Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/756 E. 2023/709 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/756 Esas
KARAR NO : 2023/709
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 19/09/2022
KARAR TARİHİ : 09/11/2023

Mahkememize … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/12/2022 tarih, 2022/… 2022/… Karar numarası ile yetkisizlik kararı verilerek gönderilen ve görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin murisi … …’in 07/09/2020 tarihinde vefat ettiğini, … Noterliği’ nin 02/11/2020 tarih ve … yevmiye numaralı mirasçılık belgesi uyarınca murisin mirasının 4 pay kabul edilerek dört mirasçının birer paya sahip olduklarının belirlendiğini, müvekkilinin murisi müteveffa … …’in davalı şirketin %50 hissedarı olduğunu, şirketin %25’i oğlu … …’e %25’inin ise diğer oğlu … …’e ait olduğunu, murisin vefatı ile murise ait hisselerin kanun gereği müvekkilinin de aralarında bulunduğu mirasçılara geçtiğini, davalı şirketin 02/12/2020 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında müvekkilinin pay devrinin kabulüne karar vererek müvekkilinin pay sahibi olduğunun tespit edildiğini, ortağın ölümüne bağlı olarak mirasçıların pay geçişinin kanundan dolayı olduğunu, davalı şirketin bir aile şirketi olduğunu, müteveffanın ölümü sonrası aile içinde mirasın paylaşımı hususunda anlaşmazlıklar yaşandığını ve karşılıklı davalar açılarak halen devam ettiğini, müteveffanın vefatı sonrası şirketin yarı hissesini elinde bulunduran erkek çocuklardan oluşan ortakların kız kardeşlerinin pay devrini hukuka aykırı şekilde reddettiklerini, anneleri olan müvekkilinin ise pay devrini onayladıklarını, kız kardeşlerinin pay devrine yönelik davalarının halen devam ettiğini, bu sırada davalı şirketin aynı zamanda müdürleri olan ortakların pay devrini onayladıkları anneleri olan müvekkilinin davalar süresince zor durumda bırakabilmek amacıyla tamamen kötü niyetli olarak kar payı dağıtımını engellediklerini, kar paylarının vazgeçilmez bir hak olduğunu, pay sahibinin mecburiyetten doğan kar payı hakkından vazgeçilemeyeceğini ve bertaraf edilemez hak olduğunu, karın dağıtılmayarak şirketin yedeklerine eklenmesine ilişkin kararın yasaya aykırı olduğunu, 2021 yılı faaliyet raporunda şirketin net karının yaklaşık 12 milyon TL olarak belirlenmiş iken şirket müdürlerine yıllık ödenecek maaş miktarının toplamda yaklaşıl 2,5 milyon TL’yi bulduğunu, şirketin yıllık karının 5 te biri oranında müdür maaşı belirlenmesinin hakkın kötüye kullanılmasının açık bir göstergesi olduğunu, bu hususta emsal olacak Yargıtay kararları bulunduğunu, dava konusu şirketin bir aile şirketi olduğunu, şirket müdürlerinin aynı zamanda şirket ortakları ve davacı müvekkilinin oğulları olduğunu, taraflar arasında süregelen birçok davanın söz konusu olduğunu, davacı müvekkilinin 72 yaşında olup müteveffa eşinden kalan emekli aylığı dışında herhangi bir gelirinin bulunmadığını, davaya konu karara imza atan ortaklardan müvekkilinin çocuklarının annelerinin maddi durumunu bildiğini ve kötüniyetli olarak hareket ettiklerini, aynı karar altında hem şirket kar payının dağıtılmamasına karar alırken, bir taraftan da şirket müdürü sıfatı ile kendilerine aylık 100.000 TL gibi yüksek bir maaş belirlediklerini, şirketin aylık sadece müdürlerine 200.000 TL maaş ödenmesine karar verilirken, kar payının hiç dağıtılmamasının açık bir kötüniyet göstergesi olduğunu, 2021 yılı faaliyet raporunda şirketin net karının yaklaşık 12 milyon belirlenmiş iken şirket müdürlerine yıllık ödenecek maaş miktarının toplamda yaklaşık 2,5 milyonu bulduğunu, şirketin yıllık karının beşte biri oranında müdür maaşı belirlenmesinin hakkın kötüye kullanılmasının açık bir göstergesi olduğunu beyan ederek 01/07/2022 tarihli olağanüstü genel kurul kararının iptaline, kar payı dağıtılmaması ve şirket müdürlerinin maaşlarına yönelik kararlarının iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, davacı … … tarafından şirketin yüzde elli ortağı olan müteveffa … …’in vefatı sonrası 08.11.2020 tarihinde … Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2020/… esas sayılı tereke dosyası ile müteveffaya ait terekenin tespiti, resmen yönetilmesi ve tasfiyesi istemli dava açıldığını, ilgi dosya kapsamında terekenin yönetilmesi için 02.12.2020 tarihinde tereke temsilcileri atandığını ve terekenin halen daha temsilciler tarafından yönetildiğini, bu sebeple davanın mirasçı tarafından açılabilmesinin mümkün olmadığını, davanın husumet yokluğu sebebiyle reddedilmesi halinde ise davacının Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde huzurdaki davayı açabilecek kişilerden olmadığını, davacı … …’in bu şartları sağlamadığını, müteveffa … …’in terekesinin taksim edilmediği, dolayısıyla elbirliği mülkiyetin geçerli olduğu, davacının mirasçısı olduğu terekenin temsilciler aracılığıyla yönetildiği, bu temsilcilerin usulüne uygun yapılan genel kurul toplantısına iştirak ettikleri ve tüm kararların oybirliği ile alındığı değerlendirildiğinde, davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin üretim kapasitesini arttırmayı hedeflediğinden makine ve teçhizat yatırımları yapacağını, bu yatırımlar amacıyla Ticaret Bakanlığı tarafından İthalat Genel Müdürlüğü’nün iznine istinaden 03/03/2022 belge tarihli, … belge nolu yatırım teşvik belgesinin mevcut olduğunu, bu yatırımın teşvik belgesinde görüleceği üzere müvekkili şirketin 43.940.000,00-TL’yi aşan miktarda ithal makine ve yaklaşık 20.000.000,00-TL’ye varan yerli makine olmak üzere toplamda 60.000.000,00-TL’yi aşan bir miktarda yatırım gerçekleştireceğini, nitekim şirketin yüzde elli payı hususunda oy kullanma yetkisini haiz müteveffa … … terekesi temsilcileri ile birlikte kar payının dağıtılmayarak yatırım yapılması hususunun genel kurulda görüşülerek oy birliği ile kabul edildiğini, 01.07.2022 tarihli genel kurul toplantısında, müdürlerin maaşlarının yükseltilmesi hususunda karar alındığını, mevcut durumda müdürlerin maaşının 100.000,00 TL’ye yükseltildiğini, ülkemizin ekonomik durumu, enflasyonun yüksekliği, döviz piyasasının hareketliliği, alım gücünün düşmesi ve asgari ücrete yapılan zamlar göz önüne alınarak müdürlere ödenmesi kararlaştırılan ücretin emsallerine uygun olması sebebiyle genel kurul kararının iptali isteminin reddi gerektiğini, Türk Ticaret Kanunu Madde 448(3) uyarınca davalı şirketin uğrayacağı muhtemel zararlar için teminat taleplerinin olduğunu, davanın kötüniyetle açıldığından Türk Ticaret Kanunu madde 451 uyarınca davalı şirketin itibarı zedelendiğinden maddi ve manevi tazminat davası açma hakları saklı tuttuklarını, müvekkili şirketin dava sonunda haklı çıkması halinde muhtemel zararlarının karşılanması adına, TTK 448(3) uyarınca uygun bir teminat belirlenmesine ve davalı tarafından karşılanmasına, davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine, reddedilmemesi halinde, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine, reddedilmemesi halinde, davaya konu Genel kurul kararlarının usul ve yasaya uygun olması sebebiyle davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ile ekleri, cevap dilekçeleri ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nce davalı … Ticaret Limited Şirketi’nin ilk kuruluşundan itibaren sicil kaydının, 2022 yılına ait 01/07/2022 tarihli olağan genel kurul toplantısı tutanağında alınan kararları da dahil olmak üzere pay durumunu gösterir sicil kaydının gönderildiği anlaşılmıştır.
Dava, davalı şirketin 01/07/2022 tarihli 2022 yılı olağan genel kurulunda kar payı dağıtılmaması ve şirket müdürlerinin maaşlarına ilişkin alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
… Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/… E. Sayılı dosyası celp edilerek yapılan incelenmesinde; davacı … tarafından davalılar … …, … … ve … … aleyhine muris … …’in 07.09.2020 tarihindeki vefatı nedeniyle bıraktığı terekeye temsilci atanması ve terekenin korunması talepli dava açıldığının anlaşıldığı, mahkememizin 15/06/2023 tarihli celsede, terekenin temsilci vasıtasıyla yürütüldüğü anlaşılmakla … Sulh Hukuk Mahkemesi’nce atanan tereke temsilcilerine tebligat çıkarılarak dosyamız davacısı … … tarafından açılan davaya muvafaketlerinin olup olmadığına dair açık beyan dilekçesi sunulmasının istenildiği, yapılan tebligata müteakip tereke idare memurları vekilince sunulan 17/07/2023 tarihli beyan dilekçesi ile; müvekkilinin tereke idare memurlarının anılan genel kurula Tereke Hakimliği tarafından düzenlenen yetki belgesi gereği katılım sağladığını, genel kurul toplantısının kanunlara ve ekonomik koşullara uygun kararlar ile gerçekleştirilmiş olduğundan şirkete ait mali kayıtların da verdiği veriler ile şirketin kar ediyor olması mevcut yönetimin yararlı ve de başarılı bir yöneticilik özelliği gösterdiği kanaatinde olduklarını, açılan dava bakımından taleplerin dayanaksız olması nedeni ile reddi gerektiği kanaatinde olduklarını ve müvekkili Tereke İdare Memurluğu’nun açılan davaya muvafakat etmediklerini ve alınan kararların kanuna ve ekonomik koşullara uygun ve terekenin yararına olması nedeni ile davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm deliller birlikte incelenip değerlendirildiğinde, muris … …’ in terekesinin tereke idare memurları Av. … ve SMM … tarafından idare edildiği, tereke idare memurluğu vekilinin 17.07.2023 tarihli beyan dilekçesi ile tereke idare memuru vekilinin 09.11.2023 tarihli duruşmada alınan sözlü beyanı dikkate alınarak tereke idare memurlarının açılan davaya muvafakat etmedikleri anlaşılmakla davacının davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davacının davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85.-TL karar harcının peşin yatırılan 80,70.-TL’den mahsubu ile eksik yatırılan 189,15‬-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 17.900,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/11/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır