Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/96 E. 2023/177 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/96 Esas
KARAR NO : 2023/177
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 16/02/2022
KARAR TARİHİ : 13/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili Sigorta Şirketi nezdinde mevcut … nolu Sigorta Poliçesi ile 20/02/2018 – 20/02/2019 tarihleri arasında Sigortalı … Tic. Ltd. Şti.nin iş yerinin bulunduğu Sigorta Poliçesi ile sigorta teminatı altına alınmış olduğunu, sigortalı taşınmazda 11/02/2019 tarihinde “Sigortalı iş yerinin bulunduğu binanın giderinin bağlı bulunduğu ana şebeke atık su rögarının tıkanması sonucunda geri tepen suların, pimaşların ek yerlerinden akarak raflar üzerinde bulunan muhtelif elektrikli ev aletleri ve mutfak gereçlerinin üzerine aktığı ve bunun sonucunda söz konusu ürünlerin mağazada satış kabiliyetini yitirmesi nedeniyle hasar tespit edilmiş olduğunu ” Dava dışı sigortalının iş yerinde bulunan muhtelif elektirkli ev aletleri ve mutfak gereçlerinde maddi hasar meydana geldiğini, hasar meydana gelmesinde , davalı kurumun kusurlu olduğunun tespit edilmiş olduğunu, …Yakası İtfaiye Müdürlüğü tarafından düzenlenen 12/02/2019 tarihli Görgü Tutanağı ile meydana gelen hasara ilişkin davalı Kurum’un sorumlu olduğunun açık ve net olduğunu, dava konusu hasar sonucu yapılan başvuru neticesinde müvekkili şirket nezdinde a 10169725 nolu hasar dosyasının açılmış olduğunu, yapılan ekspertiz neticesinde, müvekkil sigorta şirketi nezdinde sigortalı dairede meydana gelen toplam 9.745,76-TL hasar bedelinin 03/04/2019 tarihinde ödenmiş olduğunu, sigortalı yana yapılan hasar tazminat ödemesi nedeniyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472.maddesi gereği davalı kuruma rücu için başvuru yapılmış olduğunu ancak davalının herhangi bir ödeme yapmamış olduğunu, müvekkili şirket tarafından sigortalıya ödenmiş olan ve bakiye kalan hasar tazminatı bedelinin tahsili amacıyla… İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğunu, başlatılan takip dosyasına davalı / borçlu tarafından borca ve ferilerine itirazda bulunarak icra takibinin durdurulduğunu, işbu itirazın iptali davasını açma zaruretinin hasıl olduğunu, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.17 ve 6102 sayılı Kanun’un 5/A maddesi uyarınca … Arabuluculuk Bürosu’nun 2022/… Dosya ve 2022/… Arabuluculuk Dosyası ile arabuluculuk sürecine başvuru yapıldığını, gerçekleştirilen Arabuluculuk Toplantısı’nda anlaşma sağlanamamış olduğunu, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini , davalının … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasına karşı yaptığı tüm haksız itirazlarının iptali ile takibin asıl alacak ve ferileri üzerinden devamına, davalının %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin borçludan / davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini ifade etmiş oldukları görülmüştür.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde;11/02/2019 tarihinde sigortalısı … San. ve Tic. Ltd.’nin işyerinin bulunduğu binanın giderinin bağlı bulunduğu ana şebeke atık su rögarının tıkanması sonucunda geri tepen suların pimaşların ek yerlerinden akarak raflar üzerinde bulunan muhtelif elektrikli ev aletleri ve mutfak gerekçelerinin üzerine aktığı ve bunun sonucunda zarar oluştuğu ve bu hasar bedeli olarak 9.745,76 TL sigortalısına ödediğini, ödenen bu tutarın Türk Borçlar kanunu gereği idarelerince rücu ettiğini, icra dosyasına taraflarınca yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin müvekkili kuruma yükletilmesine karar verilmesi talebi ile dava açılmış olduğunu, kamu kuruluşu niteliğini taşıyan idarenin, kamu hizmetini yürüttüğü sırada kişilere verdiği iddia olunan zararın rücuen tazmininin istenildiği bu davada zararın sebebinin haksız fil olarak değerlendirilemeyeceğini, Idari hizmetin hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet
kusuru veya başka bir nedenle idarenin sorumluluğunun bulunup bulunmadığının saptanması gerekmediğini , bu hususların belirlenmesinin ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde idari yargı mahkemelerinin görevli olduğunu, dava konusu olayın meydana geldiği tarihte ve sonrasında mahallinde ve kayıtlar üzerinde kurum tarafından yapılan incelemede; atıksu baskını yaşanan binaya idare tarafından herhangi bir iskan görüşü, atık su proje onayı verilmemiş olduğunu, … Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliği, Atık su kanalı, atık su bağlantısı, yağmur suyu sarnıcı ve gri/mor şebeke yapım şartları Madde 49 (ğ) binaların atık suları, doğal akış ile şebeke kanalına akıtılabilse dahi, taşınmaz sahibi parsel çıkış bacasında binaların su basman seviyesi altında kalan kısımlarında atık suyun geri gelmesini önleyecek çek valf vb. ekipman ile önlem almalıdır. Idarece onaylanan projede atık suyun geri gelmesini önleyici tedbirlerin ilgilisince alınması gerektiğinin zorunlu tutulmasına rağmen uygulamada dikkate alınmamasından kaynaklı zarar ve ziyandan yapı sahiplerinin sorumlu olduğunun denildiğini, ve yine aynı yönetmeliğin Madde 49-1, g bendine göre: “Dere yatağı, vadi tabanı vb. Su taşkını riski olan güzergahlarda bulunan yerlerin parsel bacası taban kotu ile şebeke kanalı bağlantı noktasındaki ana kanal akar kotu arasında en az 50 cm kot farkı olması, bodrum katlarında ıslak zeminlerin bulunmaması, bulunması halinde bu katların parsel bacasına pompa marifetiyle bağlanması esastır” belirtildiğini, yapılan kontrollerde binaya ait atık suların geri gelmesini engelleyici tedbirlerin olmadığının tespit edilmiş olduğunu, kanalizasyon şebekesine bağlı veya bağlanacak olan binaların bodrum katlarının atık suları, yer çekimi ile akıtılabilse dahi taşınmaz sahibi parsel çıkış bacasında Atıksuyun Geri Gelmesini Önleyecek tedbirleri almak mecburiyetinde olduğunu, aksi takdirde binaların uğrayabileceği zarardan Idarenin mesul olmadığını, dava konusu yerin, binanın inşaat ruhsatının bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulmasını, dava konusu zararın, hukuk ilkeleri açısından meşru bir zarar olup olmadığının tespiti ve ayrıca müvekkili idarenin var olduğu iddia edilen işlem ve eylemi ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağının kurulabilmesi dava konusu yere ait ruhsatın olup olmamasına bağlı olduğunu, bu hususun ilgili belediyeden (… Belediyesi) sorularak, alınacak bilgi ve belgeler doğrultusunda karar verilmesi gerektiğini, dava konusu yerin projeye uygun olup olmadığının denetlenmesini, dava konusu taşınmazın … atık suları deşarj yönetmeliği ve … abone hizmetleri tarife ve uygulama yönetmeliğinde belirtilen şartları taşıyan projeye uygun olarak inşa edilmesi ve atıksuların geri gelmesini engelleyecek tedbirin alınıp alınmadığının, bina atıksu bağlantısının onaylı projeye uygun yapılıp yapılmadığının, davanın selameti açısından keşif ve bilirkişi incelemesiyle açıklığa kavuşturulmasını talep ettiklerini, eğer ki binanın projeye uygun yapılmış olduğu tespit edilmiş ise, söz konusu binanın projeye uygun olarak kullanılıp kullanılmadığnın da açıklığa kavuşturulmasını, dava konusu işyerinin bodrum katta olduğu dikkate alınarak, söz konusu bodrum katın ruhsatta veya belediye kayıtlarında işyeri mi, sığınak mı, depo mu olduğunun da açıklığa kavuşturulmasını, dava konusu adreste gerçekleşen pis suyun geri tepmesinde idaremizin bir kusurundan bahsedilemeyeceğini, davacının, dava dilekçesinde de bahsedildiği üzre, işyeri içerisinde tavandan giden pimaşların ek yerlerinden suların aktığının belirtilmiş olduğunu, usulüne uygun bağlantıları yapılan pimaşların ek yerlerinden su sızıntısı olmasının imkansız olduğunu, davacının dava dilekçesinde, ana şebeke atıksu rögar tıkanması sonucu dava konusu bodrum kata pis su bastığı belirtilmişse de hasarın meydana geldiği binanın bodrum katının pis su gideri için motopomp sistemi ile pis suların rögara bağlama sisteminin gerekip gerekmediğinin de araştırması gerektiğini, 2560 sayılı … Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanununun 17. maddesinde kanalizasyon şebekesi bulunan cadde ve sokaklardaki her taşınmazın kanalizasyona bağlanmasının zorunlu olduğu, bu bağlantıların, bedeli taşınmazın sahibinden alınmak suretiyle … tarafından yapılacağı veya projesine uygun olarak yaptırılacağının hüküm altına alındığını, Kanunun 18. maddesinde ise yapı için belediyeden ruhsat isteyen gerçek ve tüzel kişilerin, daha önce …’den su ve kanalizasyon durumu hakkında belge almak zorunda olduklarını, … ‘nin o yerdeki su ve kanalizasyon şebekesine göre su ve kanalizasyon durum belgesi vereceğini, yapıların durum belgesi (ONAYLI ATIKSU PROJESİ) alınmadan veya tesisatın durum belgesine aykırı olarak yapılması hallerinde imar mevzuatının ruhsatsız yapılar hakkındaki hükümleri uygulanacağının belirtilmiş olduğunu, öncelikle zararın meydana geldiği yapının: Hukuka uygun bir şekilde yapılıp yapılmadığının, binanın imar mevzuatı uyarınca usulüne uygun olarak alınmış bir yapı ruhsatının olup olmadığının, zarar gören yapının mimari projeye uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı ya da mimari projede bir değişiklik yapılıp yapılmadığının, Onaylı Atık su kanal bağlantı projelerinin olup olmadığının ve atık su bağlantısının idari mevzuata uygun. olarak yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi ve keşif ve bilirkişi incelemesinde hasarın sebebi olan tıkanıklığın nerede, kimin sorumlu olduğu bölgede ve hangi sebeple oluştuğunun araştırılmasının gerekmektiğini, sonuç olarak, davacı veya mezkür bina maliklerinin inşaat tekniği ve ISKI “Atık suların Kanalizasyona Deşarj Yönetmeliği”ve … Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliği açısından sorumluluklarını yerine getirmemesinden dolayı meydana gelen geri tepme neticesinde oluşan zarardan idareyi sorumlu tutamayacağını, zikredilen maddeler ışığında hasar oluştuğu iddia olunan binanın: ruhsata uygun deşarj bağlantısı yapılıp yapılmadığının, kusurun kime ait olduğunun tespit edilmesi gerektiğini,. Zarardan sorumluluk durumunun daha iyi tespit edilebilmesi açısından, binanın, dava konusu yere ilişkin tapu kaydının, imar iskan işlem dosyasının, varsa onaylı atıksu projesinin veya yukarıda sayılanları olup olmadığının ilgili Belediye Başkanlığından (… Belediyesi) sorularak celbini bilahare mahallinde keşif ve bilirkişi tespitinin yapılmasını talep ettiklerini, davacının sigortaladığı binanın yapı ruhsatı ile yapı kullanma izninin bulunup bulunmadığını araştırması gerektiğini, davacının bu iznin bulunup bulunmadığının tespitinden sonra sigorta sözleşmesi yapılması sözleşmenin geçerliliğini etkileyen yasal bir zorunluluk olduğunu, söz konusu iznin bulunmamasına karşın, davacının sigortaladığı binanın kanunen bulunması gereken izinlerine ilişkin bir araştırma yapmaksızın, davacı şirketçe sigortalanması nedeniyle, basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek ağır kusurlu olacağını, bu kusurlu fiil nedeniyle idare tarafından sunulan kamu hizmetlerinin kusurlu yürütülmesine ilişkin fiiller ile zarar arasındaki illiyet bağının kısmen veya tamamen kesileceğinin açık olduğunu, (Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesinin 2019/1753 E. 2021/322 K.) Zarardan idarenin sorumlu olduğu kabul etmemekle birlikte, zararın idarenin kusurundan kaynaklandığını ve sigortalı binanın gerekli izin belgelerinin bulunduğunun tespit edilmesi durumunda, idarece tazmini gereken gerçek zarar miktarının saptanabilmesi için: zarar gören işyerinin, sigortalanması amacıyla sigorta poliçesi kapsamında davacı şirkete prim ödendiğinden; davacı sigorta şirketince ödenen hasar bedelinin tamamından, uyuşmazlık konusu bina (işyeri) için tahsil edilen sigorta primlerinin düşülmesi gerekeceğinin açık olduğunu , yine davacının talep ettiği tutarın gerçek tutarı yansıtıp yansıtmadığının da araştırmasını, Zarar gördüğü iddia edilen malzemenin gerçek tutarının hesaplanmasını, davacının ve sigortalının beyanında tavandan su aktığı, yerde 7-8 cm su olduğu ve zarar gören malzemelerin raflarda olduğu da dikkate alınarak, sigortalının beyanına göre depo olarak kullanılan bir işyerinde, zarar gören malzemelerin açıkta olup olamayacağı, zarar gören malzemelerin ambalajında olması durumunda yukarıdan sızan su ile bu zararın oluşup oluşamayacağı, oluşacak zarardan kimin sorumlu olacağı hususunda bilirkişi raporu alınmasını talep ettiklerini, izah edilen nedenlerle: davanın görev, husumet ve esas yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER:
Tarafların ticaret sicil kayıtları incelenmiştir.
… Belediye Başkanlığı’na müzekkere yazılarak … Mah. … Cad. … Sok. No: … adresinde bulunan bodrum katın işyeri ruhsatının ve iskanının bulunup bulunmadığı ve belediye nezdinde bunulanan tüm bilgi ve belgelerin çıkarılarak gönderilmesi istenilmiştir.
… Sigorta Anonim Şirketi’ne müzekkere yazılarak, … no’lu hasar dosyasının ve sigorta poliçesinin, hasar ödemesini gösterir ödeme belgelerinin (dekont), davalı yana gönderilen rücu talebinin, taşınmaza ait kira sözleşmesinin gönderilmesi istenilmiştir.
… İcra Dairesi’ne müzekkere yazılarak 2019/… esas sayılı dosyasının gönderilmesi istenilmiştir.
14/11/2022 tarihinde Elektrik Elektronik Mühendisi, Sigorta Uzmanı ve İnşaat Mühendisi bilirkişi heyetinden bilirkişi raporu alınmıştır.
GEREKÇE:
Dava, … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı takip dosyasında itirazın iptali istemine ilişkindir.
İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtirazın iptali davalarında dava konusu farklı sebeplere dayanabileceği için görev ve yetki hususu, dava konusunun niteliğine göre HMK ve özel kanunlar çerçevesinde gözetilmesi gerekir.
İtirazın iptali davaları, icra takibine bağlı davalar olup, takibe dayanak belgelere bağlı olarak yargılama yapılır. Yargıtay HGK’nun 11/02/2020 tarih, 2017/19-2076 E. ve 2020/117 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere itirazın iptali davaları icra takibine bağlı davalardır. Alacağın varlığının genel hükümlere göre ispatlanması imkânı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. Bu sebeple itirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Bu davaların konusu, icra takibine konu alacağın varlığıdır. Bu yönüyle itirazın iptali davalarının alacak davalarından farklı bir yönü bulunmamaktadır.
Davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması gerekir. Alacağın likit olmasından kasıt, alacağın belirlenebilir olmasıdır. Bunun yanında davalı borçlu yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız olması ve kötü niyetli olması gerekir.
İcra dosyasının incelenmesinde takibin usul ve yasaya uygun olduğu, yapılan itirazın ve açılan işbu davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Davalı taraf icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmiş ise de, gerek TBK md. 89 gerek HMK md. 16 uyarınca yetki itirazı mahkememizce kabul edilmemiştir.
Davalı tarafın idari yargının görevli olduğu yönündeki itirazı ise, dava konusunun haksız fiile dayanması ve haksız fiil sonucu meydana gelen zararın tazmininde adli yargının görevli olması sebebiyle yerinde değildir.
Davacı sigorta şirketi, dava dışı sigortalısına ödediği sigorta bedelinin davalı kurumdan tahsilini dava etmiştir. Dava ve takip konusu alacak hukuki niteliği itibariyle haksız fiile dayanmaktadır. TTK md. 1472 “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklindedir. Davacı sigortacı ile dava dışı sigortalı arasında bulunan sözleşme gereği davacının ödediği tazminatı, kusurlu taraflara rücu hakkı bulunduğundan işbu dava açılmıştır. Dava dışı sigortalı iş yerinde 11/02/2019 tarihinde atık suyun geri tepmesi sonucu zarar meydana gelmiştir. 12/02/2019 tarihli itfaiye raporunda, kanalizasyon suyunun 7-8 cm yükselerek biriktiği ve zarar oluştuğunun tespit edildiği görülmüştür. Meydana gelen zarar sebebiyle davacı sigorta şirketi, 03/04/2019 tarihinde 9.745,76 TL ödeme yapmıştır.
TTK md. 1472 uyarınca halefiyet sıfatıyla rücu davası ancak zararın meydana gelmesinde kusurlu olan kişilere karşı açılabilir. Davalı kurumun atık suyun geri tepmesi sebebiyle kusurlu olup olmadığı mahkememizce incelenmiştir. Alanında uzman bilirkişiler tarafından hazırlanan 14/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda, sigortalının ruhsatsız olarak ilgili iş yerinde faaliyetlerine devam ettiği, iş yerinin bulunduğu binanın iskân belgesinin bulunmadığı, yapı kayıt belgesinin bulunduğu ve zararın meydana gelmesinin engellenmesi için bulunması gereken geri tepme klapesinin binada bulunmadığı tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda binanın atık su tesisatının usul ve fenne uygun olmadığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda zarara binada bulunan eksikliklerin sebep olduğu, davalının herhangi bir kusurunun bulunmadığı mahkememizce kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda açıklanan sebeplerle meydana gelen zararda davalının kusurunun bulunmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 57,51-TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.560,00.-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Fazla yatan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, miktar itibariyle istinaf sınırı altında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır