Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/494 Esas
KARAR NO : 2023/760
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/08/2022
KARAR TARİHİ : 23/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 01.09.2015 tarihli Standart Yer Hizmetleri Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin İngilizce olup … Noteri tarafından tasdikli tercümesinin ekte sunulduğunu, sözleşmenin “HİZMETLER VE ÜCRETLER” başlıklı 1.5. Maddesinde: “Alt Paragraf 1.3 ve 2.1 – 2.2’de belirtilen ücretler, yılda %5’ten (yüzde beş) az olmamak üzere, Türkiye’de önceki on iki için yayınlanan TÜFE’ye göre yıllık olarak ayarlanacaktır.” hükmü yer aldığını, sözleşme maddesi açık olup müvekkili şirket tarafından davalıya verilen hizmet karşılığı olan ücretin her sene en az %5 artması gerektiğini, ancak sözleşmenin yürürlükte kaldığı 2022 tarihine kadar söz konusu ücret artışı yapılmadığını, sözleşme’nin 12.2 maddesinde; “Ana Sözleşme’nin 11.6 maddesi uyarınca, bu Sözleşme’nin sona ermesinden sonra, taraflardan herhangi biri sona erme tarihinden 60 gün önce fesih bildiriminde bulunmadığı sürece, sözleşme, bu Sözleşmedeki süre kadar uzatılacaktır.” Sözleşmenin bu maddesi doğrultusunda Sözleşme 2022 yılına dek devam ettiğini, bugüne dek ücret artışı yapılmaması üzerine üzerine müvekkili şirketin fiyat fark bedelinin tahsili amaçlı 25.05.2021 tarihli, … numaralı ve 92.692,83-EUR bedelli faturayı düzenlediğini ve davalıya tebliğ ettiğini, ancak davalının, 27.05.2021 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnameyi keşide ederek söz konusu meblağa ve içeriğine itiraz ettiğini, faturayı müvekkili şirkete iade ettiğini, faturanın iade edilmesi ve ödeme yapılmaması üzerine müvekkili şirket tarafından … İcra Dairesi’ nin 2021/… Esas sayılı dosya ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak davalının icra dosyasına yasal süre içerisinde itiraz ettiğini, davalı tarafından yapılan itiraz hukuka aykırı olup itirazın iptal edilmesi için işbu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu, taraflar arasında imzalanan geçerli Sözleşmeye göre Müvekkili Şirketin kendi yükümlü olduğu edimleri yerine getirdiğini, ancak davalının, sözleşme tarifesinde kararlaştırılan zammı uygulamadığını ve takip eden yıllar eksik ücret ödediğini, sözleşmece her sene yapılacak zam oranı kararlaştırıldığını ancak davalının Sözleşmeye riayet etmediğini, borcunu ödemeyen ve kötü niyetli hareket eden davalının, icra inkar tazminatı ödemek mecburiyetinde olduğunu beyan ederek … İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalıya %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, davalının icra takibine vaki işbu itirazlarından haberdar olduğu halde huzurdaki davayı bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açtığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, davalı şirket adresinin Ataşehir İstanbul olduğunu, davalı aleyhine açılan icra takipleri ve davalarda yetkili yerin İstanbul Anadolu Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri olduğunu, bu nedenle icra takibinin ve iş bu davanın yetkisine itiraz ettiklerini, davalı şirketin icra takibine yapmış olduğu itiraz sonrasında davacı tarafın takipte dayanmadığı, takip talebinde borcun sebebi başlıklı 8 numaralı kısımda göstermediği halde sonradan 23/08/2021 tarihli dilekçesiyle; dosyaya tek sayfadan ibaret bir metin sunduğunu, davacı tarafın sözleşmeye dayanılmayan icra takibinde sonradan belge sunularak İcra Müdürlüğünün ve Mahkemenin yetkisini, borcun sebebini ve takip dayanağını değiştirmeye dönük iddianın genişletilmesi mahiyetindeki usul ve yasaya aykırı açıklamalarına muvafakat etmediklerini, davacı yanın icra takibine, icra takibinde dayanak gösterdiği faturaya ve iş bu davaya konu alacak iddiasının ve alacak taleplerinin tümünün zamanaşımına uğradığını, davacı tarafından kendilerine gönderilen faturanın kabul edilmeyerek iade edildiğini, davacı aleyhine … Noterliği’nin 27/05/2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edilerek söz konusu faturanın “..şirket muhasebe kayıtlarına alınmaksızın sistem üzerinden iade edildiği” hususunun ihtar edildiğini, ihtarnamenin davacı yana tebliğ edildiğini, davacı şirketin bu ihtarnameye cevap vermediğini ve itiraz etmediğini, icra takibine ve davaya konu faturanın düzenlendiği tarihte davacı ile davalı şirket arasında sözleşmeye dayalı bir ilişki bulunmadığını, 01/09/2015 tarihli sözleşmenin takip dayağı belge olmadığını, takip dayanağı olmayan sözleşmeye borcun sebebi olarak dayanılamayacağını, davacı tarafın haksız olarak icra takibi başlattığını, davacı tarafın müvekkili şirkete göndermiş olduğu 25/05/2021 tarihli, … Fatura no.lu 92.692,83-EURO tutarlı, satış tipli, fiyat farkı bedeli açılamalı faturasının müvekkile yöneltebileceği hiçbir hak ve alacağı mevcut olmadığından müvekkil tarafından kabul edilmediğini ve davacıya iade edildiğini, ayrıca davacı aleyhine … Noterliğinin 27/05/2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek söz konusu faturanın “..şirket muhasebe kayıtlarına alınmaksızın sistem üzerinden iade edildiği” hususu ihtaren de bildirildiğini, işbu ihtarnamenin davacı yana tebliğ edildiği halde davacı cevap vermediğini ve itiraz etmediğini, davacı tarafından bu kez 31.05.2021 tarih, … Fatura numaralı 92.692,83-EURO tutarlı, satış tipli, fiyat farkı bedeli açıklamalı bir fatura düzenlenerek müvekkiline tebliğ edildiğini, söz konusu faturanın da müvekkili tarafından kabul edilmeyerek davacıya iade edildiğini, ayrıca bu hususun … Noterliğinin 02/06/2021 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacıya bildirildiğini, işbu ihtarnamenin de davacı yana tebliğ edildiği halde davacı taraf bu ihtara cevap vermediğini ve itiraz etmediğini, davacı tarafın müvekkili şirket tarafından kabul edilmeyerek yasaya uygun şekilde kendilerine iade edilmiş olan 92.692,83-EURO tutarlı, satış tipli, fiyat farkı bedeli açılamalı, … numaralı faturaya dayalı olarak bu kez … İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, bahse konu icra dosyasından gönderilen Örnek No: 7 Ödeme emri müvekkili şirket 10/08/2021 tarihinde tebliğ edilmiş olup müvekkili şirket tarafından yasal süresi içinde icra dosyasına sunulan 16/08/2021 tarihli dilekçe ile söz konusu icra takibine, yetkiye, takibe konu borca, asıl alacağa, takip dayanağına, takip dayanağı olarak belirtilen … numaralı faturaya ve fatura münderecatına, faiz türüne, işlemiş faize, faiz miktarına, takip toplamına ve her türlü fer’ilerine itiraz edildiğini, takip konusu 31/05/2021 tarihli faturanın düzenlendiği tarihte davacı ile müvekkili şirket arasında sözleşmeye dayalı bir ilişki bulunmadığını, müvekkili şirketin 01/09/2015 tarihli Standart Yer Hizmetleri sözleşmesini davacıya gönderdiği ” … ” Sayılı ve “… Servisi A.Ş. Sözleşme Feshi bildirimi” konu yazısı ile “….sözleşmenin 08.04.2021 tarihi itibari ile tarafımızca feshedildiğini bildiririz…” demek suretiyle feshettiğini, davacı tarafın müvekkilinin fesih iradesini kabul ettiğinin, sözleşmenin sona ermesi yönünde mutabık kaldığı taraflar arasındaki yazışmalarla da sabit olduğunu, bu nedenle de davacı yanın dava dilekçesinde ; “…Sözleşme 2022 yılına dek devam etmiştir…” şeklinde yer alan iddia ve beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafça sözleşme süresince kesilen faturalar, ticari defter, cari hesap mutabakatları ve diğer kayıtlar incelendiğinde 01.09.2015 tarihli sözleşmenin 1.5. Maddesinde yer alan fiyat artışı hükmünün taraflar arasında uygulanmayacağına ilişkin ticari teamül ve fiili uygulamanın oluştuğunun sübut bulacağını, davacı tarafça taraflar arasındaki bu husustaki anlaşmayla oluşan teamül ve fiili uygulamaya aykırı olarak, ticari ilişkinin sonlanması akabinde hukuka aykırı şekilde geriye dönük olarak fatura düzenlenmek suretiyle karşılığı ödenmiş hizmetlere yönelik fiyat farkı talebinde bulunulmasının TMK m.2’de yer alan dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, davacı yanın dava dilekçesinde yer alan; “…davalı, Sözleşme tarifesinde kararlaştırılan zammı uygulamamış ve takip eden yıllar eksik ücret ödemiştir…” şeklindeki iddialar iyi niyetten uzak olup gerçeği yansıtmadığını, nitekim davacının, sözleşme kapsamında vermiş olduğu hizmetin karşılığı olan bedeli faturalandırarak müvekkili şirkete iletmiş olup, müvekkilinin davacı tarafından tanzim edilen işbu faturaların bedellerini derhal ve noksansız bir şekilde ödediğini, davacı tarafın beyan ve iddialarının ticari teamüller ile hayatın olağan akışına aykırı olup, Yargıtay’ın emsal kararları da dikkate alınarak huzurdaki davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, icra dosyasında mevcut ödeme emrinin 4 numaralı; “senet ve tarihi ve senet yoksa borcun sebebi” kısmında “… fatura numaralı alacağımız 92.692,83 EUR” yazılı olduğunu, borcun sebebi olarak başkaca hiçbir belgenin gösterilmediğini, takip talebinde borcun sebebi olarak dayanılmayan sözleşmenin işbu davada takip dayanağı olarak gösterilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin … Noterliği tarafından tasdikli tercümesinin fotokopisini, arabuluculuk son tutanağının bir suretini, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 31/05/2021 tarihli 92.692,83-EUR bedelli faturanın fotokopisini sunmuş olduğu anlaşıldı.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ekinde davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 25/05/2021 tarihli 92.692,83-EUR bedelli faturanın fotokopisini, … Noterliği’nin 27/05/2021 tarih … yevmiye numaralı davalı tarafından davacıya gönderilen ihtarnamenin fotokopisini, 31/05/2021 tarihli 92.692,83-EUR bedelli faturanın fotokopisini, … Noterliği’nin 02/06/2021 tarih … yevmiye numaralı davalı tarafından davacıya gönderilen ihtarnamenin fotokopisini ve davalı şirket tarafından düzenlenen davacı şirket ile yapılan 01/09/2015 tarihinden itibaren geçerli standart yer hizmetleri sözleşmesinin, ilgili sözleşmenin 12. maddesi uyarınca 08/04/2021 tarihi itibariyle feshedildiğine dair yazı fotokopisini sunmuş olduğu anlaşıldı.
… İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyasının bir suretinin UYAP sisteminden gönderilmiş olduğu, dosyanın tetkikinde alacaklı … A.Ş. tarafından borçlu … A.Ş. aleyhine 92.692,83-EUR alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 10/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilince 16/08/2021 tarihli dilekçe ile borca itiraz edildiği, 17/08/2021 tarihli karar tensip tutanağı ile “İtiraz dilekçesi borçlu vekili tarafından sunulmuş ise; borçlu vekilinin dosyaya kaydının yapılmasına, tebligat parçasının döndüğünde yapılan itirazın süresinde olması halinde; İİK. 62. ve 66. Maddeleri gereği takibin DURDURULMASINA, İtiraz süresinde değil ise talebin reddine takibin devamına, İİK.’nun 59. Maddesinde belirtildiği şekilde peşin avans dosyaya ödenmediği ve itiraz dilekçesi ekinde de posta pulu bulunmadığı anlaşıldığından, dilekçe ve kararın alacaklıya tebliğine yer olmadığına, alacaklının müracaatı halinde dairede tefhimine” dair karar verildiği, alacaklı vekilinin 17/08/2021 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 9 numaralı paragrafında İstanbul Adliyesi’nin yetkili olduğunun belirtildiğini beyan ederek yetki itirazının icra müdürlüğü tarafından reddine karar verilmesini talep ettiği, 18/08/2021 tarihli tensip tutanağı ile sözleşmenin İngilizce olduğu, Türkçe tercümesinin sunulması halinde talebin değerlendirilmesine karar verildiği, alacaklı vekilinin 09/08/2022 tarihli dilekçesi ile icra takibinin 38.070,83 Eurosundan feragat ettiğini beyan ettiği ve harcın yatırılmış olduğu anlaşıldı.
Davalı vekilinin 28/11/2022 tarihli delil dilekçesi sunmuş olduğu, dilekçe ekinde taraflar arasındaki e mail yazışmaları çıktılarının sunulmuş olduğu, [email protected] adresinden gönderilen e mailde “31.12.2020 tarihi itibari ile 1.774,50 EUR bakiyede mutabıkız” yazılmış olduğu görüldü.
Mahkememizin 09/03/2023 tarihli celsesinin 4 numaralı ara kararı ile taraflar arasında münakit 01/09/2015 tarihli Standart Yer Hizmetleri Sözleşmesi uyarınca davacının davalıdan fiyat fark alacağı bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise miktarı, faturanın düzenlendiği tarihte taraflar arasında akdi ilişki olup olmadığı, sözleşmenin niteliği ve geçerliliği noktalarında bilirkişilerden rapor aldırılmasına karar verildiği, Sözleşmeler Alanında Uzman Prof. Dr. İsmail Kayar ve SMMM … ‘ın 24/07/2023 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak; “1-Davacı ve davalı defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, 2-Davacı şirket tarafından düzenlenen dava konusu fiyat farkı açıklamalı iki adet faturanın, davalı şirket tarafından hem yasal süre olan, hem de taraflar arasındaki sözleşmenin 8.2 maddesindeki sekiz gün içinde itiraz edilerek iade edildi, 3-Davalı şirketin taraflar arasında var olduğu ihtilafsız olan sözleşmenin 12.maddesi uyarınca 08.04.2021 tarihi itibariyle fesih bildiriminin davacı şirkete yapıldığı ve davacı şirket tarafından “bugün itibariyle … ile görüşmelerimiz sonucunda anlaşmamızı 60 gün bağlayıcılığı olmaksızın 15.04.2021 tarihi itibariyle fesih etmiş bulunuyoruz.” yazılı olduğundan davacı şirket tarafından da feshin kabul edildiğinin anlaşıldığı, dava konusu olan fiyat farkı faturası sözleşme fesih tarihi olan 15.04.2021 den sonra 25.05.2021 tarihinde düzenlendiği, 4-Dava konusu yapılan 25.05.2021 tarih 2021511 nolu 92.692,83 EUR tutarlı faturanın davacı şirketin yasal defterlerinde de kayıtlı olmadığının 31.12.2021 tarihli 402,30 EUR mutabık kalınan bakiyeden anlaşıldığı, şayet dava konusu yapılan 92.692,83 EUR fatura davacı şirketin yasal defterlerinde kayıtlı olsaydı 31.12.2021 tarihi itibariyle bakiyenin (92.692,834402,30-93.095,13) 93.095,13 EUR olması gerekeceği, Davacı şirketin muavin defter kayıtlarında da 31.12.2022 tarihi itibariyle 279,00 EUR alacaklı gözüktüğü, 5-Taraflar arasında var olduğu ihtilafsız olan sözleşmenin 2.2 maddesinde “Herhangi bir değişiklik olması durumunda, Yer Hizmetleri Şirketi Taşıyıcıya zamanında güncellenmiş bir fiyat listesi verecektir.” yazılı olduğu, fakat davacı şirket tarafından davalı şirkete güncellenmiş bir fiyat listesi verdiğine dair bir bilgi ya da belgenin var olmadığı, 6-Takip konusu alacakların 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunun kabulü halinde, davacı şirketin 2016 yılından 15.04.2021 fesih tarihine kadar sözleşme konusu hizmetlerden hangilerini kaç kez verdiği belli olmadığından, takip tarihi itibariyle, davacının sözleşmeye göre yıllık %5 artıştan kaynaklanan alacaklarını hesaplamaya elverişli belge bulunmadığı, 2015 yılından itibaren verilen hizmetlerin, birim fiyatlarının ve tahsil edilen ücretlerin tablolar halinde sunulması durumunda hesaplama yapılabileceği,” yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, bilirkişi raporunun taraf vekillerine tebliğ edildiği, davalı vekilinin 14/08/2023 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesini, davacı vekilinin 21/08/2023 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesini sunmuş olduğu görüldü.
Mahkememizce yapılan yargılama, aldırılan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı deliller hep birlikte incelenip değerlendirildiğinde; açılan dava, taraflar arasında münakit 01.09.2015 tarihli Standart Yer Hizmetleri Sözleşmesi’ nin 1.5. Maddesi uyarınca ücret artışına dair fiyat fark bedelinin tahsili amaçlı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesi ile taraflar arasında 01.09.2015 tarihli Standart Yer Hizmetleri Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin “Hizmetler ve Ücretler” başlıklı 1.5. Maddesinde: “Alt Paragraf 1.3 ve 2.1 – 2.2’de belirtilen ücretler, yılda %5’ten (yüzde beş) az olmamak üzere, Türkiye’de önceki on iki için yayınlanan TÜFE’ye göre yıllık olarak ayarlanacaktır.” hükmü yer aldığını, sözleşme maddesi gereğince davalıya verilen hizmet karşılığı olan ücretin her sene en az %5 artması gerektiğini, ancak sözleşmenin yürürlükte kaldığı 2022 tarihine kadar söz konusu ücret artışı yapılmadığını, sözleşme’nin 12.2 maddesinde; “Ana Sözleşme’nin 11.6 maddesi uyarınca, bu Sözleşme’nin sona ermesinden sonra, taraflardan herhangi biri sona erme tarihinden 60 gün önce fesih bildiriminde bulunmadığı sürece, sözleşme, bu Sözleşmedeki süre kadar uzatılacaktır.” hükmü yer aldığını, sözleşmenin bu maddesi doğrultusunda sözleşmenin 2022 yılına dek devam ettiğini, bugüne dek ücret artışı yapılmaması üzerine üzerine müvekkili şirketin fiyat fark bedelinin tahsili amaçlı 25.05.2021 tarihli, … numaralı ve 92.692,83-EUR bedelli faturayı düzenlediğini ve davalıya tebliğ ettiğini beyan etmiştir.
Davalı taraf ise; diğer usuli itirazlarının yanı sıra, davacı tarafça sözleşme süresince kesilen faturalar, ticari defter, cari hesap mutabakatları ve diğer kayıtlar incelendiğinde 01.09.2015 tarihli sözleşmenin 1.5. Maddesinde yer alan fiyat artışı hükmünün taraflar arasında uygulanmayacağına ilişkin ticari teamül ve fiili uygulamanın oluştuğunu, davacı tarafça taraflar arasındaki bu husustaki anlaşmayla oluşan teamül ve fiili uygulamaya aykırı olarak, ticari ilişkinin sonlanması akabinde hukuka aykırı şekilde geriye dönük olarak fatura düzenlenmek suretiyle karşılığı ödenmiş hizmetlere yönelik fiyat farkı talebinde bulunulmasının TMK m.2’de yer alan dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini ifade ettiği görülmüştür.
Her ne kadar davalı vekilince hak düşürücü süre itirazında bulunulmuş ise de; İİK 67 uyarınca itirazın iptali davaları için öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğinden itibaren başladığı, icra dosyası incelendiğinde, davacı alacaklıya itiraz dilekçesinin tebliğ edildiğine dair tebligat parçası bulunmadığından davanın yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen 01.09.2015 tarihli “Standart Yer Hizmetleri Sözleşmesi” (“Sözleşme”) nin 9.2.sayılı maddesinde: düzenlenen ” … bu sözleşmenin kapsamı, anlamı yapısı veya etkisi ile ilgili veya bunlardan kaynaklanan her türlü ihtilaf veya talep Türk Kanunlarına uygun olarak İstanbul Merkez Mahkemesi ve İcra Dairelerine taşınacak ve buralarda nihai olarak karara bağlanacaktır.” hükmü ile yetkili icra dairelerinin ve mahkemelerinin İstanbul İcra Daireleri ve Mahkemeleri olduğu kararlaştırıldığı anlaşılmakla HMK madde 17 hükmü de göz önüne alınarak mahkememizin ve İstanbul İcra Mahkemelerinin uyuşmazlığın çözümünde yetkili oldukları kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de; TBK madde 146 uyarınca dava konusu alacağın sözleşmeden kaynaklanıyor olup 10 yıllık genel zamanaşımına tabi olduğu, sözleşmenin düzenlenme tarihi itibariyle dahi zamanaşımının dolmadığı anlaşılmakla yapılan itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı taraf, icra takibinin mesnedi olarak sözleşmeye dayanılmadığını, kendilerine takip dayanağı belgelerin tebliğ edilmediğini beyan ederek davanın usulden reddedilmesi gerektiğini iddia etmiş ise de; takip dayanağı belgeler incelendiğinde taraflar arasında akdedilen sözleşmenin yer aldığı görülmekle bu yöndeki usulü itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça Türk Şirketleri arasında yabancı dilde yapılan sözleşmelerin 805 sayılı Kanun Hükümleri gereğince bu sözleşmeye dayanan taraf lehine nazarı itibara alınamayacağı ifade edilmiş ise de; taraflar arasındaki mevcut sözleşme kapsamında ticari ilişkinin yürütüldüğü anlaşılmakla yapılan itirazın MK md 2 uyarınca yapılan itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davanın esası açısından yapılan değerlendirmede; davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşmenin 1.5 maddesinden kaynaklandığı, sözleşme maddesi incelendiğinde ; ” Alt paragraf 1.3 ve 2.1-2.2′ de belirtilen ücretler, yılda % 5′ ten (yüzde beş) az olmamak üzere, Türkiye’ de önceki on iki ay için yayınlanan TÜFE’ ye göre yıllık olarak ayarlanacaktır. TÜFE oranlarının negatif olması durumunda ücretler aynı kalacaktır.” hükmünün yer aldığı, dava konusu olan fiyat farkı faturasının sözleşmenin fesih tarihi olan 15.04.2021 den sonra 25.05.2021 tarihinde düzenlendiği, davacı tarafça sözleşme süresince kesilen faturalar, ticari defter, cari hesap mutabakatları ve diğer kayıtlar ile mahkememizce alınan mali müşavir bilirkişi raporu hep birlikte incelendiğinde; 01.09.2015 tarihli sözleşmenin 1.5. Maddesinde yer alan fiyat artışı hükmünün taraflar arasında uygulanmayacağına ilişkin ticari teamül ve fiili uygulamanın bulunduğu yönünde mahkememizde kanaat oluştuğu, davacı tarafça, mahkememizce saptanan fiili durum ve taraflar arasındaki ticari teamüle aykırı olarak ticari ilişkinin sonlanması akabinde geriye dönük olarak fatura düzenlenmek suretiyle karşılığı ödenmiş hizmetlere yönelik fiyat farkı talebinde bulunulmasının TMK m.2’de yer alan dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiği kanaatiyle davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HUAK 18/A-(13) ve (14). Fıkrası hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2021/ … sayılı dosyasından arabulucu olarak atanan … e 1.320,00-TL tarife bedeli üzerinden kesilen Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek davanın reddine karar verildiği de dikkate alınarak davacı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davacı tarafın icra takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 17.149,01-TL’den mahsup edilerek eksik kalan 16.879,16-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 140.460,60-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Fazla yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının dosya kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, (Davalı vekili e-duruşma ile katılmakla) kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2023
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır