Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/631 E. 2023/539 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/631 Esas
KARAR NO:2023/539

DAVA:İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:15/10/2022
KARAR TARİHİ:18/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı … Tekstil Ticaret Ltd. Şti. tarafından, davalı borçlu … … A.Ş.’ye yük taşımacılığı, dağıtım vs olmak üzere … hizmeti verildiğini, müvekkilinin bir süre bu şekilde verdiği hizmet karşılığı ücretini aldığını, davalıya verilen hizmet karşılığı en son 28.06.2021 tarihli … numaralı ve 23.748,30 TL bedelli, 28.06.2021 tarihli … numaralı ve 24.661,49 TL bedelli, 28.07.2021 tarihli … numaralı ve 14.555,11 TL bedelli, 30.07.2021 tarihli … numaralı ve 8.007,43 TL bedelli dört adet fatura düzenlendiğini, müvekkili davacının, davalıya verdiği hizmeti tam ve eksiksiz olarak yerine getirmesine rağmen, yukarıda belirtilen faturalara dayalı ücreti kendisine ödenmediğini, alacağın Tahsili Amacıyla Davalı Borçlu Aleyhine İcra Takibi Başlatılmış Olup, Takibe Haksız ve Kötüniyetli Bir Şekilde İtiraz Edildiğini, Müvekkilinin davacıya ödenmeyen bu tutarların tahsili amacıyla davalı borçlu şirkete karşı …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinde icra takibi başlatıldığını, Davalı / Borçlunun Borca İtirazları Haksız ve Kötü Niyetli Olup, Müvekkil Lehine İcra-inkar Tazminatına Hükmedilmesi gerektiğini, davalı şirketin, basiretli bir tacir olması nedeniyle icra takibine konu borcu ödemediğini bilmekte yahut bilmesi gerektiğini, Bu minvalde davalı borçlunun icra takibine ettiği itiraz tamamıyla kötü niyetli olup, salt takibi sürüncemede bırakmak ve müvekkilin alacağını elde etmesini önlemek amacına hizmet ettiğini bildirip, davalı borçlu tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapılan haksız ve dayanaksız olan kısmi itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini, davalı yanın itirazları haksız ve kötü niyetli olduğundan, keza takibe konu alacak önceden belirlenebilir ve likit bir alacak olduğundan, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taşıyıcı taraflar arasındaki ticari ilişkinin usul ve esaslarına aykırı hareket etmiş olup taşıma hizmetinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirildiğine dair beyanlar gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirketin … … A.Ş., taşımacılık alanında taşıma işleri organizatörü olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin şirket, e-ticaret alanında satışa sunulan ürünlerin taşıma faaliyetlerine aracılık etmekte, tüzel kişiliğe sahip taşıyıcılar ile e-ticaret alanında faaliyet gösteren şirketleri buluşturarak taşıma işleri organizatörü sıfatını üstlendiğini, davacı ise, taşıma alanında faaliyet gösteren ve kendine ait vergi açılışı olan bir şirket konumunda olup, müvekkili şirket ile davacı arasında Taşıma Sözleşmesi’nin (“Sözleşme”) imzalanmasıyla ticari ilişki kurulduğunu, davacının huzurdaki davayla, müvekkili şirket aleyhinde …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında başlatılan ilamsız icra takibine müvekkil şirket tarafından yapılan kısmi itirazın iptalini talep etmekte, tarafımızca yapılan itirazın haksız olduğunu iddia ettiğini, davacının iddialarının ispattan yoksun ve mesnetsiz olduğunu belirtmek gerektiğini, zira her ne kadar dava dilekçesinde taraflar arasındaki ticari ilişkinin usul ve esaslarına uyularak yükümlülüklerin tam ve gereği gibi yerine getirildiği, davacının müvekkil şirketten alacaklı olduğu belirtilmişse de taraflar arasındaki taşıma hizmetine yönelik usul ve esasların belirlendiği sözleşme’ye aykırı davranışlarda bulunulduğundan son çare olarak aradaki ticari ilişki sona erdirildiğini, davacının iddiasının aksine kötü niyetle hareket eden karşı yan olduğunu, gerçekten müvekkil şirketin, davaya konu icra dosyasına cari hesaba göre borçlu olunan kısmı ödemiş olup, davacının bu alacağı aşan haksız ve dayanaksız alacak talebine haklı olarak itiraz edildiğini, davacının 200’e yakın gönderinin kaybolmasına neden olduğu, müvekkili şirket ile arasındaki sözleşme hükümlerine aykırı olacak şekilde bildirdiği ve sahibi olduğu araçtan başka bir araçla taşıma faaliyetini gerçekleştirdiği, uygulama kullanıcı adı ve şifresini paylaştığı tespit edilip kendisine bu husus sorulmuş, ilgili şube yetkilisi tarafından bir yazı ile 17.06.2021 tarihinde kayıt altına alındığını, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereğince, sözleşme’nin ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilen EK-2’de yazılı ihlallerin davacı tarafında gerçekleştirilmesi, bu durumun müvekkil şirketi herhangi bir anlamda zarara sokması durumlarında neden olunan zarar bedelini davacı tarafın herhangi bir alacağından tahsil etmek hakkı bulunmakta olup; davacının müvekkili şirketin bilgisi dışında gönderi teslimi faaliyetini bir başkasına, başka bir araçla yaptırması, bu durumun gönderi kayıplarına neden olmasıyla davacının yükümlülüklerini tam ve gereği gibi yerine getirdiği, müvekkili şirket’ten alacaklı olunduğu beyanının gerçeklikten uzak olduğu ortada olduğunu bildirip, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dosyamıza UYAP sistemi üzerinden gönderilen …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı borçlu aleyhine 23.748,30 TL, 24.661,49, 14.555,11, 8.007,43 bedelli faturalar nedeniyle 70.972,33 TL asıl alacak 381,97 TL işlemiş faiz olmak üzere 71.354,30 TL toplam alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından faturalardaki 50.050,57 TL asıl alacağa, ferilerine ve işlemiş faize kısmen itirazı üzerine takibin kısmen durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler Mali Müşavir …, Akademisyen Prof. Dr. …, Karayolu Taşımacılığı … 21/06/2023 tarihli raporlarında özetle;
Mali yönüyle; Davacı şirketin davalı şirket adına düzenlediği E-faturalara dair davalı şirket tarafından iptal/red/itirazına dair dosyaya belge/bilgi sunmadığı ayrıca ticari defterlerini rapor tarihi itibari ile ibraz edemediği, buna göre faturaların davalı şirketin kabulünde olup bu hususun ihtilafsız olduğunun anlaşıldığı, davalının itirazının, davacının sözleşme dahilinde yükümlülüklerini eksik veya hiç getirmediğinden söz konusu sözleşmenin 3.4 ve 3.5 maddeleri kapsamında davacının alacağından mahsup edildiği, buna göre borcunun bulunmadığı ifade edilmekte dolayısıyla taraflar arasındaki ihtilafın davacının kusuru olup olmadığı varsa mahsup işleminin yapılıp yapılamayacağı olduğu, bu durumda Mahkeme tarafından davalının itirazları dahilinde davacının lehine karar verilmesi halinde davacının, davalıdan takip tarihi itibari ile 49.782,11TL asıl, 268,46TL işlemiş faiz alacağı olacağı,
Taşımacılık yönüyle; T.T.K. Madde 850’den anlaşılacağı üzere Taşıyıcı taşıma sözleşmesine istinaden aldığı eşyayı teslim adresine götürmeyi ve alıcıya teslim etmeyi, buna karşılık gönderici taşıma ücretini ödemeyi borçlanır. Ancak; Teslim edilmediği iddia edilen 200’e yakın gönderinin, ispat edilmesi halinde sözleşmenin 3.4 maddesine göre davalının mahsup etme hakkı olduğu kanaatinde olduğumu Kişisel verilerin paylaşılıp paylaşılmadığı konusundaki takdirin tamamen Sayın Mahkeme’de olduğu, Zira konu ile ilgili beyanda bulunan Yavuz Aslan isimli kişinin davacı şirket ile alakasının tespit edilemediği,
Genel değerlendirme yönüyle:
Taşıyıcının tanımı geniş anlam taşır ve eşya taşınma eşyası, yolcu ve karma taşımadaki, taşıyıcıyı kapsamaktadır. Tanım demiryolu ile veya içinde demiryolu da bulunan taşımaları da uygulanır. TTK m. 850/2 hükmünde ise, taşıma sözleşmesinde taraflarının edimleri belirtilir ve dolaylı olarak taşıma sözleşmesi tanımlanırken taşıma ücretinin gönderen tarafından ödeneceği ifade edilmiştir. Taşıma sözleşmesinin taraflarının edimleri TTK m. 850/2 hükmünde gösterilmiştir. Birinci fıkrada tanımlanan taşıyıcının asli edimi, eşya ve yolcu taşıma yönünden birbirinden farklıdır. Eşya taşımada taşıyıcının iki edimi vardır; Eşyayı varma yerine taşımak ve orada eşyayı gönderene teslim etmek. Taşıma sözleşmesinin tanımında ücretin niteliği de vurgulanmıştır. Sözleşme bir bütün olup; asli edim ve yan edim yükümleri birlikte tam edimi ifade eder. Yan edim borçları, sözleşmenin amacına uygun bir ifanın gerçekleşmesine hizmet etmektedirler. Yan borçlar, ifanın, sözleşmenin amacına, yani maksut menfaate uygun biçimde yerine getirilmesini sağlamaktadır. TBK m. 112 hükmü, gereği gibi ifa edilmeyen borçların içine, yan borçları da alır. İtirazın iptali davası, alacak talebine itiraz edilen alacaklının, takip borçlusuna karşı itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat etmek suretiyle itirazın iptalini istediği davadır. İtirazın iptali davasının hukuki niteliği, öğretide ve Yargıtay kararlarında tartışmalı olmakla birlikte, öğretideki ağırlıklı görüş, bu davanın (normal) bir alacak davası olduğu yönündedir. Yargıtay, itirazın iptali davasını bazı kararlarında alacak (eda) davası olarak nitelerken, diğer bazı kararlarında tespit davası olarak nitelemekte ve bu konuda yerleşik uygulama bulunmamaktadır. Kanuna (m.67, I) göre, itirazın iptali davasında borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminata mahkum edilir. İtirazın iptali davasında borçlunun inkâr tazminata mahküm edilebilmesi için, öğretide ve Yargıtay kararlarında genellikle kabul edildiği üzere, aşağıdaki şartların (birlikte) gerçekleşmesi gerekir. Alacaklının ilâmsız icra takibi yapması; Borçlunun ödeme emrine itiraz etmiş olması; İtirazın iptali davasının süresi içinde açılmış olması; Alacaklının talepte bulunulması; Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi” şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde davacı tarafından davalıya taşıma hizmeti verildiğinin, faturalardaki hizmet bedelinin ödenmediğinin davacının alacağının bulunduğunun beyan edilerek bu davanın açıldığı, davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde davacı ile davalı arasında taşıma hizmeti verilmesi için sözleşme düzenlendiğinin, davacının sözleşmeye aykırı davrandığının kendi aracıyla taşıması gereken ürünleri başkasının aracıyla taşıdığının, sözleşme kapsamında verilen kullanıcı adı ve şifre gibi bilgileri sözleşme ilişkisi bulunmayan üçüncü kişilerle paylaştığının, ürünlerin başkasına taşıtılması nedeniyle 200’e yakın ürünün kaybolduğunun, sözleşmeye aykırı davranılması nedeniyle kaybolan ürünlere ilişkin tazmin süreci başlatıldığının alacaktan zarar tazmin edildikten sonra kalan alacağın ödendiğinin beyan edildiği, cevap dilekçesinin ekinde taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin sunulduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığının ve iddia edilen malların teslim edildiğinin davacı tarafça ispat edilmesi gerektiği, taraflar arasında taşıma hizmeti verilmesi hususunda ticari ilişkinin bulunduğunun davalının kabulünde olduğu ve buna ilişkin taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin sunulduğu, taşıma hizmeti verilmesinden kaynaklı faturalarda beliritlen alacağın bulunup bulunmadığının tespiti hususunda ticari defterlerin incelenmesine karar verildiği, 21/02/2023 tarihli duruşmada defterlerin bilirkişilerce incelenmesi için tarih verildiği, davalı tarafça 24/02/2023 tarihli dilekçe ile yerinde inceleme talebinde bulunulduğu, 24/03/2023 tarihli dilekçe ile yerinde inceleme talebinden vazgeçilerek ticari defterlerin bilirkişilere sunulacağının belirtildiği ancak davalı tarafça defterlerin sunulmadığının anlaşıldığı, davacının ticari defterlerinin incelendiği, bilirkişilerin raporunda davacının davalıya ait kayıtları 120.22 ve 120.23 muhasebe kodlarıyla tuttuğu, faturaların 120.22 muhasebe numarasında kayıtlı olduğu bu muhasebe numarasında davacının 181.766,16 TL, 120.23 muhasebe numarasında ise 70.654,01 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğunun, faturaların e fatura olduğunun, sitem üzerinden düzenlenerek davalıya gönderildiğinin belirtildiği, bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, davalı vekilince itiraz dilekçesi sunulmuş ise de itiraz dilekçesinin iki haftalık yasal süre sonunda sunulduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin delil olarak kabul edilebileceği, yapılan ihtara rağmen verilen süre içerisinde davalı tarafça ticari defterleri sunulmadığından 6100 sayılı HMK’nun 222.maddesi doğrultusunda davacının ticari defterlerinin davacı lehine delil olarak kabul edilmesi gerektiği, yine davacı vekilince sunulan cevap dilekçesinde zarar tazmin edildikten sonra kalan alacağın ödendiğinin beyan edildiği bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafça faturalara konu hizmetin davalıya verildiğinin ispat edildiği, yine bilirkişilerce faturaların e fatura olarak düzenlendiğinin ve sistem üzerinden davalıya gönderildiğinin tespit edildiği, faturalara karşı davalı tarafından süresi içerisinde itiraz ettiğinin ispat edilemediği, davalı tarafça sözleşmeye aykırı, eksik ve ayıplı hizmet verildiği, ürünlerin kaybolduğu iddia edilmiş ise de bu iddianın ispat edilemediği, davalı tarafça icra takibinde faturalardaki toplam 50.050,57 TL asıl alacak yönünden kısmen itiraz edildiği, davacı vekilince dava dilekçesinde dava değeri toplam 50.050,57 TL olarak belirtildiği, icra takibinde faiz talebi de bulunduğundan talep sonucunu açıklamak üzere davacı vekiline süre verildiği, davacı vekilince sunulan sunulan dilekçede 49.782,57 TL asıl alacak, 268 TL işlemiş faiz talep edildiğinin belirtildiği, bilirkişilerce faturaların e fatura olarak düzenlendiği ve sistem üzerinden davalıya gönderildiğinin tespit edildiği ve faturalara davalı tarafça süresi içerisinde itiraz edildiğinin ispat edilemediği anlaşılmakla davacının, davalının icra takibinde kısmen itiraz ettiği fatura bedelleri yönünden fatura tarihlerinden itibaren işlemiş faiz talep edebileceği, mahkememizce icra takibinde itiraz edilen kısım yönünden işlemiş faiz hesabı yapıldığı, dava dilekçesinde talep edilen işlemiş faiz miktarının da uygun olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(14). Fıkrası: “Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No:2021/… sayılı dosyasından arabulucu …’e tarife bedeli üzerinden 1.320,00 TL ödeme yapıldığı tespit edilerek arabulucuk giderlerinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KABULÜNE,
1-Davalının …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı takip dosyasına yapılan kısmi itirazın iptali ile takibin kısmen itiraz edilen yönünden 49.782,57 TL asıl alacak, 268,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 50.050,57 TL üzerinden takibin DEVAMINA, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
-Asıl alacağın %20’si oranı olan 9.956,51 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
-İcra takibine vaki itirazın bu şekilde iptali ile icranın DEVAMINA,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 3.418,96-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 497,97-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 2.920,98-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 497,97-TL Peşin/nisbi Harcı, 4.500,00-TL Bilirkişi ücreti, 51,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 5.129,67TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Artan Gider Avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/07/2023

Katip …

Hakim …