Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/385 E. 2023/356 K. 29.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/385 Esas
KARAR NO : 2023/356

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/06/2022
KARAR TARİHİ : 29/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı/borçlu… Anonim Şirketi Abonesi olduğunu, davalı tesisat adresinde sağlanan enerji bedeline karşılık olan 13.09.2021 son ödeme tarihli tüketim fatura bedelini günü geçmiş olmasına rağmen ödemediğini, tüketim faturalarını ödemeyen davalı…Anonim Şirketi hakkında…sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu ise verdiği itiraz dilekçesi ile işbu icra takibine kötü niyetli olarak itiraz etmiş icra takibine borcun 208.015,07 TL’lik kısmını kabul edip geri kalan miktara kısmen itiraz ettiğini, davalı itiraz dilekçesinde bir borcu bulunmadığı iddiasıyla takip konusu borca, faizi ve ferilerine itirazda bulunduğunu, fakat davalı borçlunun amacı bu anlamda tükettiği elektrik bedelini ödememek için bahaneler üretmekten ibaret olduğunu, işbu davayı açmadan evvel yapılan tüm sulh görüşmeleri olumsuz sonuçlanmış ticari davalarda zorunlu arabuluculuk kurumuna başvurulmuş ve söz konusu başvurunun anlaşamama ile sonuçlandığını, davalı tükettiği elektrik bedelini ödemediği gibi yapılan icra takibine de itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, borçlunun haksız itirazının iptali ile alenen kötü niyetli olan borçludan %20′ den az olmamak üzere tazminat talep ettiklerini, … sayılı dosyası ile yapılan takibe yönelik davalı-borçlunun haksız ve yersiz itirazının iptali ile asıl alacağa uygulanacak %19,20 yıllık 6183 sayılı yasa gereği değişecek oranlar üzerinden gecikme zammı, işbu gecikme faizi tutarına işleyecek %18 Katma Değer Vergisi ile birlikte takibin devamına, Davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde;davacı taraf dava dilekçesinde müvekkil şirketin elektrik faturasını ödemediği ve ödemediği için bahaneler ürettiği , ilgili mts dosyasına itiraz ettiği iddiası ile iş bu davayı açtığını, ancak davacı tarafın müvekkili şirket harcadığı ve tedarik ettiği elektrik karşılığı olan bedeli doğru hesaplama ile sözleşme hükümlerine uygun bir şekilde ödemiş ve davacı tarafça ödetilmeye çalışan haksız yüksek bedele de itiraz ettiğini, çünkü tanzim edilen faturalar ile ödetilmek istenilen bedeller karşı tarafa haksız kazanç oluşturduğunu, davacı taraf yetkilileri ile defalarca sözlü iletişime geçilmeye çalışılmış ancak hiçbir iletişim çabasına cevap verilmediği gibi arabuluculuk görüşmelerinde de izah edilen itiraza konu husus tetkik dahi edilmeden otomatik olarak reddedildiğini, davacı taraf davayı açarken müvekkili şirketin hangi hesaplamaya dahi itiraz ettiğini incelememiş dava dilekçesine dahi davaya konu olmayan yanlış elektrik satış sözleşmelerini ibraz ederek, konunun amacından çıktığını, davacı – … … ile müvekkili şirket arasında akdedilmiş 05.05.2021 tarihli elektrik enerjisi satış sözleşmesi ve elektrik enerjisi tedarik protokolleri uyarınca belirli tarife ve indirim oranlarına göre elektrik enerjisi tüketim bedeli hesaplanmakta olduğunu, akabinde de sözleşmede belirlenmiş süre içerisinde fatura müvekkili şirkete gönderilmekte ve ödenmekte olduğunu, ancak Temmuz ve Ağustos dönemlerine ait müvekkili şirketçe iade edilmiş faturalarda “ tedarik protokolünün 1.1. maddesi uyarınca %11 indirim oranı uygulanması gerekirken %5 olarak indirim oranı uygulandığı ve faturanın da olması gerekenden daha yüksek tutarlı tanzim edilerek gönderildiği tespit edildiğini, bu sebeple yapılan hesaplama yanlışları sonucu itirazlarını ilettiklerini bu itirazların karşılıksız kaldığını, taraflar arasında düzenlenen ve uzun senelere dayanan ticari ilişkide gelinen noktada ekli olarak ibraz edilen elektrik enerjisi satış sözleşmesi ve protokollerinin süresi 01.06.2021 tarihinde başlayarak 31.07.2022 tarihinde sona ermesi gerekir iken , davacı taraf sözleşme ve protokol hükümlerine uymaksızın 31.07.2022 tarihine kadar devam etmesi gereken %11 indirimli elektrik tedariki sağlama yükümlülüğünü ; bırakın bir seneyi daha ikinci aydan bozarak aniden tek taraflı ve haksız başına buyruk bir uygulama ile bozulduğunu, sunulan sözleşme ve protokollerde belirtilen 1.1 maddesi sözleşme bedeli ve fatura hesaplama yöntemini oluşturduğunu, basiretli tacir olarak sözleşmeye uymakla yükümlü olan davacı taraf, aksine bir yöntemle hiçbir ön bildirim dahi yapmadan ve haksız bir şekilde sözleşmeyi devam ettirme iradesini bırakıp müvekkili şirkete olması gerekenden fazla bedeller ile fatura tanzim ettiğini, bu sebeple de belirtilen mts icra takibinde olması gereken kısmı kabul ederek ödeme yapılmış ancak fazla hesaplanan bedele itiraz edildiğini, müvekkili şirket iki ay boyunca ( 2021 temmuz ve ağustos aylarına karşılık gelen faturalar ) yanlış hesaplanarak kesilen faturalar ile ilgili davacı taraf ile görüşmek istese de karşı tarafça mutahap alınmamış ve dava yoluna kadar gelindiğini, kötüniyetli ya da tahsili uzatmaya yönelik bir niyet olsa 208.015,07 TL’lik ödeme yapılmaz ve tüm takibe itiraz edilebileceğini, dolayısıyla kötüniyetten bahsedilecek taraf asla müvekkili şirketin olmadığını, müvekkili şirketin söz konusu ödeme emrinde belirtilen asıl alacak, faiz , faiz oranı , KDV, vekalet ücreti ve diğer feri’ileri yönünden ödemiş ve kabul etmiş olduğu 208.015,07 TL belirtilen miktar haricinde herhangibir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirketin ihtilaflı faturalar ve davacı tarafın yine hiçbir mutabakat sağlamadan kendiliğinden mahsup etmiş olduğu depozito bedelinden kalan miktar açısından iş bu davada inceleme yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin haklılığı şirketin ticari defter ve muhasebe kayıtlarının incelenmesi ile ortaya çıkacağını, bu sebeple ticari kayıtlar üzerine inceleme yapılması taleplerinin bulunduğunu, …ödeme emrinde de ne bir ekli fatura bulunduğunu, ne de açıklama fatura ile oluşmuş faturalar birbiri ile örtüştüğünü, dolayısı ile ödeme emrine itiraz dilekçelerinde diğer itiraz ettiklerini hususları da aynen tekrarladıklarını, haksız açılan davanın reddi ile ödeme emrine vaki itirazımın kabulüne, masraf ve ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Merkezi Takip Sistemi … esas sayılı dosyası mahkememiz dosya arasına alınarak incelenmiştir.
Elektrik Mühendisi…ve Mali Müşavir … bilirkişiler aracılığı ile, 05/03/2023 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
GEREKÇE:
Dava, …Esas sayılı takip dosyasında itirazın iptali istemine ilişkindir.
İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtirazın iptali davalarında dava konusu farklı sebeplere dayanabileceği için görev ve yetki hususu, dava konusunun niteliğine göre HMK ve özel kanunlar çerçevesinde gözetilmesi gerekir.
İtirazın iptali davaları, icra takibine bağlı davalar olup, takibe dayanak belgelere bağlı olarak yargılama yapılır. Yargıtay HGK’nun 11/02/2020 tarih, 2017/19-2076 E. ve 2020/117 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere itirazın iptali davaları icra takibine bağlı davalardır. Alacağın varlığının genel hükümlere göre ispatlanması imkânı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. Bu sebeple itirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Bu davaların konusu, icra takibine konu alacağın varlığıdır. Bu yönüyle itirazın iptali davalarının alacak davalarından farklı bir yönü bulunmamaktadır.
Davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması gerekir. Alacağın likit olmasından kasıt, alacağın belirlenebilir olmasıdır. Bunun yanında davalı borçlu yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız olması ve kötü niyetli olması gerekir.
Dava konusu takip dosyasının incelenmesinde takibin usul ve yasaya uygun olduğu, yapılan itirazın ve açılan işbu davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Takip konusu alacak 13/09/2021 tarihli faturaya dayanmaktadır. Faturanın incelenmesinde borç miktarının 237.500,80 TL olduğu, takibe 229.686,46 TL’nin konu edildiği, takip çıkış miktarının 233.104,89 TL olduğu, davalı borçlunun borcun 208.015,07 TL’sini kabul ettiği, kalan kısma itiraz ettiği ve itiraz edilen miktarın KDV ve faiz dâhil 25.089,82 TL olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar iki farklı sözleşme sunmuşlardır. Borcun hesaplanmasına geçmeden önce hangi sözleşmenin esas alınacağı sorununun çözülmesi gerekmektedir. Davacının sunduğu sözleşmenin süresinin 01/03/2019 – 30/06/2019 tarihleri arasında geçerli olduğu; davalı tarafından sunulan sözleşmenin 01/06/2021 – 31/07/2022 tarihleri arasında geçerli olduğu anlaşılmıştır. Dava ve takip konusu fatura 13/09/2021 tarihli olduğuna göre uyuşmazlığın çözümünde davalı tarafından sunulan 05/05/2021 tarihli sözleşmenin esas alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Borç miktarının hesaplanması için dosya alanında uzman bilirkişilere tevdi edilmiştir. 05/03/2023 tarihli denetime elverişli bilirkişi raporuna göre, davalının ödemesi gereken fatura borcunun 209.910,19 TL olduğu tespit edilmiştir. Davalı borçluya tebliğ edilen faturanın içeriğinin yanlış olması sebebiyle takipten önce davalının usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmediği, bu sebeple takip öncesi işlemiş faiz ve KDV talep edilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda açıklanan sebeplerle davacının talep edebileceği fatura borcunun 209.910,19 TL olduğu, bunun 208.015,07 TL’sinin kabul edilmesi sebebiyle dava konusu olmadığı gözetilerek bakiye 1.895,12 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Alacak miktarı yargılama sonucu belirlendiğinden icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddine,
-… Esas sayılı takibe davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 1.895,12 TL’lik kısmının iptaline; takibin 209.910,19 TL asıl alacak, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %19,20 temerrüt faiziyle ve faizin KDV’si ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İcra inkâr tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 264,12-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 1.895,12-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından (yapılan yatırılan harçtan/harçlardan iadesine karar verilen kısım düşüldükten sonra kalan); 179,90 TL Harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan; 3.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 105,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 3.105,50-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 226,36-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranı dikkate alınarak 113,71-TL lik kısmının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, kalan 1.446,29-TL lik kısmın ise davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına
9-Fazla yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının dosya kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, davalı için miktar itibari ile kesin davacı için kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/05/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır