili …’nın kendisine gönderilmiş olan haciz ihbarnamelerinin hiçbirinden haberdar olmadığını, tebligatların eline geçmediğini ve takibe süresi içinde itiraz edemediğini, söz konusu tebligatlara bakıldığında gönderilen adresin müvekkilline uzaktan yakından ilgisi bulunmadığını, müvekkilinin İstanbul’da hiç ikamet etmediği gibi İstanbul’da kendisinin bir işyerinin de olmadığını, müvekkili …’nın Zonguldak’ta ikamet etmekte olup ikamet adresinin de Zonguldak olduğunu, ancak tebligata bakıldığında teslim alanın iş yeri daimi çalışanı … … olduğu belirttiğini, tebligatlarda teslim edilen adres olarak gözüken yerin müvekkilinin aile konutu olduğunu, bu durumun alınacak tapu kayıtlarıyla ortaya çıkacağını, daha sonra tebligatların gönderildiği adres iş yeri olmamakla beraber müvekkilinin herhangi bir işveren sıfatı olmadığının açık olduğunu, … … adlı şahsın varlığından bile haberdar olamayan müvekkiline gönderilen tebligatın işyerinde daimi çalışan adı altında birine tebligat yapılmasının kabul edilemeyeceğini müvekkilinin usulsüz tebligatlar neticesinde aracına ve evine haciz konulduğunu, müvekkilinin bu hacizlerden haberdar olması ise 18/09/2018 tarihinde aracın muayenesini yaptırmak isterken sigorta şirketinden öğrendiğini, öte yandan müvekkili ile ilgili …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/… Esas sayılı dosyasıyla başlatılan davada yerel mahkeme şikayetlerini kabul ederek tebligatı öğrenme tarihini 18/09/2018 olarak belirlediğini, karşı tarafın dosyayı istinafa taşıdığını, akabinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi 2019/… Esas ve 2019/… Karar sayılı ilamı ile, müvekkiline ödeme muhtırası gönderildiğini ve söz konusu muhtıranın, müvekkili tarafından bizzat 19/07/2018 tarihinde tebliğ alındığını ve bu tarihten itibaren 7 günlük dava açma süresinin geçtiğini belirtmiş ve yerel mahkeme kararını kaldırdığını ve kesin olarak karar verdiğini, ancak söz konusu istinaf kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikle dosyada mevcut 89/1-2-3 evrakları Mecidiyeköy mahallesi selahattin pınar caddesi No … kat … daire … /İstanbul adresine gönderildiğini, ancak bu adresin müvekkiline ait olmadığı bir adres olduğunu, müvekkilinin ikamet adresinin Zonguldak olduğunu, kendisine 89/1-2-3 gönderildiği iddia edilen söz konusu adres müvekkilinin işyeri veya ikamet adresi olmadığını, söz konusu adresin senette alacaklı olarak görünen …’IN dairesinin yan dairesi olduğunu, yani haciz ihbarnamelerinin dosyada görüleceği üzere senette alacaklı olarak görünen …’IN bizzat kendi adresine yollattığını, yani davalının başından beri amacının hile ile müvekkillerini tuzağa düşürüp, belgede sahtecilik yapmak suretiyle, kendisine borçlu hale getirmek olduğunu, zaten müvekkilinin işyeri adresi olmadığı gibi … … adından herhangi bir çalışanın da olmadığının SGK kayıtlarıyla tespit edildiğini, öte yandan söz konusu hukuki işlemleri yapan avukat … ‘nin ise o dönemde İstanbul barosu tarafından yasaklanmış olup, buna rağmen hukuka aykırı olarak usulsüzce işlemleri yürütmeye devam ettiğini, açıklanan nedenlerle, müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasının teminatsız ya da mahkemece belirlenecek cüzzi bir teminat karşılığı tedbiren durdurulmasına ve hacizlerin kaldırılmasına, dava miktarının %20 si tutarında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına rağmen davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER:
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… esas 2021/… karar ve 06/09/2021 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verilerek Mahkememizin 2021/… esasına kaydı yapılan dosyada 2021/ … karar, 13/12/2021 karar tarihi ile görevsizlik kararı verildiği, görev konusundaki yargı yerinin belirsizliği nedeniyle dosyanın … ‘ne gönderildiği, … Mahkemesi’nin 2022/… esas 2023/… karar ve 22/02/2023 tarihli Yargı Yeri Belirleme kararı ile dosyanın Mahkememize tevzi olduğu, mahkememizin 2023/… Esas numarasına kaydının yapıldığı anlaşıldı.
… Ağır Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak 2019/… esas sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden bir örneğinin gönderilmesi istenilmiştir.
…. İcra Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak 2018/… esas sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden bir örneğinin mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
…. İcra Dairesi’ne müzekkere yazılarak 2017/… esas sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden bir örneğinin mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
GEREKÇE:
Dava, üçüncü kişi tarafından İİK md. 89/3 uyarınca açılan menfi tespit davasıdır.
İİK md. 89 uyarınca alacaklı, borçlunun üçüncü kişilerdeki mal ve alacaklarının haczini talep edebilir. Bu haciz üzerine üçüncü kişiye birinci haciz ihbarnamesi gönderilir. Üçüncü kişi, yedi gün içinde borcunun bulunmadığı veya borçluya ait malın kendisinde olmadığını icra müdürlüğüne bildirmek zorundadır. Bu şekilde ihbarnameye itiraz etmeyen üçüncü şahıs yönünden borcun bulunduğu veya malın elinde bulunduğu sonucu doğar. Bu hukukî sonuç üçüncü kişiye ikinci haciz ihbarnamesi ile bildirilir. İkinci haciz ihbarnamesine karşı da aynı sebeplerle itiraz hakkı bulunmaktadır. İkinci haciz ihbarnamesine de itiraz etmeyen borçlunun borcunu icra dairesine ödemesi veya malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İtirazda bulunmayıp, borcu da ödemeyen üçüncü kişiye üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilerek on beş gün içinde borcu ödemesi veya malı teslim etmesi ya da aynı süre içinde menfi tespit davası açması gerektiği bildirilir. Açılacak olan menfi tespit davasında üçüncü kişi, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü kişi açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkûm edilir. Bu menfi tespit davaları maktu harca tabidir. Dava açılması için öngörülen on beş günlük süre, niteliği itibariyle hak düşürücü süre olup, bu durum mahkemece re’sen araştırılır.
Somut olayda davalı alacaklı ile dava dışı borçlu arasında … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı takip dosyası mevcuttur. Bu dosya kapsamında borçlunun, davacı üçüncü kişiden olan alacağına haciz koyulmasına karar verilmiş ve davacıya haciz ihbarnameleri gönderilmiştir. İcra dosyasının incelenmesinde üçüncü haciz ihbarnamesinin davacıya 08/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Ancak davacı tarafından yapılan şikâyet sonucu görülen …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/… Esas sayılı dosyasında tebligatların usule uygun olmadığı ancak davacının haciz ihbarnamelerinden 19/07/2018 tarihinde haberdar olduğuna karar verilmiştir.
… BAM … HD’nin 2020/… Esas ve 2022/… Karar sayılı ilamında “…borçlu ile herhangi bir bağının bulunmadığını beyan etmesi nedeniyle davacının en geç 03/05/2019 tarihi itibariyle ihbarnamelerden ve tebligatlardan haberdar olduğu halde davanın yasal süresi geçtikten sonra açıldığı ve süresinde olmadığı anlaşıldığından Mahkemece verilen kararda isabetsizlik bulunmamaktadır.” şeklinde karar verilmiştir. Yine Yargıtay … HD 2016/… Esas ve 2018/… Karar sayılı ilamında “7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, aksine yazılı bir delil olmadıkça, tebliğ tarihi olarak kabul edileceğinden, usulsüz tebligatta öğrenme tarihi esas alınmalıdır. Davacı da öğrenme tarihini 10/11/2014 tarihi olarak belirtmiş olup bu tarihten itibaren dava tarihi olan 20/11/2014 günü açılan eldeki davada 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmış olup, uyuşmazlığın esastan incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken süreden reddi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.” şeklinde karar verilmiştir. Belirtilen içtihatlardan da anlaşıldığı üzere on beş günlük hak düşürücü süre üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğinden veya tebliğler usule uygun değilse öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlayacaktır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda açıklanan sebeplerle davacı üçüncü kişinin haciz ihbarnamelerinden 19/07/2018 tarihinde haberdar olduğu, on beş günlük sürenin bu tarihte başladığı, ancak işbu menfi tespit davasının 19/07/2018 tarihinde açıldığı ve dolayısıyla hak düşürücü süre dolduktan sonra davanın açıldığı kanaatiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Üçüncü haciz ihbarnamesinde borç miktarı 41.700 TL olarak belirtilmekle, bu bedel üzerinden alacağın %20’si oranında tazminata hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın hak düşürücü süre sebebiyle usulden reddine,
2-İİK md. 89/3 uyarınca 8.340,00 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 689,49-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Fazla yatırılan ve sarf edilmeyen bilirkişi ücretinin dosya kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/11/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır