Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/614 E. 2023/332 K. 22.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/614 Esas
KARAR NO : 2023/332
DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 10/10/2022
KARAR TARİHİ : 22/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Pınar Balta’nın, “… Mah. … Sok. No: … İstanbul” adresinde 01.06.2020 tarihinden beri iş yeri işletmekte olup, davalı kurumun “…” tesisat numaralı abonesi olarak elektrik tüketimini davalı kurumdan karşıladığını, müvekkilinin, işletmenin açılış tarihinden bu yana elektriği aktif olarak kullanmakta olup hiçbir kaçak kullanım olayı gerçekleştirmediğini, bugüne kadar tüm faturaların düzenli olarak ödendiğini, dava konusu abonelik sözleşmesi müvekkilinin ticari işletmesi için akdedildiğinden davayı görevli mahkeme olan Ticaret Mahkemelerinde ikame ettiklerini, davacıya kaçak elektirik kullanımı olduğuna ilişkin mesaj geldiğini, aynı mesajda zamanında ödeme yapılmaması halinde yasal takip ve dava sürecinin başlatılacağının bildirildiğini, işbu mesajlar üzerine müvekkili tarafından davalı kuruma 16.08.2022 tarihinde dilekçe ile başvuru yapıldığını, işletmenin açıldığı gün gelen ekibin sayacı kontrol ederek açtığını ve müvekkilinin o günden beri aynı şekilde kulanım yaptığını, müvekkilinin her ay ortalama aynı şekilde elektrik kullanmakta olduğunu, ekteki faturalardan da işbu durumun görüldüğünü, müvekkilinin kesinlikle kaçak elektrik kullanımı yapmadığını, davalı kuruma başvurusunun olumsuz sonuçlanmış olup, davalı kurum tarafından yapılan görüşmede borcu taksitli bir şekilde ödeyebileceğinin belirtildiğini, ilgili adreste iş yeri işletmesi sebebiyle elektriğin kapatılmasını müvekkilinin göze alamadığını, öncelikle davalı kuruma 22.08.2022 tarihinde elden makbuz karşılığında 7.000,00-TL ödeme yaptığını, akabinde kalan kısmı taksitli bir şekilde sundukları dekontlardan da görüldüğü üzere havale yoluyla davalı kuruma ödediklerini, her ne kadar tarafınca elektrik sayacında bir arıza olabileceği davalı kuruma bildirilmiş ve sorunun nereden kaynaklandığının araştırılması talep edilmişse de davalı kurumca taleplerinin karşılanmadığını, müvekkiline borcun ödenmesi gerektiğinin belirtildiğini, ilgili adreste eğer bir kaçak elektrik kullanımı varsa dahi, müvekkilden önce ilgili adreste faaliyet gösteren işletmeye ait olma ihtimalinin bulunduğunu,müvekkilinin ödemeleri gerçekleştirdikten sonra, taraflarından iş yeri hakkında yapılan kaçak elektrik tespitine ilişkin ödemelerin haksız şekilde alınması sebebi ile işbu ödemelerin iadesi talebiyle arabuluculuğa başvurulduğunu, müvekkili … ‘nın, “… Mah. … Sok. No: … İstanbul” adresinde kira sözleşmesi ile vergi açılışı bulunmasına rağmen davalı kurum tarafından müvekkil adına tanzim edilen faturalarda “… Mah. … Sok. No: … … İstanbul” adresi yazıldığı dava evraklarının incelendiğinde tespit edildiğini, bu hususun da davalı kurum tarafından aydınlatılması ve düzeltilmesi gerektiğini beyanlarla davalarının kabulüne, müvekkilinin davalı kuruma karşı kaçak elektrik sebebiyle borçlu olmadığının tespitine, müvekkili tarafından davalı kuruma kaçak elektrik sebebiyle ödenen 90.792,00-TL tutarın arabuluculuk karar tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine,yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket görevlilerince yapılan incelemeler sonucu davacının kaçak elektrik kullanımı gerçekleştirdiğinin tespiti üzerine tahakkuk ettirilen borçlarla ilgili herhangi bir hata bulunmadığını, müvekkili şirket ekiplerince yapılan kaçak elektrik kullanımı tespitinin ve tahakkuklandırmasıın, kaçak elektrik kullanımının sırada cari olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği maddeleri uyarınca yapıldığını, müvekkili şirket ekipleri tarafından kaçak elektrik tüketimi tahakkuklandırmasında hesaplanan sürenin yine EPTHY hükümlerine göre hesaplandığını, işbu dilekçe ekinde sunmuş olduğukları video kaydında anlaşılacağı üzere kaçak elektrik kullanımının kesin olup, davacının iddialarının mesnetsiz ve gerçeğe aykırı olduğunu, davacı tarafın istirdat davası ile ödediği bedellerin iadesini talep etmiş ise de bu taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla; davacı ödemelerini yaparken ihtirazi kayıt öne sürmeden ödediğini, serbest irade ile ve ihtirazi kayıt konulmadan ödenen bedelin geri istenemeyeceğini, ayrıca müvekkili şirket görevlilerince yapılan incelemeler sonucunda hazırlanan tutanakların yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olup kaçak elektriğe ilişkin tespit ve tahakkukta hata bulunduğunu iddia eden davacının bu hususu ispatlaması gerektiğini, davacı her ne kadar kaçak elektrik kullanmadığını iddia etmiş olsa da; dosyasına iddiasını ve tutanakların aksini kanıtlar nitelikte, tespit tutanağı ve sair belgelerle aynı kapsam ve mahiyette herhangi bir somut delil sunamadığını, davacı tarafından eğer ki kaçak tespit tutanağında tespiti yapılan maddi olgunun aksi ve bu nedenle kaçak kullanım bedelinden sorumlu olunmadığı iddia ediliyorsa buna dair somut argümanlarını sunarak davasını ispatlaması gerekirken dosya kapsamına böylesine somut bir delilin sunulamamış olması nedeniyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
… Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’ne müzekkere yazılarak davacıya ait … tesisat numaralı aboneliğe ilişkin abonelik sözleşmesi, kaçak elektrik kullanımına ilişkin tutanaklar, belgeler ve 01/06/2020 tarihinden itibaren faturaların, kaçak elektrik borcuna ilişkin yapılan ödemelerin vE Davacının Yapmış Olduğu Tüm Ödemeleri Gösterir Dekont Vb. Belgelerin Gönderilmesi İstenilmiştir.
… ‘ndan, … Birliği Başkanlığı’ndan, … Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan davacının tacir olup olmadığı sorulmuş, cevabi yazılar dosya arasına alınmıştır.
… İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne “… Mah. … Cad. … /İSTANBUL adresinde iki farklı iş yeri olup olmadığının ve varsa bu iş yerlerinin kim tarafından kullanıldığının araştırılarak, tutanağın mahkememize gönderilmesi istenilmiş, tanzim edilen tutanak dosyaya kazandırılmıştır.
GEREKÇE:
Görev, HMK md. 114 uyarınca dava şartıdır ve mahkeme tarafından re’sen gözetilir. Ticaret mahkemelerinin görevi TTK md. 4’te düzenlenmiştir. Bu maddeye göre her ticari dava ticaret mahkemesinin görevinde değildir. Bir davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için mutlak veya nispi ticari dava olması gerekir. Mutlak ticari davalar TTK’da düzenlenen konulara ilişkin olup, davanın taraflarının tacir olup olmaması önemli değildir. Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın da tacir olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olan davalardır. Yargıtay 20. HD’nin 2019/391 Esas ve 2019/1391 Karar sayılı ilamında “Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.” şeklinde karar verilmiştir. Yine aynı kararda “Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, Kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.” şeklinde ticari davaların ve ticari işlerin ayrımına vurgu yapılmıştır.
Dava, ödenen kaçak elektrik faturası sebebiyle sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat davasıdır. Davacının tacir olup olmadığı mahkememizce araştırılmış ve davacının esnaf sınırını aşan gelirinin bulunmadığı, tacir olmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın asliye ticaret mahkemelerinin görevine girmesi için mutlak veya ticari davalardan olması gerekir. Somut olayda dava konusu itibariyle mutlak ticari davalardan ve davacının esnaf olması sebebiyle nispi ticari davalardan değildir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda açıklanan sebeplerle mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Mahkememizin görevsizliği sebebi ile davanın usulen REDDİNE, görevli mahkemenin İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİ olduğunun tespitine,
2-Karar kesinleştiğinde ve iki haftalık süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 sayılı yasanın 20. madde uyarınca süresi içinde kanun yoluna başvurulmadığı takdirde, kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması durumunda başvurunun reddi kararının tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurarak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde dosyanın re’sen ele alınarak açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-6100 sayılı HMK’nın 331. maddesi uyarınca yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır