Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/504 E. 2022/663 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/504 Esas
KARAR NO : 2022/663
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 19/08/2022
KARAR TARİHİ : 03/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı tarafından, … Ltd. Şti., hasım gösterilerek … İş Mahkemesi’ nin 2020/… E. Sayılı dosyası ile hizmet tespit davası açıldığını, ancak yargılama sırasında … Ltd. Şti. nin tasfiye olduğu ve terkin edilerek ticaret sicil müdürlüğünden kaydının silindiğinin anlaşıldığını, … İş Mahkemesi’nin 2020/… E. Sayılı dosyasının 11/08/2022 tarihli celse ara kararı ile açılan davada taraf teşkilinin sağlanması açısından tarafların, işbu davayı açmak için mehil verildiğini, işbu davada ihyasını istediğikleri … … Ltd. Şti.nin ticaret sicilinden terkin edilmeden önceki merkez adresinin …Mah. … Sk. N:… İstanbul olduğunu, işbu şirketin, ticaret sicilinden 10/10/2019 tarihinde terkin edildiğini, şirketin tasfiyeye girdiğini ve tasfiyesinin sona erdiği 10/10/2019 tarihinde sicil kaydı terkin edildiğinden, bu davada husumeti hem ticaret sicil müdürlüğüne hem de tasfiye memuruna yöneltmiş olduklarını, açıklanan nedenlerle …’nün sicilinde kayıtlı … Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davayı ve davacının ileri sürdüğü iddia ve talepleri kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydı ile; dava kapsamında zamanaşımı itirazlarının söz konusu olduğunu, davacının ikame ettiği işbu dava konusu taleplerin haksız olup, ayrıca zamanaşımına uğradığını, terkini yapılan şirket aleyhine …. İş Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile açıldığı iddia edilen davanın … Mahkemeleri’nde görülüyor olması nazara alındığında huzurdaki davanın … Mahkemeleri’nde görülmesi gerektiğini, ilgili şirketin tasfiye sürecinin TTK hükümleri doğrultusunda usulüne uygun şekilde yerine getirilmiş olup; şirketin yeniden ihyasının mümkün olmadığını, kaldı ki davacı yanın huzurdaki davayı açmada hukuki yararının da bulunmadığını, müvekkilinin eski ortağı olduğu … … Ltd. Şti.; 14.03.2019 tarihinde tescil edildiği üzere tasfiye sürecine geçtiğini, yasal prosedür kapsamında kanun ve ortakların almış olduğu kararlara uygun davranılarak tasfiye süreci ve terkin işlemleri yönetilmiş ve sonuçlandırıldığını, şirketin usul ve yasaya uygun gerçekleştirilen tasfiye süreci sonunda terkin edilmesi gerektiğinin kaçınılmaz olup; 10.10.2019 tarihinde tescil edilen terkin işlemi sonucunda terkin edilen şirketin yeniden ihyasının mümkün olmadığını, öte yandan davacı yanının iddia ettiği …. İş Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında davanın, ihyası istenen şirketin terkini tarihinden sonra ikame edildinin görüldüğünü, ayrıca yine davacı yanın hizmet tespiti davası açtığı tarihten itibaren uzunca bir süre geçtikten sonra işbu davayı ikame ettiğinin görüldüğünü,huzurdaki davada müvekkilinin hasım olarak gösterilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı yanca tasfiye sürecinin eksik ve hatalı olduğunun iddia edilerek ve huzurdaki davanın hasmı olarak müvekkili gösterilmiş ise de; müvekkiline yöneltilen husumeti kabul etmediklerini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, şirketin ihyasına karar verilecek ise salt ihya sebebine ilişkin işlemlerin yapılabilmesi için ehliyet verilmesi gerektiğini usul ve yasaya uygun şekilde tasfiye ve terkin edilen şirketin yeniden ihyasına karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, mahkemenin aksi kanaatte olması hâlinde, şirketin ihyasına karar verilecek ise yalnızca ihya sebebine ilişkin işlemlerin yapılabilmesi için ehliyet verilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle;Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki taleplerinin, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirdiğini ve sonuca bağladığını; yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, tasfiye sürecinde yetkinin ve sorumluluğun şirket “tasfiye memuru”nda olduğunu,tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olması memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduklarını, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, bu yapılmadan şirketlerin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerinin, müvekkili Sicil Müdürlüğü’nün tespit etmesinin mümkün olmadığını, TTK m. 545/1’de düzenlendiği üzere, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu üzere işlem yapmış olup, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesinin kanuna aykırı olacağını, nitekim tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde, şirkete ve şirketin alacaklılarına karşı sorumlu olduğunun düzenlendiğini, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan; tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekalet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağın, açıklanan nedenlerle müvekkili yönünden açılan davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili Müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün yazı cevabı, …. İş Mahkemesi’ nin … E. sayılı, dosya sureti ve tüm dosya kapsamı davanın delillerini oluşturmaktadır.
Dava, TTK’nın 547. madde gereğince ek tasfiye işlemleri için ticaret sicil kaydının ihyası talebine ilişkindir.
…. İş Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasının celp edilerek yapılan incelemesinde; davacı … tarafından davalılar … Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi ve SGK Başkanlığı … İl Müdürlüğü aleyhine sigortalılık başlangıcının ve sigortalı hizmetinin tespiti davası açıldığı, dosyasının 11/08/2022 tarihli duruşmasında, davacı vekiline … Limited Şirketi hakkında ihya davası açması hususunda iki haftalık kesin süre verildiği görülmüştür. Davanın 28.12.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Somut olayda; İhyası istenen şirketin dava tarihi itibariyle Ticaret Sicilinde kayıtlı bulunan şirket merkezinin Fatih/İstanbul olduğu ve mahkememizin yargı yetkisi içinde bulunduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlığın çözümünde T.T.K.nun 547/1. maddesi hükmü gereğince mahkememiz kesin yetkilidir.
Ticaret sicilinden terkin edilen şirketlerin yeniden ihyasının sağlanması amacıyla 6102 Sayılı TTK kapsamında iki farklı yol öngörülmüştür. Buna göre, tasfiye sürecine giren şirketlerin tasfiye işlemlerinde eksiklik olması halinde TTK’nın 547. maddesi kapsamında sicilden terkin edilen şirketin tekrar sicile kaydedilmesi mümkündür. Şirkete ait bir malvarlığının bulunması bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Bir diğer yol ise TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca sicilden terkin edilen şirketlerin yeniden tescilidir. Buna göre asgari sermaye miktarına ulaşmayan, adres değişikliğini bildirmeyen şirketlerin re’sen kayıtlardan terkini halinde şirketin faal olması ve gerekli bazı koşulların da gerçekleşmesi halinde tekrar sicile kaydı mümkündür.
İhya davasının TTK’nın 547. maddesi uyarınca talep edilmesi halinde şirketin tasfiye işlemlerini yapmış olan tasfiye memuru ya da memurları ile birlikte bağlı bulunulan ticaret sicil müdürlüğünün davalı olarak gösterilmesi gerekmektedir. TTK’nın 547. maddesine dayalı ihya davalarında davalı taraf, şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir.
Somut olayda, ihyası talep olunan … Ltd. Şti’nin sicil kayıtları incelendiğinde, şirketin şirketin tasfiyesinin sona erdiği 10.10.2019 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiği, şirket yetkilisinin ve tasfiye memurunun … … olduğu anlaşılmıştır.
Bir şirket veya kooperatifin ihyası davasında davacı taraf, şirket ortaklarından herhangi biri, şirket veya kooperatifin en son yetkilileri, o şirkette veya kooperatifte daha önce çalışmış bulunan herhangi bir işçi, şirket veya kooperatiften alacağı bulunan herhangi bir gerçek veya tüzel kişi alacaklı, özetle hukuki menfaati bulunan herhangi bir kişi olabilir. Bu nedenle davacının aktif dava ehliyeti bulunduğu kabul edilmelidir.
Alınan Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısından ve şirket sicil dosyası kapsamından; ihyası istenilen şirketin tasfiye edilerek sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından açılmış olan tespit davası nedeniyle davacının bu davayı açmakta hukuki yararının ve taraf olma ehliyetinin bulunduğu kabul edilmiştir.
H.M.K.’nın 326-(1) maddesi uyarınca; kanunda yazılı haller dışında, yargı giderleri davada haksız çıkan taraftan alınmasına karar verilir. Tasfiye sürecinde tasfiyenin eksiksiz yapılmasından tasfiye memuru sorumludur. Şirketin tasfiyesinden evvel şirket aleyhinde açılan dava sonuçlanmadan tasfiyenin sonlandırılması nedeniyle tasfiyenin tam olarak tamamlandığı kabul edilemez ve açıklanan neden ile HMK 326 gereği davalı tasfiye memuru aleyhine yargı giderine hükmedilmesi yoluna gitmek gerekmiştir.
Ticaret sicili müdürlükleri, ihya davalarında yasal hasım konumunda olduğundan, sicilden terkin işlemlerini yasa ve tüzük hükümlerine uygun yapmış olan sicil müdürlüğü yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz. Yargıtayın emsal kararları bu yöndedir (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2005/13309 E.2007/837 K. Sayılı kararı; Yargıtay11.Hukuk Dairesinin 2016 / 2926 Esas 2016 / 3585 Karar ve 04.04.2016 tarihli kararı).
Davalı tasfiye memuru vekilinin savunmasında her ne kadar davanın zamanaşımına uğradığı ifade edilmiş ise de; İhyası talep edilen şirketin şirketin terkin edildiği tarih ile dava tarihi itibariyle 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolmadığı anlaşılmıştır.
Davacının dava dilekçesinde iş mahkemesi dosyasıyla sınırlandırma getirmeksizin şirketin ihyasına karar verilmesini talep ettiği gözetilerek iş mahkemesi dosyası ile sınırlı olarak şirketin ihyasına karar verilmemiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 2022/5605 esas, 2022/6373 karar sayılı ilamı)
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne karşı açılan davanın KABULÜ İLE, …’nün … sicil numaralı sicilinde kayıtlı Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin İHYASINA,
2-Tasfiye memuru olarak … …’ün (TC: … ) atanmasına,
3-Tasfiye memuruna ücret atanmasına yer olmadığına,
4-Kararın ticaret sicilinde tescil ve ilanına, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına,
5- Ticaret Sicil Memurluğunun yargılama gideri, ücreti vekalet ve harçtan sorumlu tutulmamasına,
6-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
7-Davacı tarafından peşin yatırılan 80,70 TL harcın davalı … …’ten alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin İkinci Kısım İkinci Bölüm 9. bent uyarınca belirlenen 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davalı … …’ten alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 132,00.-TL yargılama giderinin davalı … …’ten alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı vekilince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı, oy birliğiyle karar verildi.03/11/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır