Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/36 E. 2023/142 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/36 Esas
KARAR NO : 2023/142
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/01/2022
KARAR TARİHİ : 06/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 19/03/2021 tarihinde davalıya ait … plakalı aracın park etmek istediği esnada Müvekkili şirkete … no.lu … Poliçesi ile sigortalı olan … tabelasına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmiş olduğunu, meydana gelen kazadan sonra müvekkili şirketin eczaneye ait tabelada oluşan hasar zararını poliçe teminatları kapsamında giderdiğini ve halefiyet ilkesi kapsamında kusurlu olan araç malikinden rücuen tazmininin gerektiğini, işbu kazada sigortalı olan eczaneye çarpan aracın asli ve tam kusurlu olduğundan meydana gelen hasar zararından davalının sorumlu olduğunu ve müvekkili sigorta şirketine sigortalı olan eczane malikinin kusurunun bulunmadığını, müvekkili tarafından tayin olunan bağımsız sigorta eksperi tarafından sigortalı eczane tabelası üzerinde oluşan hasarların değerlendirildiğini, sigorta muafiyeti ve tenzil bedelleri düşüldükten sonra 4.950 TL hasar bedelinin tazmin edilmesi gerektiğinin bildirilmiş olduğunu, bu bedelin müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödendiğini, işbu hasar bedelinin halefiyet ilkesi kapsamında davalıdan tahsili amacıyla, …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyasından ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, tebliğ edilen ödeme emrine karşı davalının itiraz ettiğini ve icra takibinin durmuş olduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmeleri sonunda anlaşma sağlanamadığından işbu davanın açılmasının hasıl olduğunu huzurdaki davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile birlikte takibinde devamına, alacağın işleyecek avans faizi, yargılama giderler, avukatlık ücreti ve %20 icra inkar tazminatı nedeni ile karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT tarifesi gereğince maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının, müvekkili şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı takip dosyasıyla icra takibi başlatmış olduğunu, icra takibine konu ödeme emrinin 17/10/2021 tarihinde müvekkili şirkete tebliğ edildiğini ve 18/10/2021 tarihinde süresi içerisinde takip konusu borcun dayanağında belirtilen rücuya konu hasara ilişkin müvekkili şirkete atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını ve de yargılamayı gerektirmesi nedeniyle takip konusu borcun tamamına itiraz edilmiş olduğunu, işbu kazaya karışan aracın sürücüsüz Otonom bir araç olmadığına göre mutlaka bir şoför tarafından kullanılmakta olup onun sevk ve idaresinde bulunduğunu, davacının hem araç sürücüsüne hem de zarar veren aracın ruhsat sahibi olan müvekkili şirket aleyhine 5.197,77 TL sigorta bedelin tahsili için …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatması gerekirken, araç sürücüsünün de taraf sıfatının bulunduğunun kabulü gerektiğinden işbu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu kazada kusur oranı doğrultusunda işlem yapılması gerektiğini, dolayısıyla ilk olarak kazada kusur oranın belirlenmesi için keşif yapılarak bilirkişi incelemesinin yapılması gerektiğini, ortada bir kusur tespiti yapılmadan davacı yanın müvekkili şirketten maddi hasar bedelini talep etmesinin usul ve esas açısından hukuka aykırı olduğunu, davalı müvekkili şirket aleyhine yapılan icra takibinin ve de işbu davanın yasal dayanaktan yoksun olması nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, dava konusu olayın yargılamayı gerektiren bir husus olması nedeniyle davanın kabulü anlamında olmamak kaydıyla davacının icra inkar tazminatı da talep etmesinin yasaya aykırı olduğunu, davanın reddi ile birlikte davalı müvekkili şirket hakkında haksız takip ve dava nedeniyle davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini, sonuç olarak dava şartı yokluğunun bulunması nedeni ile davanın öncelikle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esasına girilmesi halinde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddine ve haksız takip nedeniyle davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
… A.ş’ye müzekkere yazılarak Davaya konu … plakalı araca ait 19/03/2021 tarihli kaza nedeniyle oluşturulmuş … sayılı hasar dosyasının çıkarılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
… i’ne müzekkere yazılarak 19/03/2021 tarihli kazaya kusuruyla sebebiyet veren … plaka sayılı araca ait ruhsat ve trafik tescil belgelerinin çıkarılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
Tarafların ticaret sicil kayıtları incelenmiştir.
14/09/2022 tarihinde Sigortacı bilirkişi ve Makine mühendisi bilirkişi vasıtası ile bilirkişi raporu alınmıştır.
30/01/2023 tarihinde Adli Trafik Uzmanı bilirkişi vasıtası ile bilirkişi raporu alınmıştır.
GEREKÇE:
Dava; …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… esas sayılı dosyasında itirazın iptali istemine ilişkindir.
İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtirazın iptali davalarında dava konusu farklı sebeplere dayanabileceği için görev ve yetki hususu, dava konusunun niteliğine göre HMK ve özel kanunlar çerçevesinde gözetilmesi gerekir.
İtirazın iptali davaları, icra takibine bağlı davalar olup, takibe dayanak belgelere bağlı olarak yargılama yapılır. Yargıtay HGK’nun 11/02/2020 tarih, 2017/19-2076 E. ve 2020/117 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere itirazın iptali davaları icra takibine bağlı davalardır. Alacağın varlığının genel hükümlere göre ispatlanması imkânı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. Bu sebeple itirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Bu davaların konusu, icra takibine konu alacağın varlığıdır. Bu yönüyle itirazın iptali davalarının alacak davalarından farklı bir yönü bulunmamaktadır.
Davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması gerekir. Alacağın likit olmasından kasıt, alacağın belirlenebilir olmasıdır. Bunun yanında davalı borçlu yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız olması ve kötü niyetli olması gerekir.
Somut olayda takip dosyasının incelenmesinde; takibin usul ve yasaya uygun olduğu, itirazın ve açılan işbu davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Takip sebebi borç, davalının maliki olduğu araç ile dava dışı sigortalının sahibi olduğu eczanenin tabelasına verdiği zarara dayanmaktadır. Hukuki niteliği itibariyle bu zararın tazmini talebi, haksız fiil sorumluluğuna dayanmaktadır. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın malikinin davalı olduğu ve aracın ticari nitelikte olduğu anlaşılmıştır. Kaza 19/03/2021 tarihinde, davalının maliki olduğu aracın dava dışı iş yerinin tabelasına çarpması sonucu meydana gelmiştir. Mahkememizce alınan her iki bilirkişi raporuna göre de, kazada davalının maliki olduğu aracın tam ve asli kusurlu olduğu; tabelanın konumu itibariyle kazaya sebebiyet vermediği anlaşılmıştır. Olayın oluşumu itibariyle haksız fiilin unsurları olan hukuka aykırı eylem, zarar, kusur ve illiyet bağı şartları somut olayda gerçekleşmiştir.
Davacı sigorta şirketinin husumet ehliyeti TTK md. 1472’ye dayanmaktadır. TTK md. 1472’ye göre halefiyet ilkesi “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklinde açıklanmıştır. Somut olayda davacı ile dava dışı sigortalı arasında kaza tarihinde geçerli olan Eczane Paket Poliçesi sigorta sözleşmesinin mevcut olduğu ve gerçekleşen kazanın sözleşmede yer alan rizikolardan olduğu anlaşılmıştır. Gerçekleşen riziko sonucu meydana gelen zarara karşılık davacı sigortacı dava dışı sigortalıya 26/04/2021 tarihinde 4.950 TL ödeme yapmıştır. Dolayısıyla davacı, halefiyet ilkesi gereği sigortalının yerine geçerek işbu davayı açmıştır.
Sigortacı, halefiyet ilkesi gereği kusurlu olanlara gerçek zararı rücu edebilir. Gerçek zarar dışında sigortacının yaptığı fazla ödemeler kusurlu olanlara rücu edilemez. Mahkememizce alanında uzman bilirkişiden alınan rapor uyarınca davacı tarafından yapılan ödemenin piyasa rayiçlerine uygun olduğu anlaşılmıştır.
Davalı taraf, araç sürücüsüne husumet yöneltilmemesi sebebiyle pasif husumet yokluğundan davanın reddini talep etmiş ise de; sürücü ile malik arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. KTK md. 85 uyarınca sürücü ile malikin, meydana gelen zarardan müteselsil sorumluluğu bulunmaktadır. Müteselsil sorumlulukta ise zarar gören, sorumlulardan birine veya hepsine karşı dava açmakta serbesttir. Yani sürücü ile malik arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Bu sebeple davalının husumet itirazı mahkememizce kabul edilmemiştir.
Davacı takip talebinde yasal faiz talep etmiştir. Ödeme tarihi olan 26/04/2021’den takip tarihi olan 08/10/2021’e kadar işlemiş faiz mahkememizce resen hesaplanmış ve davacının 204,19 TL işlemiş faiz talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda açıklanan sebeplerle davanın kabulüne ve talep edilen faiz miktarı talep edilebilecek miktardan fazla olması sebebiyle alacağın likit olmadığı kanaatiyle icra inkar tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1)Davanın kısmen kabul kısmen reddine,
-…. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı takip dosyasında davalı borçlunun yaptığı itirazın 5.154,19 TL’lik kısmının iptaline; takibin 4.950 TL asıl alacak ve 204,19 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.154,19 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-İcra inkâr tazminatı talebinin reddine,
2-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 352,08-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 100,70-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 251,38-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 5.154,19-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre vekalet ücreti red edilen miktarı geçemeyeceğinden 763,58-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 80,70-TL Peşin/nisbi Harcı, 20,00-TL Tamamlama Harcı, olmak üzere toplam 181,40TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 2.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 77,20-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.077,20-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.809,18-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 1.500,00-TL bilirkişi ücreti olan yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 193,5-TL’lik kısmının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.560,00.-TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.358,76-TL lik kısmının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, kalan 201,24- TL lik kısmın ise davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına
9-Fazla yatan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, miktar itibariyle istinaf sınırı altında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır