Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/757 E. 2023/352 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/89 Esas
KARAR NO:2023/542

DAVA:Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi
DAVA TARİHİ:09/02/2023
KARAR TARİHİ:18/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; …’ in kuruluş tarihi olan 14.01.1991 tarihinden beri ülkemizin en önemli tekstil firmalarından olduğunu, gerçekten gömlek üretim kapasitesi bakımından … ve … coğrafyası dahil olmak üzere en büyük üretim kapasitesine sahip şirketlerden biri olduğunu, …’in, ürettiği ürünlerin büyük çoğunluğunu yurt dışına ihraç ederek ülke ekonomisine büyük katkı sağlandığını, gerek bünyesinde çalışan çok sayıda personel gerekse tedarikçileri ile birlikte çok sayıda kişinin geçim kaynağını oluşturduğunu, bağımsız denetim gerekliliklerine haiz …’in yıllardır denetlendiğini, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 22.12.2021 tarih ve … sayılı ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği üzere 01.01.2021 faaliyet başlangıç, 31.12.2021 faaliyet bitiş tarihi bakımından … … Meydanı … Apt. No:12 K:2/…-… … … adresli … … A.Ş. (Bundan böyle “…” olarak anılacak) Denetçi olarak seçildiğini, akabinde müvekkili şirket ile … arasında 07.12.2021 tarihli … sayılı “Bağımsız Denetim Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşme kapsamındaki ödemelerin de peşinen yapıldığını, denetçi … temsilen bağımsız denetim yetkisine de haiz olmadığı sonradan öğrenilen ve denetim sözleşmesinde ismi dahi geçmeyen … Mayıs 2022 tarihinde …’e bir kereye mahsus ziyarette bulunduğunu, bağımsız denetim yetkisine sahip olan …’ın babası … ‘ ın ise hiçbir zaman …’e gelmediğini veya …’den herhangi profesyonelle de iletişime geçmediğini, … profesyonelleri ile iletişim …’un fiili uygulaması kapsamında salt … tarafından sağlandığını, tüm bu süreçte denetime dair talep edilen bilgilerin tamamının …’in profesyonelleri tarafından kendilerine usulüne uygun ve süresinde sunulduğunu ve denetim süresince denetimde herhangi bir sorunla karşılaşıldığına dair hiçbir aktarımda bulunulmadığını, ne var ki 2022 yılının son günlerinde … profesyonellerine “Görüş Bildirmekten Kaçınma” şeklinde görüş raporu iletildiğini, oysa ki daha birkaç gün öncesinde kadar istenilen tüm bilgileri temin eden, sorulması gereken soruları soran cevapları alan, aldığı tatminkar cevaplar neticesinde şirket profesyonellerine teşekkürlerini ileten … ilgililerinin bir anda … ilgilileri ile tabir yerindeyse tüm iletişim köprülerini de attıklarını, oysaki ilgili Kamu Gözetim Kurumu Bağımsız Denetim standartlarına göre üst yönetime yazılı bildirimde bulunmadan böyle bir rapor verilmesinin mümkün olmadığını, gerekten denetim süresince hiçbir sorunu aktarmayan ve herşeyin denetim standartlarına uygun ilerlediği intibahını oluşturan …’ un son dakikada “Görüş Bildirmekten Kaçınma” görüşü hazırladığını ve sadece e-mail üzerinden iletişim kurulabileceğinin bildirildiğini, nihayetinde … ortağının, eski yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda ikinci kuşak temsilcisi ve CEO’su …’ in, …’a 27.12.2022 tarihinde 15:51de e-posta göndererek durumu aktardığını, bahsi geçen e-postanın oldukça önemli olduğunu, zira denetçinin görüş bildirmekten kaçınması gereğinin öncesi ve sonrasında yapması gerekenler ve kurması gereken iletişim gerekleri mevzuatta detaylıca tanımlandığını, buna ilişkin hususların da … tarafından …a aynı e-posta alt kısmında aktarıldığını, bir üst maddede belirtilen …’in maili … yetkilisi … tarafından 27.12.2022 tarihinde saat 17:21de cevaplandığını, mezkur e-postanın da dilekçe ekinde olduğunu, bahsi geçen e-postada görüleceği üzere … yetkilisi …’ ın, bu aşamaya kadar aktarılmayan, yönetime bilgisi verilmeyen, gerçeklikle uyumsuz bir çok soyut itham ve bilgiye mailinde yer verdiğini ve Kamu Gözetimi ve Muhasebe Standartları Kurumu (“KGK”) ile görüşerek görevlerinin sonlandırılmasını talep ettiğini, … maili yine … tarafından 27.12.2022 tarihinde saat 19.29’da cevaplandığını, akabinde KGK ile de görüşülerek denetim görevinin nasıl sona erdirilebileceği bilgisi … ile paylaşıldığını, ancak …’ un Bağımsız Denetim Sözleşmesini de feshetmediğini, son olarak müvekkili tarafından “Görüş Bildirmekten Kaçınma Görüşü”nün KGK ile paylaşılmasının talep edildiğini, … yetkilisi …’ ın müvekkili şirket profesyonellerinden …’ya 09.01.2023 tarihinde saat 12:43te e posta göndererek, müvekkili şirkette “Riskin Erken Saptanma Komitesi”nin mevcut olup olmadığını sorgulamış ve var ise 2021 yılı toplantı tutanaklarını gönderilmesini talep ettiğini, Bağımsız Denetim Standardı 705 Bağımsız Denetçi Raporunda Olumlu Görüş Dışında Bir Görüş Verilmesine dair düzenlemede görüş vermekten kaçınmaya dair durumun tanımlanmadığını, denetçi raporunu imzalayan …’ ın son günlere kadar …’den kimse ile irtibata geçmediğini, denetçi yetkisi olmayan oğlu …’ ın … profesyonelleri ile görüştüğünü, son günlerde ise …’ ın iletişimden çekildiğini ve babası …’ın görüş bildirmekten kaçındığını, 25.10.2022 tarihli mailde görüleceği üzere …’ un ekiplerini oluşturamadığını ve koordine edemediğini, en nihayetinde … firmasının ancak ve ancak müvekkili yetkililerinin kendileri ile irtibata geçmeleri üzerine kendilerince görüş vermekten kaçınma gereğini oluşturan hususları aktarma gereği duyduklarını, öncesinde şirket yönetimine ne yazılı ne de dijital ortamda keyfiyeti aktarmadıklarını, kendileri ile kurulun irtibatta ise durumu bir adım daha öteye taşıyarak “Görüşlerini değiştirmeleri konusunda mesai saatlerinin gözetilmediği ve tehdite varan iletişimler aldıkları.” “Şirketin ticari kayıtlarının yanıltıcı ve hileli” olduğu çıkarımlarını oluşturan halde olduğu gibi soyut iddialara giriştiklerini, …’ in ise …a iddia edildiği şeklinde bir tehdit veya benzeri bir iletişime müvekkil şirkette asla izin verilmediğini, böyle bir şey varsa eş zamanlı olarak savcılığa suç duyurusunda bulunulması gereğini aktardığını, … “Görüş Bildirmekten Kaçınma” raporunda izah ettiği ve ayrıca mail ortamında da aktardığı hususların yerinde olmadığını, ne var ki hali hazırda müvekkili şirketin 2021 faaliyet yılına dair denetçi raporu “Görüş Bildirmekten Kaçınma” şeklinde olduğunu, müvekkili şirket de her ne kadar yönetim kuruluna Denetçi tarafından “Görüş Bildirmekten Kaçınma”ya dair yazılı rapor sunulmamış olsa da, e posta ile iletildiği için TTK. 403/5 düzenlemesi kapsamında genel kurul topladığını ve mevcut yönetim kurulunu görevden alarak yeni yönetim kurulunu atadığını, ayrıca aynı genel kurulda 2021 yılı için başkaca bir bağımsız denetçi atanmak istenmişse de, ticaret sicilinin bu durumun ancak mahkeme kararı ile yapılabileceğinden dolayı tescil ve ilana tevdi edilen kararı iade ettiğini, ayrıca yönetim kurulu tarafından 2021 dönemi için başka bir bağımsız denetim firması olan … … A.Ş.nin denetçi olarak atanmasına karar verildiğini ve Bağımsız Denetim Sözleşmesi akdedildiğini, sonuç olarak … 2021 yılı için Görüş Bildirmekten Kaçınmaya dair görüşü, gerek içerik gerekse ilgili düzenlemelere riayet edilmemesi bakımından hukuka aykırı olduğunu, ne var ki bu durum …’i büyük hukuki ve ticari riskler altında bıraktığını, gerçekten KGK nezdinde 2021 yılı için “Görüş Bildirmekten Kaçınma Görüşü” sunulu olduğu için müvekkilinin 2022 faaliyet dönemi için de bağımsız denetçi atamasını sağlaması mümkün olmadığını, ek olarak …’ in çok sayıda banka ile Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi imzalamış olup, tüm edimlerini eksiksiz yerine getirirken Denetçi’nin …’i içinde bıraktığı haksız durum karşısında tüm kredi imkanının durdurulduğunu ve operasyonun kilitlendiğini, TTK. Md. 399 gerekçesinde de ikinci fıkra şu şekilde izah edildiğini; “Bir denetçinin görevden alınması, yerine yenisinin atanmış olmasına bağlıdır; yoksa denetçi azledilip daha sonra yerine yenisi atanamaz. Mahkemenin kararı, eşzamanlı olmalıdır. Başka bir deyişle, yönetim kurulu veya genel kurul denetçi ile yapılan sözleşmeyi feshedip kendiliğinden başka bir denetçi atayamaz.” Aynı şekilde dördüncü fıkra gerekçesi de şu şekildedir; “Dördüncü fıkra: Dördüncü fıkra denetçi güvencesi ilkesi bağlamında düzenlenmiştir. Denetçi ancak bir mahkeme kararıyla görevden alınabilir. Mahkeme de bu kararı haklı sebebin varlığı durumunda verebilir. Başka bir deyişle denetçi, ancak haklı bir sebebin, özellikle tarafsızlığı bozan herhangi bir olgu veya davranışın varlığında, mahkemece görevden alınabilir. “Haklı sebep” Tasarıda tanımlanmamıştır. Bu terim ile önce denetçinin kişiliğinden kaynaklanan sebepler kastedilmiştir: Meslekî yetersizlik (denetleme elemanlarının bilgilerindeki, okul sonrası uyum eğitimlerindeki noksanlık, yardımcı eleman, uzman, cihaz donanımı eksikliği), itibar kaybı vs. gibi. Denetçinin çalışma tarzı, şirkete zaman ayıramaması, bilgi sızdırması, taraf tutması da haklı sebep sayılır. Buna karşılık, görüş ayrılıkları haklı sebep olarak, ancak somut olay destekliyorsa kabul edilebilir.” ifade ederek 01.01.2021 faaliyet başlangıç, 31.12.2021 faaliyet bitiş tarihi bakımından Denetçi olarak atanmış … … A.Ş.nin görevden alınmasına; eşzamanlı olarak 01.01.2021 faaliyet başlangıç, 31.12.2021 faaliyet bitiş tarihi bakımından … … A.Ş.nin denetçi olarak atanmasına, yargılama ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın açılması için kanunda ön görülen hak düşürücü sürenin geççmiş olup davanın usulden reddi gerektiğini, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında 07.12.2021 tarih ve 366-2021/033 sayılı bağımsız denetim sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmede bağımsız asıl denetim ekibine, sorumlu denetçi olarak …’ın denetçi olarak, … ve …, denetçi yardımcısı olarak …’ın atandığını, bağımsız yedek denetim ekibine ise sorumlu denetçi olarak …’in denetçi olarak, Ali Temizkan ve …, denetçi yardımcısı olarak …’ın atandığını, daha sonra denetim asıl kadrosunda yer alan … yerine denetçi olarak …’ın müvekkili şirketin 24.01.2022 tarih ve 2022/001 sayılı yönetim kurulu kararı ile atanmış olduğunu, değişikliğin Kamu Gözetimi Kurumu Sözleşme Giriş Portalında güncellendiğini, davacı şirketin 31 Aralık 2020 tarihinde biten dönemine hesap ve işlemleri … A.Ş. tarafından denetlenmiş olup, düzenlenen bağımsız denetçi raporunun 24 Mayıs 2022 tarihinde taraflarına ulaştırıldığını, davacı şirketn 31 Aralık 2021 tarihi itibari ile fiziki stok tespiti için 2021 yılsonunda davacı şirketin adresine gidildiğini ve fiziki stok sayımı gerçekleştirildiğini, davacı şirketin iddialarının aksine Bağımsız Denetim Sözleşmesinde yer alan bağımsız denetim ekibinden …’ın davacı şirket ile 30 Mayıs 2022 tarihinde iletişime geçerek, bağımsız denetimi için talep edilen evrak ve belgeleri istediğini, denetim çalışmalarına başlamak için 30 Mayıs 2022 tarihine kadar beklenmesinin sebebinin, davacı şirketin bir önceki döneme ait bağımsız denetimden geçmiş finansal tabloları ve muhasebe kayıtları ve 2021 yılı açılış bakiyeleri kesinleşmeden şirketin 2021 yılı bağımsız denetim çalışmalarına başlanamaması olduğunu, davacı şirketin beyanlarının aksine, müvekkili şirketin sorumlu denetçisi olan …’ın davacı şirket üst yönetimi ile defalarca iletişim kurduğunun görüleceğini, davacı Şirket ile sadece … tarafından iletişime geçildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacı şirket ile denetim şirketinin denetim yetkisine haiz olan denetçileri ve denetçi yardımcıları ile irtibat kurduğunu, denetim süreci tamamlandıktan sonra bağımsız denetim sözleşmesine istinaden, “23.12.2022 tarihli Bağımsız Denetçi Raporu ve 23.12.2022 tarihli Riskin Erken Saptanması Sistemi ve Komitesi Hakkında Bağımsız Denetçi Raporu”’nun düzenlenerek, 23.01.2023 tarihinde Kamu Gözetimi Kurumu Sözleşme Giriş Portalına yüklendiğini, bağımsız denetim süreci boyunca muhasebe ve finanstan sorumlu üst yönetim başta olmak üzere, davacı şirket yönetimine yazılı olarak bilgi verildiğini, davacı şirketin müvekkili denetim şirketinin denetim sözleşmesi imzalayıp ödemesini peşin aldıktan sonra, görev icrasından kaçınmak için “görüş vermekten kaçınma” görüşü bildirdiği iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, davacı şirket ile müvekkili denetim şirketi arasında düzenlenen 07.12.2021 tarihli bağımsız denetim sözleşmesinin, ücret, faturalandırma ve diğer özel şartlar başlıklı 7 nci maddesinde KDV dahil denetim ücretinin Ocak 2022, Şubat 2022, Mart 2022, Nisan 2022 aylarında, her ay 19.175 TL olarak eşit taksitler halinde toplam 76.700 TL olarak ödenmesinin taraflarca karar altına alındığını, davacı şirketin borca batık olmasından ve sermayesinin tamamen yok olmasından dolayı, şirketin iddia ettiğinin aksine davacı şirkete, müvekkili denetim şirketi Riskin Erken Saptanması Komitesi kurulmasının gerekli olduğunu ilettiğini, ancak davacı şirketin bir önceki denetçinin tavsiyesi üzerinden 1 yıla yakın sürenin ve müvekkili denetim şirketinin tavsiyesinden 3 ay geçmesine rağmen Riskin Erken Saptanması Komitesini kurduğuna dair bir beyanda bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarının asılsız olduğunu, denetçi şirkete veri sağlanamadığının bizzat Yönetim Kurulu Başkanı tarafından imzalandığıını, olan yönetim temsil mektubunda teyit edildiğini, davacı şirketin, finansal tablo okuyucularını yanıltacak şekilde durumunu olduğundan daha iyi göstermek adına, yıldırma taktikleri kullanarak müvekkili denetim şirketine … ve …’ye aykırı muhasebe uygulamalarını kabul ettirmeye çalıştığını, bunun üzerine, müvekkili denetim şirketinin davacı şirket üst yönetimine mevzuattan kaynaklanan hakların tekrar hatırlatıldığını, davacı şirketin … ve …’ye göre, gerçek faaliyet zararının çok yüksek olması üzerine, davacı şirket yetkililerinin bu gerçeği saklayarak, muhasebe işlemlerini müvekkili denetim şirketine kabul ettirmeye çalıştıklarını, görülen lüzum üzerine, davacı şirket üst yönetimine bu finansal tabloların kendi finansal tabloları olduğu, … ve …’ye uygun hale gelmesi için yapılması gereken düzeltmelerin kendileriyle paylaşıldığını, ancak yine isterlerse bu düzeltmeleri yapmamak konusunda özgür oldukları, ancak düzeltmeler yapılmaz ise, denetçi raporunda bu hususlara yer verileceğinin hatırlatıldığını müvekkili denetim şirketinin profesyonel yaklaşımdan hiçbir zaman taviz vermediğini, davacı şirkete mevzuattan kaynaklanan hakları ve mevzuatın gereklilikleri konusunda bilgi verildiğini beyan ederek davanın öncelikle hak düşürücü süre dikkate alınarak usulden, mahkeme aksi kanaatte ise itirazları dikkate alınarak esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
24/05/2023 tarihli ara karar ve davalı vekilinin 22/05/2023 tarihli dilekçesi gereği şirket yetkililerinin yazılı beyanda bulunacaklarını belirtmek istemesi ve şirket yetkililerinin İzmir ilinde yaşayıp çalışmaları göz önüne alınarak taleplerinin kabulü ile TTK md 399/4 uyarınca şirket yetkililerine yazılı beyanda bulunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiştir.
Şirket yetkilisi … tarafından mahkememize ibraz edilen 31/05/2023 tarihli dilekçe ile; “01.01.2021-31.12.2021 hesap dönemi işlemlerinin denetimi için denetçi olarak genel kurulunda atamasına bağlı olarak, davacının yetkilisi olduğu … Konfeksiyon San. Ve Tic. A.Ş ile davalı şirketimiz arasında 07.12.2021 tarih ve … sayılı bağımsız denetim sözleşmesi düzenlenmiştir. Atama işlemi İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne 17.12.2021 tarihinde tescil olunarak, 22.12.2021 tarih ve 10478 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan olunmuştur. Yetkilisi olduğum şirket, davacının şirket ile düzenlediği söz konusu bağımsiz denetim sözleşmesini Kamu Gözetimi Kurumu Sözleşme Giriş Portalına yüklemiştir. 31.12.2021 tarihi itibariyle, davacı şirketin fiziki olarak stoklarının sayımı yapılarak stok tespiti yapılmıştır.30.05.2022 tarihinde, davacı şirketin finansal tablolarının kesinleşmesine bağlı olarak şirketimiz, davacı şirket ile irtibata geçerek, bağımsız denetim için talep edilen evrak ve belgeleri istemiş ve denetim çalışmalarına başlamıştır.
Bağımsız denetim süreci boyunca, davacı şirketin muhasebe ve finansmanından sorumlu üst yönetimi başta olmak üzere, davacı şirket yönetimine yazılı olarak bilgi verilmiştir. Görüş oluşturulmadan önce davacı şirketin finansal tablolarının son hali ve davacı şirketin tarafımıza sağlayamadığı bilgi ve belgeler, davacı şirket yönetim kurulu başkanı adına vekaleten hareket eden … ile teyit edilmiştir. Davacı şirket yönetim kurulundan yönetim temsil mektubu alınmıştır. Yönetim temsil mektubunda, 70.923.247,30 TL tutarındaki ticari alacaklar için teyit yazısının ve 31.12.2021 tarihi itibariyle 169.787.865,00 TL tutarındaki stokların teyit edilebilmesi için yeterli veri sağlanamadığı beyan edilmiştir. Doğrulanamayan ticari alacak ve stokların toplam büyüklüğü 240.711.112,00 TL tutarına denk gelmektedir. Bu tutar davacı şirketin aktif büyüklüğü olan 602.195.625,00 TL tutarın 9440’ına tekabül etmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere, davacı şirket üst yönetimi, Şşirket bilanço büyüklüğünün Y40’ına isabet eden tutar için veri sağlanamadığını beyan etmiştir.
Davacı şirketin 31 Aralık 2021 ve 31 Aralık 2020 tarihlerinde biten dönemlere ait gelir tabloları incelendiğinde, davacı şirketin 2021 yılında sürdürülen faaliyetlerinden 127.165.444 Türk Lirası ZARAR, 2020 yılına bakıldığında 86.530,312 Türk Lirası ZARAR ettiği görülmüştür.31 Aralık 2020 tarihinde davacı şirketin özkaynaklarının (eksi) 124.954.330 Türk Lirası ve yine 31 Aralık 2021 tarihinde davacı şirketin özkaynaklarının (eksi)24.720.647 Türk Lirası olduğu görülmüştür. Davacı şirketin aktif büyüklüğünün 440’ına ulaşan ve tarafımızca doğrulaması yapılamayan toplam 240.711.112,00 TL borç ve stok tutarı, 31.12.2021 tarihi itibariyle, şirketin aktif varlıkları toplamının 602.195.625,00 TL olması, buna karşılık kısa ve uzun vadeli borçlarının toplamının ise 626.916.272,00 TL olması nedeniyle, Türk Ticaret Kanunu’nun 376’ncı maddesinin üçüncü fıkrasına göre, davacı şirketin aktif varlıkları toplamı kısa ve uzun vadeli borçlarının toplamını karşılamamaktadır. Dolayısıyla, davacı şirketin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurarak, şirketin iflasını istemesi gerekirken, bağımsız denetçi raporunda olumlu görüş verilemeyeceği apaçık ortadadır.
Açıklandığı üzere, denetim süreci tamamlandıktan sonra, 23.12.2022 tarihli Bağımsız Denetçi Raporu düzenlenmiş olup, raporda görüş vermekten kaçınılmıştır. 23.12.2022 tarihli Riskin Erken Saptanması Sistemi ve Komitesi Hakkında Bağımsız Denetçi Raporu düzenlenmiş, raporda, 31.12.2021 tarihi itibariyle toplam finansal nitelikteki borçlarının 435.094.904,00 TL olduğu, ilgili yılın hasılat toplamının 266.169.873,00 TL olduğu, finansal borçlarının toplam hasılatının üzerinde olduğu, grubun özkaynak toplamının (eksi) 24.720.647,00 TL olduğu belirtilmiştir. Raporda, grubun 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) riskin erken saptanması ve yönetimi başlıklı 378 inci maddesi 1 inci fıkrası uyarınca, grubun varlığını gelişmesini ve devamını tehlikeye düşürecek sebeplerin olduğu tespit edildiğinden, riskin yönetilmesi amacıyla uzman bir komite kurmak için yönetim kuruluna öneride bulunulmuştur.
Düzenlenen raporlar 23.01.2023 tarihinde Kamu Gözetimi Kurumu Sözleşme Giriş Portalına yüklenmiştir. Ayrıca, davacı şirketin 2021 yılına ait yönetim kurulu yıllık faaliyet raporu 2023 yılı ocak ayı sonunda denetim şirketimize ulaştırılmış olup, Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporuna İlişkin Bağımsız Denetçi Raporu düzenlenmiş, raporda görüş vermekten kaçınılmıştır. Bu rapor da Kamu Gözetimi Kurumu Sözleşme Giriş Portalına yüklenmiştir.
Davalı denetim şirketi, denetim çalışmasını tamamlayarak, denetçi raporlarını düzenleyici kurum olan Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nun veri tabanına yüklemiştir. Kısacası denetim hizmeti mevzuat çerçevesinde tamamlanmıştır. Denetim hizmetini tamamlayan denetçinin görevden alınması ve yeni denetçi atanması davası açılmasının kanuna uygun olmadığı, konu hakkında düzenleyici kurum olan Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’ndan görüş alınması halinde de sabit hale geleceği kanaatini taşımaktayız…” şeklinde beyanda bulunulmuştur.
Mahkememizce Ankara Kamu Gözetimi, Muhasebe Ve Denetim Standartları Kurumu Başkanlığı’na müzekkere yazılarak 23/01/2023 tarihinde sözleşme giriş portalına yüklendiği beyan edilen raporların örneklerinin gönderilmesi istenilmiş, 06/07/2023 cevabi yazı ile istenilen örneklerin gönderildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 399 maddesi gereği 2021 yılı için Denetçi olarak atanmış … … A.Ş.nin aynı dönem için görevden alınması ve yerine … … A.Ş.nin denetçi olarak atanması talebine ilişkindir.
TTK. Md. 399 ‘ un denetçinin I – Seçim, görevden alma ve sözleşmenin feshi başlıklı maddesi incelendiğinde,
MADDE 399- (1) Denetçi, şirket genel kurulunca; topluluk denetçisi, ana şirketin genel kurulunca seçilir. Denetçinin, her faaliyet dönemi ve her hâlde görevini yerine getireceği faaliyet dönemi bitmeden seçilmesi şarttır. Seçimden sonra, yönetim kurulu, gecikmeksizin denetleme görevini hangi denetçiye verdiğini ticaret siciline tescil ettirir ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile internet sitesinde ilan eder.
(2) Denetçiden denetleme görevi, sadece dördüncü fıkrada öngörüldüğü şekilde ve başka bir denetçi atanmışsa geri alınabilir.
(3) Konsolidasyona dâhil olan ana şirketin finansal tablolarını denetlemek için seçilen
denetçi, başka bir denetçi seçilmediği takdirde, topluluk finansal tablolarının da denetçisi kabul edilir.
(4) Şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi;
a) Yönetim kurulunun,
b) Sermayenin yüzde onunu, halka açık şirketlerde esas veya çıkarılmış sermayenin yüzde beşini oluşturan pay sahiplerinin, istemi üzerine, ilgilileri ve seçilmiş denetçiyi dinleyerek, seçilmiş denetçinin şahsına ilişkin haklı bir sebebin gerektirmesi, özellikle de onun taraflı davrandığı yönünde bir kuşkunun varlığı hâlinde, başka bir denetçi atayabilir.
(5) Görevden alma ve yeni denetçi atama davası, denetçinin seçiminin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilanından itibaren üç hafta içinde açılır. Azlığın bu davayı açabilmesi için, denetçinin seçimine genel kurulda karşı oy vermiş, karşı oyunu tutanağa geçirtmiş ve seçimin yapıldığı genel kurul toplantısı tarihinden itibaren geriye doğru en az üç aydan beri, şirketin pay sahibi sıfatını taşıyor olması şarttır.
(6) Faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar denetçi seçilememişse, denetçi, yönetim kurulunun, her yönetim kurulu üyesinin veya herhangi bir pay sahibinin istemi üzerine, dördüncü fıkrada gösterilen mahkemece atanır. Aynı hüküm, seçilen denetçinin görevi red veya sözleşmeyi feshetmesi, görevlendirme kararının iptal olunması, butlanı veya denetçinin kanuni sebeplerle veya diğer herhangi bir nedenle görevini yerine getirememesi veya görevini yapmaktan engellenmesi hâllerinde de uygulanır. Mahkemenin kararı kesindir. (Ek iki cümle: 5/6/2017-KHK-691/8 md.; Aynen kabul: 31/1/2018-7069/8 md.) Kayyımlık görevi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yürütülen şirketlerde faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar denetçi seçilememiş olması halinde denetçi, şirket yönetim kurulunun teklifi üzerine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan tarafından atanır. Bakan bu yetkisini Fon Kuruluna devredebilir.
(7) Denetçinin mahkeme tarafından atanması durumunda, emsal dikkate alınarak, ücreti ile muhtemel giderler için mahkeme veznesine yatırılması gereken ön ödeme mahkemece belirlenir. Bunlara üç iş günü içinde itiraz edilebilir. Mahkeme kararı kesindir.
(8) Denetçi denetleme sözleşmesini, sadece haklı bir sebep varsa veya kendisine karşı görevden alınma davası açılmışsa feshedebilir. Görüş yazısının içeriğine ilişkin fikir ayrılıkları ile denetlemenin şirketçe sınırlandırılmış olması veya görüş yazısı vermekten kaçınma haklı sebep sayılamaz. Denetçinin sözleşmeyi feshi yazılı ve gerekçeli olmalıdır. Denetçi fesih tarihine kadar elde ettiği sonuçları genel kurula sunmakla yükümlüdür; bu sonuçlar 402 nci maddeye uygun bir rapor hâline getirilerek genel kurula verilir.
(9) Denetçi altıncı fıkra hükmüne göre fesih ihbarında bulunduğu takdirde, yönetim kurulu hemen, geçici bir denetçi seçer ve fesih ihbarını genel kurulun bilgisine, seçtiği denetçiyi de aynı kurulun onayına sunar.
Bağımsız Denetim Yönetmeliği madde 30’a göre;
(1) Denetim faaliyeti sonucunda Kurumun belirlediği şekil ve esaslara göre denetim raporu düzenlenir.
(2) Bu rapor, görüş başlığı altında:
a) Denetim konusunda ayrı ayrı veya toplu olarak denetim kıstasına göre önemli sayılabilecek herhangi bir uyumsuzluğun veya aykırılığın bulunmadığı durumlarda olumlu görüş,
b) Denetim konusunda ayrı ayrı veya toplu olarak denetim kıstasına göre önemli uyumsuzluklar veya aykırılıklar bulunduğu ya da yeterli ve uygun denetim kanıtı toplanamadığı, ancak bunların denetim konusunun genelini etkilemediği durumlarda sınırlı olumlu görüş,
c) Yeterli ve uygun denetim kanıtı elde edildikten sonra, tespit edilen uyumsuzlukların veya aykırılıkların ayrı ayrı veya toplu olarak önemli olduğu ve denetim konusunun genelini etkilediği durumlarda olumsuz görüş,
ç) Denetim konusunun genelini etkileyen önemli hususlarda denetim görüşüne dayanak olacak yeterli ve uygun denetim kanıtının elde edilemediği durumlarda ya da yeterli kanıt toplanmasına rağmen görüş oluşturmayı engelleyen belirsizliklerin sonradan ortaya çıktığı durumlarda görüş bildirmekten kaçınıldığına ilişkin görüş içerir.
(3) (Ek:RG-21/7/2017-30130) Türk Ticaret Kanunu uyarınca yapılan denetimlerde denetim raporlarının, denetimi yapılan finansal tabloların ait olduğu hesap dönemine ilişkin olağan genel kurul toplantısından en az 20 gün önce ve her durumda anılan Kanunda olağan genel kurul toplantıları için öngörülen azami sürenin sonuna kadar denetlenen işletmenin yönetim organına teslim edilmesi zorunludur.
Dava konusu olayda, TTK madde 399 ile Bağımsız Denetim Yönetmeliği madde 30′ un birlikte değerlendirilmesi gerekeceği, buna göre, TTK madde 399/4- b uyarınca Sermayenin yüzde onunu, halka açık şirketlerde esas veya çıkarılmış sermayenin yüzde beşini oluşturan pay sahiplerinin, istemi üzerine, ilgilileri ve seçilmiş denetçiyi dinleyerek, seçilmiş denetçinin şahsına ilişkin haklı bir sebebin gerektirmesi, özellikle de onun taraflı davrandığı yönünde bir kuşkunun varlığı hâlinde, mahkemenin başka bir denetçi atayabileceği, Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’ nun 06.07.2023 tarihli yazı cevabının incelenmesinde; davalının Görüş Vermekten Kaçınma dayanağı olarak ” Grup’un 31 Aralık 2021 tarihinde toplam 169.787.865 Türk Lirası tutarındaki hammadde, yarı mamul, mamul, ticari mal ve verilen avans kalemlerinden oluşan stokları için yıl sonu stok sayımlarına denetçi ekip katıldığı ancak Grubun muhasebe ve üretim sistemlerinin entegre olmaması nedeniyle stok sayım prosedürlerinin tamamlanamadığı, dolayısıyla grubun finansal tablolarında yer alan stoklar kalemi, satışların maliyeti ve dolayısıyla brüt satış karı kalemlerinin doğruluğu konusunda yeterli denetim kanıtı elde edilemediği, Grup’un ilgili kalemlerinin doğruluğu konusunda herhangi bir görüş vermedikleri, grubun 31 Aralık 2021 tarihinde dönen varlıkları altında 133.664.602 Türk Lirası ve duran varlıklar altında yer alan 35.981.747 Türk Lirası ticari alacaklar hesabı için ilişkili olmayan taraflara gönderilen 72.101.783,41 TL’lik dış teyit yazlarının 70.923.247.30 Türk Lirası için cevap alınmadığı, bununla beraber, Grup’un ilişkili taraflarıyla durağan yüksek tutarda ticari alacağı bulunduğu, İlgili ticari alacakların tamamı veya bir kısmı için şüpheli alacak karşılığı ayrılmış olsaydı, Grup’un finansal tabloları ve faaliyet karlılığı üzerinde önemli farklılıklar oluşabileceği, bu ticari alacakların doğruluğu ve geri kazanılabilirliğine ilişkin herhangi bir herhangi bir görüş oluşturamadıkları, 31 Aralık 2021 tarihinde finansal tablolarında yer alan 125.287.492 Türk Lirası ticari borçlar kalemi için örneklem seçimi yapılıp gönderilen 30.826.744 TL’lik dış teyit yazılarının, 13.992. 191 Tak Lirası için cevap alınamadığı, bunun sonucu olarak Grup’un finansal tablolarında yer alan ticari borç kalemlerinin tamlığı ve doğruluğu konusunda yeterli denetim kanıtı elde edilemediği vb.. Yeterli denetim kanıtı elde edilemediğine ilişkin ibarelerin yer aldığı, ancak email yazışmalarından da anlaşılacağı üzere tarafların iletişim halinde oldukları, fakat aralarında husumet doğduğu, davacı tarafın çok sayıda banka ile Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi imzalanmış olup, içinde kaldığı durum karşısında tüm kredi imkanının durdurulduğu ve operasyonun kilitlendiği yönündeki beyanı ve ticari şirketlerde aslonanın şirketin devamlılığı olduğu hususu ile Bağımsız Denetim Yönetmeliği madde 30 da göz önüne alınarak düzenlenecek bağımsız denetim raporunda nihai taktir bağımsız denetçide olmak üzere denetçi olarak atanmış … … A.Ş.nin görevden alınmasına ve hem Kamu Gözetim Kurumu sicilinde kayıtlı olması hem de İstanbul Bilirkişilik Listesinde kayıtlı olması nedeniyle mahkememizce resen seçilen …’ nin bağımsız denetçi olarak atanmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı vekilince hak düşürücü süre itirazında bulunulmuş ise de; taraflar arasındaki husumetin TTK madde 399 uyarınca denetçinin seçiminin gazetede ilanından itibaren değil denetim sırasında gerçekleştiği anlaşılmakla davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davacının davasının KABULÜ ile; Denetçi olarak atanmış … … A.Ş.nin görevden alınmasına,
2- 01.01.2021 faaliyet başlangıç, 31.12.2021 faaliyet bitiş tarihi bakımından …’ nin denetçi olarak atanmasına,
3- Taraflar arasındaki ücret emsal kabul edilip denetimin muhtemel süresi de göz önüne alınarak atanan bağımsız denetçiye taktiren 80.000 TL ücret taktirine, ücretin davacı tarafından depo edildiğinde bağımsız denetçinin göreve başlamasına,
4-Kararın Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil ve ilanına
5-Harç peşin alınmış olmakla başkaca alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin verilen karar ve mahkememiz gerekçesi uyarınca davacı üzerinde bırakılmasına, aynı gerekçe ile davacı lehine ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Artan Gider Avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokuluğunda, TTK madde 399 uyarınca kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.18/07/2023

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır