Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/820 E. 2023/404 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/820 Esas
KARAR NO : 2023/404

DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2022
KARAR TARİHİ : 06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması yargılaması neticesinde;
DAVA:Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle;Davalı borçlu ile müvekkili arasında … Batı Sk. No:1/Kağıthane/İSTANBUL adresindeki gayrimenkulün satışından kaynaklanan anlaşma neticesinde; davalı borçlu tarafından müvekkili adına altı adet çek düzenlendiğini, davalı borçlu söz konusu çeklerden beş tanesinin ödemesini yaptığını, …Bankası A.Ş. Eminönü Şubesi, …Seri Nolu, düzenlenme tarihi 18/06/2018, vade tarihi 23/08/2019, 66.667,00-TL bedelli, cirantası müvekkili… olan çek bedelini ödemediğini, bunun üzerine davalı borçlu aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… E. Sayılı icra takibi ile anılan çeke istinaden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu söz konusu icra takibine haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli bir şekilde itiraz etmiş ve anılan icra takibini durdurduğunu, itiraz sonrası 17/01/2022 tarihinde…Arabuluculuk Bürosu… büro dosya numarası ile davalı borçlu ve müvekkili arasında arabuluculuk görüşmeleri başlatıldığını, 11/02/2022 tarihinde son bulan arabuluculuk görüşmesi borçlunun borcunu ödemeye yanaşmaması üzerine görüşme sonucu anlaşmama ile sonuçlandığını, müvekkilinin davalı borçludan alacağı sabit olduğunu, bu duruma rağmen ödeme yapılmayarak mağdur edilen müvekkilinin kötü niyetle alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz ederek ve daha sonrasında arabuluculukta anlaşamayarak daha fazla mağdur edildiğini beyan ve gerekçelerle davalının icra dosyasına yaptığı itirazının iptali ve takibin devamına, davalının haksız ve kötüniyetle itiraz ederek takibin uzamasına sebebiyet vermesi ve alacağın likit olması nedeniyle lehimize %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacının huzurdaki davayı ikame etmede hukuki yararı olmadığı gibi dayandığı gerekçeler gerçekten uzak ve soyut nitelikteki ifadelerden ibaret olduğunu, Bir hakkın dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanılması suretiyle başkasına bir zarar verilmesi hakkın kötüye kullanımını oluşturduğunu, TMK’nın 2/I hükmü herkesin haklarını, toplumda geçerli doğruluk dürüstlük ve iş ilişkilerinin gerektirdiği karşılıklı güven anlayışına uygun olarak kullanmasını emrettiğini, hakkın kullanımı ölçütünü medeni kanununa göre dürüstlük kuralları verdiğini, hakkın kötüye kullanılıp kullanılmadığı belirlenirken; o kişinin hakkın kullanılmasında geçerli ve haklı bir yararının varlığı, hakkın kullanılmasının sağlayacağı yarar ile başkalarına vereceği zarar arasında aşırı oransızlığın olmaması, bir kimsenin kendi ahlaka aykırı davranışına dayanmaması ve uyandırılan güvene aykırı davranışta bulunmaması gibi ölçütler hakkın kötüye kullanılıp kullanılmadığını belirlediğini, kullanılan hak soyut değil somut olaylara dayanması gerektiğini, eğer bir olayda, objektif iyiniyet kurallarına aykırılık varsa, burada hakkın kötüye kullanımının söz konusu olduğunu, davacı haksız ve hukuka aykırı olarak ikame ettiği bu davada müvekkili kurumun seçkin bir kurum olmasından yola çıkarak müvekkili okulun adını dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil edecek şekilde lekelemeye ve sebepsiz zenginleşmeye çalıştığını, davacının müvekkili kurumdan herhangi bir alacağı bulunmadığını beyan ve gerekçelerle davanın reddine, talep miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 2022/2338 Esas 2023/1053 Karar sayılı kararında “Türk Ticaret Kanununun 661. maddesi uyarınca zamanaşımına uğramış bir bonoda yazılı alacak, temel ilişkiye dayanılmak suretiyle talep edilebilir. O ilişkiden doğan bir alacağın bulunduğu ve alacak miktarını kanıtlama yükümlülüğü de davacı tarafa aittir. Hukuk Genel Kurulunun 04.04.2007 gün ve 2007/13-153 E.-2007/183 K. sayılı kararında da benimsendiği gibi “Zamanaşımına uğrayan ve imzası inkar edilmeyen bono, temel borç ilişkisi bakımından yazılı delil başlangıcı niteliğindedir.” Buna göre, zamanaşımına uğramış bir bono, kambiyo senedi vasfını yitireceğinden, eldeki uyuşmazlığın da kambiyo senedinden kaynaklandığı kabul edilemeyecektir. Bu durumda davanın mutlak ticari nitelikte bulunmamasına ve temel ilişkiden kaynaklı olarak alacak talep edildiğine göre uyuşmazlığın, genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde davacı tarafından davalıya gayrimenkul satışı yapıldığının, ödeme olarak davalı tarafından davacıya 6 adet çek verildiğinin, bu çeklerden davaya konu …Bankası Eminönü Şubesi… seri numaralı 23/08/2019 tarihli 66.667,00 TL bedelli çek bedelinin ödenmediğinin bu nedenle davaya konu icra takibinin başlatıldığının beyan edilerek bu davanın açıldığı, icra dosyasına sunulan davaya konu çek incelendiğinde, çekin 6102 sayılı TTK’nun 796.maddesinde düzenlenen sürelerde muhatap bankaya ibraz edilmediği bu nedenle çekin kambiyo senedi vasfını kaybettiği, temel borç ilişkisi bakımından yazılı delil başlangıcı niteliğinde olacağı, davacı tarafından da icra takibinin Kambiyo senetlerine özgü icra takibi olarak başlatılmadığı, davacı yönünden tacir olup olmadıklarına ilişkin vergi dairesine ve ticaret sicil müdürlüğüne yazılan müzekkerelere cevap verildiği müzekkere cevaplarından davacının tacir sıfatının bulunmadığının anlaşıldığı temel uyuşmazlık yönünden davanın TTK.nun 4. maddesi kapsamında mutlak veya nispi ticari dava olmadığı buna göre davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın usulden REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 20.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
4-6100 Sayılı H.M.K.’nın 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderlerinin (harç, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti v.b.) görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/06/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır