Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/99 E. 2023/438 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/99 Esas
KARAR NO : 2023/438

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2022
KARAR TARİHİ : 14/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı …Ltd. Şti. ile 08.01.2022 tarihinde kumaş alım satımına ilişkin anlaşma yaptıklarını, bu ilişki ve anlaşma çerçevesinde davalı şirketin müvekkiline anlaşma konusu kumaşları teslim etmeyi, karşılığında müvekkilinin ise kumaş bedeli olan 200.000,00 TL ödeme yapmayı üstlendiğini, anlaşmanın, müvekkili şirketin anlaşma tarihinde ön ödeme yapması, kumaşların ise anlaşmanın ertesi günü müvekkili şirkete teslim edilmesi, bu teslimden sonra kalan miktarın müvekkili şirketçe davalı şirkete ödenmesi yönünde olduğunu, müvekkili şirketin bu anlaşmaya istinaden ön ödeme olarak muhatabı …Bankası A.Ş. …şube kodlu …Şubesi olan, 20.02.2022 keşide tarihli ve 100.000,00 TL bedelli, … seri numaralı çeki davalı … Ltd. Şti. Namına düzenleyerek işbu çeki anlaşma yaptıkları gün yani 08.01.2022 tarihinde davalı şirket yetkilisi … isimli şahsa teslim edildiğini, müvekkili şirketin davalı ile anlaşma konusu olan kumaşların ön ödeme bedelini yukarıda bilgileri yazılı 100.000,00 TL bedelli çek aracılığıyla davalı şirkete ödemesine rağmen davalının bugüne kadar anlaşma gereği teslim etmesi gereken kumaşları müvekkiline teslim etmediğini, müvekkili şirketi günlerce oyaladığını ve üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, hatta davalı şirket yetkililerinin müvekkili şirketin yetkilisi ile iletişimi kestiğini, telefona cevap vermediklerini, müvekkili ile davalı arasındaki bu anlaşmaya konu kumaşların tesliminin 09.01.2022 tarihi olarak belirlenmesine ve davalı şirket tarafından çek ile ön ödeme alınmasına rağmen malların müvekkili şirkete halen daha teslim edilmediğini, müvekkili şirkete ve davalı şirkete ait cari hesap kayıtlarının, fatura giriş çıkış kayıtlarının ve ticari defter kayıtlarının bilirkişi vasıtasıyla incelenmesi halinde de net bir şekilde ortaya çıkacağını, zira müvekkili şirkete anlaşma konusu kumaşlar teslim edilmediği için henüz bu anlaşma gereği fatura kesme işleminin dahi gerçekleşmediğini, malların müvekkili şirkete teslim edilmediği gibi, ticari anlaşma gereği ön ödeme olarak verilen 100.000,00 TL bedelli çekin müvekkiline iade edilmediğini, müvekkilinin davalıya ticari anlaşmaları gereği ön ödeme olarak verdiği 100.000,00 TL bedelli çekin ödeme günü 20.02.2022 tarihi olup, çekin ödeme günü yaklaştığını, ödeme günü yaklaşmış olan bu çekin ödeme günü geldiğinde davalı veya ciro ettiği cirantaların çeki tahsili için bankaya ibraz etmesi ihtimalinin çok yüksek olduğunu, müvekkilinin olmayan bir borcu ödemek zorunda kalması ve mağdur olması anlamına geleceğini, Müvekkilinin davalı tarafından kendisine teslim edilmesi gerekirken teslim edilmeyen kumaşlar ile ilgili başkaları ile anlaşmalar yaptığını, ancak davalı şirketin anlaşma zamanında anlaşma konusu kumaşları teslim etmemesinden dolayı müvekkili şirketin anlaşma yaptığı başkaca kişilere karşı mağduriyet yaşadığını ve ticari hayatının bu sebeple olumsuz etkilendiğini ve müvekkilinin yıllık planlarını da sekteye uğrattığını, bir çekte herhangi bir nedenle temel alacak bulunmuyorsa o çekin bedelsiz bir kambiyo senedi olduğunu, temel alacak olan para alacağının, ifa, takas, ibra, satılan malın hasarlı veya ayıplı çıkması nedeniyle iade edilmesi, keza satılan malın teslim edilmemiş olması gibi değişik nedenlerle karşılıksız yani bedelsiz kalmış olabileceğini, böyle bir durumda senet bedelinin tahsil edilmesiyle borçlar hukuku anlamında bir sebepsiz zenginleşme durumunun oraya çıkacağını, davalının bedelsiz çeki tahsil etmesi durumunda müvekkilinin mevcut olmayan bir borç için ödeme yapma zorunluluğu söz konusu olacağını, yani aktif mal varlığında azalma mevdana gelirken davalı sirketin ise sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olacağını, Yargıtay’ın bir çok kararında da karşı edimin hiç yada gereği gibi ifa edilmemiş olmasının, senedi bedelsiz kılacağına dair değerlendirmeler yapıldığını beyanla; müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitini ve yukarıda seri numarası verilen çek ile ilgili müvekkilinin telafisi imkansız zararlarına mani olunması adına teminatsız veya teminatlı olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ihtiyati tedbir kararı verilirken çekin ödeme günün yakın olmasının göz önüne alınması ile çekin icraya konulmaması konusunda, ayrıca muhatap banka tarafından çek bedelinin lehtara ödenmesini önleme hususlarında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya usulüne uygun tebligat çıkartılmasına rağmen davaya süresi içerisinde cevap verilmemiş olduğu görülmüştür.
DELİLLER:
Çek fotokopisi, davalı şirket sicil kayıt örneğinin dosyamız arasında olduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin mahkememizin 18/02/2022 tarihli ara kararı ile reddine dair karar verilmiştir.
T. … Bankası A.Ş..’ne yazılan müzekkereye cevap verildiği, …Bankasının 28/02/2022 havale tarihli yazısı ile… no.lu çekin … BANKASI tarafından 21/02/2022 tarihinde takas merkezine ibraz edildiği, karşılıksız işlemi gördüğü, takas işlemi elektronik ortamda yapıldığından çekin fiziken ibraz edilmediği, bu nedenle çeki tahsil için başvuran gerçek ve tüzel kişinin kim olduğunun ve çekin ibrazında alınan fotokopisinin/aslının ilgili bankadan talep edilmesi gerektiği bildirildiği görülmüştür.
T. … Bankası A.Ş.’ne yazılan müzekkereye cevap verildiği, çekin 21/02/2022 tarihinde hamil adına Bankaları tarafından takas aracılığı ile …Bankası A.Ş.’ne ibraz edildiği, karşılıksız olarak işlem gördüğünün bildirildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 12/03/2022 tarihli dilekçesi ile tanık isimlerini bildirdiği, mahkememizin 18/03/2022 tarihli ara kararı ile talebin yerinde görülmediğinden reddine dair karar verilmiştir.
Mahkememizin 05/10/2022 tarihli celsesinin 6 nolu ara kararı gereğince dosya üzerinde 2 kişilik bilirkişi heyeti marifetiyle inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti 08/02/2023 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak olarak; tarafların ticari defterlerinin incelenememesi sebebiyle dava konusu borca ilişkin tespit ve değerlendirme yapılamadığına ilişkin rapor düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunun davacı vekili ile davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizin 29/03/2023 tarihli celsesinde davacı asilin alınan beyanında eniştesi ile yiğenini Gaziantep’te kaybettiğini, bu nedenle inceleme ile ilgilenemediklerini, defter ve belgelerini inceletmeye hazır olduklarını beyan ettiği; davacı vekilinin alınan beyanında müvekkilinin yiğeninin depremde vefat ettiğini, müvekkilinin cenaze işleri ile uğraşması nedeniyle müvekkiline yeni ulaştığını, bu nedenle mazeretinin kabulü ile yeni bir inceleme günü verilmesini talep ettiği görülmüş olup, mahkememizin 31/03/2023 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin yeniden inceleme günü verilmesi talebinin reddine dair karar verilmiştir.
Mahkememizin 31/03/2023 tarihli ara kararının 2. Maddesi ile davacı vekilinin dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı görülmekle; davalı yana yemin teklif edip etmeyeceği hususunda beyanda bulunmak ve yemin metnini sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, aksi takdirde yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına karar verildiği ve ara kararın davacı vekiline tebliği edildiği, davacı vekilince verilen kesin süre içerisinde beyanda bulunulmamış olduğu görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki kumaş alım satımına ilişkin olarak davacı tarafından ön ödeme olarak verilen 20/02/2022 tarihli 100.000,00 TL bedelli, 8056684 seri nolu çek yönünden menfi tespit talebine ilişkindir.
Kural olarak bir vakıadan kendi lehine hak çıkaran taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. (TMK’nın 6. Maddesi). İspat yüküne ilişkin genel kural menfi tespit davalarında da geçerlidir.
Yapılan Yargılama, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; işbu davanın taraflar arasındaki kumaş alım satımına ilişkin olarak davacı tarafından ön ödeme olarak verildiği iddia edilen 20/02/2022 tarihli 100.000,00 TL bedelli, … nolu çek yönünden, çek ile ön ödeme yapılmasına rağmen davalı tarafça mallar teslim edilmediğinden bahisle açılan menfi tespit talebine ilişkin olduğu, davaya konu çekin kambiyo senedi vasfına haiz olduğu, illetten mücerret olduğu, talil şartlarının bulunmadığı dikkate alındığında işbu çeke dayanarak açılan davada ispat yükünün davacı tarafta olduğunun kabulü gerektiği, Mahkememizin 05/10/2022 tarihli celsesinin 6 nolu ara kararı gereğince tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için 04/11/2022 günü saat:14.00’e inceleme günü verildiği, inceleme gün ve saatinin duruşmada hazır bulunan davacı vekili …’ün yüzüne karşı tefhim olunduğu, davacı vekilinin 14/10/2022 tarihli talep dilekçesi ile müvekkilinin dava konu defter ve kayıtlarının yerinde incelenmesini talep ettiği, inceleme gün ve saatinde davacı vekilinin yerinde inceleme talebi olduğu, davalının ise usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen incelemeye mazeretsiz olarak katılmadığı ve dosyayı bilirkişinin 04/11/2022 tarihinde teslim aldığı, aradan yaklaşık 3 ay kadar bir süre geçtikten sonra bilirkişi tarafından davacının ticari kayıtlarının incelenmesi ile ilgili hiçbir muhatap bulunamadığından bilirkişi tarafından dava konusu borca ilişkin tespit ve değerlendirme yapılamadığına dair 08/02/2023 tarihinde de raporunu sunmuş olduğu, Ülkemizde meydana gelen deprem felaketinin ise 06/02/2023 tarihinde gerçekleştiği, bu haliyle bilirkişinin dosyayı teslim aldığı tarihten bu yana 3 aylık bir zaman geçtiği, bu süre zarfında davacı tarafında muhatap bulamadığı ve inceleme yapılamadan 08/02/2023 tarihinde raporunu sunduğu, davacının beyanlarının olayların akışına uygun olmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayda; ispat yükü davacı tarafta olup davacı taraf çekin miktarı da dikkate alındığında iddiasını HMK’nın 200. Maddesinde açıklandığı şekilde yazılı belgeyle ispat edememiştir. Buna göre; somut olayda çekin avans çeki olduğu ispatlanamamış, yasal karine gereği çek bedelinin mal karşılığı yerine getirilmediğinin davacı tarafından avans olarak alındığı yönündeki iddianın da çekin ödeme aracı olduğu karinesi aksi ispatlanamadığı davacı tarafından verilen kesin süreye rağmen yemin deliline de başvurmadığı ve davacının davasının subüta ermediği anlaşılmış olup, davanın reddine dair karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL Karar ve İlam Harcının, peşin yatırılan 1.707,75 TL’den mahsup edilerek fazla yatırılan 1.527,85‬‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına.
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/06/2023

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza