Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/627 E. 2023/98 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/627 Esas
KARAR NO : 2023/98
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 13/10/2022
KARAR TARİHİ : 08/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 17.01.2022 tarihinde … Şubesinden alıcısı … ‘ e paket yollamak istendiğini, müvekkilinin paketi kargo firmasına teslim ettiği ve buna ilişkin bilgi fişini muhafaza ettiğini, aradan günler geçmesine rağmen kargo alıcısına teslim edilmediğini, Müvekkilinin kargo firmasıyla her türlü iletişim yolunu denediği hatta alıcı tarafından dahi kargoya dilekçe verildiğini fakat davalıdan yanıt alınmadığını, aylar sonra müvekkilinin merkez şubeden bir yetkiliye ulaşabildiği ve kargosunun kaybolduğunun söylendiğini, müvekkilinin bu cevap karşısında şoka uğradığı ve hediye mont gönderdiği kız arkadaşına da mahçup olduğunu beyanla; … Kargo şirketi tarafından teslim alınan fakat alıcısına ulaşmadan kargo şirketi tarafından kaybedilen … gönderi takip no’lu kargoya ilişkin; fazlaya ilişkin dava ve talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla 89,49 TL kargo bedeli ve 699,99 TL ürün bedeli olmak üzere toplamda 789,48 TL maddi tazminatın ve 5.000,00 TL manevi tazminatın (toplamda 5.789,48 TL) 17.01.2022 (kargoya veriliş ) tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sektöründe öncü bir firma olup mezkûr taşımada kendisinden beklenen tüm dikkat ve özeni eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, eşyanın niteliği ve değeri taşıyana teslim anında beyan edilmediğini, müvekkili şirket tarafından kargo içeriğinin bilinmesi mümkün olmayıp davacının tüm bu iddialarının da ispata muhtaç olduğunu, davacı tarafından, müvekkili şirkete teslim edilen kargonun içeriği ve önemi hakkında açıklama yapılmadığını, içeriği belirtilmemiş veyahut soyut şekilde belirtilmiş olan kargolar için; talep edilen maddi zarar talebi fahiş olduğunu, dolayısıyla manevi tazminat şartlarının oluşmadığını, olayda tam tazminata hükmedilmesini gerektiren koşullar bulunmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunu kesinlikle kabul anlamına gelmemekle her şeyden önce, TTK 886 uyarınca tam tazminata hükmedilebilmesi için zararın meydana gelmesinde taşıyıcının kast ve pervasız davaranış kusuru varlığının da ispat edilmesi gerektiğini, davacının müvekkili şirketten herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığından esasa ilişkin diğer itiraz ve beyanlar göz önünde bulundurularak davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Kargo Bilgi Fişi örneği, Alıcı tarafından kargoya yazılan dilekçe örneği, davacı tarafından gönderilen maile verilen cevap örneği, Kaybolan ürünün fatura örneği, Arabuluculuk son tutanak örneğinin dosyamız arasında olduğu görülmüştür.
… Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevabında; davacının VUK 178. Madde hükmü gereği İşletme Hesabı Esasına tabi olduğunun bildirildiği görülmüştür.
… Birliği müzekkere cevabında; davacının esnaf kaydına ilişkin bilgilerin gönderildiği görülmüştür.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü müzekkere cevabında; davacının … Anonim Şirketi’nde 3 yıl süreli yönetim kuruluna seçildiği, bu nedenle TTK 12. Ve 16. Maddesi gereğince tacir olduğunun bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava; kargo taşıması sırasında kaybedilen ürün bedeli ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 TTK 4. Maddesinin 1. fıkrasında ticari davaların tanımı yapılarak Her iki tarafında ticari işletmesinden kaynaklanan davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan davaların ticari dava olduğu düzenlenmiştir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenmiş olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiş olup, 6502 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme tüketici mahkemeleri olacaktır.
Somut olayda; uyuşmazlık ayıplı kargo taşımasından kaynaklanmakta olup, taşıma sözleşmesi TTK’da düzenlenmiş ise de; davacı tarafından kız arkadaşına hediye olarak … mağazasından mont aldığı, montun ertesi gün davalı kargo firmasına teslim edildiği beyan edilmiş olup, davanın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı, 6502 sayılı yasa hükümleri gözetildiğinde, davacının mesleki veya ticari amaçla hareket ettiğine dair bir iddia ileri sürülmediği gibi bu hususta dosyaya da delil de bulunmadığı, bu haliyle davacının 6502 sayılı kanunun 3/1-k maddesi uyarınca tüketici olduğu ve uyuşmazlığın anılan kanun 73/1 ve 83/2. Maddeleri uyarınca Tüketici Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği (emsal … B.A.M. 13 H.D. 2022/… Esas 2022/… Karar sayılı ilamı, İzmir BAM.17 H.D. 2022/1243 Esas 2022/1421 Karar sayılı ilamı) anlaşılmakla; Davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİ ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
3- 6100 sayılı HMK’nun 20. Maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren Mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Tüketici Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine,
4-Bu süre içerisinde başvuru yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
5-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli Mahkemece hüküm altına alınmasına, açılmamış sayılmasına karar verildiği takdirde bu kararda değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/02/2023

Katip …
¸e-imza

Hakim …
e-imza