Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/387 E. 2023/633 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/387 Esas
KARAR NO : 2023/633
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 21/06/2022
KARAR TARİHİ : 11/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanan “Taşıma Sözleşmesi” ile iki adet koli teslimi için davalı takip borçlusu tarafından düzenlenen … numaralı fatura ile müvekkili şirketçe davalı tarafa ödeme yapıldığını, davalının ilgili kolileri davadışı … firmasına taşıttığını, davalı şirketin talimatlara uymadığını, buna ek olarak müvekkilinin çıkarlarını gözetmek adına herhangi bir işlem de yapmadığını ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini, söz konusu sözleşme ile Almanya’daki bir alıcıya teslim edilmesini istediği iki adet, net ağırlıklarda biri 26 biri 21 kiloluk, bakır pirinç ürünler ve malzemeler içeren gönderilerden 26 kg olanının taşıyıcı firma tarafından kaybedildiğini, bu durumun alıcının müvekkil şirket ile iletişime geçip gönderiyi teslim almadığını bildirmesi ile ortaya çıktığını, paketlerden birinin kaybolduğu veya zayi olduğunun davalı firma tarafından ikrar edilmiş olduğunu, davalı şirketin daha sonra gönderinin paketlemesinin doğru yapılmadığını bu durumdan dolayı paketin açıldığını, içinde bulunan bakır, pirinç mamul ürünlerin kaybolduğunu bildirdiğini, hasarın ne olduğu, hasar boyutunun ne olduğu, hasarın neden kaynaklandığı ya da hangi aşamada hasar aldığı konusunda da müvekkil şirkete bilgilendirilme yapılmadığını, gönderinin yanlış ambalajlamadan kaynaklı hasarı olduğu iddiasını kanıtlar hiçbir belgenin varlığının söz konusu olmadığını, alıcının teslim alması gereken gönderiyi teslim alamamasından dolayı müvekkili şirketin ödemesini alamadığını ve bunun müvekkili şirketin zarara uğramasına sebep olunduğunu, davalı taraf gönderinin hasarlandığını iddia ettiği halini dahi müvekkili şirkete iade etmediğini, zararın tazminin davalı taraftan talep edildiğini ancak herhangi bir geri dönüş alınamadığını, müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın tazmini için davalı şirkete ….İcra Müdürlüğünün 2022/… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını ancak davalı şirketin kötü niyetli bir şekilde itiraz ettiğinden, haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun bu itiraz başvurusu bakımından kötü niyeti sabit olduğundan yasa gereği takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere hakkında icra inkâr tazminatına/kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usule İlişkin olarak 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-1 maddesi gereğince, Taşıma Sözleşmesinden kaynaklanan davalara bakmakla görevli olan mahkeme Tüketici Mahkemesi olduğunu, davacı tarafindan açılan davanın niteliği Taşıma Sözleşmesinden kaynaklanmakta olduğundan, görevli mahkemenin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun gereğince Tüketici Mahkemesi olduğunu, bu sebeple, öncelikle Sayın Mahkemece görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir. Esasa İlişkin olarak; Müvekkili şirketin, davacı şirketten 26 ve 21 kg ağırlığında iki adet koli teslim aldığını, kolilerden birinin ambalajının yetersiz olması sebebiyle, aktarma sırasında patladığını ve içeriğindeki ürünlerin zayi olduğunu, diğer gönderinin alıcısına teslim edildiğini, toplam 4 desi olan iki koli içerisine biri 120 adet, diğerine 95 adet olmak üzere toplam 215 adet pirinçten mamül bağlantı parçaları konulduğunu, kolilerin desi durumu göz önüne alındığında, ufak ebattaki bir koliye kolinin mukavemet gösteremeyeceği şekilde ürün konulduğunun görüldüğünü, bu tür içeriği ağır gönderilerde dış ambalajlama ile birlikte muhakkak iç ambalajlama da yapılması gerektiğini, ancak davacı şirket çalışanı … ‘nun mailinde bu kolilerde iç ambalajlama olmadığını açıkça belirterek kabul ettiğini, taşımanın … firmasına yaptırılması sebebiyle, … firmasına tazmin başvurusunda bulunulduğunda, … firması ambalajın yetersiz olması nedeniyle, tazmin başvurusunu reddettiğini, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında imzalanan Taşıma Sözleşmesinde gönderiye ait paket ve ambalajın sağlam ve elverişli şekilde yapılması sorumluluğunun müşteri olan davacı şirkette olduğunun açıkça belirtildiğini, davaya konu Uluslararası taşıma hava yolu ile yapılan yük taşıması olup, Uluslararası Havayolu Taşımasına ilişkin Uluslararası Sözleşmelerin uygulanması gerektiğini, davacı tarafin ihbar süresine uymadığını, müvekkil şirketin sorumlu olduğu kabul edilse dahi, Uluslararası Sözleşmeler gereğince, müvekkili şirketin sorumluluğu sınırlı sorumluluk olup, gerek Varşova Konvansiyonu gerekse Montreal Sözleşmesi kapsamında, müvekkil şirketin ödemekle sorumlu olduğu miktarın, kg başına 17 özel çekme hakkı ile sınırlı olacağını betan ederek, davanın reddine, yargılama giderler ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
…. İcra Müdürlüğü’nün 2022/… Esas sayılı dosyasının örneği, Arabuluculuk Son Tutanak örneği ve Taşıma Sözleşmesi örneğinin dosyamız arasında olduğu görülmüştür.
Mahkememizin 23/11/2022 tarihli celsesinin 6 nolu ara kararı gereğince dosya üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi 29/05/2023 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
“Davacının taşınmak üzere davalı taşıyıcıya teslim ettiği, ancak taşıma esnasında zayi olduğu sübuta eren emtiadan dolayı mevdana gelen zarardan davalı taşıyıcının sorumlu olacağı,
Davacının zayi olan emtiası için davalı taşıyıcının sorumlu olacağı gerçek zarar tutarının 577,40 Euro olarak hesap edileceği, bu tutarın Montreal Konvansiyonu 22. maddesince belirlenen 593,12 SDR sorumluluk sınırının altında kaldığı,
Davacının …. İcra Dairesi 2022/… Esas sayılı dosyası ile başlatmış olduğu takipte, asıl alacak tutarı olarak hesap edilen 577,40 Euro’nun yerinde olduğu, davacının bu tutar kadar takibin devamını talep edebileceği,
Davacının, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a maddesi gereği, Devlet Bankalarının Euro cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranında faiz talep edebileceği” yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında imzalanan taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğü’nün 2022/… Esas sayılı dosyasının tetkikinden; alacaklı … ANONİM ŞİRKETİ tarafından borçlu … ANONİM ŞİRKETİ aleyhine 595,50 Euro üzerinden 02/10/2020 tarihli Taşıma Sözleşmesine dayanan takip başlatıldığı, borçlu vekilinin 14/03/2022 tarihli dilekçesi ile takibe, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiği, itirazın süresinde olduğu ve takibin durdurulmuş olduğu görülmüştür.
Davacı ile davalı arasında genel taşıma sözleşmesi yapıldığı, sözleşmenin 4.maddesinde; “taşımaya uygun paketlenmemiş ve diğer paketlere zarar verebilecek şekilde paketlenmiş gönderilerin kabul edilmeyen gönderiler arasında zikredildiği, “Bu tür gönderiler bir şekilde … sistemine girmiş olsa dahi … bu gönderileri taşımama, taşımak zorunda kalması halinde ek ücret talep teme hakkına sahip olduğu, …’nin bu tür gönderilerin içeriklerinden dolayı doğabilecek yükümlülüklerden sorumlu tutulamayacağı”, “… nin kayıp ve hasar sorumluluğu mevzuat ve uluslararası konvansiyonların belirttiği sınır olan kilogram başına 19 Özel Çekme Haklarıyla/SDR sınırlı olacağı”, “… ‘nin sorumluluğunun, yalnızca gönderinin doğrudan uğradığı ırar ve hasarla sınırlı olup, işbu madde 6’da belirtilen beher kilogram başı limitlere tabi olduğu ”, ‘Göndericinin gönderisini taşıma sırasında meydana gelebilecek hasarlara karşı sağlam bir şekilde paketlemek ve gönderinin içeriğine uygun şekilde etiketlemek ile yükümlü olduğu” şeklinde maddeler içerdiği anlaşılmıştır.
Dava, Türkiye’den Almanya’ya havayolu ile taşınarak alıcısına teslim edilmesi istenen emtianın bir kısmının alıcısına teslim edilmediği iddia edilerek, zayi olan emtia bedelinin davalı/takip borçlusu taşıyıcıdan tazmin talebi ile davacı/takip alacaklısı tarafından başlatılan takibe, takip borçlusu davalının itirazı üzerine açılan itirazın iptali ve takibin devamı talebine ilişkin olduğu görülmüş olup, dava konusu olayın uluslararası bir hava taşımasında meydana geldiği taraflar arasında çekişmesizdir.
Mahkememizce yapılan yargılama, tüm dosya kapsamı ve mahkememizce alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; dava konusunun taşınarak alıcısına teslim edilmesi istenen emtianın bir kısmının alıcısına teslim edilmemesinden kaynaklandığı dosya kapsamında sabit olup, uyuşmazlığın çözümünde Montreal Konvansiyonu olarak bilinen, “Uluslararası Hava Taşımacılığına İlişkin Bazı Kuralların Birleştirilmesi Hakkında Sözleşme” hükümlerinin esas alınması gerekmektedir.
Davalı taşıyıcı, zayi ihbarının öngörülen sürelerde (taşıma sözleşmesine göre 60 gün içinde) kendisine yapılmadığını, bu yönüyle de davalı talebinin zamanaşımına uğradığını öne sürmüştür. Oysa Montreal Konvansiyonunun 31. Maddesinin 1.2.,3., ve 4. Fıkralarında kargoyu teslim almaya yetkili şahıs tarafından şikayetsiz olarak alınması, bagaj ve kargonun iyi koşullarda ve sırasıyla Madde 3’ün 2. Paragrafında ve Madde 4’ün 2. Paragrafında anılan taşıma dokümanına ya da farklı yöntemlerin içerdiği kayıtlara uygun olduklarına dair kesin olmayan karine teşkil eder. Hasar durumunda, teslim almaya yetkili sahıs hasarın fark edilmesinden sonra derhal ve en geç … kargo halinde de alınılan tarihten itibaren 14 gün içinde taşıyıcıya şikâyette bulunmalıdır. Gecikme durumunda şikâyet, en geç kargonun kendi kullanımına verilmiş olması gereken tarihten itibaren 21 gün içerisinde yapılmalıdır. Her şikâyet yazılı olmalı ve sözü edilen süreler içerisinde verilmeli ya da gönderilmelidir. Eğer yukarıda bahsedilen süreler içerisinde bir şikâyette bulunulmazsa, taşıyıcının kötü niyeti olması dışında, taşıyıcı aleyhinde bir dava olamaz.” denilmektedir.
Konvansiyonun 35/I maddesi uyarınca zamanaşımı süreci 2 yıl olarak belirlenmektedir. Kargonun alıcı tarafından 17.11.2021 tarihinde taşınmak üzere teslim alındığı ve konişmento düzenlendiği, davacı tarafından ise 30.11.2021 tarihinde süresi içinde zayi ihbarının yapıldığı, davalı tarafından ise 15.12.2021 tarihinde tazminat talebinin reddedildiği ve sürenin yeniden başladığı, icra takibi tarihinin ise 08.03.2022 olduğu, dolayısıyla zamanaşımı süresi olarak belirtilen 2 yıllık süre içerisinde gerekli başvurunun yapıldığı, dava hakkının zamanaşımına uğramadığı görülmüş olup, Zayi ihbarının gerek Montreal Konvansiyonu gerekse taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinde belirlenen süreler içinde kaldığı anlaşılmıştır.
Konvansiyonun 18. maddesi uyarınca; havayolu taşımalarında, zarara neden olan olayın hava taşıması sırasında meydana gelmiş olması şartıyla, taşıyıcı, yükün tahrip veya hasara uğraması halinde doğan zarardan sorumlu olup taşıyıcı ancak, zarara yükün niteliği veya ayıbının ya da taşıyıcı veya onun adamları dışındaki bir şahıs tarafından yükün hatalı paketlenmesinin neden olduğunu kanıtlayabilirse, sorumluluktan kurtulur (Md. 18/2a, b). Bu bağlamda kargonun taşınmak üzere teslim alındığında, taşıyıcı adına yetkili kişi tarafından itirazda bulunmaksızın kabulü, taşıma belgesine (bu davada … barkod nolu konişmento) kargonun durumu hakkında olumsuzlukların yazılmaması durumunda, kargonun havayolu konşimentosuna uygun olarak ve iyi durumda taşıyıcı tarafından teslim alındığına dair, aksi ispat oluncaya kadar geçerli bir delil niteliğindedir.
Davalı, taşınan iki kap emtiadan kaybolan kolinin ambalajının yetersizliği nedeniyle, taşımadaki mutat aktarmalar sırasında hasar gördüğünü ve içindeki emtianın zayi olduğunu iddia etmiş olsa da bu yönde tutulmuş bir tutanak ve bunu ispat edici nitelikte bir görsel (fotoğraf) dosyaya sunmamıştır. İki koli olarak taşınan emtianın birbirine yakın ağırlıklarda olduğu göz önüne alındığında, birinin sağlam olarak alıcısına teslim edilmesine rağmen, diğerinin zayi olması genel teamüllere uygun düşmemektedir. Böyle bir durumun varlığında, hasarın varlığının ispatı için ise hasarlandığı anda koli ve emtianın fotoğraflanması ve hasarın bu şekilde ispatı genel teamül olmasına rağmen buna da riayet edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, DAP teslim şekline göre mülkiyeti ve hakları davacı gönderen üzerinde olan emtianın davalı taşıyıcının zilyedinde zayi olduğu, zayiden dolayı da davalı taşıyıcının sorumlu olacağı kanaatine varılmıştır.
Konvansiyonun 22. Maddesine göre öngörülen sınırlı sorumluluk hali ” kargonun ulaşacağı yerde teslimi ile ilgili özel bir fayda beyanında bulunmadığı ve durumun gerektirmesi halinde ilave bir ödeme yapmadığı müddetçe, taşıyıcının kargonun tahrip olması, kaybolması ya da kargoya hasar gelmesi halinde her kilogram için sorumluluğu kilogram başına 17 SDR ile sınırlıdır.” denilmekte olup, bu sınırın beşer yıllık periyodlarla yenilenmesi konusunda 2014 yılında taraf ülkelerin katıldığı konferansta beş yıl için belirlenen sorumluluk sınırı her bir kilogram için 19 SDR, 28.12.2019 tarihinden itibaren de 22 SDR olarak belirlenmiştir.
Açıklanan tüm sebepler ve dosya kapsamında mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacının zayi olan emtiasının değerinin; 120 adet X 3,90Euro birim fiyattan, 468,00 Euro olarak tespit edildiği, davacı tarafından davalıya 18.11.2021 tarih, 59482 nolu navlun faturası karşılığında, toplamda 215 adet emtianın taşınması için 196,00 Euro navlun ücreti ödendiği, zayi olan 120 adet emtia için ödenen navlun tutarına isabet eden kısmın ((120 adet x 196 Euro):215 adet=) 109,40 Euro olacağı, davacının emtia zararına hizmetini alamadığı 109,40 Euro tutarında navlun ücretinin de ilave edilmesi gerekeceği, davacının gerçek zararının 468,00 Euro emtia zararı + 109,40 Euro navlun ücreti olmak üzere toplam 577,40 Euro olacağı bilirkişi raporu ile de sabit olup, davalının zayiin ambalaj hatasından kaynaklandığına dair taşımayı fiili olarak yapan … firmasının tazminat talebini reddettiğini gerekçe göstermişse de, bu gerekçesindeki ispat külfetini karşılayan bir fotoğraf veya usulüne uygun olarak tutulmuş bir tutanağın dosyada mevcut olmadığı, davalının sorumluluğunu ortadan kaldırıcı bir durumun olmaması nedeniyle davalı taşıyıcının meydana gelen zayiden sorumlu olacağı kanaatine varılmakla, bilimsel, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile …. İcra Müdürlüğü’nün 2022/… Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen kabulü ile takibin; 577,40 Euro asıl alacak yönünden devamına, kabul edilen alacak tutarına takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/a madde ve fıkrası uyarınca faiz işletilmesine, kabul edilen asıl alacak likit olduğundan asıl alacağın %20’si olan 1.822,27-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No:2022/… sayılı dosyasından arabulucuya 1.560,00-TL tarife bedeli üzerinden ödeme yapıldığı tespit edilerek her iki tarafın arabuluculuk ilk oturumuna katıldığı ve davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği gözetilerek; taraflar aleyhine ret ve kabul oranına göre arabuluculuk ücretine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
1- …. İcra Müdürlüğü’nün 2022/… Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen kabulü ile takibin;
577,40 Euro asıl alacak yönünden devamına, kabul edilen alacak tutarına takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/a madde ve fıkrası uyarınca faiz işletilmesine,
2-Kabul edilen asıl alacak likit olduğundan asıl alacağın %20’si olan 1.822,27-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 713,50-TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 139,75-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 573,75-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul olunan miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 10.445,16-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan miktar yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 327,42-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından bu dava sebebi ile aşağıda dökümü yapılan 2.313,45‬‬-TL yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre 2.243,13-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
9-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.560,00-TLarabuluculuk ücretinin ret ve kabul oranına göre 1.512,58-TL’sinin davalıdan, 47,42‬-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle istinaf sınırı altında kaldığından KESİN olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/10/2023

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza

YARGILAMA GİDERLERİ HARÇ BEYANI
80,70 TL BAŞVURMA HARCI 139,75 TL PEŞİN HARÇ
11,50 TL VEKALET HARCI + 573,75‬ TL EKSİK HARÇ
11,50 TL VEKALET HARCI 713,50 TL KARAR VE İLAM HARCI
139,75 TL PEŞİN HARÇ 70,00‬ TL TEBLİGAT ÜCRETİ
+ 2.000,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
2.313,45‬ TL TOPLAM