Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/51 E. 2022/301 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/766 Esas
KARAR NO : 2022/261
DAVA : Şirket İhyası
DAVA TARİHİ : 30/12/2021
KARAR TARİHİ : 24/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Şirket İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili … San.Tic. Ltd. Şti. ve S.G.K Başkanlığı’ nı hasım göstererek … İş Mahkemesi’nin 2020/… E. Sayılı dosyası ile hizmet tespit davası ve yine … San.Tic. Ltd. Şti.’yi hasım göstererek … İş Mahkemesi’nin 2020/… E. Sayılı dosyası ile alacak davası açtığını ancak ne var ki … San.Tic. Ltd. Şti. adlı şirketin tasfiyesinin yapıldığının yapılan yargılamada öğrenildiğini, iş mahkemesinde açılan davada taraf teşkilinin sağlanması açısından … İş Mahkemesi’nce taraflarına işbu davayı açmak için mehil verildiğini, işbu davada ihyasını istedikleri … San.Tic. Ltd. Şti. adlı şirketin ticaret sicilinden terkin edilmeden önceki merkez adresinin … Mah. Dr. … Cad. No: … K: … /İSTANBUL olduğunu, işbu şirketin ticaret sicil kaydının terkin edilmiş olduğunu, tasfiyesi tamamlanıp ticaret sicilinden silinmek suretiyle hukuk alemindeki varlığı sona eren münfesih şirketin takibin tarafı olma ehliyetinin de bulunmadığını, Ticaret sicilinden terkin edilmiş şirket hakkında takip işlemlerine başlanmasının ve yürütülmesinin, tasfiye memuru ile ticaret sicile yöneltilecek dava sonucunda tüzel kişiliğin yeniden ihyası ile mümkün olacağını , … İş Mahkemesi’nin 2020/… E. Sayılı dosyasında, tasfiye memuru …’ ın da taraf olduğundan davayı tasfiye memuru ve ticaret sicil müdürlüğüne yöneltmiş bulunduklarını, …’ nün sicilinde kayıtlı … San.Tic. Ltd. Şti. unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün, Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirip sonuca bağladığını, yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı vereceğini, aksi halde tescil talebini gerekçe göstererek reddedeceğini, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketinin “tasfiye memuru”nda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, bu yapılmadan şirketlerin tasfiye sürecinin sonuçlandırılıp, bakiyelerin mevcut pay sahiplerine dağıtıldığını ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, müvekkili … ün tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu üzere işlem yaptığını, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesinin kanuna aykırı olacağını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, müvekkili Sicil Müdürlüğünün dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını belirterek açıklanan nedenler ile müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, Davacı … ‘un müvekkili şirkette hiçbir zaman çalışmadığını, davacının her ne kadar müvekkilinin yöneticisi olduğu müvekkili şirkette çalıştığını ve işçilik alacakları olduğunu iddia etmiş olsa da davacının müvekkili şirkette vekaletle iş gördüğünü ve gördüğü işlerin karşılığında komisyonunu her zaman aldığını, müvekkili ile davacı arasında hiçbir şekilde işçi – işveren ilişkisi kurulmadığını, müvekkili şirketin kurucusu olan … ‘ın vefat ettiğini, davacı ile muris … arasında kurulan vekaletle iş görme ilişkisinin, murisin vefatıyla sona erdiğini, şirketin kurucusu ve eski yöneticisi …’ın vefat etmesiyle davalı şirketin, murisin mirasçılarına (kızlarına ve eşine) kaldığını, mirasçıların muris vefat eder etmez davacıyı azlettiklerini ve sunulan deliller göz önüne alındığında davacının özlük dosyasının, ücret bordrolarının, ödeme belgelerinin, iş sözleşmesi ve iş akdinin feshine ilişkin belgelerin müvekkili ve müvekkili şirkette bulunmadığını ve hiçbir zaman da bu belgelerin olmadığının açık bir şekilde anlaşılacağını, bahsedildiği üzere davacının vekaletle iş gördüğünü ve şirketin eski yöneticisi vefat ettiğinde, işbu vekaletle iş görme ilişkisinin dilekçeleri ekinde sundukları azilname ile sona erdiğini, davacı ile müvekkili şirketin kurucusu ve eski yöneticisi … …’ ın şu şekilde tanışmış olduklarını, şüphelinin eşi … ‘ un, muris ve eşi …’ın Mudanya’da bulunan evlerine temizlik için yardıma gelen bir kişi olduğunu, gel zaman git zaman … ‘ un, murisle kendi eşi davacı …’u tanıştırdığını, müvekkili … San. Tic. LTD. ŞTİ.’ nin bayrak ve flama yapan bir şirk olduğunu, şirketin ihalelere katılan ve istenilen zamanda, istenilen şekilde toptan bayrak ve flama üreten bir şirket olduğunu, murisin sağlık problemlerinin 2018 yılının sonlarına doğru iyice artarak murisin işlere eskisi gibi yetişememeye başladığını, murisin ihalelere katılmak ve şirket adına bazı işlemleri yapmak üzere 30.11.2018 tarihinde şüpheliye, ekte sundukları vekaletnameyi verdiklerini, murisin kalp damar tıkanıklığı rahatsızlığı bulunmadığını, murisin şiddetli karın ağrısı sonucunda 22.01.2019 gecesi direkt ameliyata alındığını, ameliyattan sonra ise yoğun bakıma yatırıldığını ve 23.01.2019 tarihininde yoğun bakımda bilinci kapalı bir şekilde geçirdiğini, 24.01.2019 tarihinde murisin sabah saat 09:00 sularında vefat ettiğini, davacının müvekkili firmada hiçbir zaman çalışmadığını, davacının müvekkili firmada vekaletle iş gören bir kişi olduğunu, müvekkili firmanın davacıya ödemesi gereken bir işçilik alacağı, bakiye maaş ödemesi, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, bayram izni ücreti, SGK prim ödemesi bulunmadığını, bunların hepsini davacının kötü niyetli olarak talep ettiğini, müvekkili şirketin eski yöneticisinin vefatı sonucunda maddi çıkar sağlamak amaçlı yaptığı hareketler olduğunu, dolayısıyla davacının şirketin ihyasına ilişkin açmış olduğu işbu davanın da reddi gerektiğini belirterek açıklanan nedenler ile haksız ihya davasının tüm talepler bakımından reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
…’ nün yazı cevabı, … İş Mahkemesi’ nin 2020/740 E. sayılı, … İş Mahkemesi’ nin 2020/… E. sayılı dosya suretleri ve tüm dosya kapsamı davanın delillerini oluşturmaktadır.
Somut olayda;İhyası istenen şirketin dava tarihi itibariyle Ticaret Sicilinde kayıtlı bulunan şirket merkezinin Kağıthane / İstanbul olduğu ve mahkememizin yargı yetkisi içinde bulunduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlığın çözümünde HMK. 14/2. ve T.T.K.nun 547/1. maddesi hükmü gereğince mahkememiz kesin yetkilidir.
Dava, TTK’nın 547. madde gereğince ek tasfiye işlemleri için ticaret sicil kaydının ihyası talebine ilişkindir.
Ticaret sicilinden terkin edilen şirketlerin yeniden ihyasının sağlanması amacıyla 6102 Sayılı TTK kapsamında iki farklı yol öngörülmüştür. Buna göre, tasfiye sürecine giren şirketlerin tasfiye işlemlerinde eksiklik olması halinde TTK’nın 547. maddesi kapsamında sicilden terkin edilen şirketin tekrar sicile kaydedilmesi mümkündür. Örneğin şirkete ait bir malvarlığının bulunması bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Bir diğer yol ise TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca sicilden terkin edilen şirketlerin yeniden tescilidir. Buna göre asgari sermaye miktarına ulaşmayan, adres değişikliğini bildirmeyen şirketlerin re’sen kayıtlardan terkini halinde şirketin faal olması ve gerekli bazı koşulların da gerçekleşmesi halinde tekrar sicile kaydı mümkündür.
İhya davasının TTK’nın 547. maddesi uyarınca talep edilmesi halinde şirketin tasfiye işlemlerini yapmış olan tasfiye memuru ya da memurları ile birlikte bağlı bulunulan ticaret sicil müdürlüğünün davalı olarak gösterilmesi gerekmektedir. Diğer durumda ise esasen şirket tasfiye sürecine girmediğinden ve tasfiye memuru da bulunmadığından davalı olarak bağlı bulunulan ticaret sicil müdürlüğünün gösterilmesi yeterlidir. Başka bir ifadeyle TTK’nın 547. maddesine dayalı ihya davalarında davalı taraf, şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir.
Somut olayda, ihyası talep olunan … San.tic. Ltd. Şti.’ nin sicil kayıtları incelendiğinde, şirketin tasfiye sonucu terkin edildiği , tasfiye memurunun davalı … olduğu anlaşılmıştır.
Bir şirket veya kooperatifin ihyası davasında davacı taraf, şirket ortaklarından herhangi biri, şirket veya kooperatifin en son yetkilileri, o şirkette veya kooperatifte daha önce çalışmış bulunan herhangi bir işçi, şirket veya kooperatiften alacağı bulunan herhangi bir gerçek veya tüzel kişi alacaklı, özetle hukuki menfaati bulunan herhangi bir kişi olabilir. Bu nedenle davacının aktif dava ehliyeti bulunduğu kabul edilmelidir.
Alınan Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısından ve şirket sicil dosyası kapsamından; ihyası istenilen şirketin tasfiye edilerek sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından açılmış olan işçilik alacakları davası nedeniyle davacının bu davayı açmakta hukuki yararının ve taraf olma ehliyetinin bulunduğu kabul edilmiştir.
Ticaret sicili müdürlükleri, ihya davalarında yasal hasım konumunda olduğundan, sicilden terkin işlemlerini yasa ve tüzük hükümlerine uygun yapmış olan sicil müdürlüğü yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz. Yargıtayın emsal kararları bu yöndedir (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2005/13309 E.2007/837 K. Sayılı kararı; Yargıtay11.Hukuk Dairesinin 2016 / 2926 Esas 2016 / 3585 Karar ve 04.04.2016 tarihli kararı). Ancak davalı tasfiye memuru yasal hasım olmamakla yargılama giderlerinden kural olarak sorumlu tutulmalıdır.
İhyası talep olunan şirketin celp olunan sicil dosyası incelendiğinde, 31.05.2019 tarihinde şirketin tasfiyeye girdiği, tasfiye kararının 17.06.2019 tarihinde tescil edildiği, şirket alacaklılarına 11.07.2019, 19.07.2019, 29.07.2019 tarihli çağrı ilanlarının yapıldığı, Bursa 2. İş Mahkemesi’ nin 2019/515 esas sayılı dosyasının ise 09/07/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmakla davalı tasfiye memuru … aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmemesi yoluna gidilmemiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacı tarafından açılan davanın KABULÜ ile …’ nün … no ile kayıtlı … San.tic. Ltd. Şti. nin sicil kaydının İHYASINA,
2- Tasfiye memuru olarak … kimlik numaralı … …’ın atanmasına, ücret taktirine yer olmadığına,
3-Kararın ticaret sicilinde tescil ve ilanına, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 59,30 TL’nin mahsubuyla bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Yasal hasım olan … nun ve şartları oluşmadığından davalı tasfiye memurunun yargılama gideri, ücreti vekalet ve harçtan sorumlu tutulmamasına,
6- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7- Davacı vekiline yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu ( … Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/03/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır