Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/372 E. 2023/287 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/372 Esas
KARAR NO : 2023/287
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2022
KARAR TARİHİ : 02/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması yargılaması neticesinde;
DAVA:Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin Türkiye’nin pek çok ilinde geliştirmiş olduğu portföyü sayesinde, özellikle taşınmaz satımı ve kiralanması hususunda iş sahipleri ile 3. kişiler arasında sözleşme kurulabilmesi için imkân yaratarak veya sözleşmenin kurulmasında aracılık rolü üstlenerek ticari faaliyet yürüttüğünü, müvekkilinin yapmış olduğu mesleki faaliyet kapsamında; … İli … İlçesi … Ada 15 Parselde kayıtlı bulunan Akaryakıt ve LPG istasyonu olarak kullanılan taşınmazın davadışı … A.Ş.’den alınması ile aynı taşınmazı bu defa davadışı … Limited Şirketine satılması hususunda davalı banka lehine simsarlık faaliyeti yürütüldüğünü, verilen hizmete ilişkin Müvekkil tarafından kesilen 01.02.2019 tarih ve … Sıra Numaralı 1.416.000,00-TL bedelli fatura … Noterliğinin 05.02.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile davalı bankaya sunulmuşsa da davalı Banka tarafından böyle bir hizmet alınmadığı gerekçesi ile … Noterliğinin 11.02.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iade edildiğini, müvekkili tarafından … arabuluculuk bürosunun 2019/… dosya numarası üzerinden arabuluculuk başvurusu yapılmışsa da, başvuru sonrası yapılan görüşmeler anlaşmazlık ile sonuçlandığını, müvekkili davalı bankanın borçlusu konumunda bulunan ve davaya konu hizmetin sunulduğu yine davalı bankaya bankaya ipotekli … İli … İlçesi … Ada 15 Parselde kayıtlı bulunan Akaryakıt ve LPG istasyonun maliki davadışı … A.Ş. ile davalı bankayı bir araya getirerek taşınmazın mülkiyetinin önce davalı bankaya geçmesi ardından da davalı banka tarafından 3. Kişiye satılması hususunda tarafları anlaştırdığını, davalı banka tarafından bir süre yönetim kurulu onayı beklenmiş olduğunu bu onaya ilişkin de maillerde görüleceği üzere sürece ilişkin müvekkiline bilgi verildiğini, banka yönetim kurulunca yapılan anlaşmaya ilişkin olarak borcun tahsil edileceği göz önüne alınarak ilgili alım satım işlemine 04.04.2018 tarihinde onay verildiğini, ve işlemlerin aksamdan devam edebilmesi amacıyla kredibilitesi bulunmayan borçlu şirketin taşınmazında var olan petrol istasyonunu işleten kardeş firması konumundaki … Ticaret A.Ş’ye de 2.000.000,00-USD’lik Marker Teminat Maktubu verilmesi kabul edildiğini, müvekkilinin danışmanlığı ile 09.01.2019 tarihinde taşınmaz … Ticaret Limited Şirketine 20.000.000,00-TL bedel ile satıldığını, 6098 sayılı TBK’nın 12. maddesinde, sözleşmelerin geçerliliğinin kanunda aksi öngörülmedikçe hiçbir şekle bağlı olmadığı düzenlendiğini, maddenin ikinci fıkrasında ise, kanunda sözleşmeler için öngörülen şeklin kural olarak geçerlilik şekli olduğu ve öngörülen şekle uyulmaksızın kurulan sözleşmelerin hüküm doğurmayacağı ifade edildiğini beyan ve gerekçelerle fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakkımız saklı kalmak ve ileride ıslah dilekçemiz ile artırılmak üzere; haklı davamızın kabulü ile şimdilik 300.000,00-TL’nin temerrüt tarihi olan 05.02.2019 tarihinden itibaren uygulanacak ticari avans faizi ile müvekkile ödenmesine, yargılama harç ve masrafları ile ücret-i vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6100 sayılı HMK’nın yakın zamanda değişikliğe uğramış 107. maddesinin II. fıkrası uyarınca dava konusu, talep sonucu ve müddeabih tam ve kesin olarak belirlenebilir olduğundan davacı tarafa iki haftalık kesin süre verilmesini ve dava değerini tam ve kesin olarak belirlemesini sayın mahkemenizden arz ve talep ettiklerini, davacı tarafın, kendisine ödenmesini talep ettiği tutarı netleştirmeden fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 300.000,00-TL üzerinden işbu huzurdaki davayı ikâme etmesi hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, herhangi bir hukuki yararı bulunmadığını, davacı … , işbu huzurdaki davayı müvekkili banka aleyhine ikâme etmeden evvel de birçok kez müvekkil Banka hakkında yasal merciler nezdinde şikâyet yoluna başvurduğunu, asılsız ve mesnetsiz bu talep ve iddialarını yine müvekkili banka’ya yönelttiğini, davacı şimdi de işbu huzurdaki dava ile söz konusu talep ve iddialarını yinelemek suretiyle açıkça kötü niyetli bir şekilde hareket ederek haksız menfaat elde etme çabası içerisine girdiğini, davasına haklı ve hukuki bir gerekçe oluşturabilmek adına da kesinlikle hiçbir şekilde gerçeği yansıtmayan ve tamamen kurgudan ibaret olan birtakım haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iddialarda bulunduğunu, davacı ile müvekkil banka arasında akdedilmiş sözlü ya da yazılı herhangi bir sözleşme kesinlikle bulunmadığını, davacı, davaya konu taşınmazın satılmasına aracılık etmediği gibi bu hususta müvekkili banka’nın kendisinden herhangi bir talebi de kesinlikle olmadığını, yani müvekkili banka davacıdan herhangi bir hizmet almadığını, müvekkili banka ile davacı arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını, müvekkili yasal takip müşterisi … unvanlı şirketin teminatında yer alan ve … unvanlı bir şirkete ait olan müvekkili lehine ipotek tesis edildiğini söz konusu petrol istasyonu, müvekkili alacağına karşılık icra kanalı ile 6.000.000,00-TL bedelle satılmış ve müvekkil Banka alacağına mahsuben ihaleyi kazandığını, söz konusu satış sonrasında ise borçlu … , ihalenin feshi davası açmış; akabinde borçlunun ve müvekkilinin menfaati kapsamında borçlu ile sulh olunduğunu, borçlu tüm itirazlarını geri çekmiş ve söz konusu petrol istasyonunun mülkiyeti müvekkiline geçtiğini, bu bedel de kredi borçlarından mahsup edildiğini, tüm bu satış süreçlerinde davacı … , davaya konu petrol istasyonunu alacak olan kişilere emlak komisyonculuğu yaptığını, davacı sanki müvekkili bir hizmet vermiş gibi önce bir hizmet faturası keserek noter aracılığıyla 01.02.2019 tarih ve … sıra numaralı, 1.416.000,00-TL bedelli bir fatura gönderdiğini, bunun üzerine müvekkil Banka tarafından davacıya gönderilen … Noterliği’nin, … yevmiye numaralı ve 11/02/2019 tarihli ihtarnamesi ile faturaya itiraz ettiğini, söz konusu fatura davacıya iade edildiğini, dolayısıyla kanunun öngördüğü bu yazılı şekil şartına uyulmaksızın yapılacak bir taşınmaz simsarlığı sözleşmesi 6098 sayılı TBK’nın 12. Maddesinin 2. Fıkrası uyarınca geçersiz olacak ve hiçbir hüküm doğurmayacağını beyan ve gerekçelerle Öncelikle dava konusu tam ve kesin olarak belirlenebilir olduğundan davacı tarafa iki haftalık kesin süre verilerek dava ve talep konusunu net olarak belirlemesi uyarısında bulunulmasına, keza yeni belirlenecek bu tutar üzerinden harcın tamamlattırılmasına, davacı tarafın bu gerekliliklere uymaması halinde ise davanın davacı talep miktarı olan 300.000,00-TL bedel üzerinden görülüp karara bağlanmasına, usule ilişkin itirazlarımızın dikkate alınmaması ve esas hakkında tahkikata girilmesi halinde ise haklı savunmalarımız ve cevaplarımız doğrultusunda işbu huzurdaki davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2021/… Esas 2022/… Karar sayılı kararında “Adalet Bakanlığının 20/12/2021 tarihli yazısında; taraflar arasında geçerlilik koşullarını taşıyan yazılı bir simsarlık sözleşmesi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir. Dava, tellallık sözleşmesinden doğan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, taraflar arasında imzalanmış sözleşmenin olmadığını, davacıdan hizmet almadığını ileri sürmüştür .Tellallık (simsarlık) sözleşmesi mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 404-409 maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520-525 maddeleri arasında düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520/1. maddesinde simsarlık sözleşmesi “…simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır. Bu hüküm, mehaza uygun olarak, “Simsarlık, simsarın bir ücret karşılığında, ya diğer tarafa bir sözleşmenin kurulması fırsatını göstermeyi ya da ona bir sözleşme görüşmesi için aracılık etmeyi borçlandığı bir sözleşmedir” şeklinde anlaşılmalıdır. Simsarlık sözleşmesinin unsurları şu şekildedir: a) Simsarlık ilişkisinin tarafları simsar ile iş sahibidir ve simsar, iş sahibi için, konusu özel olarak belirlenmiş bir vekalet edimi üstlenmiştir. O (simsar), iş sahibi için yerine getireceği faaliyetin karşılığında ücret alacaktır. b) Simsarlık faaliyetinin konusu, çeşitli işlere ilişkin sözleşmelerin kurulması hususunda aracılık etmektir. Bu aracılık faaliyeti, bir sözleşme kurma fırsatı vermek şeklinde olabileceği gibi bir sözleşme görüşmesi için aracılık etmek şeklinde de olabilir. Simsarın kural olarak iş sahibini temsil yetkisi yoktur; fakat sözleşme ile kendisine bu yetki verilebilir. c) Simsarlık ilişkisi, simsar ile iş sahibi arasında yapılan bir sözleşme ile kurulur. Simsar ile iş sahibi arasında sürekli bir hukuki bağlantı yoktur. Simsarlık sözleşmesinin geçerliliği bir şekle bağlı değildir; ne var ki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520/3. maddesi (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu m. 404/3) taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi için bir geçerlilik şekli kabul etmiştir. Buna göre, “taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz”. Simsarlık faaliyeti sonucu kurulacak sözleşme herhangi bir nitelikte sözleşme olabilir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.03.2017 gün, 2017/13-644 E., 2017/460 K. sayılı kararında da aynı ilkelere işaret edilmiştir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı ve davalı arasında yazılı şekilde yapılmış simsarlık sözleşmesinin bulunmadığı, davalı tarafından da akdi ilişkinin kurulmadığının beyan edildiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, simsarlık sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmasının geçerlilik koşulu olduğu, taraflar arasında yazılı şekilde yapılmış simsarlık sözleşmesinin bulunmadığı değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekir.” belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde davacının iş sahipleri ile üçüncü kişiler arasında taşınmaz satımı veya kiralanması hususunda sözleşme kurulması imkanının hazırlanması veya kurulmasında aracılık rolü üstlenerek ticari faaliyet yürüttüğünün, … İli, … İlçesi, … Köyü … ada 15 parsel sayılı taşınmazın alımı ve satımı hususunda davalıya simsarlık hizmeti verdiğinin ancak hizmet bedelinin ödenmediğinin beyan edilerek bu davanın açıldığı, davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde davacı ile davalı arasında sözlü yada yazılı sözleşmenin bulunmadığının, davacının davaya konu taşınmazın satımına aracılık etmediğinin, davalının davacıdan böyle bir talebinin bulunmadığının, taraflar arasında hukuki ilişki bulunmadığının beyan edildiği, … İli, … İlçesi, … Köyü, … ada 15 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtları incelendiğinde taşınmaz dava dışı … A.Ş. Adına kayıtlı iken, 25/12/2018 tarihinde satış yoluyla davalıya devredildiği, davalı tarafından da 01/01/2019 tarihinde satış yoluyla dava dışı … Sanayi Ve Ticaret A.Ş.’ye devredildiği, 6098 sayılı TBK’nun 520/3 maddesinde taşınmazlar hakkındaki simsarlık sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacağının düzenlendiği, taraflar arasında düzenlenmiş yazılı bir simsarlık sözleşmesi bulunmadığı, davalı tarafça da davacı ile aralarında düzenlenmiş simsarlık sözleşmesi bulunmadığının, davacının davalıya aracılık hizmeti vermediğinin beyan edildiği, davacı tarafından iddiaları doğrultusunda düzenlenen 01/02/2019 tarihli 1.416.000 TL bedelli faturanın davalıya … Noterliği’nin 05/02/2019 tarihli ihtarnamesiyle gönderildiği, davalı tarafından faturaya yasal süresi içerisinde … Noterliği’nin 11/02/2019 tarihli ihtarnamesiyle itiraz edildiği, davacı vekilince dava dilekçesinin ekinde davalı yetkilileriyle olduğunu belirttiği e posta yazışmaları ile iddialarına ilişkin başka belgelerin sunulduğu, e posta yazışmaları incelendiğinde taraflar arasında simsarlık sözleşmesi bulunduğuna, davalı adına aracılık hizmeti verildiğinde ilişkin davalının herhangi bir beyan veya ikrarının bulunmadığı, yine sunulan diğer belgelerde de aynı şekilde bu hususta davalının herhangi bir beyanının, ikrarının, imzasının bulunmadığı, ve bu e posta yazışmalarına ilişkin olarak davalı vekilince cevap dilekçesinin ekinde davalının … Hukuk Müşaviri olduğu belirtilen … ‘ın, davalı yönünden davacıyla aralarında komisyon ödenmesi hususunda bir mutabakat ve anlaşmaları bulunmadığını beyan ettiği yazışmanın da sunulduğu tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde geçerli bir simsarlık sözleşmesinin bulunduğunun ve davacının ücrete hak kazandığının davacı tarafça ispat edilemediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HUAK 18/A-(14). Fıkrası: “Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2019/… sayılı dosyasından arabulucu … ‘e ekte sunulan 1.320,00 TL tarife bedeli üzerinden kesilen 26/11/2019 tarihli 33 sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek arabulucuk giderlerinin davalıdan alınarak davacıya yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL peşin harcın başlangıçta alınan 5.123,25 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 4.943,35‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T. göre hesaplanan 45.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davalı vekili tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harcı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu ( … Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
02/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır