Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/392 E. 2022/497 K. 24.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/392 Esas
KARAR NO : 2022/497 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/08/2020
KARAR TARİHİ : 24/06/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 04/02/2020 tarihli kiralama sözleşmesi akdedildiğini ve müvekkilinin sözleşme gereği edimlerini yerine getirmiş olmasına rağmen davalı bu sözleşme gereği yapması gereken ödemleri eksik yaptığını, bu nedenle davalı/borçu hakkında ….İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E. Sayılı dosyası üzerinden genel haciz yoluyla müvekkilinin alacağının tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalı- borçlu tarafından takip dosyasına itirazda bulunulduğunu, ödeme emri davalıya (borçluya) tebliğinden sonra vekili tarafından 21/07/2020 tarihinde icra takibine haksız ve yersiz olarak itirazda bulunarak takip durduğunu, 23/07/2020 tarihli müracatla zorunlu arabuluculuk müessesine başvurulduğunu, 19/08/2020 tarihli son oturumla beraber anlaşmama tutanağı tutulmuş olup alacağı tahsil edilemediğini, borçlu- davalı ile zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamadığını, davalı şirket ile müvekkili arasında 07/02/2020 ” Her şeye rağmen” film projesi kapsamında ” ışık ekipmanı” kiralama sözleşmesi imzalandığını, müvekkili sözleşmesinin yükümlülüğünü yerine getirmiş ise de davalı şirket kendi üzerine düşen ödeme yükümlülüğünü müvekkilinin KDV alacağını ödememek suretiyle kısmen yerine getirmediğini, açıklanan nedenlerle davalı tarafından haksız ve dayanaksız olarak yapılan tüm itirazların iptaline, tüm talep ve alacakları yönüyle takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine itirazın iptaline karar verilen tutarın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle, 05.Mart.2020 tarihinde Her Şeye Rağmen isimli filmin …-İstanbulda yapılan çekimlerde mevcut sözleşmeyi davalı şirkete zarar verecek şekilde ihlal ettiğini, Filmin çekimi için set kurulmuşken ekibin taşıma işlerini yapan Aysel Yücel tüm iş bedelini peşin olarak aldığı halde çekim günü sette bulunan karavanı, malzeme ve personel kamyonlarını kitlemiş bu suretle sette çekim yapılmasını imkansız hale getirdiğini, O gün sette Set Amiri olarak görev yapmakta olan davacı … bu hukuksuzluğa müdahale etmediği gibi aksine destek verdiğini, Davacının bu haksız ve hukuka aykırı eylemi sebebiyle set ve yapımcı zarar gördüğünü, Bir çok ekipman saat üzeriden kiralandığından davacının bu haksız eyleme destek vermesi sebebiyle çekim çok aksadığını, O gün sette bulunan oyuncular ve set ekibi tüm bu yaşananlara bizzat şahit olduklarını, Haksız ve hukuka aykırı davranışa bizzat zarar vermiş olan davacı aleyhine gerek sözleşmeden ve gerekse yasalardan kaynaklanan tüm tazminat talep hakları saklı kalmak kaydı ile huzurdaki haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlığın konusunun, her şeye rağmen film projesi kapsamında ışık ekipmanın kiralanmasından kaynaklı fatura alacağının bulunup bulunmadığı, ödemelerinin tamamı ile yapılıp yapılmadığı, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı, noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, Cevap Dilekçesi, Arabuluculuk Son Tutanağı, ….İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı takip dosyası sureti, bilirkişi raporu, tanık beyanı ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
…. İcra Dairesi’nin 2020/… takip sayılı icra dosyasının incelenmesinde, davacı … tarafından davalı … Hizmetleri Limited Şirketi aleyhine 8.910,00 .-TL tutarındaki toplam alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizden verilen 28/08/2020 tarih ve 2020/… Esas 2021/… sayılı kararı, … Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 17/05/2022 tarih ve 2022/… Esas 2022/… Karar sayılı ilamıyla kaldırıldığı anlaşılmıştır.
Dava; kira bedellerinin ödemesinde temerrüde düşülmesi ve borcun geç ödenmesinden kaynaklı doğan munzam zarar alacağının kısmi tahsil talebine ilişkindir.
Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür. (TBK 112. md.) Temerrüde düşen borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat etmedikçe, borcun geç ifasından dolayı alacaklının uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür.
(TBK 118. Md.) Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür.( TBK 122/1 fıkrası)
Taraflar arasında kira kontratı uyarınca düzenlenen fatura bedelinin eksik ödenen kısmı için başlatılan icra takibi sonucu ödemelerin geç yapıldığından bahisle temerrüt faizini aşan bir zarar olduğu iddiası ile açılan davada uyuşmazlığın çözümünde; borçlunun kusurunun olup olmadığı ve kira bedellerine ilişkin para borcunun geç ödenip ödenmediği ve de uygulanacak temerrüt faiz oran ve miktarlarının ne kadar olduğu, kira bedelinin zamanında ödenmemesinden dolayı, kiraya verenin temerrüt faiziyle gideremediği yoksun kaldığı kazancın bulunup bulunmadığı, kira bedelinin kısmı olarak ödenmesinin beklenilmeyen bir halden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, kira sözleşmesinin uyarlanmasının gerekip gerekmediği, zararın gerçek miktarının tam olarak ispat edilemediği durumlarda hakim kendisine verilen takdir yetkisi çerçevesinde (TBK m. 50/f.II) kiracının kusurunun ağırlığına, durumun özelliklerine göre tazminatı belirlemesi hususlarında taraflar arasındaki kira sözleşmesi hükümleri ve mevzuatı çerçevesinde değerlendirme yapılması gerektiği anlaşıldığından Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevini belirleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. Maddesinin 1. Fıkrası “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.” düzenlemesini getirmiştir.,
Ticari davaların neden ibaret olduğunu düzenleyen aynı yasanın 4. Maddesi 1. Fıkrası ise” Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda ve maddenin b,c,d,e,f, bentlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır düzenlemesini getirmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 1.maddesinde; görevin kamu düzenine ilişkin olduğu düzenlenmiş olup aynı yasanın 114/1-c maddesinde; görevin dava şartı olduğu belirtilerek, mahkemenin görevli olup olmadığını davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmüne yer verilmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanun’unun 299. maddesinde; “kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişki kira sözleşmesine dayandığından, her türlü kira ilişkisinden doğan davalara bakma görevi HMK’nun 4-(1) maddesinin (a) bendine göre Sulh Hukuk Mahkemelerine ait olduğu dikkate alınarak davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
Davanın H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Görevli Mahkemenin İSTANBUL NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaatı halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
6100 Sayılı H.M.K.’ nun 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderlerinin (harç, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti v.b.) görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Tarafların yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 24/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır