Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/691 E. 2023/514 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/691 Esas
KARAR NO:2023/514

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/12/2018
KARAR TARİHİ:11/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle;…. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile alacaklı görünen … A.Ş. tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, takip dayanağı olarak …- …/… Şubesinin … iban numaralı hesabından keşide edilen, keşide yeri …, … çek seri numaralı, 31.07.2018 keşide tarihli ve 71.520,00 TL. bedelli çekin gösterildiğini, takip konusu çekin, müvekkilinin rızası hilafına elinden çıktığını, müvekkilinin davalı … A.Ş., …, …’e hiçbir borcu, herhangi bir ticari ilişkisi, başkaca alacak verecek ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin sadece … San.ve Tic. A.Ş. İle ticari ilişkisi bulunmakta olduğunu, bu nedenle dava konusu çekin verildiğini, müvekkili tarafından çek bedelinin davalı şirkete ödendiğini, alacak- verecek ve cari hesap ilişkisi sona erdiğini, …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında takibe dayanak yapılan çekin, çalıntı olduğunu, Müvekkilinin rızası hilafına elinden çıktığını, bu nedenle, ciro zinciri kopuk olduğunu, alacaklı görünen şirket durumu bilerek, kötü niyetle hareket ettiğini, senetin arkasındaki cirolar sahte olduğunu, müvekkilinin …. ve Tic. A.Ş., otomotiv sanayi ile yedek parça üretimi, pazarlaması, ihracatı yapan bir firma olduğunu, bu nedenle, ham madde tedarikini yaptığını, … Bağl. … Sn. Tic. A.Ş. ile arasında ticari ilişki bulunmakta olduğunu, devam eden ticari ilişki nedeniyle takip konusu çeki düzenlediğini, cari hesap dökümü ekte sunulduğunu, cari hesap özetinden alacak miktarı ve çek bedelinin aynı olduğu açıkça görüldüğünü, söz konusu çekin, … Bağl. … Sn. Tic. A.Ş.’ ye gönderilmek üzere, … unvanlı kargo şirketine teslim edildiğini, kargo evraklarının sunulduğunu, ancak, kargo şirketinin … plaka sayılı aracında, hırsızlık olayı yaşandığını, müvekkili tarafından düzenlenen çekin de çalındığını, bu nedenle, çekin, kargo şirketi tarafından … Bağl. … Sn. Tic. A.Ş.’ ye teslim edilemediğini, ekte ifade tutanağı sunulmakta olup, ifadede geçen … numaralı fatura müvekkili şirkete ait olduğunu, … Bağl. … Sn. Tic. A.Ş.’nin, çekin kendilerine ulaşmadığına ilişkin yazısının ekte sunulduğunu, çekin kargoda çalınması nedeniyle önce tarafımızdan Önce … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile çek iptali davasının açıldığını, mahkemece, husumet yokluğu nedeniyle davamızın reddine karar verildiğini, bunun üzerine, … Bağl. … Sn. Tic. A.Ş. adına … 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığını, tüm masrafların, müvekkili tarafından karşılandığını, mahkemece 31.07.2018 tarihli tensip zaptı ile %10 teminat karşılığında tedbir kararı verildiğini, teminatın müvekkili tarafından yatırıldığını ve çeke ilişkin ödeme yasağı konulduğunu, bankaya da bu durum aynı gün müzekkere ile bildirildiğini,
çekin kargoda kaybolması nedeni ile müvekkilinin ve … Bağl. … Sn. Tic. A.Ş. arasında protokol yapılmış ve müvekkilim çek bedelinin tamamını ödediğini, protokol ve makbuzların ekte sunulduğunu, 15.08.2018 tarihli söz konusu protokolde teminat dahil tüm mahkeme masraflarının müvekkili şirket tarafından karşılandığının açıkça görüldüğünü, takibe dayanak yapılan çek arkasında davalı faktoring şirketinin cirosu dahi bulunmadığını, hiç bir şekilde adı geçmediğini, takip dayanağı çek arkasındaki imzalar sahte ve geçer olduğunu, bu nedenle, bu cirolar hukuki değere sahip olmadığını, sonrasında ise … A.Ş.’nin cirosu bulunduğunu, hiçbir şekilde davalı … A.Ş.’nin şirketin cirosu, ismi, kaşesinin bulunmadığını, çekin, davalı şirkete nasıl geçtiğinin belirli olmadığını, ciro zincirinin kopuk olduğunun açık olduğunu, çekteki ciroların sahte ve geçersiz olduğu gibi, çekin davalı şirkete nasıl geçtiğinin de belirsiz olduğunu, ciro zincirinin her açıdan kopuk olduğunu, davalı şirketin meşru ve yasal hamil olmadığını, açıklamaları gereğince, takibin açıkça hukuka aykırı olduğu açık olduğunu, çekin çalıntı olduğunu, cirolar sahte ve ciro zinciri kopuk olduğunu, müvekkilinin tarafından çek bedeli ödendiğini, ayrıca, tüm masrafların da müvekkili tarafından yapıldığını, müvekkili tarafından iki teminat yatırıldığını, mahkemece tedbir kararı verilmemesi halinde, müvekkilinin haksız ve hukuka aykırı takip nedeniyle ve ödeme yaptığı halde yeniden ödeme yapmak zorunda kalabilecğini, çekin çalınmış olması müvekkilinin ödeme yapması ve iyi niyeti gözetilerek, teminatsız olarak tedbir kararı verilmesini …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası, …- …/… Şubesinin … iban numaralı hesabından keşide edilen, keşide yeri …, … çek seri numaralı, 31.07.2018 keşide tarihli ve 71.520,00 TL. bedelli çek ve başkaca herhangi bir nedenle, hiçbir ticari ilişki, alacak- verecek nedeni ile müvekkilim şirketin davalı şirketlere borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini, …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına ilişkin takibin; öncelikle, tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, haksız takip nedeniyle, %20’dan az olmamak üzere, icra inkar tazminatının, davalılara yükletilmesine karar verilmesini, Masraf, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … A.Ş. vekilinin davaya karşı cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile diğer davalı … arasında imzalanan genel faktoring sözleşmesi kapsamında, ciro yoluyla tevdi alınan dava konusu çeke ilişkin müvekkil tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davacı tarafından icra takibi sonrası eldeki dava açılmış olup davanın müvekkil yönünden reddinin gerektiğini, şöyle ki; müvekkilinin faktoring şirketi alacağı tevsik eden belgelere binaen faktoring işlemi yaptığını ve dava konusu çeki usulüne uygun olarak ciro yolu ile tevdi aldığını, müvekkili ile diğer davalı … arasında 04.06.2018 tarihinde Genel Faktoring Sözleşmesi (Ek-1: Genel Faktoring Sözleşmesi) mevcut olduğunu, iş bu sözleşme çerçevesinde dava konusu çek 08.06.2018 tarihli alacak bildirim formu ve çek senet tevdi bordrosuna istinaden (Ek-2: İşlem Evrakları) ciro yoluyla müvekkil şirkete intikal ettiğini, müvekkil şirketin, iktisap ettiği dava konusu çekteki ciro silsilesinde, çeki veren kişinin, devralınan faturada alacaklı gözüken kişi ve bu kişiden bir önceki cirantanın da faturadaki borçlu ile aynı olduğu, fatura ile kambiyo senedi arasındaki tutarların uyumlu olduğu hususlarında gerekli araştırmaları yaparak çeki iktisap ettiğini, dolayısıyla müvekkili şirketin 6361 sayılı kanuna uygun olarak faktoring işlemi yapmış olup, çekin iktisabında kötü niyeti ve ağır kusuru bulunmadığını, müvekkili şirketin dava konusu çeke ilişkin faktoring işlemi yaptığı sırada çeke ilişkin herhangi bir menfi kayıt bulunmadığını, davacının her ne kadar müvekkilinin basiretsiz ve kötü niyetli olduğunu iddia etmiş ise de ekte sunduğu alacak bildirim formu ile görüldüğü üzere çekin müvekkili şirkete 08.06.2018 tarihinde intikal ettiğini, … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. Sayılı dosya nezdinde verilen ödeme yasağı kararı ise 31.07.2018 tarihli olup, çekin faktoring işlemine tabi tutulduğu tarihten sonra olduğunu, müvekkilinin faktoring işlemi yaptığı tarihte çeke ilişkin herhangi bir herhangi bir menfi kayıt bulunmadığını, müvekkilinim çekin çalındığından haberdar olması da mümkün olmayıp müvekkiline kötü niyet atfedilmesinin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının çek bedelinin diğer davalı … San. ve Tic. A.Ş.’ye ödediğini iddia etmekte ise de faktoring şirketleri hakkında mevzuatta yapılan değişiklik sonrasında, taraflar arasındaki defilerin faktoring şirketine karşı ileri sürülme imkanı ortadan kaldırıldığını, 6361 sayılı kanunun 9/(3).maddesi “Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri hâlinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktoring şirketine karşı ileri süremeyeceğini, meğerki, faktoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmüyle taraflar arasındaki her türlü definin faktoring şirketine karşı ileri sürülmesinin önüne geçtiğini, nitekim saygın bir faktoring şirketi olan ve BDDK denetiminde bulunan müvekkili şirketin davacının bile bile zararına hareket etmesi gibi bir durum söz konusu olmadığı gibi müvekkili şirketin taraflar arasındaki anlaşmaları veya ödemeleri bilme olanağını da yoktur. Dolayısıyla davacı tarafından mahkemeniz dosyasına sunulan ödeme dekontlarının müvekkil yönünden ileri sürülemeyeceği açıktır.
fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla, öncelikle tedbir talebinin reddine, haksız ve kötüniyetli davanın reddine, kötüniyetli davacının %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına çarptırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … Elem. San. Ve Tic. A.Ş. vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle;aleyhine açılmış huzurdaki davada husumetin müvekkili şirkete yönetilmesinin hatalı olduğunu, davanın Müvekkil şirkete yöneltilmesinde hukuki menfaatin olmadığını, Zira, davacı ile bir çekişmesinin bulunmadığını ve kendilerinden dava konusu çek ile ilgili bir talebinin de bulunmadığını, davacı Şirketin, Müvekkiline borcu sebebiyle dava konusu çeki kargo ile Müvekkil şirkete yollamış ancak eline ulaşmadan kaybolduğunu, Çek arkasında müvekkil şirketin imzası ve kaşesi bulunmadığını, davalılardan alacaklı … A.Ş. Tarafından Dava konusu çek ile ilgili Müvekkil şirkete …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ile ilgili yapılmış icra takibin hakkında tedbir kararı alınarak tarafından gerekli davalar açıldığını, …. Asliye Ticaret Mahkemesi … esas dosyası ile açılmış menfi tespit davası ve …. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılmış imza itirazı davalarının kabulünün haklılıklarını ortaya koyacağını,bahsedilen davalarının sonuçlarının huzurdaki davayı da yakından etkileyeceğini, çek lehtarı olan müvekkili şirketçe imzalanmayan yani ciro edilmeyen çekin sonraki cirantalarının da haklı hamil olamayacağını bildirip, açıklanan nedenlerle takibin durdurulmasına, alacaklının % 20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekilinin davaya karşı cevap dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine takip başlatılması üzerine tarafınca …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile imzaya itiraz edildiğini, adı geçen dava dosyasında verilen tedbir kararı icra dosyasına teminat depo edilmekle infaz edildiğini ve müvekkili aleyhine başlatılan takibin durdurulduğunu, bununla birlikte müvekkili adına atılan sahte imza nedeniyle tarafınca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulmuş olup soruşturma dosyası 2018/… Soruşturma numarasına kaydedildiğini, çekte müvekkil adına ciro atılırken müvekkilin kaşesi de taklit edilmiş, müvekkilin ticari unvanı “… İnşaat …” olmasına rağmen çek arkasında müvekkile atfen “… İnşaat Yapı Malzemeleri Hırdavat Sanayi ve Ticaret …” ibaresi kullanıldığını, bu hususları göstermesi bakımından müvekkiline ait İTO kaydını ve müvekkilinin geçmişte tanzim etmiş olduğu faturaların ve kaşesinin bir örneğini de dilekçe ekinde sunduğunu, müvekkilinin çek arkasında kendisinden önce görünen ciranta ve kendisinden sonra görünen cirantayı tanımamakta olup bugüne dek adı geçen şirketlerle de hiçbir ticari ilişkisi olmadığını, d
avaya konu …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası açıldıktan sonra müvekkili aleyhine aynı sahtecilik yoluyla bir takip daha açıldığını, … … Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile başlatılan bu takipte de müvekkili adına yapılan aynı sahte kaşe ve sahte imza kullanıldığını,
…. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına konu çekle benzer biçimde … … Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına konu çek arkasında müvekkilinden sonra gelen ciranta … – İlter İnşaat isimli kişi olduğunu, bahsi geçen … isimli bu kişi ve bu kişi ile ortak hareket eden kişiler kötü niyetli biçimde ele geçirdikleri çeklerin arkasına, müvekkili adına sahte imza atarak ve sahte kaşe kullanarak ciro atmakta, bu durum da müvekkilinin gerçekte hiç olmayan bir borç altına soktuğunu, müvekkili aleyhine başlatılan ilk takip olan …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından haberdar olunması sonrası yapılan araştırmada, bahsi geçen takibe konu çekin lehdarı olarak görünen ve İstanbul ili Beylikdüzü ilçesinde bulunan davalı … San. Tic. A.Ş. ile iletişime geçilmiş, kendilerinden takibe konu çekin lehlerine keşide edildikten sonra kargoda kaybolduğu, çekte kendileri adına da sahte kaşe kullanılarak sahte imza atıldığı, kendilerinin de bu çeke karşı ilgili yasal yollara başvurmuş oldukları öğrenildiğini, yine müvekkili aleyhine başlatılan … … Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası açıldıktan sonra yapılan araştırmada, müvekkilinden önce çekte ciranta olarak görünen … ve Sanayi Limited Şirketi yetkilileri ile yapılan görüşmede bahsi geçen şirketin de İstanbul ili Beylikdüzü ilçesinde bulunduğunu, bu takibe dayanak olarak gösterilen çekin de kendilerine kargo yolu ile gönderildiği esnada kaybolduğu öğrenildiğini, kuvvetle muhtemel gerek dava konusu takibe dayanak çek gerekse … … Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında takibe dayanak çek İstanbul ili Beylikdüzü ilçesinde bulunan aynı kargo şubesinden aynı kişi tarafından çalındığını ve aynı yolla farklı faktoring şirketlerine verildiğini, müvekkili aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini, müvekkili aleyhine açılan haksız dava nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizce oluşturulan ara kararı gereği dosyanın kök rapor için bilirkişi Mali Müşavir … tarafından verilen 27/09/2019 tarihli bilirkişi kök raporunda; İncelenen davacı şirkete ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikinin yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiği, defterlerin birbirini teyit ettiği, dolayısı ile sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, Davacı şirketin Ticari Defter kayıtlarına göre, Takip konusu Çekin Ticari Defterlerde kayıtlı olduğu ve çekin iade işleminin yapıldığı,Davacı Şirket kaybolan Çek bedelini Banka vasıtası ile … San. ve Tic. A.Ş.’ne ödediği, Davacı şirket ile Davalı … A.Ş. ile ticari ilişkisinin bulunmadığı, Davalı … A.Ş. ile Davalı … arasında 08.06.2018 tarihli sözleşme ve eklerine göre; dava konusu çeke faktoring işlemi yapıldığı ve karşılığında 68.061,83 TL … hesabına ödeme talimatı düzenlendiği, görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Tarafların iddiaları ve itirazları doğrultusunda alınan ek raporda, Davalı tarafından verilen Bilirkişi Raporuna İtiraz Dilekçesinde Özetle; Müvekkil Şirket ticari Defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmadığım, müvekkil ile diğer davalı faktoring müşteri arasındaki faktoring işlemlerine yer verildiğini ve söz konusu işlemlerin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususunda herhangi bir tespitte bulunmadığını, Müvekkil Şirketin dava konusu çeke ilişkin faktoring işlemi yaptığı sırada çeke ilişkin herhangi bir menfî kayıt bulunmadığını, Çekin müvekkil şirkete 08.06.2018 tarihinde intikal ettiğini, verilen ödeme yasağının 31.07.2018 tarihinde olduğunu ve çekin faktoring işlemine tabi tutulduğu tarihinden sonra olduğunu, müvekkilin çekin çalındığından haberdar olmasının mümkün olmadığını, Açıklanan nedenlerle eldeki bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, yeni bir bilirkişi raporu alınmasına, müvekkil şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi inceleme yapılamasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi ek raporunun sonuç kısmında; incelenen davacı şirkete ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikinin yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiği, defterlerin birbirini teyit ettiği, dolayısı ile sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, Davacı şirketin Ticari Defter kayıtlarına göre, Takip konusu Çekin Ticari Defterlerinde kayıtlı bulunduğu ve çekin iade işleminin yapıldığı, Davacı Şirket kaybolan çek bedelini Banka vasıtası ile … San. ve Tic. A.Ş.’ne ödediği, İncelenen davalı şirkete ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikinin yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiği, defterlerin birbirini teyit ettiği, dolayısı ile sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, Davalı … A.Ş.’nin Ticari Defter kayıtlarına göre, Takip konusu Çekin Davalı …’den alındığı ve Ticari Defterlerinde kayıtlı bulunduğu, Davalı … A.Ş. ile Davalı … arasında 08.06.2018 tarihli sözleşme ve eklerine göre; dava konusu çeke faktoring işlemi yapıldığı ve karşılığında 68.061,83 TL … hesabına ödeme talimatı düzenlendiğini, Davalı … A.Ş. ile Davalı … arasında gerçekleştirilen faktoring işlemine yönelik ilgili yönetmelik gereği tüm hukuki yorum ve takdir Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, işlem nezdinde devralınan faturanın; Faturayı devralan kuruluş tarafından müşteriyi yeteri kadar tanıyacak şekilde istihbarat çalışmasına yönelik detaylı bilgi ve belge ile birlikte, mali durumunun değerlendirildiğini gösteren belge sunulmadığı, Fatura borçlusuna başvurularak borcun teyit edildiğine dair belge bulunmadığı, Merkezi Fatura Kaydının belgelenmediği, Fatura bilgilerinin Merkezi Fatura Kaydı Sistemine kaydedilmesi suretiyle faturanın mükerrer olmadığının kontrolünün yapıldığına dair belge sunulmadığı, işlemlerde Davacı Şirket ile Davacı … A.Ş. ile ticari ilişkisinin bulunmadığı, görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen 30/06/2020 tarihli … sayılı kararında “davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı takip dosyasından davacının borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmadığı için icra inkar tazminatı taleplerinin reddine, davacının, davalılar … … Elem. San. Ve Tic. A.Ş. ile … ve …’e yönelttiği davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine” verilen kararımızın istinaf edilmesi sonucu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2020/2088 Esas 2022/1592 Karar sayılı kararında “… İlk derece mahkemesinin 30.06.2020 tarihli son duruşmasında kısa kararda, “Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın kabulü ile, ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davacının borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmadığı için icra inkar tazminatı taleplerinin reddine” hükmüne yer verilmesine karşın mahkemenin 06.07.2020 tarihinde yazdığı gerekçeli kararında, “- Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı takip dosyasından davacının borçlu olmadığının tespitine, – Şartları oluşmadığı için icra inkar tazminatı taleplerinin reddine, – Davacının, davalılar … … Elem. San. Ve Tic. A.Ş. ile … ve …’e yönelttiği davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine.” ibarelerine verilmek suretiyle çelişkiye yol açılmıştır.
HMK’nın 298/2 maddesi gereğince, hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği kısa karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu kısa karara aykırı olmaması gerekir. Gerekçeli kararda, kısa hükmün aynen bulunması ancak bu kararın gerekçesinin açıklanması lazımdır. Gerekçeli karar ile kısa kararın değiştirilmesi mümkün olmayıp, gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılması şarttır. Somut olayda mahkemenin açıklanan şekilde kısa karar ile gerekçeli kararda farklı hükümlere yer vermesi usule aykırı olduğundan, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkeme kararının net olmaması karşısında taraf vekillerinin sair istinaf sebepleri konusunda inceleme yapılamamıştır. ” gerekçesi ile mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-2738 Esas 2021/1513 Karar sayılı kararında ” 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir Çek, 6102 sayılı TTK’nın üçüncü kitabı ile 5941 sayılı Çek Kanunu ve bu Kanun uyarınca çıkarılan tebliğlerle düzenlenen bir kıymetli evraktır. 6102 sayılı TTK’nın 670 vd. düzenlemelerine göre çek de poliçe ve bono gibi bir kambiyo senedidir. 6102 sayılı TTK’nın üçüncü kitabında 780-823. maddeleri arasında düzenlenen çeke 818. maddenin yaptığı atıflar çerçevesinde poliçeye ilişkin hükümlerin uygulanması kabul edilmiştir (Bozer, Ali /Göle, Celal: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara, 2018, s. 221)Çek, 6102 sayılı TTK’da tanımlanmamıştır. Çeke ait hükümler göz önüne tutularak çek şöyle tarif edilebilir: Çek, Kanun’un öngördüğü belirli şekil şartlarına bağlı, soyut ve kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi konusunda sadece bankalar üzerine düzenlenebilen, kıymetli evraktan sayılan özel bir havaledir (Tuna, Ergun/ Göç Gürbüz, Diğdem: Ticaret Hukuku Prensipleri Kıymetli Evrak, Ankara 2018, s. 268).Bu havalenin yazılı şekilde yapılması, belli şekil şartlarını içermesi ve kayıtsız şartsız bir ödeme yetkisi biçiminde olması gerekir. Çek düzenleyen, muhataba belirli bir bedeli lehtara ödeme, lehtara da tahsil yetkisi veren bir kambiyo senedidir. Çek bir ödeme aracıdır. Ancak poliçe ve bonodaki gibi kredi işlevine haiz değildir. Ticarî hayatta yaygın olarak ileri tarihli çek düzenlenerek çekin kredi veya teminat aracı olarak kullanıldığı görülmektedir. Bu kullanım şeklinin dahi çekin ödeme aracı olma özelliğini ortadan kaldıramayacağı unutulmamalıdır. Çek muhatap banka tarafından görüldüğünde meşru hamil olan kişiye nakden ödenir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 757/1. maddesine göre, iradesi dışında çek elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatap bankayı çeki ödemekten menedilmesini isteyebilir. Aynı Kanun’un 759. maddesi uyarınca, çeki eline geçiren kişi bilinmiyorsa, çekin iptaline karar verilmesi istenebilir. İptal isteminde bulunan kişi, çek elinde iken zıyaa uğradığını inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sağlamak ve senedin bir suretini ibraz etmek veya senedin esas içeriği hakkında bilgi vermekle yükümlüdür.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 764. maddesi uyarınca elden çıkan çek, verilen süre içinde mahkemeye sunulmazsa, mahkemece çekin iptaline karar verilir. Çekin iptaline karar verilmiş olmasına rağmen, iptal talebinde bulunan keşideciye karşı çekten doğan istem hakkı ileri sürebilir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 687. maddesine göre, çekten dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’îleri başvuran yetkili hamile karşı ileri süremez. Ancak hamil, çeki iktisap ederken çekin keşidecinin rızası dışında elinden çıktığını ya da çekin karşılığının daha önce çeki elinde bulunduran kişiye keşideci tarafından ödendiğini bile bile keşidecinin zararına hareket etmiş olması durumunda keşideci hamile karşı kötü niyet def’înde bulunabilir. Çek hakkında iptal kararı verilerek bu karara dayalı olarak keşidecinin lehtara ödeme yapmış olması yetkili hamile karşı 6102 sayılı TTK’nın 687. maddesi gereği ileri sürülemeyeceğinden keşidecinin çekin lehtar tarafından iptal ettirilmesi ve buna dayalı olarak lehtara ödemede bulunması def’ini ancak lehtara karşı ileri sürebilir. Bunu yanında çeki elinde bulunduran yetkili hamile karşı ileri süremez. Çeklerin devrinin nasıl yapılacağı 6102 sayılı TTK’nın 788. maddesinde poliçeden ayrı ve özel olarak düzenlenmiştir. Bu maddeye göre açıkça “emre yazılı” kaydıyla veya bu kayıt olmadan belirli bir kişi lehine ödenmesi şart kılınan bir çek, ciro ve zilyetliğin geçirilmesiyle devredilebilir. Keza 6102 sayılı TTK’nın 818. maddesinin göndermesi ile aynı Kanun’un 684. maddesine göre, ciro ve zilyetliğin geçirilmesi ile çekten doğan bütün haklar devrolunur. Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde çekin bir başka anlatımla çek üzerindeki hakkın bir başkasına devri için ciro ve kişiye çekin zilyetliğinin geçirilmesi gerekir. Ciro ise 6102 sayılı TTK’nın 683. maddesine göre, çek arka yüzüne veya çeke bağlı olan ve “alonj” denilen bir kâğıt üzerine yazılması ve ciranta tarafından imzalanması ile mümkündür. Bu nedenle cirantanın imzasını taşımayan ciro geçerli ciro sayılmaz. Böyle bir ciro ise çek üzerinde bulunan hakkın devrini sağlamaz. Çekte hak sahibi olabilmek için yetkili hamil olmak gerekir. 6102 sayılı TTK’nın 790. maddesine göre, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Bu maddeden de anlaşıldığı üzere bir çeki elinde bulunduran kişi yetkili hamil olduğunu yani çek üzerindeki hakkın kendisine ait olduğunu çek üzerinde bulunan birbirini takip eden geçerli ciro zinciri ile ispat edebilir. Çek üzerindeki cirolar birbirini takip etmiyor veya ciro zincirinde bulunan cirolardan biri geçersiz veya sahte olması dolayısı ile ciro zincirinde kopukluk olması durumunda çekteki hak, kopukluktan sonraki kişilere geçmeyeceği için ciro zincirinde kopukluk olan çeki elinde bulunduran hamil yetkili hamil sayılamaz. Yetkili hamil olmadığı için de ciro zincirinin koptuğu kişiden itibaren ciranta ve keşideciden talepte bulunamaz. Her ne kadar çeki elinde bulunduran kişi yetkili hamil olduğunu ispat edememiş olması nedeniyle yani ciro zincirinde kopukluk olması durumunda kopukluktan önceki lehtar ve keşideciye gidemez ise de, 6102 sayılı TTK’nın 677. maddesinde ki; “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez.” düzenlemesi karşısında “imzaların istiklali (bağımsızlığı) ilkesi” gereği ciro zincirinin kopmasından sonraki cirantalara başvurabilir.” belirtilmiştir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dosyamız içerisine alınan …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde, davalı … A.Ş. tarafından davaya konu … şubesine ait, … seri numaralı, 31/07/2018 düzenleme tarihli, 71.520,00 TL bedelli çek nedeniyle davacı ve diğer davalılara karşı icra takibi başlatıldığının, davaya konu çekin ön yüzü incelendiğinde keşidecisinin davacı, lehtarının davalı … A.Ş. olduğunun, çekin arka yüzü incelendiğinde lehtar olan … A.Ş tarafından ciro yapıldığının, lehtarın cirosundan sonra sırayla davalı …, davalı … cirolarının bulunduğunun, …’den sonra davalı … A.Ş’nin imzasının bulunduğunun, çekin bu davalı tarafından bankaya ibraz edildiğinin, … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında … A.Ş tarafından açılan çek iptali davasında ödeme yasağı kararı verildiğinden çekin tahsil edilemediğinin görüldüğü, davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde davaya konu çekin aralarındaki ticari ilişki nedeniyle davalı lehtara düzenlendiğinin, çekin lehtara gönderilmesi için kargoya verildiğinin, çekin kargoda iken çalındığının, çek bedelinin lehtara ödendiğinin, davalı lehtar ile aralarında protokol düzenlendiğinin, diğer davalılara herhangi bir borcunun bulunmadığının beyan edilerek bu davanın açıldığı, dava dilekçesinin ekinde davalı lehtarla düzenlenen protokol ve ödemelere ilişkin dekontların sunulduğu, davalı lehtar tarafından sunulan cevap dilekçesinde davacı ile aynı yönde beyanda bulunulduğu, davalı … tarafından sunulan cevap dilekçesinde, çekteki imzanın sahte olduğunun, kendisine ait olmadığının, kendisinden önceki ve sonraki cirantayla ticari ilişkisinin bulunmadığının, çekle ilgisinin bulunmadığının beyan edildiği, davalı … tarafından sunulan cevap dilekçesinde çekin davalılardan … ile düzenlenen Faktoring sözleşmesi kapsamında alındığının, gerekli istihbarat çalışması yapıldığının, davalının iyiniyetli hamil olduğunun beyan edildiği cevap dilekçesinin ekinde faturanın, sözleşmenin, tevdi bordrosunun sunulduğu, dosyamız içerisine alınan …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde dosyamız davalısı lehtar tarafından davaya konu takip ve çek nedeniyle menfi tespit davası açıldığı, imza incelemesi yapıldığı, alınan raporda imzanın davalı lehtara ait olmadığının belirtildiği ve yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiği, yine davalı lehtar tarafından …. İcra Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyasında imzaya itiraz talepli dava açıldığı, imza incelemesi yapıldığı, alınan raporda imzanın davalı lehtara ait olmadığının belirtildiği ve yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiği kararın istinaf yasa yolundan geçerek 14/03/2022 tarihinde kesinleştiği, yine davalı … tarafından …. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında imzaya itiraz talepli dava açıldığı, imza incelemesi yapıldığı, alınan raporda imzanın davalı …’a ait olmadığının belirtildiği ve yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiği kararın istinaf yasa yolundan geçerek 03/02/2021 tarihinde kesinleştiği, yukarıda belirtilen mahkeme kararları ve dosyalarında alınan raporlar doğrultusunda çekteki ciro silsilesindeki imzaların … A.Ş ve davalı …’a ait olmadığı, ciro silsilesinde kopukluk olduğu, çekteki hakkın kopukluktan sonraki kişilere geçmeyeceği, çeki elinde bulunduranın yetkili hamil olmadığı için de ciro zincirinin koptuğu kişiden itibaren ciranta ve keşideciden talepte bulunamayacağı, çeki elinde bulunduranın kopukluktan sonraki cirantalardan talepte bulunabileceği, yine davalı … tarafından cevap dilekçesinin ekinde sözleşme ve fatura sunulmuş ise de çek elinde bulunan tarafın Faktorinğ şirketi olduğu Faktoring şirketi olması nedeniyle faturaya dayalı olarak alacağı temlik alırken gerekli araştırmaları yapmak zorunda olduğu, gerekli araştırmalardan birisinin de çek keşidecisinden ve faturanın tarafı olarak görünen davalı …’dan teyit alma olduğu, buna rağmen davacıya veya davalı …’a başvurup teyit alma işlemini yerine getirmediği anlaşılmakla yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar … ve … A.Ş.yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar … ve … A.Ş.’ye karşı dava açılmış ise de çeke ilişkin icra takibinin davalı … tarafından başlatıldığı, davacı tarafça davalı … A.Ş. ile aralarında düzenlenen protokolün, ödemelere ilişkin dekontların sunulduğu, bu davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde davacı ile aynı yönde beyanda bulunarak çeke ilişkin taleplerinin bulunmadığının belirtildiği, yine davalı tarafından bu davadan önce menfi tespit ve imzaya itiraz davası açıldığı, davalı … yönünden cevap dilekçesinde çekteki imzanın sahte olduğunun, kendisine ait olmadığının, kendisinden önceki ve sonraki cirantayla ticari ilişkisinin bulunmadığının, çekle ilgisinin bulunmadığının beyan edildiği, çeke ilişkin olarak bu davadan önce imzaya itiraz ettiği …. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı davanın açıldığı tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının bu davalılar yönünden dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile; davalılar … ve … A.Ş. Yönünden açılan davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacının …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında ve bu icra dosyasına konu … şubesine ait, … seri numaralı, 31/07/2018 düzenleme tarihli, 71.520,00 tl bedelli çek nedeniyle davalılar … A.Ş. ve …’e borçlu olmadığının tespitine, davacı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile;
1-Davalılar … ve … A.Ş. Yönünden açılan davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Davacının …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında ve bu icra dosyasına konu … şubesine ait, … seri numaralı, 31/07/2018 düzenleme tarihli, 71.520,00 TL bedelli çek nedeniyle davalılar … A.Ş. Ve …’e borçlu olmadığının TESPİTİNE,
3-Davacı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 5.631,48-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 1.221,39-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 4.410,09-TL harcın davalılar … A.Ş. Ve …’den müştereken müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan; 35,90-TL Başvuru Harcı, 1.221,39-TL Peşin/nisbi Harcı, 900,00-TL Bilirkişi ücreti, 586,30-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.743,59TL’nin davalılar … A.Ş. ve …’den müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 13.190,40-TL nisbi vekalet ücretinin davalılar … A.Ş. ve …’den müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar … A.Ş. İle … kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı … A.Ş ile davalı …’a verilmesine,
9-Artan Gider Avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair, Davacı vekili , Davalı … vekili ve davalı … vekilİnin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/07/2023

Katip …

Hakim …