Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/579 Esas
KARAR NO : 2023/663
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma davalı firmayla Makine Alımına İlişkin Sözleşme imzaladığını, bu sözleşmede (4. madde) sipariş tarihi 06.07.2021 olarak, sözleşmenin 6. maddesinde teslim tarihi 20.09.2021 olarak belirlendiğini, sözleşmenin 3. maddesinde “1 adet yeni tip, ısı yaymayan, izole edilmiş, tünel firın. + Fire dönüşlü lavaş hattı (Geniş 3’lü kesim bıçaklı- …Çiğköfte firmasında bulunan makinayla aynı hızda.) + Fırın çıkışında 6 metre uzunluğunda soğutmalı modüler bant” denilerek makinenin evsafları belirlendiğini, bözleşmenin 5. maddesinde malın bedeli 410.000,00 TL+ KDV olarak belirlendiğini, Davalı sözleşmeye aykırı olarak makineyi sözleşmede belirtilen teslim tarihinden çok sonra 18.10.2021 tarihinde getirdiğini, yapılan ilk denemede makinenin belirlenen evsafta olmadığı, ayıplı olduğu, kusurlu olduğunun görüldüğünü, işbu durumun 19.10.2022 tarihinde derhal davalıya bildirildiğini, Davalı ayar ve kurulumda hata olduğunu belirterek makineye müdahale ettiğini, ancak yapılan denemede aynı arızaların devam ettiğini, Davalının 20. günün sonunda brülör adlı parçanın/sistemin bu makineye göre küçük kaldığını söyleyerek bu parçayı/sistemi değiştirdiğini, ancak makine arıza vermeye, ayıplı imalat yapmaya devam ettiğini, Makinenin beslemesi sık sık zincir kopardığını, tel bandı katlama yaptığını, tel bant motoru çalışmadığı için dişlisinin değiştirildiğini, sonradan motoru da değiştirildiğini, makinenin önemli bir unsur olan fire bandının da çalışmadığını, müvekkilinin makinenin iade alınmasını talep ettiğini, ancak davalı her defasında ayar ve kurulumda hata olduğunu iddia ederek makineyi iade almaktan imtina ederek müvekkilini oyaladığını, süreç içerisinde makinenin birçok parçasının davalı tarafından değiştirildiğini, ancak makinenin düzgün çalışmadığını, en az üç kez palet koptuğunu, halen palet koptuğu için üretim yapılamadığını, fırın motorunun sürekli arızalandığını, makinenin gros arızası verdiğini, tamir neticesinde makine geçici olarak çalıştığında lavaşlar şekilsiz, kuru, katlama izli, katlı olarak çıktığını beyanla; fazlaya ilişkin arttırım haklarını saklı tutarak şimdilik 410.000,00.TL üzerinden belirsiz alacak davası olarak; davaya konu emsal makinenin güncel bedelinin tespitiyle en yüksek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, terditli olarak talepleri kabul edilmediğinde müvekkilinin ödemiş olduğu 410.000,00.TL’nin en yüksek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin arttım haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000,00.TL üzerinden belirsiz alacak davası olarak; makinenin ayıplı olması nedeniyle müvekkilinin uğradığı ürün kaybı bedelinin tespitiyle en yüksek ticari avans faiziyle birlikte davalından tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın sözleşmeye konu makinenin geç teslim edildiği iddialarının huzurdaki davanın konusu ile bir ilgisi bulunmadığını, zira davacı makineyi teslim almaktan kaçınmamış ve teslimin gerçekleştiğini, dolayısıyla huzurdaki davada bu durumun ileri sürülmesinin hukuki bir sonucu bulunmadığını, davacı dilekçesinde müvekkili tarafından kendisine satılan makinenin ilk günden beri ayıplı olduğunu iddia etmişse de; bu iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, makinenin sorunsuz ve çalışır şekilde davacı tarafça da test edildikten sonra teslim edildiğini, ilerleyen dönemlerde davacı tarafın talepleri doğrultusunda makinede revizyon ve ayar değişiklikleri yapıldığını, davacı tarafın müvekkilince kendisine satılan makine için ilk günden itibaren ayıplı olduğu iddiasındaysa da; dava dilekçesinde makinenin 18/10/2021 tarihinde teslim edildiği belirtilmiş olmasına karşın müvekkiline ihbarın 09/05/2022 tarihinde yani yaklaşık 7 ay sonra yapıldığını, TTK 18/3 maddesi karşısında yapılan bu ihbarın TTK 23/c’ye göre süresinde olmadığı kabul edilmesi gerektiğini, davacının ücretsiz onarım seçimlik hakkını da kullandığını, bu nedenle sözleşmeden dönme taleplerinin reddi gerektiğini beyanla; ispatlanamayan ve haksız talep olan maddi tazminat talebinin reddine, davacının güncel makine fiyatı üzerinden talebinin reddine, haksız ve hukuka aykırı faiz talebinin reddine, vekalet ücretinin ve yargılama giderinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Arabuluculuk Son Tutanak örneği, sözleşme örneği, fatura örneği, yazışmalar ve fotoğrafların dosyamız arasında olduğu görülmüştür.
Mahkememizin 14/12/2022 tarihli celsesinin 6 nolu ara kararı gereğince; davaya konu makine üzerinde keşfen inceleme yapılmasına karar verildiği ve keşif esnasında taraf vekillerine tanıklarını hazır etmek üzere süre verildiği görülmüştür.
Davacı tanığı … ‘in; “Ben davacı şirkette gıda mühendisiyim , iki bıçaklı iki hattımız vardı, daha çok personel çalıştırıyorduk, daha az personel çalıştırmak için yeni makine aldık, makine geç geldi, iki bıçaklı ile çalışmaya devam ediyorduk, dışarıdan lavaş almak zorunda kaldık, geri dönüşüm hattı ile daha verimli daha kaliteli makineyi satın aldık, makinenin geç gelmesi sebebiyle dışarıdan lavaş aldık, daha sonra üç bıçaklı makine geldi, ancak geri dönüşüm hattı gelmedi, önce fırın ocak burlörü küçük geldi, lavaşları ısıtamadı, tekrar iki bıçaklı makineye döndük, üretimimiz yetmedi, sonrasında geri dönüşüm hattı geldi, ancak bu makinede çalışmadı, bu kısmı kullanamadık, hala da kullanamadık, kendileri hamur ustası getirdiler, ancak yine olmadı.” şeklinde,
Davacı tanığı … ‘ın; “Ben davacı şirkette satın alma müdürüyüm, bizim daha öncesinde lavaş makinemiz vardı, eski makinemizde file dönüş hattı yoktu, buda iş yükünü arttırıyordu. Biz bu sebeple yeni bir makine satın almaya karar verdik, akabinde kendim bizzat sözleşmenin başında da bulunarak satın aldığımız ürün yeni tip ısı yaymayan izole edilmiş tünel fırın fire dönüşlü lavaş hattını satın aldık, akabinde ürün bize 1 ay geç teslim edildi, teslim aldıktan sonra davalı taraf makineyi kurdular, fire hattını getirmeyerek makineyi eksik getirdiler, 1 ay sonra fire dönüş hattını getirdiler, fırında çok ciddi sorunlar yaşadık, video kayıtları ve yazışmalar mevcuttur, ısıtma sistemi hatalı geldi, biz yanlış yapmışız, bu bülörleri değiştireceğiz, dediler ve bülörleri değiştirdiler, 20-25 gün boyunca ekmeğimiz çöpe gitti, bölürden kastım ısı sistemidir, ısı sistemi hatalı olduğundan ötürü hamurlarımız yandı. , akabinde Makinenin motoru küçük geldi, motoru değiştirdiler, hamur beslemesinde sorun vardı, değiştirdiler, onlar yapıldıktan sonra fire dönüş hattı geldi, fire dönüş hattı için su kullanılması gerekiyordu. Gerekli hatları çektik , sistemi kurduk, kullanıma hazırladık, fire dönüş hattında da sorunlar vardı, ondan da tam fayda sağlayamadık, en son ortaya çıkan lavaşların boyutu ufaktı, bunun sebebini kendilerine sorduğumuzda un da sorun olduğunu ve değiştirmemiş gerektiğini söylediler devamında hamurcumuzun iyi olmadığını söylediler ve kendileri x bir çiğ köfteciden hamurcuyu getirdiler ancak yine aynı sorunlar devam etti, başlangıçta makinenin kurulumu yapılırken davalının kendisi tarafından yapıldı ve birlikte ürünün hatalı olduğunu gördük, kendileri bilgi sahibiydi, fire dönüş hattı dışındaki makinenin bölümü sorunsuz bir şekilde çalışmaktadır, fire dönüş hattı hala çalışmamaktadır, almamızın asıl sebebi fire dönüş hattının olmasıydı, kahta çiğköfte de gördüğümüz makine ile teslim aldığımız makine görünüş olarak aynıydı, çalışma prensibi aynı şekildeydi, ancak bizdeki çalışmıyordu.” şeklinde,
Davalı tanığı … ‘ın; “Ben … Makine de üretim müdürüyüm, biz makineyi çalışır şekilde teslim ettik, bizim bu makineden yüzlerce satışımız olmuştur, daha önce hiç böyle bir hata ile karşılaşmadık, varolan makinedeki hatalarımızı giderdik, şuan hala bizim makinemizi kullanmaktadırlar, fire dönüş hattı çalışır durumda ancak kendileri faaliyete geçirememişlerdir, çünkü sattığımız diğer makinelerde hiç fire dönüş hattı sorunu yaşamadık, kendilerinden yardım talebi geldi, bi kaç defa denemeler yaptık, ancak kendilerine ulaşamadık, fire dönüş hattı makine kısmında herhangi bir değişiklik yapmadık, çünkü makinenin hatalı olduğunu düşünmüyorduk, diğer parçalarda değişiklik yapıp yapmadığımızı hatırlamıyorum, davacı tarafın satın almış olduğu makine tipi daha faydalı ve teknolojik bir makinedir, kapasitesi daha yüksektir, daha fazla üretim sağlamaya yöneliktir. Fire dönüşüm hattı ile de o üretimin başındaki elemanın kaldırılarak makine tarafından makine tarafından işlemin otomatik yapılmasını sağlar, iş yükünü hafifetmeye yöneliktir, eski makineye fire dönüş hattı takılması elbette mümkündür, eski makine fazlasıyla yıpranmıştı ve kapasitesi düşüktü, eski makineye takılması fayda sağlamayacaktı, kahta çiğköftesinde bulunan fire dönüş hattı kısmı ile davacıya verilen fire dönüş hattı teknik özellikler bakımından bire bir aynıdır, ürün satışı yapılırken hamur kalitesi yahut lavaşın büyüklüğü hususunda bir taahhüdümüz yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuş oldukları görülmüştür.
Bilirkişi heyeti 05/06/2023 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
“Dava konusu lavaş üretim hattı üzerinde yapılan inceleme ve test sonucunda makinenin çalışır durumda olduğu, davacının çalışmadığını iddia ettiği lavaş fire ürün geri dönüş bölümünün de sorunsuz çalıştığı, makine hattının ayıpsız olduğu,
Davacının TTK m.23 f.1 b.c.’ye uygun olarak ayıp ihbarında bulunmadığının anlaşıldığı; Ancak satış konusu makine hattının ayıpsız olduğu tespiti karşısında, ayıba dair yukarıda anılan TBK hükümlerinin uygulama alanı bulmayacağı” yönünde görüş ve kanaat bildirdikleri görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında imzalanan Makine Alımına İlişkin Sözleşme nedeniyle davalıya teslim edilen makinenin ayıplı ve kusurlu olması nedeniyle uğranılan zararın tahsili talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, esas itibariyle satılan malın, makinenin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında Makine Alımına İlişkin Sözleşme imzalanmış, Sözleşme’nin 6.maddesinde teslim tarihi 20.09.2021 olarak belirlenmesine rağmen, dava dilekçesinde makinenin 18.10.2021 tarihinde getirildiği, yapılan ilk denemede makinenin ayıplı olduğu görülünce derhal davalıya bunun bildirildiği, davalı tarafından ayar ve kurulumda hata olduğu belirtilerek makineye müdahale edildiği, parçalarının değiştirildiği ancak aynı arızaların devam ettiğinin gözlendiği; sürekli arıza sebebiyle bir sürü ürünün zayi olduğu; iade edilmek istenmesine rağmen davalının iade almaktan imtina ettiği ve davacının oyalandığı ileri sürülerek makine için ödenen bedelin davalıdan tahsili talep edilmiş olup, cevap dilekçesinde ise, davacının geç teslim edildiğini ileri sürmesine rağmen makinenin teslim alınmasından kaçınılmadığı ve teslimin gerçekleştiğini; dava dilekçesinde makinenin 18/10/2021 tarihinde teslim edildiği belirtilmesine rağmen davalıya ihbarın 09/05/2022 tarihinde yani yaklaşık 7 ay sonra yapıldığı; TTK 18/3 maddesi karşısında yapılan bu ihbarın TTK 23/c’ye göre süresinde olmadığı, davacının ücretsiz onarım seçimlik hakkını kullandığından, sözleşmeden dönme taleplerinin reddinin gerektiği beyan edilmiştir.
Türk Ticaret Kanunu m.23 f.1 b.c’ye göre, “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223. maddesinin 2. fikrası uygulanır.” TTK m.23 f.1 b.c, Türk Borçlar Kanunu m.223 f.1’deki uygun bir süre içinde ayıbı bildirme zorunluluğu yerine, TTK’nın uygulama alanında, ayıbın ihbarı açısından süreler öngörmekte ve TTK m.23 f.1, açıkça belli olmayan ayıplarda malın tesliminden sonra sekiz gün içinde alıcının malı inceleyerek veya inceleterek ayıplı olduğu ortaya çıkması durumunda bunu satıcıya ihbarla yükümlü kılmaktadır.
TTKm. 23 f.1 b.c.son’da, “Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223. maddesinin 2. fikrası uygulanır.” demektedir. TBK m.223 f.2’ye göre ise, “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” Yine TBK m.225’e göre, “Ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz. Satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hüküm geçerlidir.” Keza alıcının seçimlik haklarını hükme bağlayan TBK m.227’nin 2.fıkrasında, “Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.” hükmü getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, makine mühendisi bilirkişi tarafından yapılan keşfen inceleme neticesinde; Dava konusu makinenin tasarımında geri dönüşüm hattı ile hamur açma haznesi arasında ara bir işleme ünitesi bulunmadığı, makinenin sözleşmesinde veya tasarımında da ara işleme bölmesi olması gerektiği veya çıkan ürünün boyutunun olması gereken ölçüleri ile ilgili bir şart bulunmadığı, hamurun kesme kalıbından çıktıktan sonra bant konveyör üzerinde ilerlerken, hat üzerinde bulunan fırının içerisinde çalışan bant konveyör ile kesme kalıbının olduğu bölümde çalışan bant konveyörün birleşim noktasında ürünlerin aktarılması esnasında, aktarımdan kaynaklı olarak ürünlerin üzerinde belli belirsiz katlama izinin olduğu, sıcak ambalaj yapılan ürünlerin, ambalajdaki sıcaklığın etkisiyle oluşan buhardan dolayı katlama izinin kaybolduğu, ürünlerin düz bir şekil aldığı, bant geçişinden dolayı ürünler üzerinde katlama izinin olması normal bir durum olduğu, bu tür makine hatlarında hamurun geçiş yaptığı bantlarda aktarılması esnasında hafif bir iz olmasının doğal olduğu, dava konusu ürünlerde de oluşan bu iz ürünün ambalajlanması ile tamamen ortadan kalktığını, bant geçişinde oluşan belli belirsiz doğal izlerden dolayı makinenin ayıplı olduğu söylenemeyeceği, dava konusu lavaş üretim hattı üzerinde yapılan inceleme ve test sonucunda makinenin çalışır durumda olduğu, davacının çalışmadığını iddia ettiği lavaş fire ürün geri dönüş bölümünün de sorunsuz çalıştığı, makine hattının ayıpsız olduğu tespit edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, dosya içeriğinden davacı tarafın malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde ayıp ihbarında bulunmadığı anlaşılmakla birlikte, TBK m.223 f.2’nin ve TBK m.225’in uygulanabilirliğinin gündeme gelebileceği, ancak eldeki uyuşmazlık açısından tüm bu hükümlerin uygulanabilirliği açısından malın ayıplı olması gerektiği, oysa teknik bilirkişi tarafından “makine hattının ayıpsız olduğu” tespiti yapılmış olup, bilimsel, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda ispatlanamayan davanın reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.” ve (14). Fıkrası: “Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No:2022/… sayılı dosyasından arabulucuya 1.560,00-TL tarife bedeli üzerinden ödeme yapıldığı tespit edilerek davalı tarafın arabuluculuk ilk oturumuna katıldığı ve davanın reddine karar verildiği gözetilerek; davacı aleyhine arabuluculuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 7.172,55-TL’den mahsup edilerek fazla yatırılan 6.902,70-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir olunan 64.800,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından bu dava sebebi ile yapılan 11,50-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/10/2023
Katip …
¸e-imza
Hakim …
¸e-imza