Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/790 E. 2023/138 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/790 Esas
KARAR NO : 2023/138
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 20/12/2022
KARAR TARİHİ : 01/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili … tarafından …. Tüketici Mahkemesi’ nin 2021/… esas sayılı dosyası ile ve müvekkili … tarafından …. Tüketici Mahkemesi 2021/… esas sayılı dosyası ile ihyası istenen … Limited Şirketi aleyhine açılmış dava sürerken bu şirketin re’ sen sicilden terkin edildiği dosyalara bildirilmiş olduğunu, sicil kayıtları kontrol edildiğinde re’ sen sicilden silinme işleminin TTK geçici 7. Maddeye göre gerçekleştirildiği ve 24/02/2015 günü ilan edildiğini, davalı şirketin sicilden silindiği bilgisi üzerine …. Tüketici Mahkemesi’ nin 2021/… esas sayılı dosyasında ve …. Tüketici Mahkemesi’ nin 2021/… esas sayılı dosyasında taraflarına ihya davası açılması için süre verildiğini, bu sebepler ile hakkında dava sürerken sicilden silinmemesi gereken ancak re’ sen terkin edildiği tespit edilen ilgili şirketin TTK gereğince ticaret siciline yeniden kayıt ve tescilini talep etmeleri gerektiğini, davacıların işbu davayı açmasında yasal zorunluluk olması ve hakkında dava olan şirketin sicilden silinememesine yönelik yasal düzenlemeler değerlendirildiğinde mağdur olan müvekkillerinin bir de davanın gideriyle mağdur edilmemesi için adli yardımdan yaralandırılmasını talep ettiklerini, …. Tüketici Mahkemesi’ nin 2021/… esas sayılı dosyasında ve …. Tüketici Mahkemesi’ nin 2021/… esas sayılı dosyasında davalı aynı zamanda …nde kayıtlı … Ve Ticaret Limited Şirketi ilanına yargılama giderlerinin davalılar üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’ nün, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, müvekkili …’ nün resen terkin işlemini, “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi” ve 30.12.2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, “6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi” ve “Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. Maddesi” kapsamında olduğunu, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkili …ne … Turizm Ve ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan … Limited Şirketi’nin dosyasında yapılan incelemede, şirketin “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi” “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi ve Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında; “Adresinin tespit edilemediği” hususunun belirlenmesinin ardından, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi ile “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi gereğince resen terkin kapsamına alındığı, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 18.02.2015 tarihinde sicil kaydının resen terkin edildiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun Geçici 7’nci maddesi uyarınca, resen terkin kapsamına alınan şirketlerin, bu durumun kendilerine tebliğinden itibaren iki ay içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldırarak buna ilişkin ispat edici belgeleri …ne ibraz etmesi ya da şirketin faaliyetinin devamının mümkün olmaması halinde aynı süre içerisinde …nu bildirmesi, ayrıca şirketin davacı ya da davalı sıfatıyla sürmekte olan davasının bulunması halinde, buna ilişkin yazılı beyanı müvekkiline vermesi gerektiğini, müvekkili …nce söz konusu şirkete, belirtilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi ya da …nun bildirilmemesi halinde söz konusu şirketin unvanının ticaret sicilinden silineceği, şirkete ait malvarlığının kaydın silinme tarihinden itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunulduğunu, ancak bu ihtara rağmen söz konusu şirket yükümlülüklerini yerine getirmediğini, işbu ilanın da, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu geçici madde 7/f.4-a’da, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat hükümleri yerine geçtiği hükme bağlandığından; müvekkil tarafından davaya konu şirkete yapılan ihtarın dava konusu şirketin eline ulaşmadığı bir an için kabul edilse dahi, müvekkilinin re’sen terkine ilişkin prosedürde bir eksik işlem yaptığından bahsetmenin mümkün olmadığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.7/f.4-a’da, “Kapsam dahilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirkete veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağını, yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderildiğini, ilan ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinin otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri yerine yapılmış tebligat yerine geçer.” denilmek suretiyle, ilgiliye ihtarın ulaşmadığı durumlarda, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesindeki ilanının, ilan tarihinin otuzuncu günü itibariyle, 7201 sayılı Tebligat Kanununa uygun bir bildirim olduğu hususu vurgulandığını, buna göre de, mezkur hüküm gereğince, davacının kendisine, müvekkili tarafından yapılan bildirimler (ihtarın), dava konusu şirkete ulaşmamış dahi olsa, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesindeki ilanının Tebligat Kanuna uygun bir bildirim olduğunun kabul edilmesi gerektiği ve re’sen terkin sürecinde bir eksiklik bulunmadığının tespitinin gerektiğini, buna göre de ilanın bulunması karşısında müvekkilinin eksik bir işleminden bahis dahi mümkün olmadığını, dava konusu şirketin ticaret sicilinden re’ sen terkin edildiği sırada hakkında derdest bir davası bulunsa dahi bu husus başlı başına müvekkilinin kusurlu olduğu ve davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden bahsedilmesine sebep teşkil etmediğini, dava konusu şirketin sicil dosyasında yapılan incelemede bu hususta herhangi bir bildirimde bulunulmadığı, müvekkilinin re’ sen terkin kapsamında yer alan şirketlerden hangisinin derdest davası veya icra takibi bulunduğunu saptayacak sistemle entegrasyonu bulunmaması, bu hususu tespit etmenin hukuken ve fiilen mümkün olmaması karşısında ve son olarak içtihatlar da gözetilerek müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi hukuka ve nesafet kurallarına aykırılık teşkil ettiğini, taraf teşkilinin sağlanması istenen, davanın sebebi olan dava da, şirket re’sen terk edildikten sonra tarihinde açılmış olup kabul edilmemekle birlikte, re’sen terkin işlemi sırasında derdest bir dava veya icra takibi bulunmadığından; müvekkili tarafından, derdest davası bulunan şirketlerin silinemeyeceğine ilişkin düzenlemeye aykırı bir işlem yapılmadığını, Yargıtay içtihadı da, re’sen terk sonrası açılan davaların, Geçici 7. madde hükümlerine aykırılık teşkil etmediği ve müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine yüklenemeyeceği, müvekkilinin dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, re’ sen terkin süreci 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun Geçici 7’nci maddesi ve “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ” kapsamında, Ticaret Siciline kayıtlı şirketler bakımından belirli kriterlerin varlığı halinde uygulanan bir süreç olup, yukarıda da belirtilen gerekçelere dayanılarak bu kapsamda tesis edilmiş olan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
…’ nün yazı cevabı, …. Tüketici Mahkemesi’ nin 2021/… Esas sayılı ve 2021/… esas sayılı dosyalarının suretleri ve tüm dosya kapsamı hep birlikte incelenmiştir.
Dava, TTK’nın Geçici 7.maddesi gereğince, tasfiyesine karar verilmiş bulunan şirketin ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için sicil kaydının ihyası talebine ilişkindir.
… Tüketici Mahkemesi’ nin 2021/… esas sayılı dosyasının celp edilerek yapılan incelemesinde; davacı … tarafından davalılar … Limited Şirketi aleyhine Tapu İptali Ve Tescil istemli dava açıldığı, iş bu mahkeme dosyasında 01/12/2022 tarihli 3 numaralı celsesi ile, davacı vekiline Asliye Ticaret mahkemesinin ilgili kararını sunması için ve ilgili Asliye Ticaret Mahkemesinin talebinin reddi halinde davacı vekiline davalı şirketin ihyası için dava açıp mahkemelerine bildirmesi için süre verildiği görülmüştür.
…. Tüketici Mahkemesi’ nin 2021/… esas sayılı dosyasının celp edilerek incelemesinde; … tarafından davalılar … Limited Şirketi aleyhine Tapu İptali Ve Tescil istemli dava açıldığı, 20/12/2022 tarihli 3 numaralı celsesi ile mahkememizin 2022/… esas sayılı dosyasının bir örneği ile karara çıkmış ise gerekçeli karar ve kesinleşme şerhi de eklenerek gönderilmesinin istenildiği görülmüştür.
Somut olayda; İhyası istenen şirketin dava tarihi itibariyle Ticaret Sicilinde kayıtlı bulunan şirket merkezinin …/ İstanbul olduğu ve mahkememizin yargı yetkisi içinde bulunduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlığın çözümünde T.T.K.nun 547/1. maddesi hükmü gereğince mahkememiz kesin yetkilidir.
Ticaret sicilinden terkin edilen şirketlerin yeniden ihyasının sağlanması amacıyla 6102 Sayılı TTK kapsamında iki farklı yol öngörülmüştür. Buna göre, tasfiye sürecine giren şirketlerin tasfiye işlemlerinde eksiklik olması halinde TTK’nın 547. maddesi kapsamında sicilden terkin edilen şirketin tekrar sicile kaydedilmesi mümkündür. Şirkete ait bir malvarlığının bulunması bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Bir diğer yol ise TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca sicilden terkin edilen şirketlerin yeniden tescilidir. Buna göre asgari sermaye miktarına ulaşmayan, adres değişikliğini bildirmeyen şirketlerin re’sen kayıtlardan terkini halinde şirketin faal olması ve gerekli bazı koşulların da gerçekleşmesi halinde tekrar sicile kaydı mümkündür.
Bir şirket veya kooperatifin ihyası davasında davacı taraf, şirket ortaklarından herhangi biri, şirket veya kooperatifin en son yetkilileri, o şirkette veya kooperatifte daha önce çalışmış bulunan herhangi bir işçi, şirket veya kooperatiften alacağı bulunan herhangi bir gerçek veya tüzel kişi alacaklı, özetle hukuki menfaati bulunan herhangi bir kişi olabilir. Bu nedenle davacıların aktif dava ehliyeti bulunduğu kabul edilmelidir.
Dosya kapsamında bulunan ticaret sicilden gelen bilgi ve belgelerin incelenmesinde; adı geçen şirketlerin TTK’nın Geçici 7.maddesi ile 30.12.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5/1-b maddesine göre resen 09/10/2015 tarihinde terkin edildiğinin belirtildiği ancak şirkete ve yetkililerine yapılan ihtarın sunulmadığı görülmektedir.
TTK’nın Geçici 7. maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi ile Ticaret Sicili Müdürlüklerince; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11.02.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp ticaret siciline bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin 11. bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden re’sen silineceği düzenlemeleri yer almaktadır. Bu kapsamda, dava konusu olan şirketin ihyasına karar verilmesi gerekmektedir.
Davalı vekili, resen terkin işleminin TTK’nın Geçici 7.maddesi uyarınca yapıldığını, yasal hasım olan müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini ileri sürdüğünden somut olayda, davalı … Sicil Müdürlüğü yasal hasım konumunda bulunduğu, davalının terkin işlemlerini usulüne ve mevzuata uygun yapmadığına dair bir iddianın ileri sürülmediği gözetildiğinde, kanuni görevini yapan davalının vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği kanaatine varılmıştır. ( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. HD ‘nin 2022/1897 esas, 2022/1492 karar sayılı ilamı)
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davacı tarafından …’ ne karşı açılan davanın KABULÜ İLE, …’nün … sicilinde kayıtlı … TİCARET LİMETED ŞİRKETİ’NİN …. Tüketici Mahkemesinin 2021/… esas sayılı dosyası ve 2021/… E. Sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere İHYASINA,
2-Kararın ticaret sicilinde tescil ve ilanına, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90.-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına
4-Ticaret Sicil Memurluğu’nun yargılama gideri, ücreti vekalet ve harçtan sorumlu tutulmamasına,
5- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı vekilince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı, oy birliğiyle karar verildi. 01/03/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır