Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/629 E. 2023/247 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/629 Esas
KARAR NO : 2023/247

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/10/2022
KARAR TARİHİ : 05/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; … plakalı araç aracın, davalı sigortalı tarafından sigortalı olan … plakalı aracın sebep olduğu 08/10/2020 tarihli kaza nedeniyle hasarlandığını, kazada … plakalı aracın kusurlu olduğunu, Karayolları Trafik Kanunu madde 99 uyarınca Sigortacıların, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorunda olduklarını, 08/10/2020 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yapılmış olmasına rağmen sigorta şirketi kanunun emrettiği 8 iş günü içerisinde ödemekle zorunda olduğu davacının haklarını (tazminatını) sebepsiz yere ödemeyerek ve sürümcemede bırakarak sebepsiz zenginleşmeye gittiğini, 29/01/2021 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yapıldığını, … sayılı dosyası ile hasar tazminatı talep edildiğini, … numarasıyla; talebin kabulüne, 33.799,73-TL tazminatın 01.12.2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı sigorta kuruluşundan tahsili ile başvuru sahibine ödenmesine, başvuru sahibi tarafından yapılmış 507,00-TL başvuru ücreti,7,80-TL vekalet harcı ve 750,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.264,80-TL’nin, davalı sigorta kuruluşundan alınarak başvuru sahibine ödenmesine, başvuru sahibi vekille temsil edildiğinden, yürürlükteki A.A.Ü.T. 17/2 maddesine göre hesaplanan 5.069,96-TL vekalet ücretinin davalı sigorta kuruluşundan alınarak başvuru sahibine ödenmesine karar verildiğini, davacının alacağını tahsil etmek amacıyla borçluyu temerrüde düşürdüğünü ancak İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 09/06/2021 tarihinde tahsil edebildiğini, davacının davalıdan talep ettiği hasar tazminatının temerrüde düşürdüğü tarihteki alım gücü ile tahsil edebildiği tarihteki alım gücünün aynı olmadığını, davacının zarara uğradığını, dosyada tahsil edilen faizi ile alacaklı davacının zararını karşılar nitelikte bir bedel olmadığını beyan ederek davacının alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 500,00-TL’sinin davalıdan avans faizi ile tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu munzam zarar tutarının belirlenebilir nitelikte olduğunun ve bu nedenle de davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, dava tarihi itibariyle alacak talebi zamanaşımına uğramamış olduğundan davanın zamanaşımı yönünden de reddine karar verilmesini, … plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde … numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı olduğunu, davacı tarafından yapılan başvuruda davalı şirket nezdinde … numaralı hasar dosyası açıldığını ve davacının talepleri incelendiğini, Sigorta Tahkim Komisyonu… ve Sigorta Tahkim Komisyonu 2021.E.19654 – 2021.i.22371 sayılı dosyaları ile incelendiğini, karar doğrultusunda davalı sigorta şirketi aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü …Esas sayılı dosyası icra takibi başlatıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü… Esas sayılı dosyasına ödeme yapıldığını, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’nda poliçe ile teminat altına alınan zarar açıkça belirtildiğini, genel şartlar uyarınca; sigortalı aracın vereceği zararların teminat altına alındığını, ödeme tarihinde değişen araç piyasası ve ekonomik koşullar doğrultusunda meydana gelecek dolaylı zararlar poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davalı sigorta şirketinin poliçe hükümleri doğrultusunda yaptığı ödemeler ile sorumluluğunun sona erdiğini, davacının iddia ettiği zararının temerrüt nedeniyle değil ülkede değişen ekonomik koşullar, hızla artan enflasyon, paranın alım gücündeki öngörülemez düşüş gibi sebeplerden ileri geldiğini, bu nedenle de somut olayda temerrüt ile meydana geldiği iddia edilen zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını, söz konusu zararın davalı sigorta şirketine yükletilebilmesinin hukuken mümkün olmadığını beyan ederek; belirsiz alacak davası olarak açılmasına hukuki yarar bulunmaması nedeniyle öncelikle usulden reddine, davanın esasına girilmesi halinde ise huzurdaki haksız ve dayanaksız davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde arabuluculuk son tutanağının bir suretini, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2021/18306 başvuru numaralı 23/05/2021 karar tarihli 2021/51629 Karar numaralı Uyuşmazlık Hakem Kararının fotokopisini, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının İcra Emrinin ve reddiyat makbuzunun fotokopisini sunmuş olduğu görüldü.
İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasının bir suretinin UYAP sisteminden çıkartılmış olduğu görüldü.
… plakalı araç kaydının UYAP sisteminden çıkartılarak dosyaya alınmış olduğu görüldü.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne yazılan müzekkereye cevap verilmiş olduğu, verilen cevapta … ve … plakalı araçlara ait poliçe ve hasar bilgilerinin, kaza tespit tutanaklarının ve eksper rapor bilgilerinin gönderilmiş olduğu görüldü.
Türkiye Noterler Birliği’ne yazılan müzekkereye cevap verilmiş olduğu, verilen cevapta … (yeni …) plakalı aracın tescil bilgilerinin gönderilmiş olduğu görüldü.

Sigorta Tahkim Komisyonu’na yazılan müzekkereye cevap verilmiş olduğu, verilen cevapta… başvuru numaralı 23/05/2021 karar tarihli 2021/51629 Karar numaralı Uyuşmazlık Hakem Kararının fotokopisinin gönderilmiş olduğu görüldü.
Davalı vekilinin 21/11/2022 tarihli dilekçesi ekinde hasar dosyasının ve … plakalı araca ait …numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin fotokopisini sunmuş olduğu görüldü.
Mahkememizin 14/12/2022 tarihli celsesinin 7 numaralı ara kararı ile davacı vekilinin talebi doğrultusunda davasını ıslah etmek üzere 1 haftalık süre verildiği, davacı vekilinin 15/12/2022 tarihli ıslah dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davalı vekilinin 28/12/2022 tarihli ıslah dilekçesine karşı itiraz dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava; trafik kazası neticesinde zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında yapılan ödemenin geç yapılmasından kaynaklanan munzam zararın tahsili talebine ilişkindir.
Somut olayda, davalı şirket sigortalısı … plakalı araç ile davacıya ait … plakalı araç arasında 08/10/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası ile ilgili olarak davacı tarafça yapılan başvuru sonucunda Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2021.E.18306 ve K-2021/51629 sayılı kararı ile “Talebin kabulüne, 33.799,73 TL tazminatın 01.12.2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı sigorta kuruluşundan tahsili ile başvuru sahibine ödenmesine, başvuru sahibi tarafından yapılmış 507,00TL başvuru ücreti,7,80TL vekalet harcı ve 750,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.264,80TL’nin, davalı sigorta kuruluşundan alınarak başvuru sahibine ödenmesine, başvuru sahibi vekille temsil edildiğinden, yürürlükteki A.A.Ü.T. 17/2 maddesine göre hesaplanan 5.069,96TL vekalet ücretinin davalı sigorta kuruluşundan alınarak başvuru sahibine ödenmesine,” şeklindeki kararı uyarınca davacı tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takip neticesinde davalı tarafından 05/06/2021 tarihinde 45.947,42-TL tutarında icra dosyasına davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılarak dosyanın infazen kapatıldığı anlaşılmış olup, takip tarihi, ödeme tarihi ve işbu dava konusu yapılan alacak başvurusu ile ilgili olarak arabuluculuk başvuru tarihi ve dava tarihi dikkate alınmak suretiyle TBK 146-154 maddesi hükmü uyarınca davalı tarafın zamanaşımı def’i yönünden itirazının reddine, davalı tarafın husumet yönünden ve hukuki yarar yönünden itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmekle işbu usuli itirazlarının da reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık davacının temerrüt faizi ile karşılanamayan zararının bulunup bulunmadığı ve munzam zarar koşullarının oluşup oluşmadığı, davalı sigortanın varsa zarardan sorumlu olup olmadığı noktasındadır.
Munzam (aşkın) zarar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 122/1. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür.
Türk Borçlar Kanunu’nun 122. maddesi kapsamında aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliğinin bir koşulu da alacaklı yönünden mevcut olan zararın açık ve somut bir biçimde ispatıdır. Bu bağlamda ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, alacaklı yönünden aşkın (munzam) zarar olarak nitelendirilemeyeceği gibi salt bu olguya dayanılması neticesinde zararın ispatına dair koşulun gerçekleştiği söylenemez. Zira burada zararın olgusunun, HMK’nun 194. maddesi kapsamında ispata elverişli bir şekilde somutlaştırılarak zarar iddiasının ispatı için gerekli tüm deliller ortaya konulmalıdır. Davacı tarafından ileri sürülen, ülkemizdeki belirli dönemlerde mevcut olan ekonomik olumsuzluklardan enflasyon, yüksek faiz, para değerindeki düşüş gibi olgulara dayalı aşkın (munzam) zarar talebi, zarar olgusunun delili olarak kabul edilemez. Zira ülkemizdeki belirli dönemlerde var olan ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, tek başına davacının temerrüt faizi dışında bir zararının varlığının ispatı değildir. Dolayısıyla ekonomik şartlar sebebiyle ortaya çıkan yüksek enflasyon, döviz kurlarındaki dalgalanma, serbest piyasadaki faiz oranlarının yüksek oluşu, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma gibi olumsuzluklar, bir karine olarak kabul edilip davacıyı, kendi somut durumuna özgü vakıalarla oluştuğu iddia olunan zararı ispat yükümlülüğünden kurtarmayacağı gibi davacıya bu yönde herhangi bir ispat kolaylığı da sağlamaz. Hâl böyle olunca, TBK’nın 122. maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan aşkın (munzam) zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerekir. Burada kanıtlanacak olgular; ekonomik şartlar sonucu ortaya çıkan olumsuzluklar gibi genel ve soyut hususlardan ziyade geç ödeme nedeniyle davacının kendisinin, şahsen ve somut olarak uğradığı zarardır. Ancak mahkememizce yapılan yargılama sonucunda davacı tarafından yukarıda belirtildiği şekilde bir zarar olgusunun ileri sürülüp yasal çerçevede ispatlandığı söylenemez. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2021/11-938 E. 2022/401 K. Sayılı ilamı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04/03/2020 tarih, 2019/1237 Esas, 2020/2367 Karar sayılı; 23/01/2018 tarih, 2016/6577 Esas, 2018/556 Karar sayılı; 16/12/2014 tarih, 2014/13210 Esas, 2014/19839 Karar sayılı ilamı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2022/769 E. 2022/802 K. Sayılı ilamı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesinin 2021/1316 E. 2022/403 K. sayılı ilamı) Eldeki davada davacının böyle bir zararı olduğu yönünde somut bir ispat vasıtası bulunmamaktadır. Davacı tarafça zararın hesaplanması için bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmişse de munzam zararının olduğu yönünde somut bir ispat vasıtasını dosyaya sunmamış olması bu nedenle hesaplama için bilirkişi incelemesi yapılması usul ekonomisine aykırı olacağı gibi dosya kapsamı itibariyle davacının munzam zararının koşullarının oluşup oluşmadığı konusunda hukuki değerlendirme mahkememize ait olduğu anlaşılmakla; davacı vekilinin bilirkişi incelemesi talebinin reddine karar verilmiştir. Buna göre zararın ne şekilde oluştuğunu konusunda ispat külfeti üzerinde olan davacının munzam zararın varlığını somut deliler ile ispatlayamadığından davanın reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak … Dava Şartı Dosya No: …sayılı dosyasından arabulucuya 1.560,00-TL tarife bedeli üzerinden kesilen 16/08/2022 tarihli Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek her iki tarafın arabuluculuk ilk oturumuna katıldıkları ve davanın reddine karar verildiği gözetilerek; davacı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL Karar ve İlam Harcının, peşin yatırılan 80,70-TL’den mahsup edilerek eksik yatırılan 99,20-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir olunan 500,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/04/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza