Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/439 E. 2022/738 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/439 Esas
KARAR NO : 2022/738
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/07/2022
KARAR TARİHİ : 30/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının sahibi olduğu … San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile davalı şirket arasında alım satıma dayalı ticari ilişki olduğunu, 18.09.2015 tarihinde davacıya borç tasfiye sözleşmesi imzalatıldığını, ancak davalı tarafından bildirilen alacak iddiasının gerçek olmadığını, sözleşmenin hileli yollarla imzalatıldığını, … Tic. Ltd. Şti.’nin ticari defterlerinde iddia edilen borçların kayıtlı olmadığını, sözleşmede 37.000.000,00 TL borcun yapılandırılması amacıyla davacı üzerinde baskı kurularak, davacının hissedarı olduğu … A.Ş.’nin borca kefil olmasının sağlandığını, 27.01.2016 tarihli Finansal Kiralama Kiracı Değişikliği ve Devir Sözleşmesi ile … A.Ş.’nin finansal kiralama sözleşmesi ile edindiği fabrika binasının tapusunun da devralındığını, 04.04.2016 tarihli ortaklar anlaşması ve bu anlaşmaya bağlı sözleşmeler ve taahhütnamelerin imzalatıldığını, şirketin %52 hissesinin … A.Ş.’nin öngördüğü kişi ve şirkete devrinin gerçekleştirildiğini, davacı … …’nün … A.Ş. yetkililerinin yönlendirmesi ve baskısı neticesinde sözleşmede yer alan şekilde kendisine ait şirketlerin davalı … A.Ş. ile birleşeceği düşüncesiyle ve yanılgı haliyle, borçlarının kapatılacağı inancıyla, hisse devrilerini
yaptığını, hisse devri karşılığında davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, usule aykırı şekilde şirket yönetiminden uzaklaştırıldığını, şirket yöneticilerine karşı sorumluluk davasının yanı sıra genel kurul kararının iptali ve yönetim kurulu kararlarının iptali davaları açıldığını, 25.05.2022 tarihinde düzenlenen Özel Amaçlı Raporda,18.09.2015 tarihli Borç Tasfiye Sözleşmesi ve bağlı eklerinde alacaklı taraf olarak görünen kişiler açısından sebepsiz zenginleşme koşulları oluşabileceği kanaatine varıldığını, bu rapor sonucunda davalının haksız şekilde edindiği ve davacının zarara uğratıldığı mal ve haklara ilişkin sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak bu davanın açıldığını, davalının uhdesinde haksız ve hukuka aykırı sözleşme ve eylemler nedeniyle oluşan sebepsiz zenginleşme alacağın tespitinin istenildiğini ileri sürerek, İstanbul … ilçesi, … Ada, … Parsel, 1, 2, 3, 4 ada, İzmir, … ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … Ada, … Parsel, 9 Bölüm, İzmir, … ilçesi, … Mahallesinde bulunan 7 adet taşınmaz, İstanbul … ilçesi, … Mahallesi, … Pafta, … Ada, … Parsel, 39 Bölüm, … ilçesi, … mahallesi, … Ada, 7 Parsel, 20 Bölüm, İstanbul … ilçesi, … Pafta, … Ada, 1 Parsel, Diyarbakır … ilçesi, … mahallesi, … Ada, 7 Parsel 32 bölüm olan taşınmazların satışa çıkarılması nedeniyle taşınmazlar üzerine “davalıdır” şerhi konulmasına, manevi baskı kurularak imzalatılan 18.09.2015 tarihli sözleşmeye dayalı olarak sözleşme nedeniyle davalı tarafından ele geçirilen … Yapı Şirketinin %52 payı ve fabrika binası devrinin ve mal varlığının elden çıkarılması nedeniyle, davalının sebepsiz zenginleşme miktarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davaya konu aynı talepler bakımından feragat edilmiş, feragat nedeniyle reddedilmiş ve istinaf incelemesinden geçmiş bir mahkeme kararı bulunduğunu, bu yönüyle hakkında feragat nedeniyle ret hükmü bulunan bir konuda aynı taleplerle yeni bir dava açılamayacağından davanın esasına girilmeden reddini gerektiğini, Davacılar vekili tarafından huzurdaki davada ileri sürülen iddialarına dayanarak ve aynı nedenlere bağlı olarak müvekkili ve diğer kişiler aleyhine … asliye ticaret mahkemesi nezdinde 2016/… esas – 2017/… k; … asliye ticaret mahkemesi nezdinde 2017/… esas – 2017/… k; sayılı dosyalarıyla ikame etmiş olduğu davalardan kendi istekleriyle, hiçbir koşula bağlı olmadan feragat ettiklerini, davacı aynı nedene dayalı olarak ikinci defa …. asliye ticaret mahkemesinin 2017/… e. sayılı dosyasıyla görülen ikinci bir dava daha açtığı, davanın derdest olduğunu beyanla; iş bu davaya konu taleplerin daha önce … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/… E.- 2017/154 K; … Asliye Ticaret mahkemesinin 2017/… Esas – 2017/… K; sayılı dosyalarıyla görülen, feragatle sonuçlanan ve bu gerekçeyle karara bağlanan davalarla aynı olması nedeniyle müvekkili aleyhine ikame olunan davanın feragat ve bam kararı nedeniyle reddine, huzurdaki davaya konu aynı taleplere ve aynı hukuki nedene dayalı bir davanın halen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… E. sayılı dosyasıyla görülmekte olduğundan derdestlik itirazının kabulüne, HMK 115 maddesi gereği dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın reddine, davacısı tacir bir kimse olan ve basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü altındaki davacı tarafından belirsiz tazminat/alacak davası açılamayacağından davanın reddine, huzurdaki hukuki dayanaktan yoksun dava, konu bakımından eksik tutarlı olarak belirtilmiş ve eksik harçla dava ikame edilmiş olduğundan, eksik harcın tamamlattırılmasına, talep konusu içerisinde yer verilen 37.000.000 tl üzerinden harç ödenmesine aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına, irade bozukluğuna dayalı iddialarla ikame olunan davanın TBK M. 39 da öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra ikame edilmiş olması nedeniyle reddine, davacının, nedensiz zenginleşmeye dayalı olarak sözleşmelerden ve diğer işlemlerden dolayı uğradığını iddia ettiği asılsız zararların giderim talebi, tbk 82’nci maddede öngörülen 2 yıllık hak düşürücü süreler geçtikten sonra ileri sürüldüğünden davanın reddine, davacının irade bozukluğu altında imzalandığı iddia edilen sözleşme ve eklerinde … a.ş’ni sorumluluk altına sokan ya da sadece taraf kılan davacı … …’nün bizzat kendisi olması, bir kimsenin kendi kusuruna bağlı olarak hak talep edemeyeceği kuralı gereğince, davanın reddine, … yapı a.ş nin dava tarihi itibarıyla hissedarı veya temsilcisi dahi olmayan davacının anılan şirket lehine bir hak talep edemeyeceği, … A.Ş’yi zarara uğratan … ltd. şti’ nin huzurdaki davada davacı olarak yer almadığı dikkate alınarak davacının husumet yöneltme ve taraf olma sıfatı bulunmadığından davanın taraf ehliyeti yönünden reddine, tmk’nun 1010’uncu maddesinde belirtilen, tasarruf yetkisi kısıtlamaları bakımından, tapu kütüğüne şerh kapsamında “davalıdır şerhi” nin ancak davaya konu edilen taşınmazların tapu kayıtlarına konulabileceği, bunun da ön koşulunun taşınmazların müvekkil adına kayıtlı olması gerektiği; tapu kayıtlarına davalı şerhi verilmesi istenen taşınmazlar müvekkil adına kayıtlı olmadığı, taşınmazların davaya konu edilmediği, davanın yalnızca tazminat talebine ilişkin olduğu dikkate alınarak dilekçede bahsi geçen taşınmazlar üzerine davalıdır şerhi işlenmesi isteminin reddine, esas bakımından ise cevap ve delillerinin kabulüne, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun biçimde bir kısım taşınmazların tapu kaydına “davalı şerhi” verdirilmesi gayesi güden, kötü niyetle açılan davanın reddine, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/… Esas sayılı dosyasının bir örneğinin dosyamız arasında olduğu görülmüştür.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyasının bir örneğinin dosyamız arasında olduğu görülmüştür.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyasını bir örneğinin dosyamız arasında olduğu görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava; borç tasfiye sözleşmesinden kaynaklanan sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizce …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyası celp edilmiş, davacısının … …, davalıların … LTD. ŞTİ., … …, …, … A.Ş., … A.Ş. olduğu, dava konusunun 18.09.2015 tarihli “Borç Tasfiye Sözleşmesi”nin iptali ile bunun eki olan “Kefalet Sözleşmesi”, “Rehin Sözleşmesi” ve 27.01.2016 Tarihli “Finansal Kiralama Kiracı Değişikliği ve Devir Sözleşmesi”nin iptallerine, bu sözleşmelerden dolayı borçlu olunmadığının tespitine, 04.04.2016 tarihli “… A.Ş. Ortaklar Anlaşması”nın iptali ile bunun eki olan “Kefalet Sözleşmesi”, “Taahhütname”, 18.09.2015 tarihli “Üçüncü Şahıslar Tarafından Verilen Hisse Senedi Rehin Sözleşmesine Ek-1 Nolu Protokol”ün iptallerine, bu sözleşmelerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti talepli olduğu, davanın 25/12/2017 tarihinde açılmış olduğu, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyası taraflarının aynı olduğu, aralarında bağlantı olduğu, uyuşmazlığın aynı sözleşmeden kaynaklandığı görülmüştür.
HMK’nun davaların birleştirilmesi başlıklı 166. maddesi “(1)Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. (2)Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır. (3)Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir. (4)Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır. (5)İstinaf incelemesi ayrı dairelerde yapılması gereken davaların da bu madde hükmüne göre birleştirilmesine karar verilebilir. Bu hâlde istinaf incelemesi, birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen bölge adliye mahkemesi dairesinde yapılır.” hükmü amirdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosya davacısının … …, davalıların … LTD. ŞTİ., … …, …, … TİCARET A.Ş., … A.Ş. Olduğu, dava konusunun 18.09.2015 tarihli “Borç Tasfiye Sözleşmesi”nin iptali ile bunun eki olan “Kefalet Sözleşmesi”, “Rehin Sözleşmesi” ve 27.01.2016 Tarihli “Finansal Kiralama Kiracı Değişikliği ve Devir Sözleşmesi”nin iptallerine, bu sözleşmelerden dolayı borçlu olunmadığının tespitine, 04.04.2016 tarihli “… A.Ş. Ortaklar Anlaşması”nın iptali ile bunun eki olan “Kefalet Sözleşmesi”, “Taahhütname”, 18.09.2015 tarihli “Üçüncü Şahıslar Tarafından Verilen Hisse Senedi Rehin Sözleşmesine Ek-1 Nolu Protokol”ün iptallerine, bu sözleşmelerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti talepli olduğu, davanın 25/12/2017 tarihinde açılmış olduğu, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyası taraflarının aynı olduğu, aralarında bağlantı olduğu, uyuşmazlığın aynı sözleşmeden kaynaklandığı usul ekonomisi açısından dosyaların birlikte yargılamasının yürütülüp karara bağlanması gerektiği, yine dosyalar arasındaki hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşıldığından, dava dosyamızın HMK’nun 166.maddesi gereğince …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, esasın bu şekilde kapatılmasına, yargılamanın …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyası üzerinden devamına, yargılama gideri ve harçların birleşen dosyada esas hüküm ile birlikte karara bağlanmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Mahkememizin 2022/… Esas sayılı dosyası ile …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyasının HMK’nun 166. ve devamı maddeleri uyarınca BİRLEŞTİRİLMESİNE,
Esasın bu şekilde kapatılmasına,
2-Yargılamanın …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyası üzerinden devamına,
3-Yargılama gideri ve harçların birleşen dosyada esas hüküm ile birlikte karara bağlanmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde tarafların yokluğunda nihai kararla birlikte … mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 30/11/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
e-imza