Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/305 E. 2023/508 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/305 Esas
KARAR NO:2023/508

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/05/2022
KARAR TARİHİ:10/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 114.000,00-TL bedelli Taşeronluk Sözleşmesi imzalandığını, davacı şirketin sözleşmede kendisine yüklenen işi eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davalı şirketin davacıya ödemesi gereken ücretlerin sadece bir kısmını ödediğini, davacı tarafından yapılan işe karşılık 20/01/2021 tarihinde vergiler dahil toplam 84.450,00-TL bedelli fatura kesildiğini ve e-fatura yoluyla davalı şirkete iletildiğini, davalı şirketin söz konusu faturaya süresi içerisinde herhangi bir itirazı bulunmadığını ve iade faturası kesmediğini, elden alınan ödemeden sonra kalan bakiye olan 49.450,00-TL’nin tahsili amacıyla davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından icra takibine itiraz edildiğini, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 63.230,05-TL nakit alacağın ödenmesi için borçlunun menkul ve gayrimenkul mallarını ihtiyaten haczine, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, itiraz tarihi itibari ile mevcut olan nakit alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya usulüne uygun tebligat çıkartılmasına rağmen davaya süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamış olduğu görülmüştür.
DELİLLER:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 20/01/2021 tarihli 84.450,00-TL bedelli faturanın fotokopisini, arabuluculuk son tutanağının bir suretini, 18/03/2022 tarihli muavin defter kaydını, 18/05/2022 tarihli dilekçesi ekinde taraflar arasında imzalanan Taşeron Sözleşmesi’nin fotokopisini sunmuş olduğu görüldü.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının bir suretinin UYAP sisteminden çıkartılarak dosyaya alınmış olduğu görüldü.
Mahkememizin 20/05/2022 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair karar verildiği görüldü.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, 03.02.2023 tarihli bilirkişi raporunun dosyamız arasına eklenmiştir.
Davalı vekilinin 22/02/2023 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesini sunmuş olduğu görüldü.
Davacı vekilinin 03/03/2023 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesini sunmuş olduğu görüldü.
Mahkememizin 20/03/2023 tarihli celsesinin 1 numaralı ara kararı ile davalı vekilinin sunmuş olduğu dekontların hangi bankaya ait olduğunun ve gerçek şahsa yapılan ödemeler ile dekontlardaki “…” açıklamaları hususunda beyanda bulunmak üzere 1 haftalık süre verildiği, 2 numaralı ara kararı ile davalı vekilinin beyanından sonra davalı tarafın ek rapor talebinin ara karar ile değerlendirilmesine karar verildiği, davalı vekilinin duruşmada hazır bulunduğu fakat verilen sürede beyanda bulunulmamış olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında itirazın iptali talebine ilişkindir.
İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtirazın iptali davalarında dava konusu farklı sebeplere dayanabileceği için görev ve yetki hususu, dava konusunun niteliğine göre HMK ve özel kanunlar çerçevesinde gözetilmesi gerekir.
İtirazın iptali davaları, icra takibine bağlı davalar olup, takibe dayanak belgelere bağlı olarak yargılama yapılır. Yargıtay HGK’nun 11/02/2020 tarih, 2017/19-2076 E. ve 2020/117 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere itirazın iptali davaları icra takibine bağlı davalardır. Alacağın varlığının genel hükümlere göre ispatlanması imkânı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. Bu sebeple itirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Bu davaların konusu, icra takibine konu alacağın varlığıdır. Bu yönüyle itirazın iptali davalarının alacak davalarından farklı bir yönü bulunmamaktadır.
Davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması gerekir. Alacağın likit olmasından kasıt, alacağın belirlenebilir olmasıdır. Bunun yanında davalı borçlu yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız olması ve kötü niyetli olması gerekir.
Takip dosyasının incelenmesinde; takibin usul ve yasaya uygun olduğu, itirazın ve açılan işbu davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Takip konusu borç, taraflar arasında akdedilen taşeronluk sözleşmesine ve bu sözleşme kapsamında düzenlenen 20/01/2021 tarihli faturaya dayanmaktadır. Fatura bedeli 84.450,00 TL olmasına rağmen, davalı borçlu tarafından yapılan 35.000,00 TL ödemenin mahsubu ile 49.450,00 TL üzerinden takip başlatılmıştır. Davalı taraf süresi içinde cevap dilekçesi sunmamasına rağmen aşamalarda ödeme iddiasında bulunmuştur. Ödeme iddiası yerleşik içtihatlara göre yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilecek bir iddia olup, mahkememizce de dikkate alınmıştır. Davalı tarafından 22/02/2023 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi ile davacı şirkete gönderilen 35.000,00 TL tutarında iki adet havale ve dava dışı gerçek kişi adına gönderilen toplama 14.700,00 TL tutarındaki dört adet havale dekontunu mahkememize sunmuştur. Davalı vekiline şahsa yapılan ödemeleri açıklaması için süre verilmesine rağmen herhangi bir beyanda bulunulmamıştır. Davalının sunduğu dekontlardan davacı şirkete yapılan 35.000,00 TL tutarındaki ödeme davacının da kabulünde olup faturadan mahsup edildikten sonra kalan bakiye için takip başlatılmıştır. Dava dışı gerçek kişiye yapılan ödemelerin ise, dava konusu sözleşme kapsamında yapıldığına dair davalı tarafından herhangi bir delil dosyaya sunulmamıştır. Dekontların açıklama kısmında da bu husus açık ve net bir şekilde belirtilmemiştir. Davacının da gerçek kişiye yapılan ödemeleri kabul etmemesi gözetilerek, davalının öne sürdüğü toplamda 14.700,00 TL tutarındaki ödemenin dava konusu borçla ilgili olmadığı kanaatine varılmıştır.
Tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde, 03/02/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre davalının defterlerinin gerçeği yansıtmadığı, davacının defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve davalının davacıya 49.450,00 TL asıl alacak ile 4.609,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 54.059,01 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere davalı tarafından ileri sürülen ödeme iddiasının mahkememizce değerlendirilmesi ile bilirkişinin tespitlerinin örtüşmesi ve raporun denetime elverişli olması sebebiyle raporun usul ve yasaya uygun olduğu kabul edilerek hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Dava konusu takip dosyasında takip bedelinin 54.250,00 TL olduğu, ancak davanın 63.230,05 TL üzerinden açıldığı görülmüştür. Davacı vekili aradaki farkı dava tarihi itibariyle icra dosyasındaki borç miktarından kaynaklandığını açıklamıştır. İtirazın iptali davalarında takip tarihi esas alındığından davacı vekilinin dava tarihi itibariyle 63.230,05 TL talep etmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu sebeple fazla talep edilen miktar üzerinden talep reddedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda açıklanan sebeplerle davanın kısmen kabul kısmen reddine, asıl alacak miktarının likit olması sebebiyle takip bedelinin %20’si oranında icra inkâr tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1)Davanın kısmen kabul kısmen reddine,
-…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalı borçlunun yaptığı itirazın 54.059,01 TL’lik kısmının iptaline; takibin 49.450,00 TL asıl alacak ve 4.609,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 54.059,01 TL üzerinden yıllık yasal faiziyle birlikte devamına,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2)10.811,80 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 3.692,77-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 808,72-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 2.884,05-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre vekalet ücreti red edilen miktarı geçemeyeceğinden 9.171,04-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 808,72-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 889,42TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
7-Davacı tarafından yapılan; 1.650,00-TL Bilirkişi ücreti, 47,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.697,00-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.450,86-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.333,73-TL lik kısmının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, kalan 226,27-TL lik kısmın ise davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına
9-Fazla yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının dosya kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, miktar itibari ile davacı için kesin, davalı için kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır